TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

13 MAYIS EŞ ZAMANLI YAPILAN ULUSAL DEKLERASYON İLE PEYZAJ MİMARLARI SESLENDİ

13 MAYIS  EŞ ZAMANLI YAPILAN  ULUSAL DEKLERASYON İLE PEYZAJ MİMARLARI SESLENDİ
MERKEZ
10.05.2012

"Bu ülkenin peyzaj mimarlarına ihtiyacı vardır "diyen Peyzaj Mimarları Odası, 13 Mayıs 2012 tarihinde Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günü kutlarken, bu ülkenin umudu olan tüm peyzaj mimarları selamlamaktadır. 13 MAYIS ULUSAL PEYZAJ MİMARLIĞI GÜNÜ KUTLU OLSUN

13 MAYIS "ULUSAL PEYZAJ MİMARLIĞI GÜNÜ"  DEKLERASYONU

13 MAYIS 2012                               

Dünyamız ve ülkemiz binyıllar süren insanlık tarihinin önemli bir kesitinden geçiyor. İnsanlık, bu binyıllar içerisinde tarihin kırılma- sıçrama noktalarını yaşadı ve
bu kırılma noktaları  insanlığı tarihsel ve toplumsal anlamda ileriye taşıdı, "sıçrattı".

Her kırılma-sıçrama dönemlerinin ardından yeni sosyo-ekonomik biçimler ve ilişkiler bir öncekinin yerini aldı. İçinde her ne kadar insan yaşamını olumsuzlayan çelişki ve gerilimleri barındırsa da adım atılan her yeni "form" ve kurulan düzenler bir öncekinin gerisine düşmedi, ilerisinde yer aldı.

Ancak bu gün, insanlık tarihinde bugün gelinen nokta, bu ilerleyişin tersinden çalışmaya başladığına ve binlerce yıllık insanlık tarihinin ortaya çıkardığı birikiminin, yaşamla beraber tüketilmekte olduğuna işaret etmektedir.

Her kırılma-sıçrama döneminin bir sonraki döneme bıraktığı zengin miras göz önüne alındığında, önümüzdeki dönemlere nasıl bir miras bırakılabileceği konusu bugün insanlığın kendisine sorması gereken, aynı zamanda acil yanıt ve çözümler üretmesi gereken bir konu olarak beklemektedir.

Üçüncü binyıl bir taraftan umudumuzu kırabilecek gibi görünürken, üretilebilecek çözümlerin insan yaşamını yeni bir formda yeniden üretilmesine sunabileceği olanaklar açısından da umut verici olacaktır.

Bu ülkenin peyzaj mimarlarına ihtiyacı vardır diyen Peyzaj Mimarları Odası, 13 mayıs 2012 tarihinde Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günü kutlarken, bu ülkenin umudu olan tüm peyzaj mimarları selamlamaktadır.

13 MAYIS ULUSAL PEYZAJ MİMARLARI GÜNÜ KUTLU OLSUN

1991 yılı dünyada kutuplaşmaların bitirildiği, insanlık tarihinde yeni bir sayfanın açıldığı bir yıl olarak ilan edilip kutsanmıştı.  Savaşlar sona erecek, dünya bilgi ve teknolojinin ışığında küreselleşecek, yoksulluk bitecek, global-küresel dünya insanlığın yüzünü güldürecekti.

Vaad ve iddia edilen ile gerçek arasında ihmal edilebilir bir açı bulunabilir. Ancak dünyanın bugün verdiği fotoğraf bu açının ihmal edilebilir olmanın çok ötesinde olduğunu göstermektedir. Kutupların kalktığı iddia edilen dünyada bugün objektifi nereye tutsanız kadrajın içinde iddia ve vaad edilenden bambaşka resim görünmektedir.

Kutuplar kalkmamış, dünyamız tek bir kutup ve onun yörüngesinde yerini alan yüzlerce uydu biçimine bürünmüştür.

Bununla birlikte insanlığın binlerce yıldır biriktirdiği sosyal-ekonomik ve kültürel zenginlik bu yeni "biçim" tarafından önce kuşatılmış, sonra hızlı bir tüketim sürecine sokulmuştur.  Zaman sayacı ileriye atarken, insan yaşamının anlamı tersine dönmeye başlamıştır.

Söz konusu olan yalnız insanlık değil, bununla bağlantılı olarak dünyanın kendisidir. Hızla tahrip edilen doğal ve yapılı çevre, kuraklık, iklimsel değişiklikler, ısınma, çölleşme gibi durumlar "doğal" bir süreç gibi anlatılmakta, insanlık kaderci bir yaklaşıma terk edilerek,  yaklaşan felaketlerin sorumluları gizlenmektedir.

Güzel ülkemiz bu tablonun tam da içindedir. Bir bütünün parçası olarak baktığımızda bütün bu sıralanan sorunlar bizi de içine almaktadır.  İlkokula başladığımız ilk günden beri "üç yanı denizlerle çevrili bu cennet vatan" olgusu kitaplarda yazan bir retorik haline gelmeye başlamıştır.  Ülkemizin doğal ve kültürel değerleri bir bir yok edilmekte, bunun adı küreselleşen dünyaya uyum olarak kodlanmaktadır.

Peyzaj mimarları der ki; UYUMLULAŞTIRILDIĞIMIZ NOKTA HIZLI BİR ÇÜRÜME VE YOKOLUŞTAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.

Bu çerçevede "küreselleşme - globalleşme- yeni dünya" safsatası insanlığı mutlulukta değil, sorun, sıkıntı ve çilede ortaklaştırmıştır...

Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günü tamda böyle bir Türkiye ve dünyada  bu gün bu ülkede "peyzaj mimarlarına ihtiyaç var" diyerek seslenecektir. Ülkenin dört bir yanında yaklaşık 40 yıldır var olan peyzaj mimarları planlama ve tasarım disiplinleri ile üretim sürecinde kolektif disiplinin temsilcileri olan bizler,  bu gün bir kez daha haykırıyoruz.

İMARDA-YAPILI ÇEVREDE-VARLIK DEĞERLERİMİZİN PLANLANMASINDA "BİZ VARIZ"

Ülkemizde Peyzaj Mimarları mesleki örgütlenmelerinin en önemli adımı olan Peyzaj Mimarları Odası kuruluşunu  1994 yılının  13 Mayıs günü gerçekleştirmiştir. Odamız bu yıl 5.cisini kutladığı "ULUSAL PEYZAJ MİMARLIĞI GÜNÜ"nde Peyzaj Mimarlarının özellikle ülkesel planlama sürecine dâhil edilmediği bir sistemi başarı ile sürdürenlere bir kez daha seslenmektedir.

ÜLKEMİN DOĞAL-KÜLTÜREL VE TARİHİ PEYZAJ ALANLARINI BİZ OLMADAN NASIL YÖNETEBİLİRSİNİZ?

"Üreterek büyüyen ve paylaşarak gelişen bir ülkede insanca ve barış içinde yaşamak istiyor, emeğe, insanımıza, yaşama, mesleğimize ve ülkemize sahip çıkıyoruz." Peyzaj Mimarları Odası olarak, TMMOB çatısı altında bu önemli dönemde aldığımız sorumluluğun kapsamını ve taleplerimizi kamuoyuyla paylaşmayı görev biliyoruz. Bugün, Türkiye‘de birçok sorun iç içe geçmiş durumdadır. Önceliklerine bakılmaksızın çözüme kavuşturulması gereken bu sorunlar karşısında ise sesimizi, gücümüzü, tepkimizi örgütlemek de görevimizdir.

ODAMIZ-ÜYEMİZ VE AKADEMİLERİMİZ BU ANLAMDA ÖRGÜTLENMELİDİR.

Ülkemizin doğal-kültürel değerlerinin koruyarak kullanıma açılmasında ekolojik veri tabanlı fiziksel planlanması ve tasarımında görev alan Peyzaj Mimarları için üzücü, endişe veren, geleceğimizi şekillendiren siyasal, ekonomik politikalarla  kaynaklarımızın yok oluşa doğru sürüklenişine karşı duyulan kaygı verici bir süreç yaşanmaktadır. Özelleştirmelerle başlayan ve özellikle "Kamu Yönetimi Temel Kanunu" ile başlayan yapı değişikliği "Yerel Yönetim Yasası"nda yapılan değişikliklerle başlayan "yetki-devir"arasında yaşanan kaos, "planlama" yerine "piyasa" kavramlarının , "işletme" yerine "işlettirme" modellerinin birbirinin yerini alması ile birlikte tehlikeli yapı değişiklikleri ve beraberinde kapitalizmin derinleşen krizi ile yakıcı bir süreç izlenmektedir.

ORMANLARIMIZ, KENTLERİMİZ, MÜLKLERİMİZE EL KONULUYOR

2B arazilerinin satışı ile ormanlarımızı "Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Kanun Tasarısı" hükümleri ile inşaat sektörüne yatırım yapan zihniyet,  ülkedeki hemen tüm yeni yapılaşma ve kentsel dönüşüm uygulamalarına ait temel kararları Başbakanlık-TOKİ İdaresi‘ne bağlayarak yerel yönetimler, ilgili kurumlar ve toplum katılımını devre dışı bırakarak "başkanlık sistemi"nin önce imar alanında başlamasını öngörmektedir. Bir anlamda "imar darbesi" denebilecek uygulamayı "afete karşı önlem" gerekçesi altında düzenleyen kanun tasarısı, ülkenin ve kentlerin tamamını "riskli alan" ilan etme olanağını sağlayarak, bu tanımla belirlenmiş alanlarda TOKİ‘yi ve dolayısıyla Başbakanlığı "tek imar otoritesi" yapmayı hedeflemekte ve halkımızı mülksüzleştirme ile karşı karşıya bırakmaktadır.

Bu sayede yeni emlak rantı alanlarına dönüştürülmek üzere el konulan yapıların zorla tahliye işlemleri ile yıkılmalarında tüm yasal engeller kaldırılırken; ülkenin doğal, kültürel ve tarihi değerlerinin korunmasını öngören yasaların da devre dışı bırakılmasıyla aynı değerlerin yok olmasına neden olacak yapılaşmaların önü açılmaktadır. Tasarıda bu yöntemlerle hedeflenen "tek imar otoritesi" oluşturulması aynı zamanda merkezî idareye "yağma özgürlüğü" tanımaktadır.

Kentsel alanlarımızın, ormanlarımızın, yer altı -yer üstü kaynaklarımızın, havzalarımızın korunması ve kullanıma açılmasında planlama ve tasarım disiplininden gelen peyzaj mimarları olarak; kuruluş amaçlarından biri olan toplumsal hak ve sorumluklularını yerine getirmek bilinci ile TMMOB Peyzaj Mimarları Odası, dünyada yaşanan ekonomik krizin geleceğine ilişkin kaygıların toplumsal dayanışmanın öne çıkarılması ile aşılabileceğini bilmekte ve toplumsal gelecek için peyzaj mimarlığı meslek ilkelerine aykırı uygulamalara neden olan yönetim anlayışlarına ve peyzaj mimarlığı mesleğine yeterli saygıyı ve önemi göstermeyen siyasi tutumlara karşı bir kez daha seslenmektedir.

Kentsel planlamalardaki sorunlarının en önemli sebeplerinden biri "peyzaj kavramı içeriğinde ve boyutunda" insan-doğa ilişkisinin ve etkileşimlerinin analiz edilip değerlendirilmediği planlama uygulamalarıdır. İnsan-doğa ilişkisinin ve etkileşimlerinin analiz edilip değerlendirilmediği planlama pratikleri yaşam alanları sorunlarını tetikleyen önemli etmenlerdendir.

Yaşanabilir sağlıklı ve kaynaklarının korunarak kullanıldığı mekânlar oluşturmak amacıyla gerçekleştirilen peyzaj planlama ve peyzaj yönetimi uygulamalarına ülkemizin yasal süreçlerinde yer verilmesi tarihsel sorumluluğu geçmiş yaşamsal bir zorunluluk noktasına gelmiştir.

Meslek odaların işlevsizleştirilmesine yönelik operasyonel tavırlı siyasi otoritenin manevraları siyasidir. Odamız ve TMMOB‘ye bağlı meslek odaları olarak bilim ve tekniği halkın ve ülkesinin çıkarları doğrultusunda hizmet üreten bizler, bu gün bir kez daha sesleniyoruz : TOPLUMSAL YAŞAMIN BİLİMSEL  VE TEKNİK ÖLÇÜTLERE GÖRE DÜZENLENMESİNİ SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ.

Ekonomik büyümenin /gelişmenin vazgeçilmezliği ve tek ölçütü, toprağımızı , suyumuzu ve havamızı kirletmeden üretilemeyecek metalar da dahil olmak üzere her gün, her hafta ve her sene ne kadar satışın yapıldığıdır ve bu sebeple de kapitalin gücü her zaman ekolojik açıdan yıkıcıdır. Peyzaj mimarı Berman‘ın şu, ifadesi bu bağlamda yeterince açıklayıcıdır: "Öyle görünüyor ki, kentsel gelişme sürecinin kendisi, bir yandan çorak araziyi mamur bir fiziksel ve toplumsal mekâna dönüştürürken, bir yandan da müteahhidin kendi içinde çorak araziyi yeniden yaratmaktadır. İşte gelişmenin trajedisi böyle işler".

Diyoruz ki; toplumun neyi, nasıl, ne kadar, kimin için ve hangi tarzda üretmesi ve tüketmesi gerektiğini sorgulaması ve kararını bu doğrultuda vermesi gerekmektedir.

Ve..Diyoruz ki; 2012 yılı 13 Mayıs‘ı kutlarken;

Aşılan her büyük tepenin ardından yenilerine koşan, ışıkları hep yanık bir yolculuk bizimkisi ,

Yüreğindeki umudu ayaklarına güç, toprağının bereketi bilimine ilham olan bir ülke bizimkisi,

 Umut dolu yarınlar çizmek için, aydınlık bir gelecek için sözümüzü söylemeye geliyoruz...

Unutma ....şafak, ancak uykusunu üzerinden atıp, seheri ıslıkla karşılayabilenlerindir...

Gün yeniden bizlere, elini uzatmak için doğuyor....

TMMOB PEYZAJ MİMARLARI ODASI

10.DÖNEM YÖNETİM KURULU

Okunma Sayısı: 1085
Fotoğraf Galerisi