Üyemiz Sayın Merve ERŞAN, Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı bir taşeron firmada çalıştığı sırada, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin düzenlediği Ankara mitinge katılmadığı gerekçesiyle işten çıkarıldı.

Çalıştığı firma yetkilileri tarafından hafta boyunca 29 Ağustos Pazar günü Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından düzenlenen mitinge katılması konusunda baskı yapılmış, o gün miting alanında işçiler için "yoklama yapması" için zorlanmıştır. Adalet ve Kalkınma Partisinin mitingine katılmanın ve yoklama yapmanın iş tanımı içerisinde olmadığını bildiren üyemiz, mitinge katılıp katılmayacağının demokratik tercihi olduğunu, yoklama talebini ise yerine getirmeyeceğini Şirket yetkililerine bildirmiştir.

Özgür iradesini kullanarak Adalet ve Kalkınma Partisinin mitingine gitmeyen üyemiz, miting günü şirket görevlisi tarafından aranarak iş hakkının fesih edildiği bildirilmiştir.

Üyelerimizin özlük haklarının koruyucusu olarak görev yürüten Bizler, üyemizin uğradığı bu insanlık dışı psikolojik şiddeti ve demokratik tercihi nedeniyle işten çıkarılmasını kınıyor ve Adalet ve Kalkınma Partisinin baskıcı iktidarının bir başka yansıması olan bu olayın son olmasını istiyoruz.

Ve Soruyoruz,

Adalet ve Kalkınma Partisi, 12 Eylül ile hesaplaşacağını her fırsatta söylemektedir. Aynı 12 Eylül darbesini gerçekleştiren zihniyet gibi, yani emek-işci düşmanlığı yaparak mı 12 Eylül zihniyeti ile hesaplaşacaktır?

Adalet ve Kalkınma Partisi her fırsatta demokrasi mücadelesi verdiğini söylemektedir. Yine aynı 12 Eylül darbesini yapan zihniyet gibi, insanların en temel hakkı olan seçme hakkını elinden alarak mı demokrasi mücadelesi verecektir?

Adalet ve Kalkınma Partisi her fırsatta fişlenme utancından bahsetmektedir. Yine aynı 12 Eylül darbesini yapan zihniyet gibi, insanlara fişleme görevi vererek ve kabul etmeyenleri fişleyerek, işten çıkararak mı bu utanca son verecektir?

Mevcut durum son derece nettir. Adalet ve Kalkınma Partisi bir yandan miting alanlarında gerçekten uzak "demokrasi sovuna" devam ederken diğer yandan söylemlerinin aksine her geçen gün daha baskıcı daha anti-demokratik olmaktadır. 

Tüm bu açıklamalarla birlikte üyemizin yaşadıklarını kamuoyunun vicdanına sunmaktayız.

Saygılarımızla.

TMMOB

Peyzaj Mimarları Odası

9. Dönem Yönetim Kurulu