TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

2 ŞUBAT DÜNYA SULAK ALANLAR GÜNÜ

MERKEZ
02.02.2012

2012 yılı Dünya Sulak Alanları Günü peyzaj mimarları için; ülkemiz su rejimine 1950’li, yıllardan itibaren yapılan müdahalelerin, sulak alanlarımız üzerideki kurutmaların su rejim yöntemi olarak politika haline getirilmesinden 2003’lü yıllardan süregelen hükümetlerin enerji yatırım politikaları ile giderek artan, halka rağmen-yargıya rağmen önüne geçilemez bir hızla yok oluşa sürüklenmesinin acı günüdür.

Basına ve Kamuoyuna

2 ŞUBAT DÜNYA SULAK ALANLAR GÜNÜ

ÜLKEMİZDE sulak alanlar günü üzerinde enerji politikası haline getirilen barajların inşası ile  KUTLANIYOR..

2012 yılı Dünya Sulak Alanları Günü peyzaj mimarları için;  ülkemiz su rejimine 1950‘li, yıllardan itibaren yapılan müdahalelerin, sulak alanlarımız üzerideki kurutmaların su rejim yöntemi olarak politika haline getirilmesinden 2003‘lü yıllardan süregelen hükümetlerin enerji yatırım politikaları ile giderek artan, halka rağmen-yargıya rağmen önüne geçilemez bir hızla yok oluşa sürüklenmesinin acı günüdür.

Evrensel ölçekte insanoğlunun gündeminde olması, farkındalığın sağlanması için Dünya ölçeğinde bilinçlenme günü olan 2 Şubat ülkemiz için,  sulak alanlarımızın 1950 lerden 1993 lere kadar kurutma, tarımsal alan açma, toprağı verimsizleştirip erozyona maruz bırakma ve toprak kaybı gibi geri dönüşümü olmayan bir süreçtir. Süreç, yasama ve yürütmelerini yaparak tarihe kara sayfalarla yazılan bir dönemden son onlu yıllarda da tüm su varlıklarımızı enerji üretim alanı olarak gören geleceği karanlık bir senaryoyu özetlemektedir.

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası için 2 Şubat 2012, Trakya üzerindeki su rejimlerinin karanlık senaryosu ile karşı karşıya kaldığımız, halkımıza "KORUMA EYLEM PLANI" yaptık diyerek sermayeye sunum senaryosunu okuma günüdür.

2012 Ocak ayının son günlerinde Tekirdağ Ergene Havzasında ve  adına Koruma Eylem Planı yapıldı diyen Orman ve Su Bakanı, eylem planını yeni  Islah Organize Sanayi Bölgeleri ve 6 adet baraj yapımı ile açıklıyor ve bunun adı da koruma(ma) planı  deniliyor.

TMMOB Peyzaj Mimarları odasına göre koruma planı; ağır metallerin neredeyse tamamı Ergene‘de fazlasıyla mevcutken,  toprağı ve yaşamı yok eden ağır metaller içeren sanayinin ülkenin en bereketleri toprakları üzerinden aşamalı olarak kaldırılmasıdır. Islah organize sanayi bölgeleri sorunu çözüm olgusuyla, Trakya‘yı bitirecek planlara dönüşmemelidir. Islah Organize sanayiler ile Trakya yeni göçleri kaldıracak durumda değildir. Yaşam kaynaklarının kısıtlı ve tükenmekte olduğu topraklar yeni nüfus artışlarını kaldıramaz. Ergene kıyısındaki insanlar bir zamanlar sattıkları ürünleri satın alır hale gelmişlerse, ürün yetiştirmek, hayatını idame ettirmek için Istranca barajlarından parasını ödeyerek su alır duruma gelmişse, kirliliğin bedelini ne yazık ki üretici ödüyorsa, anlatılanlardaki niyete kim koruma diyebilir?

BUGÜN SERMAYENİN GEREKSİNİMLERİ İÇİN,  GELECEĞİN GEREKSİNİMLERİNİ TEHLİKEYE ATMAK KİMSENİN HAKKI DEĞİLDİR

Yaşam alanlarının sermaye birikimine teslim edilmesine, doğal varlıklarımızın metalaştırılmasına; eğitimden sağlığa, ulaşımdan barınmaya tüm yaşamsal hakları piyasa konusu haline getirilmesine; derelerin doğal yaşamdan koparılmasına ve HES‘lerin vadileri yok etmesine, "bütünleşik havza planlaması" adı altında havzaların sermaye tarafından ortak kullanıma açıldığı bir 2 Şubat‘ı daha değerlendiriyoruz.

Ergene nehrinden Dilovası‘na, her yerde toprağın ve suyun kirletilmesi, termik ve nükleer santraller, enerji projelerinin "görünmeyen yüzü" yüksek gerilim hatları, tehlikeli atık yakma ve depolama tesisleri, ormanları ve su havzalarını tehlikeye atan üçüncü köprü gibi projelere,  peyzaj mimarlığı disiplinin bilime ve tekniğine uygun doğru bildiklerimizi paylaşmaya devam edeceğiz

Şirketlerin başta Uludağ, Belgrad Ormanları, Istrancalar olmak üzere Anadolu‘daki tüm kaynaklardan çıkan suları paketlemesine, satmasına, taşımasına; yeraltı sularının, kentsel ve kırsal su hizmetlerinin ticarileştirilmesine, kontörlü (ön ödemeli) ya da kontörsüz sayaçlar ile kentsel su dağıtımının piyasa fiyatlarına endekslenmesine dün olduğu gibi bu günde karşı çıkacağız.

2012 Yılında da Dünya Sulak Alanlar gününde sulak alanların korunmasından sorumlu otoriteler dahi benzer açıklamalarla sulak alanların yönetimine atıflar yaparken, sorunun alanların yönetimsizliğinden kaynaklı olduğunun farkındadırlar. Sulak alanlar, kendisini besleyen su havzaları ile birlikte düşünülmediği zaman bugün yapıldığı gibi salt turizm girdi kaynağı olarak görülmeye devam edecektir.  Bugün Amik Gölü‘nün kurutulması acı senaryosunu doğanın farklı geri alma senaryoları yine yeniden, yerinde izliyoruz. Bursa ovasında, Ergene‘de, Konya havzasında olanları şaşkınlıkla izliyoruz.

Ekolojik yıkımın gelecek dönem içerisinde de mevcut, mutlak kar amaçlı politikalar ile devam edeceği açıktır. Odağına doğa ve insanı alan anlayışın ancak su kaynaklarının tüm canlıların ortak kullanımına geri verilmesi ile mümkün olduğunu biliyoruz. Sulak alanların yok olduğu bir ülkenin susuz kalacağını, susuz bir ülkenin de açlığa doğru hızla sürükleneceğinin farkında olarak yetkilileri uyarıyoruz.

SU Yaşamsa eğer, bu yaşam sizlerin kağıt üzerine yazdığınız ve tarihe imza attığınız ticari anlaşmalar ile teminat altına alınamaz. Bugün sattığınız SU, yarın size de lazım olabilir.

Saygılarımızla.

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası

9. Dönem Yönetim Kurulu

 

 

Okunma Sayısı: 1200