TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

Memleketimize Sahip Çıkalım...

GENEL MERKEZ
02.04.2007 (Son Güncelleme: 03.04.2007 13:59:53)

DÖNÜŞÜM ALANLARI YASA TASARISI MECLİS GÜNDEMİNDE...

Kanun amacı:"Sağlıklı bir imar düzeninin kurulabilmesi" olarak, Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca hazırlanan ‘Dönüşüm Alanları Hakkında Kanun Tasarısı‘  tüm sakıncaları bilinmesine rağmen Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonundan geçirilip TBMM Genel  Kurulu‘nda görüşülmek üzere gündeme getirildi.

Küreselleşmenin vahşi saldırısı altındaki ülkemizi, TBMM‘de sandalye sayısı fazlalığı ile neo-liberal siyasi ve ekonomik politikalarının tüm taleplerine koşulsuz evet diyen AKP hükümeti  ve son 4 yılın en büyük teslimiyetinin yaşandığı bu gün; ülkemizin bu yasa ile işgal altında olduğunu görüyor ve  genel kurula indirilmeyi bekleyen ‘Dönüşüm Alanları Hakkında Kanun Tasarısı‘nı, bir İŞGAL YASASI olarak görüyoruz. 

Komisyondan geçmiş olan tasarının 4. maddesi ile, "Orman Kanunu, Kıyı Kanunu, Boğaziçi Kanunu, Milli Parklar Kanunu, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, , Çevre Kanunu, Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı Kurulmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname, , Maden Kanunu, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ve Mera Kanunu kapsamında kalan yerlerde, "konut, ticaret, sanayi, rekreasyon ve diğer yatırımların" yapılabileceği öngörülmekte,  söz konusu alanların tabi olduğu özel yasalar ile ilgili KURUMLARA VERİLEN PLANLAMA VE UYGULAMA YETKİLERİ BU TASARI İLE DURDURULMAKTA ve sadece, bu alanlarla ilgili kurum ve kuruluşların yetkileri sadece ‘GÖRÜŞ VERME‘ ile sınırlandırılmaktadır.

Tasarının devre dışı çıkarttığı, Orman Kanunu, Kıyı Kanunu, Boğaziçi Kanunu, Milli Parklar Kanunu, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ve Mera Kanunu gibi kanunlar ulusal çıkarlarımızı, ulusal değerlerimizi ve kamu yararını koruyan yasalardır. Yani, Anayasanın, 43. maddesi ile "Kıyıların", 169. maddesi ile "Ormanların", 168. maddesi ile "Tabi servet ve Kaynakların", 63. maddesi ile "Tarih, kültür ve tabiat varlıklarının", 44 ve 45. maddesi ile "Tarım arazileri ile çayır ve meraların" korumaya alınmış olması, ulusal çıkarların ve kamu yararı adına oluşmuş ve Türkiye Cumhuriyeti rejiminin temelini oluşturan maddelerdir.

Çok yakın bir tarihte Danıştay‘ın, Antalya bölgesinde özel sektöre tahsis edilen ‘Ormanların‘ tahsis işlemlerini durdurma gerekçesi herkes tarafından bilinmekte ve aslında her şeyi özetlemektedir. Danıştay, gerekçesinde, "ORMANLARIN KORUNMASININ ASIL KAMU YARARI OLDUĞU" demektedir. Yargı kararından da görüleceği üzere asıl kamu yararı ormanların korunması, kıyıların korunması, milli parkların korunması, tarım alanlarının korunması, tarih ve doğal değerlerin korunması ve gelecek kuşaklara taşınmasıdır.

Dönüşüm alanları yasa tasarısı, Danıştay‘ın dayandığı hukuk sistemini ortadan kaldıran bir düzenlemedir. Dolayısı ile bu tasarının, kamusal hakları, sosyal hakları, çevre hakkını ve gelecek kuşak haklarını yok saydığı açıktır. Düzenleme bu haliyle, ülkemizin tüm geleceğini  tehlikeye sokacak kadar ciddi bir  değişiklik yasasıdır.

Tasarı hakkında kaygıya ve hayrete düşüren bir diğer konu,  tasarıyla,  Ticari amaç taşıyan ve ticarete konu olan "konut, ticaret, sanayi, rekreasyon, teknik altyapı, sosyal donatı alanları ve diğer yatırımların" 3194 sayılı İmar Kanununun 26‘ncı maddesi doğrultusunda değerlendirilmesidir. Tasarı, ticarete konu olan konut, ticaret, sanayi ve diğer yatırımları‘ kamu tarafından yapılan yapı kapsamına almakta ve 4708 sayılı Yapı Denetim Yasası kapsamı dışında tutmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti parlamentosu, ülkenin ulusal değerlerini, ulusal çıkarlarını, kamusal haklarını, doğal, kültürel ve tarihi varlıklarını, çevresel zenginliklerini  korumakla görevli ve sorumludur. Dolayısı ile, Türkiye Cumhuriyeti parlamentosunun görevlerini devre dışı bırakan bu tasarı ile, bu memleket ve insanlarımız tüm değerlerinin satılmaya çıkarıldığı 57.dönem parlamentosunu tarih önünde yargılayacaktır.

Kamusal değerler ‘ticari mal‘ değil, korumakla sorumlu olduğu,Türkiye Cumhuriyeti parlamentosu ve hükümetlerinin, denizlerin kirlenmesine, havamızın ve suyumuzun zehirlenmesine, ormanların işgal edilmesine, çevremizin betonlaşmasına izin vermeyen, kamusal ve sosyal haklara saygılı, çocuklarının yüzüne utanarak bakmayan, ulusal çıkarlara uygun, bilimsel, yaşamsal ve hukuksal görev ve sorumlukları olmalıdır.

Okunma Sayısı 1462