TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

9. KALKINMA PLANI VE PEYZAJ MİMARLIĞI

MERKEZ
27.11.2006

9. Kalkınma Planında çevre ve kalkınma ile ilgili sağlıklı ve entegre bilgi sistemleri oluşturulması, izleme, denetim ve raporlama altyapısı geliştirilecektir gibi öneriler yeralmaktadır.

9. KALKINMA PLANI VE PEYZAJ MİMARLIĞI

DPT tarafından hazırlanan, 2007-2013 arasındaki dönemi kapsayan "Dokuzuncu Kalkınma Planı"nda vizyon "istikrar içinde büyüyen, gelirini daha adil paylaşan, küresel ölçekte rekabet gücüne sahip, bilgi toplumuna dönüşen, AB‘ye üyelik uyum sürecini tamamlamış bir Türkiye" olarak belirtilmiş, planın temel araçları rekabet gücünün, artırılması, istihdamın, beşeri gelişme ve sosyal dayanışmanın güçlendirilmesi, bölgesel gelişmenin sağlanması, kamu hizmetlerinde kalite ve etkinliğin artırılması olarak saptanmıştır. 

Plan diğer kalkınma planlarına göre birçok alanda farklılıklar göstermektedir. Hazırlanış yılları itibariyle tamamıyla AB‘ye üyelik kapsama sürecine göre hazırlanan plan daha önceki planların aksine 5 yıllık değil 2006-2013 yılları olmak üzere 7 yıllık bir süreci kapsamaktadır. Yabancı yatırımcıların başvuru kitabı olarak, hükümet ve kurumlarında bir referans olarak kullandıkları kalkınma planları bu yüzden kapsadığı alanlar ve belirlenen öncelikler açısından sürecinin etkileri açıkça görülmektedir.

54 Özel İhtisas Komisyonu tarafından hazırlanan planda peyzaj mimarlığı meslek disiplinini 17. Özel İhtisas Komisyonu olan Yerleşme ve Şehirleşme, 22.nci Özel İhtisas Komisyonu olan Çevre, 28.nci Özel İhtisas Komisyonu olan Ormancılık ve  49.ncu Özel İhtisas Komisyonu olan Turizm İhtisas Komisyonları çalışmaları ilgilendirmektedir.

Tüm dünyada  bölgesel, yöresel ölçeklerde kentsel ve kırsal çalışmalarda önemli bir yer tutan peyzaj planlama ve tasarımının ülkemizde maalesef hem kamu yönetiminde hem özel sektörde, hem de mevzuatta hak ettiği yeri almamasından kaynaklanan sorunlar 9. Kalkınma Planına da yansımıştır. Bunların en önemli kanıtı; kalkınma planında "Peyzaj Mimarlığı" meslek disiplinini ilgilendiren kültürel, tarımsal, çevresel sektörlerde peyzaj politikalarının saptanması ve yürütülmesine yönelik eylemler  yer almamasıdır.

Türkiye‘nin peyzaj politikasının oluşturulması gereği 27 Temmuz 2003 tarihli,  2003/5908 sayılı Resmi Gazetede de yayımlanarak yürürlüğe giren "Avrupa Peyzaj Sözleşmesi" ile zorunlu hale gelmiştir. Avrupa Peyzaj Sözleşmesine imza atarak peyzaj politikaları, uygulamaları, stratejileri konularında birçok yükümlülüğe giren Türkiye‘nin bu yolda kat edeceği adımlara yönelik hedefler AB‘ye üyelik sürecini referans alan 9. Kalkınma Planında yer almamaktadır. Avrupa Peyzaj Sözleşmesiyle Türkiye; peyzaj korunması, yönetimi ve planlamasını amaçlayan peyzaj politikaları oluşturma ve uygulamayı, genel kamuoyunun yerel ve bölgesel makamların veya bahsedilen peyzaj politikalarının tanımlanması ve uygulanmasına ilgi duyan tarafların katılımını sağlamak için usul oluşturmak, peyzajı bölgesel ve şehir planlama politikalarına ve kültürel, çevresel, tarımsal, sosyal ve ekonomik politikalarına ve aynı zamanda peyzaj üzerinde doğrudan veya dolaylı etkisi olabilecek diğer politikalarına katmayı yükümlenir şeklinde sorumluluk altına girmiştir. Ancak Türkiye‘nin önümüzdeki 7 yıllık süreçte referans belgesi olan 9.Kalkınma Planının "peyzaj politika ve stratejilerini içermemiş olması, çevre olgusuna sadece altyapı mühendisliği  anlayışıyla bakılmasının bir yansımasıdır.

9. Kalkınma Planında çevre ve kalkınma ile ilgili sağlıklı ve entegre bilgi sistemleri oluşturulması, izleme, denetim ve raporlama altyapısı geliştirilecektir şeklinde öneriler yer almaktadır. 9. Kalkınma Planında Peyzaj Mimarlığı meslek disiplini tarafından planlama ve tasarım çalışmalarında etkili bir araç kullanılan coğrafi bilgi sistemleri (CBS) ve uzaktan algılama teknolojileri daha önceki kalkınma planlarında özel ihtisas komisyonları kurularak plana dahil edilmiştir. Ancak 9. Kalkınma Planında CBS ve uzaktan algılama teknolojilerinden yararlanma gerek 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu gerekse 5383 sayılı  Belediye Kanununda zorunlu hale getirildiği halde yer almadığı saptanmıştır. Aynı zamanda Bölüm.5.2‘de rekabet gücünün artırılmasında birçok alanda yapısal reformlar gerçekleştirildiği, makroekonomik istikrarın sağlandığı halde rekabet gücünün yeterli ölçüde gerçekleşmediği vurgulanmış ve temel sebeplerinin biride "çevrenin korunması ve kentsel altyapıda, AR-GE ve yenilikçiliğin geliştirilmesinde bilgi ve iletişim teknolojilerinin yeterince gerçekleştirilememesine bağlanmıştır. Rekabet gücünün yeterli ölçüde gerçekleşememe sebebi olarak bilgi ve iletişim teknolojilerinin yukarıda sayılan sektörlerde yeterince kullanılamaması neden olarak öne sürülürken önemli bir bilgi teknolojisi olan CBS planda göz ardı edilmiştir.

Temel ilkelerden son ilke de "doğal ve kültürel varlıklar ile çevrenin gelecek nesilleri de dikkate alan bir anlayış içinde korunması esastır" şeklinde oldukça kalıplaşmış bir anlayış içinde çevre konusuna değinilmeye çalışılmıştır. Ekonomik ve sosyal gelişme eksenine bakıldığında "rekabet gücünün artırılması" ekseninin içine çevrenin korunması ve kentsel altyapının geliştirilmesi" olarak 6 alt başlıkta çevre konusuna çok yüzeysel olarak değinilmiştir.

Planın Avrupa Birliğine Katılım Süreci 46.maddesinde AB‘ye üyelik süreci ile ilgili olarak insan hakları, sağlık, gıda güvenliği, tüketici hakları, rekabet kuralları, kurumsal iyileşme ve çevrenin korunması gibi birçok alanda AB norm ve standartlarına ulaşılması ile halkın yaşam kalitesinin yükseltileceğine değinilmiştir. Ancak bu alanda yaşanan sorunların nedeni mevcut kanun ve yönetmeliklerde bulunan eksikliklerden ziyade bu kanun ve yönetmeliklerin rant ve siyası kaygılardan uzak bir şekilde doğru olarak uygulanmamasından ve denetim mekanizmasının yetersizliğinden kaynaklanan sorunlar olduğu unutulmamalıdır.

Kültürünün korunması, geliştirilmesi ve toplumsal diyalogun güçlendirilmesi bölümünde ise kültür turizmi ve bu alandaki potansiyelin değerlendirilmesi gereğine değinilmiştir. Bunun yanı sıra yerel nitelikteki kültür hizmetlerinin yerel yönetimlere devri ve bu alanda kamu-özel sektör işbirliği geliştirilmesi yönünde çalışmaların başlatıldığı ifade edilmiştir. Kültür varlıklarının, koruma, restorasyon, turizmine yönelik yapılan çalışmaların yerel yönetimlere devri diğer alanlarda yapılan yetki devirleri ile beraber belediyelerde nitelikli ve uzman personel sıkıntısını gündeme getirecektir. Mevcut durum itibariyle çoğu ilçe ve belde belediyeleri uzman personel bulmakta sıkıntı çekmekte, kaynak sorunları yaşamaktadır. Sonuçta yerel bağlamındaki kültür varlıklarının korunmasında ve geliştirilmesinde sürdürülebilmesinde sorunlar yaşanacaktır. 

Okunma Sayısı: 1538