TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

Peyzaj Mimarlığı Oğrencilerinin Onemli Başarısı!

GENEL MERKEZ
22.09.2006 (Son Güncelleme: 17.10.2006 12:01:09)

UNESCO ve UIA destekli "Tarihi Kentlerin Dönüşümü" konulu uluslararası yarışmada Peyzaj Mimarlığı öğrencileri 5. olarak önemli bir başarıya imza attı.

Bilkent Üniversitesi, Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi, Peyzaj Mimarisi ve Kentsel Tasarım Bölümü’nden 2006 haziran ayında mezun olan SEVGİ YÜCESAN, HARUN EKİNOĞLU, GÖKÇE GEREKLİ, MÜGE DURUSU ve SEDA PATIR tarafından hazırlanan "Antakya – Bir Tarihi Kentler Modeli İçin Atom Metaforunun Aktivasyon Enerjisi Olarak Kullanılması (Antakya: The Metaphor of Atomic Model as Activation Energy for a Model of Historical Cities)" proje ve raporu 146 proje içerisinde beşincilik (second honorable mention)  ödülüne layık görülmüştür.

Yarışmanın Kapsamı ve İçeriği

Kasım 2005 tarihinde Carleton Üniversitesi tarafından UNESCO ve UIA’nın destekleriyle tarihi bölgelerin dönüşümünü konu alan uluslararası bir yarışması açılmıştır. Yarışma kapsamında, öncelikle, öğrencilerin kendi bölgelerindeki kentsel kimlik üzerinde etkili olabilecek dönüşüm konularını tanımlama meydan okumasını gerçekleştirmeleri ve ardından tarihi bölgelerinde geleneksel mimari karakterleri ve sosyal sürdürülebilirliği arttıracak ekonomik perspektifleri ve sosyo-kültürel yenilikleri ortaya koymaları gerektiği belirtilmiştir. Bütün bunlar bir kentsel tasarım projesi ve onun tamamlayıcısı olan bir rapor ile gerçekleştirilmiştir.

Bu yarışmanın amacı fakülteleri ve öğrencileri şu konularda cesaretlendirmek olmuştur:

-*- Tarihi bölgelerde, kentleşme konularındaki bilincin ve anlayışın arttırılması ve geliştirilmesi (göç, geçici ve kalıcı nüfuslar arasındaki çelişkiler, etnik konular, multikültürel kimlikler ve entegrasyon).

-*- Tarihi alanlardaki altyapının yenilenmesinin sosyal sürdürülebilirlik açısından yol açacağı meydan okumaları yaşamak ve bununla bağlantılı olarak yüksek kaliteli, entegre olmuş ve zamanlaması doğru politikaların araştırılmasını ve onlara öncelik verilmesini sağlamak ve desteklemek. (konutların kontrollü kira artışı çerçevesinde yenilenmesi vs.)

-*- Tarihi alanların dönüşümü ile ilgili konularda güçlü bir teorik araştırmanın ve faydacı bir tasarım anlayışının geliştirilmesi ve sürdürülmesi. (işsizlik ve yol açacağı fakirlik, yer değiştirme, tahliye etme, evsizlik, vs.)

-*- Tarihi alanlarda sosyal perspektifler ile ilgili konularda bilginin (yerel halk için yeni iş potansiyellerinin yaratılması, alt gelir grubu için konut stoğu oluşturulması, vs.) politika üreticiler ve eksperler (mimarlar, planlamacılar, tasarımcılar, mühendisler, vs.), komüniteler, sivil toplum örgütleri, endüstri ve halkın geneli arasında güçlü bir şekilde değiş tokuş edilmesini sağlamak.

Tarihi Bölge Yenileme Alanı’ndaki yapı/yapı kompleksi şu kurumsal üniteleri içermelidir: Alanın Tarihi Müzesi, Araştırma Kütüphanesi, Görsel-İşitsel Merkez, Forum, Kentsel/mimari sergi alanı ve Multikültürel arkadaşlık alanı.

Takım ve Ödül

Bilkent Üniversitesi, Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi, Peyzaj Mimarisi ve Kentsel Tasarım Bölümü’nden 2006 haziran ayında mezun olan Sevgi Yücesan, Harun Ekinoğlu, Gökçe Gerekli, Müge Durusu ve Seda Patır tarafından hazırlanan proje ve rapor beşincilik (second honorable mention)  ödülüne layık görülmüştür.

Antakya – Bir Tarihi Kentler Modeli İçin Atom Metaforunun Aktivasyon Enerjisi Olarak Kullanılması (Antakya: The Metaphor of Atomic Model as Activation Energy for a Model of Historical Cities)

 

Kavramsal Yaklaşım

Tarihi kent geçmişten miras aldığımız ve dolayısıyla geleceğe aktaracağımız bir birikim biçimidir. Bunun da ötesinde, bütün katmanları ve insan ile çevre arasında imkan verdiği bütün etkileşimlerle, tarihi kent kendi içinde bir kozmostur. Tarihi kentin rolü ve süreçleri hakkında bu tür bir sorgulama doğadan esinlenmiş pek çok modeli akla getirebilir. Kentsel çekirdek ve bu çekirdeğe farklı uzaklıklardaki odak noktaları düşünüldüğünde, atom tarihi kent için bir metafor olarak sorgulanabilir. Bir atom olarak tarihi kentin çekirdeği ve ona farklı uzaklıkta, farklı enerji düzeylerinde hareket eden parçacıkları vardır. Çekirdek ise bu parçacıkları sayıları ve uzaklıkları ne olursa olsun dengede ve doğru yerde tutar.

Tarihi çekirdek de bütün kent bağlamı içinde böyle davranır, kentin enerjisinin ana merkezidir. Ancak eğer korunmazsa, kararlı değil radyoaktif bir çekirdek gibi davranır, sürekli değişir ve ışıma yapar. Bütün radyoaktif atomlar gibi bir yarıömrü vardır ve bu sürede yarılanan kültürel mirasıdır.

Yöntem:

Bu çerçevede önerilerimizi geliştirirken izlediğimiz yöntemde birinci adım tarihi kentin önemini anlamak, onu insan varlığının bir tanığı olarak görmektir. İkinci adım ise tarihi kenti sadece geçmiş olarak değil aynı zamanda gelecek olarak algılamaktır. Üçüncü adım konu hakkında halkın bilincini arttırmak ve yerel halkın kenti sahiplenmesini sağlamaktır, çünkü yerel ölçekte sahiplenilmemiş hiçbir proje sürdürülebilir olamaz. Daha sonra analiz aşaması gelir ve bu aşamada tarihi kentin birikim ve katmanlarını doğru analiz etmemizi sağlayacak kriter ve alt kriterlerin üretilmesi gerekir ki bu aşamada metaforlar kullanmak faydalıdır. Analiz sadece fiziksel katmanda kalmamalı nüfusun sosyal uyarıcılarını, çeper ile merkez arasındaki ilişkiyi sorgulamalı ve o mekanlarda hayatını devam ettiren insanları da hesaba katmalıdır.

Proje Yaklaşımı

Antakya`nın  kurduğu ilk kent dokusu bütün tarihi, mimari ve kültürel kodlarını içinde barındıran bir atom çekirdeği kadar dirençlidir. Çekirdek etrafındaki yörüngelerde gerçekleşen elektron alışverişleri tıpkı bir atomun az kararlı bir halden daha kararlı bir hale geçme çabası veya başka bir atomla molekül yaparken  kendi özelliklerini  kaybetmesi gibidir ve Antakya`da da tarihi kent dokusu ve yeni kent kurgusu arasında kurulamayan  diyalog buna benzer. Aynı zamanda kent için makro formunda algılanacak mekansal süreklilik ve iletişim neyse, atom için de aktivasyon enerjisi odur. Bir tarihi kent olarak Antakya için olduğu kadar  diğer tarihi kent merkezleri etrafında gelişen çağdaş kent kurgularının iletişimleri için de atomik bir model kadar uygun bir metafor belki de düşünülemez. Atomun hareketli tanecikleri olan elektronlar bu yaşamsal enerji aktarımında kentin en önemli aktörü olan kentlidir ve onun üzerinde hareket ettiği yörüngeler de asıl enerji aktarımının gerçekleştiği yaya ağıdır. Kentsel ağ, asıl misyonunu kent belleğine ait odakların ve kamusal açık alanların sürekliliğinin Antakya kent makro formuna yansıması ile  doğru elektronu doğru yörüngeye göndermekle  tanımlar. Köprü başı meydanı  çekirdektir ve Antakya`da Asi Nehri üzerinde eski ve yeni kentin buluştuğu tek yerdir. Bu özelliği ile aynı zamanda bir kent FORUM`udur. Tıpkı proton ve nötronların bir atom çekirdeğine kazandırdığı karakteristik gibi, Antakya kent FORUM`unun üzerinde barındırdığı  tarihi, doğal ve mimari zenginliğin kurduğu iletişim de Antakya köprü başı meydanının  bu atomik kurgudaki yaşamsal rolüdür.    

Bu bakış açısıyla “tarihi bir kent olarak Antakya” kimliğinin sürekliliği ve tarihi dokunun bir çöküntü alanına dönüşmekten kurtulması ve kentin bütünü ile entegrasyonu için geliştirdiğimiz  yaklaşım üç ana başlık altında  toplanır:  

1-Sosyal Perspektif, 2-Makroform Yaklaşımı 3-Kentsel Tasarım Yaklaşımı.

Her başlık, analizleriyle birlikte çözüm önerilerine ulaşmak adına yapılan bir düşünme aktivesidir.

Okunma Sayısı 3326
Fotoğraf Galerisi