TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

Peyzaj Mimarlarından Orman Yangınlarına Dair Onemli Açıklama

İSTANBUL
19.07.2007 (Son Güncelleme: 19.07.2007 16:51:32)

Orman Bakanı Sn. Osman PEPE, sadece "Ormanları yakanları lanetliyorum” diyor.

MESLEK ODALARI,
SENDİKALAR,
ÜNİVERSİTELER,
DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİ,
SİYASİ PARTİLER,
TÜM İLERİCİ KAMUOYU ve
HALKIMIZA ÇAĞRIMIZDIR!

YAKILAN ORMANLAR , GİTTİKÇE YOK EDİLEN BİR ÜLKE...

İKİ HAFTADIR ÜST ÜSTE ORMAN YANGINLARI İLE KAVRULUYORUZ. ALEVLER DÜN DE DURMADI. ALANYA DEMİRTAŞ‘TAKİ YANGIN KONTROL ALTINA ALINDIKTAN SONRA  DAMLATAŞ İLÇESİNDEKİ ZEYTİNLİKLERDE VE BIÇAKÇI KÖYÜNDE YANGIN ÇIKTI.

BU GÜN DE ÇUKUROVA ALE ALEV YANIYOR. ADANA, HATAY, MERSİN, OSMANİYE VE KAHRAMANMARAŞ‘TA HEKTARLARCA ORMAN ALANIMIZ YANIYOR.

Hükümetin sorumlu bakanı Sn. Osman Pepe ise Kocaeli‘nde bir kahvaltı sofrasında" Bazı hainler ormanlarımızı yakıyor. En büyük servetimiz olan ormanlara kastedenlere lanet olsun" diyor.

Yani sadece hayıflanıyor...Sadece sızlanıyor ve lanet olsun demekle sorumluluklarından aklandığını düşünüyor.

Tüm vatandaşlarımıza sesleniyoruz.

Hükümet görevini yerine getirmiyor.

Ülkede alarm durumu verilmeli .

Acil önlemler alınmalı..Seçimlerin arkasına sığınılmamalı..  

Bodrum‘da  Güvercinlik ve Milas Meşelik Köylerinde yanan 80 bin asırlık Halep çamını geri getirmek için 150 yıl gerekiyor. Zeytinliklerimiz ile geleceğimizin ipoteği elimizden alınıyor....

Alanya ve Mersin‘de 358 hektar, Bodrum‘da 650 hektar, Antalya 200 hektar muz bahçesi ve sera, 100 hektar orman alanı, İzmir ve çevresinde 450 hektar... İzmir‘ de 4 ayrı bölge Menemen, Selçuk, Çeşme, Foça ve Menderes, Denizli Beyağaç, Çamlık mevkii, Sakarya‘da Geyve.ve daha niceleri...

Küreselleşmenin - neoliberal ekonomi politikalarının esiri olan ülkemizde en kolay gözden ve elden çıkarılıp metalaştırılacak değer olarak görülen ormanlarımızın üzerinden ellerine çektirme zamanıdır.

TÜM HALKIMIZIN EN ASLİ SORUMLULUĞUDUR BU...

Yanan orman alanlarımızı tekrar kazanmak, rant peşinde koşanlara bu ülke topraklarında servetlerine servet kazandırmayacağımızı haykırmanın ve birlikte hareket etmenin zamanıdır.

Hafızalarımızı tazelemek ve bugüne kadar sessiz kalmamızın, ilgilenmemizin faturalarını nasıl ödedik bir kez daha hatırlatmak istiyoruz..

Birkaç yıl önce Bodrum / Konacık‘ ta doğal sit alan statüsünde ve üzerinde zeytin ağaçları olan ormanımızda bir yangın oldu. Bu bölge ağaçlandırıldı ve Ayhan Şahenk Ormanı adı verilerek Orman Bakanı tarafından açılışı yapıldı. Sakın, işte devlet büyüklerimiz gerekeni yapmışlar diye düşünmeyin, bekleyin bakalım, aynı devlet büyüklerimiz ne yapmış. Tüm medya organları kullanılarak, görkemli bir devlet töreni ile ağaçlandırılan orman görüntüleri ile hepimizi kandırmışlar.

Bu orman alan içinde tabii ki sadece ağaçlarımız yoktu. İçinden geçen dere yatağı ile devlet arazisi olan bu alan bir süre sonra orman özelliği kalmadı bahanesiyle özel kişilere satılmış.

Ve,  05.07.2007 tarihinde  askıya çıkan 1/25 000 ölçekli  Bodrum Çevre Düzeni Planı‘ nın içinde Şehir Gelişme Bölgesi olarak tescil edildi.

Size soruyoruz...

Kandırılmamış mıyız?

Gözümüzün içine baka baka milli servetlerimizi pazarlayıp, plan içinde şehir gelişme bölgesi olarak tescilleyip, hiçbir şey olmammış gibi davranmıyorlar mı?

Daha nice kaybettiğimiz, merkezi otorite tarafından elimizden alınan kaynaklarımız...

Bir taraftan inşaat sektörüne, sermayenin doymak bilmeyen para hırsına kurban edilen orman alanlarımız, bir taraftan da AB direktiflerinin nerdeyse birebir çeviri ile dayatılan ülkemizin tüm orman alanlarını tehdit eden Maden Yasası ile kuşatılmış durumda.

5177 SAYILI YASAYI BİLİYOR MUSUNUZ ?

"5177 Sayılı, Maden Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun" 2004 yılı 5 Haziran günü yani Dünya Çevre Günü‘nde yürürlüğe girdi.

Yasa ile madencilikle ilgili  pek çok yasada da değişikliğe gidildi, yönetsel işlemlerle ayrıntılı düzenlemeler yapıldı. Değişikliklerin tek hedefi "madenciliğin (madencilerin) önündeki engelleri kaldırmak"tı.

Orman alanları, milli parklar, özel koruma bölgeleri, ağaçlandırma alanları, tabiat alanları, özel koruma bölgeleri, doğal ve kültürel sit alanları, tarım alanları, meralar, sulak alanlar, kıyılar, karasuları, kentlerin imar alanları,  turizm bölgeleri, su havzaları madencilik faaliyetlerine açıldı.

Maden arama faaliyetleri Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) kapsamı dışında bırakıldı, ÇED yapılmadan  verilen arama izinleri ile toplam rezervin % 10‘ unun işletilmesine ve satışına izin verilebileceği, rezerv  miktarının belirlenmesinde, madenci şirketin beyanın esas alınacağı kabul edildi. A ltın Madencilerinden, "ruhsat sahibi tarafından beyan edilen" ocak başı satış fiyatı  tutarının yalnızca  %2‘sinin devlet hakkı olarak alınacağı düzenlendi. Milli Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberlik Kanunu hükümlerine  göre tahsis edilen sahada halen petrol ve madencilik faaliyeti yapılmakta ise bu faaliyetin izin süresi, ruhsat süresinin uzatılması halinde de bu süre bitimine kadar bu sahalar hakkında ormansız alan statüsü uygulanacağı şeklinde düzenlendi. 

Yasanın iptali için Ağustos 2004‘ te yürütmeyi durdurma istemiyle Anayasa Mahkemesi‘ ne gidildi. ARADAN GEÇEN ÜÇ YILA YAKLAŞAN SÜREYE RAĞMEN KARAR ÇIKMADI.

Biliyorsunuz Anayasa Mahkemesi, ormanların turizme tahsisini sağlayan Turizm Teşvik Yasası‘ nın ilgili maddesini Anayasa‘ ya aykırı buldu. Aynı şekilde ormanların Madencilere rant kapısı olarak açılması da  Anayasa‘ ya aykırıdır.

Neden size Maden Yasasını anlattık?

Neden orman yangınlarından söz ederken maden yasasının neler getirip, neler götürdüğünden bahsettik...

Anayasa‘ya aykırı olmayan neredeyse hiçbir icraatı bulunmayan merkezi yönetimin icraatından bir örnek daha vereceğiz size.

Kuşadası‘nda geçen yıl yanan orman alanımızdan 24.9 hektarı bir maden arama şirketine tahsis ediliyor, 100 hektarlık bölümüne de maden arama izni veriliyor. Aslında Orman Kanunu‘nun 18. maddesi " Yanan alanlar hiçbir şekilde tahsis edilemez " derken, bizim Orman Bakanımız ve bürokratları nedense!!!!! kanunu unutup tahsisleri de yapıyorlar, arama izni de veriyorlar.

Ülkenin  yurtseverleri, ülke kaynaklarının takipçisi olanların çabaları ile ortaya çıkarılan  kanunsuzluk sonrasında Bakan günah çıkarıyor:" Bürokratlarım hata yapmış"

Öyle mi Sayın Bakan..

 Onurlu yönetimlerde bu hatanın faturası görevden uzaklaşmadır, istifadır, hata yapanların cezalandırılmasıdır.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Yönetimi, meslek odaları ile demokratik kitle örgütlerinin, yerel bölge halkının bütün mücadelelerine rağmen halkının sesine kulak vermeyerek bu yasayı çıkaranlara, emperyalistlere ve ülkemizdeki işbirlikçilerine "bu ülkenin sahipsiz olmadığını" buradan bir kez daha yineliyor, TMMOB Peyzaj Mimarları Odası İstanbul Şubesi olarak, doğal kaynaklarımıza , ülke değerlerimize sahip çıkacağımızı birkez daha ifade ediyoruz.

Halkımızı göreve çağırıyoruz.

            TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası

İstanbul Şubesi  Yönetim Kurulu   

 

Okunma Sayısı 816
Fotoğraf Galerisi