17 Ocak 2014 tarih ve 28885 sayı ile Resmi Gazete`de yayımlanarak yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu Karar Sayısı : 2014/5768 İstanbul İli, Arnavutköy İlçesi, İmrahor, Tayakadın ve Yeniköy köyleri ile Eyüp İlçesi, Ağaçlı, Akpınar ve İhsaniye köylerinde yer alan, ekli haritada sınır ve koordinatları gösterilen alan içerisindeki taşınmazların, İstanbul 3. Havaalanı Projesi kapsamında Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından acele kamulaştırılması; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 2/1/2014 tarihinde kararlaştırılmıştır.

17 Ocak 2014 tarih ve 28885 sayı ile Resmi Gazete`de yayımlanarak yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu Karar Sayısı : 2014/5768 İstanbul İli, Arnavutköy İlçesi, İmrahor, Tayakadın ve Yeniköy köyleri ile Eyüp İlçesi, Ağaçlı, Akpınar ve İhsaniye köylerinde yer alan, ekli haritada sınır ve koordinatları gösterilen alan içerisindeki taşınmazların, İstanbul 3. Havaalanı Projesi kapsamında Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından acele kamulaştırılması; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu`nca 2/1/2014 tarihinde kararlaştırılmıştır.
 

İstanbul`un kuzeyinde kalan son ormanlık alan tarkya ve marmara bölgeleri arasındaki en önemli  su havzası biyolojik yapısı ve kır yaşamında yurttaşlarımızın varlığında mülikyetlerin el değişimine kadar varacak önemli bir toplumsal / kamusal varlığımız daha bu gün olağanüstü hal ve savai durumlarında Bakanlar Kurulu yetkisi verilen ACELE KAMULAŞTIRMA ile  halkın elinden alınıyor.

ORMAN VE SU BAKANINDAN BİR İRONİ ! 

Geçtiğimiz haftalarda  Belgrad Ormanı`nda incelemelerde bulunan ve "İstanbul`da, Anadolu ve Avrupa yakalarında iki ayrı büyük kent ormanı projesi için ormanlık alan aradıklarını ve Belgrad Ormanı`nın Unesco Kültür Mirası listesine girebilmesi için de bakanlıklarının başvuruda bulunacağını" söyleyen Orman ve Su işleri Bakanı Sn. Veysel Eroğlu‘na peyzaj mimarlarından yanıt var:

"Sn. Eroğlu, Kuzey Ormanları acele kamulaştırma kararından imzanızı çekin.

Merkezi otoritenin görevde olduğu sürece ülke kalkınma politikalarını  inşaat, hizmet ve finans  sektörü gelişimi için yatırım !  ve halkın yararına olduğunu söyleyerek, doğal ve kültürel peyzaj alanalrında ülke ekosistemi, biyolojik varlıklarımız suyumuz, ormanlarımız, tarım alanlarımız üzerindeki bazı icraatlarını hatırlatmak gerekirse:

- 3. Köprü ve Kuzey Marmara Otoyolu‘nun geçtiği güzergahta bulunan Kuzey Ormanları‘nda 100 binlerce ağaç kesildi.

- Cumhuriyet döneminin en başarılı kentsel tarım alanı, endüstri ve sananyi gelişimi ile kırsal kalkınma, kent yaşamı ve planlamada rol model ile çağdaş kentleşme uygulaması olan Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ)  arazisinden binlerce ağaç kesilerek yol geçirildi, tarihi ve doğal sit alanı olan arazide devasa bir "başkanlık sarayı" inşaatına başlandı.

- Ülkenin dört bir yanında akarsuların üzerine HES‘ler inşa edilerek hem suyun ticarileşmesinin önü açıldı hem de geri dönülemez bir biyolojik yaşama tahribatı yaratıldı.

- ODTÜ‘nün yıllarca ağaç dikme kampanyalarıyla yarattığı ormandan yol geçirildi, binlerce ağaç bir gecede iş makineleriyle dümdüz edildi.

- Çıkarılan 2B yasasıyla, yıllar içinde rant hırsıyla tahrip edilmiş olan ormanlık arazilerin tamamen talan edilmesine ve henüz orman vasfını koruyan alanların da tahrip edilmesine neden olacak yasal kılıf hazırlandı.

-Allaioni nin sular altında bırakılması, Hasankeyf‘in baraj işgali altında bırakılarak dünya mrasları içerisinde eşi benzeri bulunmayan hem doğal hem kültür varlıklarımızın yok edildi. 

Tüm bunların yanı sıra kısa zamanda yapımına başlanacak olan İstanbul‘a 3. Havalimanı, Kanal İstanbul ve 2 yeni kent projeleriyle de İstanbul‘un ormanlarının ve su havzalarının talanına son sürat devam ediliyor ve sadece yurt savunması gerektiren savaş durumunda Bakanlar Kuruluna yetki verilen acele kamulaştırma işlemi izni , şimdi ulusal/uluslararası sermayenin vahşi saldırılarının hizmetine sunuluyor.

İstanbul Kuzey Ormanları sermayenin ve adı kalkınma olan siyasetin baskısından kurtulamıyor. 3. Köprü projesi ile milyonlarca ağacı kesilerek geriye dönüşü imkansız hale getirilen bir yok oluşa döğru darbeler alan  Kuzey Ormanlarını yeni bir tehdit bekliyor: Kuzey İstanbul Projesi.

3. Havalimanını da içeren bu aklın duruduğu an olarak nitelendirilebilecek  proje,  1320 hektarlık alanı kapsıyor. Planında pek çok konut, iş merkezi ve hastane ile kalan ormanlık arazileri de yapılaşmaya açacak proje ile kurulacak yeni şehrin Karadeniz‘e de kıyısı olacağı belirtiliyor. İçerdiği orman, su havzaları, göletler açısından İstanbul için hayati doğal kaynaklara sahip kuzey bölgesinin rant uğruna talana açılması,  İstanbul‘un kuzeye doğru yayılması geleceği açısından çok büyük risk taşıyor. kuzeyde ormanlarımız su havzalarının akıbeti belli değil.

Kuzey ormanlarının yok olması, parçalanması demek artık  İstanbul‘a su sağlayan ormanlar olduğunu, o ormanların yok edilip yerine beton ve asfalt dökülmesiyle yağan yağışların toprağa karışmasının engelleneceğini ve bunun da yer altı sularının beslenmesini durdurarak derelerin, dolayısıyla barajların beslenememesi demek değil midir ?

Gerek yapımına başlanan ve ÇED raporu bile olmadığı için katlettiği ağaç sayısı tam olarak bilinemeyen ama milyonlarla ifade edilen 3. Köprü projesi, gerekse yapılması planlanan Kuzey İstanbul Projesi ve 3. Havalimanı`nın hukuki temeli yoktur. Şehrin yaşam alanlarının  anayasası olarak tanımlanabilecek ve hukuki bir metin olan İstanbul Çevre Düzeni Planı‘nda,  İstanbul‘un doğudan batıya doğru gelişiminin doğru olduğu ve kuzeye içerdiği orman ve su havzaları nedeniyle bu bölgede yapılaşmaya izin verilmemektedir.

Çevre Düzeni Planı ile çelişkili yeniden hazırlanan ve projeyi geliştiren Vizzion Europe adlı Belçika kökenli mimarlık ofisi,  şehirlerimizin ormanlarının katledilmesi konusunda tanıdık bir isim. Vizzion Europe`un üstlendiği projelerden bir diğeri Ankara Atatürk Orman Çiftliği arazisinde hakkında ruhsat iptal davası dahil 11 adet davaya rağmen devam etmekte olan ve binlerce ağacın kesildiği Başbakanlık Ek Binası müellifi konumunda oluşu senaryonun bir parçası değil midir ?