TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

Tmmob Yerel Yonetimlerde "donüşüm" Sempozyumu I. Günü Tamamlandı

GENEL MERKEZ
18.10.2007 (Son Güncelleme: 18.10.2007 01:47:51)

TMMOB Yerel Yönetimlerde Dönüşüm Sempozyumu, Gazi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanlık Konferans Salonu‘nda başladı.

 TMMOB YEREL YÖNETİMLERDE "DÖNÜŞÜM" SEMPOZYUMU BİRİNCİ GÜNÜ TAMAMLANDI

TMMOB Yerel Yönetimlerde Dönüşüm Sempozyumu, Gazi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanlık Konferans Salonu‘nda başladı.
Üç gün sürecek sempozyumda, Kuramsal Tartışmalar, Yerel Yönetimlerde Planlama Yaklaşımları ve Uygulamaları, Kentsel-Kırsal Dönüşüm, Yerel Demokrasi Tartışması Katılım Kavram ve Pratiği, Yeni Yasal ve Yönetsel Düzenlemeler, Yerel Yönetimlerde Personel Sistemi ve Performans Yönetimi, Yerel Hizmetlerin Görülmesi, Finans Politikaları ve Mali Yapı, Yerel Yönetimler ve Kentsel Yoksulluk başlıklarında 10 oturum ve belediye başkanlarının katılımıyla bir panel gerçekleştirilecek.

Sempozyumun açılışında konuşan Peyzaj Mimarları Odası Başkanı Ayşegül Oruçkaptan, küreselleşme politikaları ile birlikte yerel yönetimlerin yerel halktan uzaklaştırıldığını ve piyasacı zihniyete yaklaştırıldığını belirterek, "Yerel yönetimler piyasa sistemi ve antidemokratik konuma sıkıştırılmaktadır" dedi. Özellikle büyükşehirlerde gündemde olan "kentsel dönüşüm" olgusunun yalnızca yasadışı yapıların yıkılarak yerine çok katlı binalar yapılması olarak algılanmasının yanlışlığına değinen Oruçkaptan, kentsel dönüşümün "rant odaklı değil kamu yararına" yapılması gerektiğini vurguladı.

Bilimi, planlamayı ve kamusal denetimi dışlayan, planlı bir ekonomi yerine ranta ve spekülasyona dayalı bir ekonomiyi egemen kılan bu modelin siyasal iktidarların tercihi olduğunu vurgulayan Soğancı, "Demokrasinin evrensel değerlerinin ayaklar altına alındığı, planlamanın ve kamusal denetimin devre dışı bırakıldığı böylesi bir süreçte; merkezi yönetimler gibi yerel yönetimler de rant paylaşımın odakları haline getirilmiştir. Yerelleşme adı altında sürdürülen yağma hızlandırılmıştır. Türkiye‘de yerel yönetim alanında, özellikle 1980‘den bu yana hareketli bir süreç yaşanmaktadır. Bu hareketliliğin, kentsel kamu hizmetlerinin özelleştirilmesi, kentlerin imar, planlama, altyapı, ulaşım, çöp, su-atıksu gibi hizmetlerindeki yolsuzlukların artması, rant ve rüşvetin yaygınlaşması gibi niteliklere sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Merkezi vesayet altında, çıkar tezgahı gibi çalışan bir yerel yönetim dünyası oluşturulmuştur. Özelleştirme, yerelleşme ve ticarileşme böylesi bir dünyanın önemli ayaklarını oluşturmaktadır. Bugün yaşadığımız kentlerin mekansal ve çevresel olarak sağlıksız, yaşam açısından güvensizliğinin ardında; sosyal, kültürel yapının yozlaşması, gelir dağılımında ortaya çıkan uçurumlar, yoksulluk, yasadışı kazanç alanlarının egemenliği vardır. Pazarlanacak bir meta olarak görülen kentlerimiz, paranın simgelediği mekanlar haline gelmiş, sermaye egemen anlayışlı bir yaşamın belleği olmuştur" diye konuştu.

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet SOĞANCI ise açılışta yaptığı konuşmada,
Türkiye‘de 12 Eylül öncesindeki 24 Ocak kararları ile başlayan neo-liberal değişim süreci, arada belirli duraksamalar olmakla birlikte, özellikle son on yıl içerisinde büyük bir hızla uygulamaya konularak, küresel emperyalist sistemin yeni düzenine entegrasyonda önemli bir mesafe aldı.

Uluslararası sermeye ile bütünleşmiş sermaye kesimleri ve onları temsil eden siyasi partiler eliyle savunulan küresel emperyalist sisteme eklemlenme doğrultusundaki politika, egemen yapı içerisindeki kimi farklı eğilimler var olmakla birlikte, devlet politikası haline gelmiş durumda.
Bugün ülkemizin ekonomisinden idari yapısına, hukukundan siyasetine kadar her şey büyük ölçüde uluslararası sermaye düzeninin gereklerine uygun olarak, emperyalizme bağımlılık ilişkileri içerisinde, hızla yeniden şekilleniyor.
Emperyalist-kapitalist sistemin taşıyıcılığını üstlenen AKP, bu yöndeki neo-liberal değişim programının kararlı bir uygulayıcısı konumunda. Sermeye çevrelerinin kapitalizmin yeni düzenine eklemlenme doğrultusundaki değişim talebiyle, toplumun değişim talebini de birleştirerek, arkasına aldığı muazzam güçle hareket eden AKP, ülkeyi piyasanın gereklerine uygun olarak baştan aşağı düzenliyor.
Seçimlerde de, sermaye çevrelerinin, ABD ve AB‘nin desteğini alan AKP, bu politikaların sürdürülmesi yönünde, kendisini bir önceki dönemden de daha güçlü kılan, bir onay aldı. Seçim bu anlamda da neo-liberalizmin, her tür gerici ideoloji ile de bütünleşerek, kitleler üzerinde sürdürdüğü ideolojik manipülasyonun bir sonucu ve liberalizmin zaferi olarak görülebilir.
Seçimlerin sonuçlarından birisi de, sermayenin sözcülüğünü üstlenen AKP‘nin, seçim öncesindeki tüm gerilimleri de atlatarak, başarı kazanabilmiş olmasıdır. Bu sonuç bir anlamda, burjuvazinin sistem içerisinde yarattığı özerk alanın ve etkinin de göstergesidir.
Bugün yaşadığımız kentlerin mekansal ve çevresel olarak sağlıksız, yaşam açısından güvensizliğinin ardında; sosyal, kültürel yapının yozlaşması, gelir dağılımında ortaya çıkan uçurumlar, yoksulluk, yasadışı kazanç alanlarının egemenliği vardır. Pazarlanacak bir meta olarak görülen kentlerimiz, paranın simgelediği mekanlar haline gelmiş, sermaye egemen anlayışlı bir yaşamın belleği olmuştur. TMMOB olarak bizler; İnsan hakları ve temel özgürlüklerin vazgeçilmezliği ve insan kişiliğinin onur ve değerine olan inancımızı vurgulayarak, İnsan yerleşimlerinin insan onuruna uygun, yaşamak, gezmek, görmek, kültürel etkinliklerde bulunmak amacıyla oluşturulması gerektiğini belirterek, Doğal, tarihsel ve kültürel değerlerin korunması yükümlülüğünün, öncelikle yerel ve merkezi yönetimlerde olduğunu göz önüne alarak, Kentli haklarının tanınması, uygulanması, korunması ve geliştirilmesinin işbirliği ve dayanışmayı gerektirdiğine ve kentli haklarının kentlilere diğer haklara ek olarak tanınan haklar da olduğuna ilişkin bir belirlemede bulunarak, Hakların yaşam bulmasında kentli insanların sorumluluğunu da anımsayarak, Kent halkının ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka görüş, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğuş ya da benzeri ve başka statü gibi bir ayrım gözetmeksizin, kentli haklarına sahip olduğuna olan inancımızı vurgulayarak, İnsan hakları ve demokrasiyle kalkınma-gelişme arasındaki koparılamaz bağı işaret ederek,Kent halkının iradesinin özgürce ifade edebileceği, kent yaşamının tüm yönlerine tam katılacağı koşulların yaratılması gerekliliğine inanarak, Yaşadığımız coğrafyaların yerleşimlerinde insanlığın binlerce yılda geliştirdiği yönetim modelleri ve halk katılımının sağladığı olanakların ve birikiminin değerinden hareketle,
ulusal üstü belgelerde ve iç hukukta tanınmış hakların bu arada Rio ve Habitat-2 konferans belgeleriyle, Avrupa ölçeğinde kabul edilmiş bölgesel belgelerde yer alan hakların, Türkiye‘de, yaşam bulması için çalışmalar yapmaya, Kentlilere evrensel, bölgesel ve ulusal ölçekte tanınan haklardan, yerel ya da merkezi yönetimin uyguladığı politikalar nedeniyle yoksun bırakılan kent halkından, binlerce yıllık geçmişe sahip olan tarihsel, kültürel, mimari, çevre ve doğa değerlerinden, emekten, emeğin yarattığı değerlerden yana taraf olduğumuzu ,Kentsel rant yaratma özel amacına dönük merkezi ya da yerel yönetim politika ve uygulamalarına karşı Kenti, kentliyi ve değerlerini savunacağımızı burada bu sempozyum aracılığı ile de kamuoyuna duyuruyoruz." dedi...

İlk gün 15 bildiri sahibi üç oturumda bildrilerini sempozyum katılımcıları ile paylaştı. Birinci gün programı davetlilere verilen açılış kokteyli ile son buldu.

Sempozyumun ikinci gününe iki ayrı salonda toplam 5 oturumda , 22 bildiri sahibinin sunumları ile devam edilecek...

 

YORUMLAR

Yorumlar moderator kontrolünden geçmektedir. e-Posta adreslerinin gerçekliği kontrol edilir

Toplam 0 adet.

YORUMLAR BÖLÜMÜNÜN KURALLARI:
Yazılan tüm yorumlar moderator kontrolünden geçmektedir. Moderator yorum yazanlara veya üçüncü kişilere hakaret ya da bu kişilerle ilgili küçültücü sözler içeren yorumları yayına uygun görmez ve siler. Sayfanın niteliğine göre tüm yorumlar moderator kontrolunden geçerek yayınlanıyor olabilir. Bu durumda yorumlarınız anlık olarak yayına girmez. Yine de yayına girmiş olsa dahi moderator daha sonra aynı yorumu yayından kaldırabilir. Moderator kontrollu yayın niteliği taşımayan forumlarda yazılan yorumlar anlık yayına girer fakat moderator yayınının devamında sakınca gördüğü yorumları yayından kaldırabilir. Yazılan yorumların güvenilirliğini artırmak amacıyla yorum yazana ait e-posta adreslerinin gerçekliği kontrol edilebilir. Bunun için e-posta adresine kontrol bağlantısı içeren e-posta gönderilir ve bu bağlantıya tıklanılması beklenir. Forumlarda yazılan yorumların kamu düzenini bozucu, genel ahlaka aykırı, başkalarını rahatsız edici ve yasalara aykırı olmaması çok önemlidir. Yorumların sorumluluğu tamamen yazarına aittir.


Okunma Sayısı 955
Fotoğraf Galerisi