TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

80. MADDE HAKKINDA TMMOB GÖRÜŞÜ

80. MADDE HAKKINDA TMMOB GÖRÜŞÜ
MERKEZ
01.11.2016

TMMOB, 6745 Sayılı Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 80. Maddesi`ne ilişkin 28 Ekim 2016 tarihinde Görüş yayımladı.

 6745 SAYILI YATIRIMLARIN PROJE BAZINDA DESTEKLENMESİ İLE BAZI KANUN VE  KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK  YAPILMASINA DAİR KANUN`UN 80. MADDESİ HAKKINDA

TMMOB GÖRÜŞÜ

 

6745 sayılı Yasa, ülkenin ihtiyaç duyduğu bir yasa tasarısı olmadığı gibi salt iktidarın ihtiyaçlarına yanıt vermeye yönelik hazırlanmıştır.

 

Hükümet, 2010 referandumu ve sonrası 6 Nisan 2011 tarihli yetki Yasası`na dayanarak seçimden hemen önce 11 adet KHK yayımlayarak, uzun süredir tasarladığı ancak uygulamaya koyamadığı "yeni kamu yönetimi" anlayışını hayata geçirmenin adımlarını açmıştır.

 

KHK`lar ile Bakanlıkların teşkilat yapısı ve görevleri yeni bir teşkilat ve görev tanımına kavuşturulmuş, bakanlıkların asli görevleri kalkınma planları yerine hükümetin program ve stratejilerine uygun yönetmek haline gelmiş, sosyal devlet olgusuna dair ne varsa tümünün tasfiyesi amaçlanmıştı. Bilindiği üzere, tüm çılgın projeler de bu dönemde açıklanmış ve seçim propagandasında kullanılmıştı.

 

Bugün itibariyle "Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması ile Bazı Kanunlarda  Değişiklik  Yapılmasına Dair Kanunu"nun devamı olan  6745 sayılı "Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun Hükmünde Kararnamalerde  Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" kabul edilmiştir. Bu ve devamı yasalar sosyal hukuk devletinin tasfiyesi sürecinin devamı niteliğindedir.

 

İktidar, siyasal ve ekonomik krizini çözmek ve sermayeyi yanında tutmak için devlet hazinesi yanında, çalışanların ücreti üzerinden zorunlu biriken işsizlik fonunu, bireysel emeklilik ve özelleştirmeden sağlanacak gelirleri, sermaye çevrelerine sunmak istemektedir.

 

6745 sayılı Yasa, Anayasa ve Bütçe Kanununa aykırıdır. Şöyle ki;

    1-) Anayasal koruma altında bulunan Ormanlar, meralar, kıyılar, tarım arazileri, tarihi ve kültür varlıkların bulunduğu alanlar, "proje bazlı yatırım" alanı ilan edilebilir. Bu konuda yasada kısıtlayıcı bir hüküm bulunmadığı gibi mevcut kısıtlayıcı hükümlerden de Anayasa`ya aykırı olarak muafiyet öngörülmektedir.


    2-) Açıklıktan yoksun Yasa ile TBMM`nin yetki alanına girmeyen konularda dahi Bakanlar Kurulu`na yetki devri yapılmaktadır. Anayasal olarak koruma altında bulunan alan ve değerleri Anayasa`ya rağmen Anayasa dışına çıkarma konusunda Bakanlar Kurulu`na yetki vermek hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu gibi Anayasa`nın 2, 5, 6, 7 ve 8. maddelerine aykırıdır.


    3-) Yasa maddesi ile hazine arazileri bedelsiz olarak yatırımcıya tahsis edilmekte, yatırımcılar kurumlar vergisi, gümrük vergisi, stopaj, sigorta primlerinden süreli ya da süresiz muaf tutulmakta ve enerji yardımı yapılmaktadır. Ayrıca yatırımcıya ücret yardımı ve hazine alım garantisi verilmektedir. TBMM`nin bilmediği bu yatırımlar Ekonomi Bakanlığı`nın bütçesinden karşılanır denilmekle birlikte, diğer bakanlıkların bütçelerinde azalan gelirlerin Bütçe Kanunu`nun hangi kalemi ile karşılanacağı ifade edilmemiş, belirsiz bırakılmıştır.


    4-) Bütçe Kanunu`nun hangi kaleminde ifade edilmektedir, bu konular belirsiz bırakılmıştır.


 

KONU AYRINTILI BİR ŞEKİLDE İNCELENDİĞİNDE AŞAĞIDAKİ DEĞERLENDİRMELER AÇIĞA ÇIKMAKTADIR;

 

TBMM Esas Komisyonu olan Plan ve Bütçe Komisyonu tarafından "Türkiye Varlık Fonu Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/750)" ve "19.4.2012 Tarihli ve 6292 Sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/571)"nin birleştirilmesiyle "Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi,  İki İl Merkezinin Değiştirilmesi Ve Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" düzenlenmiş ve 15.08.2016 tarihinde kabul edilmiştir.

 

"Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi,  İki İl Merkezinin Değiştirilmesi Ve Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" ile 36 Kanun ve 3 Kanun Hükmünde Kararnamenin değiştirilmesi öngörülmüştür.

 

Tasarı, 20.08.2016 tarihinde TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaşmış, 07.09.2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

 

6745 sayılı Kanunun 80. Maddesi, Bakanlar Kurulu`nu; kalkınma planları ve yıllık programlarda öngörülen hedefler doğrultusunda Ekonomi Bakanlığı tarafından desteklenmesine karar verilen proje bazlı yatırımlar için geniş kapsamlı ayrıcalık ve muafiyetler getirmeye, teşvikler vermeye yetkili kılmaktadır. Ancak bu yatırım projelerinin hangi ölçütlere göre belirleneceği düzenlenmemiştir.

 

Bakanlar Kurulunca bu yatırımlara aşağıda listelenen ayrıcalık ve muafiyetler tanınacaktır,

 

  • Kurumlar vergisi indirim / istisna,

  • Gelir vergisi teşvik,

  • Gümrük vergisi muafiyeti,

  • Hazine taşınmazları için 49 yıl bedelsiz irtifak hakkı / kullanma izni / bedelsiz devir hakkı,

  • 10 yıla kadar sigorta priminin karşılanması,

  • Yatırım kredisinde 10 yıla kadar destek / hibe,

  • Personel asgari ücret desteği,

  • Yatırım ortaklığı,

  • Alım garantisi,

  • Diğer kanunlarla getirilen izin, tahsis, ruhsat, tescil, lisans vb kısıtlardan muafiyet,

  • Gerekli altyapı yatırımlarının yapılması,

  • Vergi cezası uygulanmaması,
     

80. Madde yoluyla; halihazırda devam eden kamu özel işbirliğiyle finanse edilen nükleer santraller, termik santraller, maden işletmeleri, 3.Köprü, Kuzey Marmara otoyolu vb. altyapı projelerinin de teşvik kapsamına alınmasının önü açılmıştır. Madde ile getirilen diğer kanunların öngördüğü izin, tahsis, ruhsat vb kısıtlayıcı süreçlerden muafiyet teşviki yoluyla bu projelerin; Orman Kanunu, Çevre Kanunu, Mera Kanunu, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu gibi yasal düzenlemelerle getirilen sınırlamalardan bağımsız olarak uygulanması sağlanabilecektir.

Yine 80. madde ile proje yatırımcısına birçok vergi muafiyeti, enerji tüketim harcamalarında indirim, işçi ücret desteği, faiz veya kar payı yada hibe desteği sunularak ekonomik anlamda da çok ciddi destekler verilecektir. Böylece olağanüstü muafiyet ve teşvikler ile donatılan şirketlerin lehine ekonomik engeller kaldırılmış, faaliyetlerini sınırsız ve kontrolsüz yürütmelerine olanak sağlanmış olacaktır. Kamulaştırmada kolaylıklar sağlanacak, sit alanları, ormanlar, meralar, dereler, kıyılar, sulak alanlar vb koruma altında olan değerlerimiz Ulusal veya Uluslararası mevzuat dikkate alınmaksızın "stratejik yatırımlar" adına kurban edilecektir. Nükleer santraller, HES projeleri, havaalanı, köprü projeleri, termik santraller, Kanal İstanbul gibi mega projelerinin önüne hiçbir engel koymayan yatırımcıyı ranta ve talana teşvik eden, ekonomik ve hukuki anlamda sıvazlayan bir yaklaşımla, geleceğimize miras bırakacağımız doğal kaynaklarımızı Bakanlar Kurulunun inisiyatifine teslim edilecektir.

 

80. MADDE AŞAĞIDAKİ ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERE DE AYKIRIDIR;

 

  • Bern Avrupa`nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi

  • Ramsar Sözleşmesi - Özellikle Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Hakkında Sözleşme

  • Barselona Akdeniz`in Deniz Ortamı ve Kıyı Bölgesinin Korunması Sözleşmesi

  • Washington (CITES) Nesli Tehlikede Olan Yabani Bitki ve Hayvan Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme
    Paris Dünya Kültürel ve Doğal Mirasın Korunması Sözleşmesi

  • Rio Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi

  • Stockholm BM İnsan ve Çevre Konferansı Bildirgesi

  • Granada Avrupa Mimari Mirasının Korunması Sözleşmesi

  • Basel Tehlikeli Atıkların Sınırlar Ötesi Taşınımının Ve Bertarafının Kontrolüne İlişkin Sözleşme

  • Valetta Avrupa Arkeolojik Mirasının Korunması Sözleşmesi

  • Rio Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi

  • 1992- Rio BM Ormancılık Prensipleri

  • Kyoto Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi`ne Yönelik Kyoto Protokolü

  • Aarhus Çevresel Konularda Bilgiye Erişim, Karar Vermede Halkın Katılımı ve Yargıya Başvuru Sözleşmesi ( Aarhus iç hukuka girmiş değildir)

  • Floransa Avrupa Peyzaj Sözleşmesi

  • Rio+ 20 BM Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı
     

Ekonomi Bakanlığı tarafından seçilerek teşviklerden yararlanmasının önü açılan yatırım projelerinin hazine taşınmazı üzerinde yapılması durumunda Bakanlar Kurulu,

  • 49 yıl süreyle bedelsiz irtifak hakkı tesisi veya kullanma izni verilmesine,

  • Yatırımın tamamlanması ve 5 yıl süreyle öngörülen istihdamın sağlanması şartıyla Hazine taşınmazının bedelsiz devredilmesine

karar verebilecektir. Hazineye ait taşınmazların yatırımcılara devredilmesi, kamuya ait alanların yatırımcılara yani özel sektöre devri anlamına gelmektedir.

Tanınan istisnalar ile söz konusu yatırımlarda ortaya çıkabilecek tüm riskler devlet tarafından üstlenilirken, bir yandan da şirketler yatırımların sahibi olmaya devam edecektir. Kamu kaynaklarının hiçbir denetime tabi tutulmadan kullanımı büyük mali riskleri doğuracaktır. Diğer yandan hukuka aykırı olabilecek bu projelerin önün açılması çevre ve toplum yararına da aykırıdır.

Ayrıca yasal olarak düzenlenmesi gereken hususların Bakanlar Kuruluna yetki verilerek düzenlenmesi, hukuku baypas etmek anlamına gelmektedir. Böylece hukuka aykırı pek çok projenin önündeki hukuki ve idari engeller kaldırılmış olacaktır.

Bunlardan dolayı 80. Madde Anayasa hükümleri ve Uluslararası sözleşmeler ile çelişmektedir.

Hukuka aykırı olduğu açıkça görülen, doğamızı, kentlerimizi ve yaşam alanlarımızı sermayenin yağmasına teslim eden 6745 sayılı Kanun`un 80. Maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi gerekmektedir.

 

6745 SAYILI KANUN`UN 80. MADDESİ ANAYASANIN AŞAĞIDAKİ HÜKÜMLERİNE DOĞRUDAN AYKIRIDIR;

 

 

 

ANAYASA MADDESİ

AYKIRILIK GEREKÇESİ

Devletin temel amaç ve görevleri

MADDE 5- Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.

 

80/4. Madde ile yargı yolu sınırlandırılmış, sosyal hukuk devleti ilkesi ihlal edilmiştir. Yargı yolunun sınırlandırılması ile temel hak ve hürriyetler engellenmiştir. Şirketler lehine toplumun aleyhine düzenleme nedeni ile sosyal hukuk devleti ilkesi ihlal edilmiş, adalet mekanizmasına ulaşılması bu kapsamda engellenmiştir.

 

80. Maddenin diğer maddeleri ile olağanüstü muafiyet ve teşvikler öngörülerek şirketler lehine ekonomik engeller kaldırılırken, sınırsız ve kontrolsüz şirket faaliyetleri ile toplumun diğer kesimleri bakımından sosyal ve ekonomik engeller oluşturulmuş, insanların maddi ve manevi varlıklarını geliştirecek koşulların var edilmesi bir yana tüm ülke coğrafyası kapsamında insan topluluklarının kadimden bu yana geliştirdikleri kültürler, kültüre bağlı manevi yan ve buna dair koruma dengesi ortadan kaldırılmıştır. Yaşam alanlarında idari ve hukuki denetiminin kaldırılması veya sınırlandırılması ile diğer yandan insanların maddi varlıklarını koruma imkânı da risk altına sokulmuştur.

 

Yasama yetkisi,

MADDE 7 – Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez.

80/4. Madde ile yasal ve idari süreçlerde düzenleme yapılabilmesi  Bakanlar Kurulu`na  devredilmiştir. Yasama yetkisinin Türk Milleti adına TBMMde olan yetkisinin devredilemeyeceği ilkesi açıkça ithal edilmektedir.

Kişinin dokunulmazlığı, maddî ve manevî varlığı

MADDE 17 – Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.

80/4. Madde ile pek çok yatırım Bakanlar Kurulunca istisna kapsamına alınabilecek, istisna kapsamına alınan projeler hakkında yargı yolu kısıtlanmış olacaktır. Kapsama giren projeler hakkında özellikle çevre hakkı kapsamında yargı yolunun daraltılması hatta ortadan kaldırılması Anayasanın 17. Maddesinin ihlali anlamına gelecektir

Konut dokunulmazlığı

MADDE 21 – (Değişik: 3/10/2001-4709/6 md.)

Kimsenin konutuna dokunulamaz. Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin konutuna girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar.

 

80/4. Maddede "Proje bazlı yatırımlara diğer kanunlarla getirilen izin, tahsis, ruhsat, lisans ve tesciller.." hakkında Bakanlar Kurulunca istisna getirilebilecek olması, projenin ihtiyaç duyduğu taşınmazlar hakkında özel mülkiyete konu taşınmaz şirket ya da ilgili kamu kurumu adına tescil edilmeden el konulmasına dair risk taşımaktadır. Bu da konut dokunulmazlığını ihlal edebilecek ve risk altına alabilecek bir düzenlemedir.

Kamu yararı Kıyılardan yararlanma

MADDE 43 Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır.

Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir.

Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkân ve şartları kanunla düzenlenir.

 

80/4. Madde ile "izin" Bakanlar Kurulunca getirilen istisna haline getirilmektedir.

 

Kıyı Kanununa göre kıyıda yapılabilecek yapılar açıklanmış, idari prosedür açıklanmıştır. Kıyı alanında yapılabilecek yapılarla ilgili yapılan düzenlemeler çerçevesinde verilebilecek izinler bahsedilen yasal düzenleme ile istisna kapsamına alınmış, izin verilmeden kıyı alanlarına yatırım yapılabilmesinin önü açılmıştır. Bu yönü ile de Anayasanın 43. Maddesinde yer alan kıyı alanlarında "öncelikle kamu yararı gözetilir" hükmü ihlal edilmiş olmaktadır

Toprak mülkiyeti

MADDE 44- Devlet, toprağın verimli olarak işletilmesini korumak ve geliştirmek, erozyonla kaybedilmesini önlemek ve topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçilikle uğraşan köylüye toprak sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri alır. Kanun, bu amaçla, değişik tarım bölgeleri ve çeşitlerine göre toprağın genişliğini tespit edebilir. Topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçiye toprak sağlanması, üretimin düşürülmesi, ormanların küçülmesi ve diğer toprak ve yeraltı servetlerinin azalması sonucunu doğuramaz.

Bu amaçla dağıtılan topraklar bölünemez, miras hükümleri dışında başkalarına devredilemez ve ancak dağıtılan çiftçilerle mirasçıları tarafından işletilebilir. Bu şartların kaybı halinde, dağıtılan toprağın Devletçe geri alınmasına ilişkin esaslar kanunla düzenlenir.

80/4. Madde ile Bakanlar Kurulu`na, Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu düzenlemelerinde yer alan düzenlemelerde yer alan "izin, tahsis" gibi prosedürleri izlemeden yatırımcı lehine bu izin ve tahsislerden istisna tanıyabilecektir. Bu yetkinin kullanılması Anayasanın 44. Maddesi düzenlemesine aykırı olacaktır.

Tarım, hayvancılık ve bu üretim dallarında çalışanların korunması

MADDE 45- Devlet, tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek, tarımsal üretim planlaması ilkelerine uygun olarak bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak maksadıyla, tarım ve hayvancılıkla uğraşanların işletme araç ve gereçlerinin ve diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırır.

Devlet, bitkisel ve hayvansal ürünlerin değerlendirilmesi ve gerçek değerlerinin üreticinin eline geçmesi için gereken tedbirleri alır.

 

80/4. Madde ile Bakanlar Kurulu, Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu ile Mera Kanununda yer alan düzenlemeleri atlayarak  "izin ve tahsis" gerektiren prosedürlerden yatırımcıları muaf tutabilecek, mera alanında tarım alanlarında yatırımlara izin ve tahsis verebilecektir. Düzenleme bu yönü ile de Anayasanın 45. Maddesine aykırıdır.

 

Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması

MADDE 56- Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.

Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.

 

80/4. Madde ile çevre hakkının korunmasında temel doğa koruma mevzuatlarında yer alan "izin, tahsis, ruhsat, lisans ve tesciller ile diğer kısıtlayıcı hükümler"in ilişkili olduğu prosedürler devreden çıkartılmış olacağı için çevre hakkının düzenlendiği Anayasanın 56. Maddesi ihlal edilmiş olacak, hem idari denetim hem de hukuki denetim ortadan kalktığı için vatandaşların anayasal ödevini yerine getireceği mekanizmaların devreden çıkartılmasına dönük bu düzenleme Anayasanın 56. Maddesine de aykırıdır.

 

Yargı yolu

MADDE 125- İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.

 

80/4. Madde ile getirilen düzenleme; idarenin eylem ve işlemlerinden olan "izin, tahsis, ruhsat, lisans ve tesciller" aranmadan yatırıma başlanmasına yol açan bir düzenleme olduğundan, idarenin yargı konusu olabilecek bahsedilen işlemleri hukuk dünyasında mevcut oluşmayacağından yargı konusu da edilemeyecek neticede idarenin eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu ile denetim imkanı kısıtlanmış olacaktır. Halbuki idarenin idari işlemler yolu yargısal denetimi hukuk devletinin temel görevidir.

 

Ormanların korunması ve geliştirilmesi

MADDE 169- Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hay vancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir. Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz.

 

80/4. Madde kapsamında Orman Kanunu`nun 16 ve 17. Maddeleri kapsamında verilebilecek izin prosedürü de ortadan kaldırıldığından Anayasanın 169. Maddesinde yer alan ormanların korunması başlıklı Anayasal düzenleme de ihlal edilmiş olacaktır.

 

 

 

 

Bilgilerinize sunarız. 

 

Saygılarımızla

 

Dersim GÜL

TMMOB Genel Sekreteri  

 

 

Okunma Sayısı: 214