TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

"donüşüm Alanları Hakkında Kanun Tasarısı"nı Geri Çekin!

GENEL MERKEZ
09.01.2007 (Son Güncelleme: 26.01.2007 11:50:16)

Her şeyden önce tasarı, kentsel alanlar ve sadece belediye sınırları içerisindeki alanları değil, ülkenin tüm topraklarını kapsaması nedeniyle, aslında bir imar yasası niteliğindedir.

"DÖNÜŞÜM ALANLARI  KANUN TASARISI" NI GERİ ÇEKİN

Mecliste görüşülmekte olan "Dönüşüm Alanları Hakkında Kanun Tasarısı" ile ilgili olarak Oda‘mızın  merkezi yönetime yapmış olduğu tüm çağrılar sonuçsuz kalıyor.

Siyasi iktidar; kentsel dönüşümü, yaşadığımız kentleri metalaştırmaya yönelik, ticaret ve konut yayılımı olarak görmekte ve fiziki gelişimi rantsal paylaşım olarak algılamakta , ulusal tüm kaynaklarımızın "yabancı sermayeye nasıl daha sorunsuz açabiliriz" diye çabalamaktadır.

Meslek odaları ve toplumsal örgütler, kendi disiplinlerince sosyal adalet ve kamu yararını üstte tutan bir anlayışla "Dönüşüm  Alanları Hakkında Kanun Tasarısı"nı

•·        toplumu  ile uzlaşmayan ,

•·        kentlisinin yaşam alanlarına saldıran ,

•·        "dönüşüm" adı altında talan , yağma ve pazarlama öncelikli projelere geçit veren bir toplumsal proje olarak değerlendirmişlerdir.

Gerçekçi yasal düzenlemeler , kentlerin kimliğine aykırı olmayan , doğal/ kültürel tüm değerlerinin korunduğu, sağlıklı ve yaşanabilir kentsel mekan sorularının tüm yönleriyle ele alındığı kent , bölge ve hatta ulusal ölçekteki bütün içerisinde çözümler üretmelidir.

Şu an Meclisteki "Dönüşüm Alanları Hakkındaki Kanun Tasarısı" bu tür düzenlemelerin oldukça uzağında içerik taşımakta  ve dolayısıyla endişe yaratmaktadır.

Özellikle korunan alan niteliğindeki bölgelerde ve kent yoksullarının yaşadığı yerleşim bölgelerini hedef alan, yağma ve talan yasası kanunlaştığında bu projeler hayata geçtiğinde bu bölgelerde yaşayan insanlar merkezlerden şehir dışına sürülerek barınma ayrışımları ile kentsel ayrışımlar üretilmeye ve toplumsal gerginlik yaratılmaya çalışılmaktadır.

Bu yasa  topraklarımıza, su rejimimize, ormanlarımıza ve barınma hakkımıza  açık saldırıdır. Her şeyden önce tasarı, kentsel alanlar ve sadece belediye sınırları içerisindeki alanları değil, ülkenin tüm topraklarını kapsaması nedeniyle,  aslında bir imar yasası niteliğindedir. Ancak önceki imar yasasından farkı, özel dönüşüm projelerinin hayata geçmesi sırasında üst ölçek planını bile projeye uydurabilmenin yolunu açarken basit planlama mantığından bile çok uzaktır. Bu yaklaşım, fırsat eşitliğinin ihlalidir ve parası olanın projeyi hayata geçireceği anlamına gelmektedir.

Bu tasarı yasalaşmamalıdır. Toplumun kendini yeniden üreteceği değil, tüketimin özendirildiği büyük marketler, plazalar, villalar yaşamıdır. Kentlerin sade, dar gelirli ve emekçi halkı dönüşüm yalanı ile kentlerin dışına itilecekler, ülke topraklarımız geri dönüşümsüz Ofer‘e, Trump‘a ve El-Maktum‘a kaptırılacaktır.

Yasanın gerekçesi olarak, yakın dönemde çıkarılan 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmazların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında  Kanunun ve  5366 Belediyeler Kanunun eskiyen tarihi mekanların yada afet ve kentsel riske açık kent parçalarının yenilenmesine olanak sağlayan 73. madde hükümlerinin, mekansal sınırları ve uygulamayı kolaylaştıracak eksiklikleri sunulmakta; ve bu sınırları ortadan kaldıracak  genel bir düzenlemenin gerekli olduğu söylenmektedir. Böylelikle yasa kentsel yenilemeye-dönüşüme   yönelik mevcut hukuksal çerçeveyi geliştirmeyi değil tüm hukuksal bağlardan kurtulmayı temel amaç olarak belirlemektedir. Yasanın "dönüşüm alanlarında planlama ve yapılaşma " (madde 6) , " dönüşüm alanlarında uygulama" (madde 7) , "gelirler , harcamalar ve muafiyetler " (madde 8)  ve "çeşitli hükümler " (madde 9) başlıklı maddelerinde açıkça görülen bu amaç yasayı bir muafiyetler ve olağanüstü durumlar yasası haline dönüştürmektedir.

Okunma Sayısı 885