TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

ALLİANOİ’DE TARİHİ KEŞİF YAPILDI

MERKEZ
08.06.2008

Yortanlı Barajının Suları altında kalması planlanan Bergama yakınlarındaki 1800 yıllık Antik Sağlık Yurdu Allianoi için 4.6.2008 günü İzmir 4. İdare Mahkemesi heyeti ve üç bilirkişi ile keşif yapıldı.

YORTANLI BARAJININ SULARI ALTINDA KALMASI PLANLANAN 1800 YILLIK ANTİK SAĞLIK YURDU ALLİANOİ‘de  TARİHİ KEŞİF...

İzmir 4. İdare Mahkemesi Başkanlığı tarafından yürütülen, İzmir II Numaralı Kültür ve Turizm Koruma Bölge Kurulu‘nun 27.11.2006 tarih ve 2579 sayılı "I. derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescilli Allianoi ile ilgili DSİ II.Bölge Müdürlüğü‘nün 03.11.2006 tarih ve 12501 sayılı yazı ekinde iletilen ‘Yortanlı Baraj Göl Alanı Paşa Ilıcası Kazı Alanının Korunması Tatbikat Projesinin‘ uygun bulunmasına..." ilişkin kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali istemi ile açmış olduğumuz davada , Yortanlı Barajının Suları altında kalması planlanan Bergama yakınlarındaki 1800 yıllık Antik Sağlık Yurdu Allianoi için 4 6 2008 günü İzmir 4. İdare Mahkemesi heyeti ve üç bilirkişi ile keşif yapıldı.

Keşif sırasında; DSİ ile Kültür Bakanlığı arasında yapılan protokollerle kazının devam etmiş olmasının yasa karşısında bir önemi olmadığını ve alan, 2001 tarihinden buyana arkeolojik sit olduğu için korunması gerektiğini, 717 sayılı İlke Kararı dikkate alınsa bile,bu ilke kararının gereğinin yerine getirilmediğini, karar uyarınca alanın tamamının belgelenip, dokümantasyon çalışmalarının  yapılmadığını zira henüz Allianoi‘un %20 sinin kazılabildiğini ve DSİ projesinin de ilke kararında engellenmesi istenilen su sirkülasyonunun önüne geçemeyeceğini, alanın bir termal bölgesi olduğunu, öneminin su ile tedavi merkezi olmasından kaynaklandığını ve DSİ projesinin kaplıca sularını yok edeceğini, Allianoi‘un fay hattı üzerinde olması nedeniyle DSİ projesinin uygun olmadığı ve duvarla çevirmenin alanı baraj sularının tahribatı altında bırakacağını ve alternatif koruma önlemlerinin düşünülmesinin gerektiğini, termal suyun da bu faydan çıktığını, Allianoi‘un bugüne gelebilmiş en iyi Kaplıca Merkezi olduğunu ve kentin bir bütün olarak korunarak gelecek kuşaklara aktarılmasının ancak gerçek bir koruma olduğunun bilgileri keşif heyetine aktarılmış bulunmaktadır.

Bu güne kadar Allianoi ile ilgili olarak verilen mücadele ise şu alt başlıklarla gerçekleştirilmiştir:

•·        1993 yılından beri  alınan koruma kurulu kararlarını kronolojik olarak saymakta ve iptalini istediğimiz işlemin, mevzuata ve Koruma Yüksek Kurulunun 04.10.2006 tarih 717 sayılı İlke kararına uygun olduğunu ileri sürmekte olan Bakanlık, açılan davaya vermiş olduğu cevapta,  4 10 2006 tarihli ilke kararının ile çelişen ifadeler kullanmaktadır.

•·        Bakanlığın vermiş olduğu  cevap dilekçesinde de sözü edildiği üzere; alan, İzmir 1 numaralı Koruma Kurulunun 29.03.2001 tarihli 9229 sayılı kararı ile, 1. Derece arkeolojik  sit olarak belirlenmiştir. Aynı karar ile antik yerleşimin göl alanı dışına çıkarılmasına ve İlya Çayı su baskınından korunmasının DSİ tarafından sağlanmasına, baraj sahası içerisinde yapılacak yolların müze denetiminde açılmasına da karar verilmiştir.

•·        Tüm bu 1. derece sit alanının baraj sularından korunmasının  nasıl gerçekleştirileceğinin tespiti için İzmir 2 numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu 01.06.2005 tarih 968 sayılı bir karar alınmıştır. Buna göre "...Allianoi kentine ilişkin DSİ ve Kazı Başkanlığının görüşlerini içeren raporlardaki, korumaya yönelik farklı önerilerin ve yöntemlerin bu konuda uzmanlaşmış kurum ve/veya kuruluşlara bilimsel olarak incelettirilerek..." rapor alınmasına karar verilmiştir.

Bu inceleme sonucu Prof Dr. Mustafa Şahin başkanlığında verilen heyet raporunda; Allianoi‘un, Helenistik, Roma, Bizans ve Türk dönemi olarak 4 farklı evreden geçtiği, arkeolojik, mimari, tıp ve teknoloji tarihi açısından son derece önemli olduğu, korunması gerektiği ancak sed ile çevirerek (duvar çekerek) ve mille kaplayıp sular altında bırakarak, alanın asla korunamayacağı ayrıntıları ile açıklanmıştır.

•·        18.07.2005 tarihini taşıyan rapor, "Allianoi olarak adlandırılan tescilli arkeolojik sit alanının kültür tarihimize katkıları nedeniyle korunmasının tartışmasız olduğu; ancak bu amaçla sunulmuş olan koruma önerilerinin alanın korunması konusuna gerçekçi bir çözüm getirmediği görüşündedir. Binlerce yıllık bir süreçten geçerek bize ulaşan bir kültür varlığını yok etmek hakkına sahip olmadığımız gibi bunları gelecek nesillere aktarmak yükümlülüğümüzün olduğu da kesinlikle unutulmamalıdır. Bu nedenle anlık ve geçici çözümler almak yerine alanın bütüncül ve kalıcı olarak korunması ve sergilenmesi için daha fazla zaman kaybetmeden harekete geçilmesi, bu konuda ulusal ve uluslararası  sorumluluğumuzun bir gereğidir."  paragrafıyla bitmektedir.

 Bu rapordan sonra İzmir 2 Numaralı Koruma Kurulu 13.10.2005 tarihli 1453 sayılı kararı ile korumaya yönelik çözümler bulunana kadar barajda su tutulmamasına karar vermiştir.

Ancak yukarıda sözünü ettiğimiz duvar projesinin koruma olamayacağı açıkça belirtildiği ve gerekçelendirildiği halde, aynı maliyetteki DSİ tarafından hazırlanan "Yortanlı Baraj Göl alanı Paşa Ilıcası koruma alanının korunması tatbikat projesinin" uygun bulunması kararı koruma kurullarının varlık nedenlerine de kuruluş kanunlarına da aykırıdır. KORUMA KURULLARI AYNI KONUDA ÇELİŞİK İKİ KARAR VEREMEZ.

Kaldı ki, kurullar  Koruma Yüksek Kurulunun almış olduğu 1988 tarih ve 21 sayılı İlke Kararı uyarınca aynı konu ile ilgili iptal davası bulunan kurul kararları sonuçlanmadan ikinci kez karar alamazlar. Bu durum mahkemeyi etkilemek anlamını taşır.

•·        DSİ tarafından kurulun 13.10.2005 tarihli su tutmama kararı yargıya taşınmış, İzmir 1 İdare Mahkemesi 2005/1758 E. 2006/1950 K sayılı 23.11.2006 tarihli ilamı ile işlemin iptali talebi reddedilmiştir. Karar DSİ tarafından temyiz edildiğinden kesinleşmemiştir.

Sırf bu dava bile DSİ tarafından hazırlanan "Kazı alanı koruma projesinin" aslında korumaya yönelik olamayacağının delilini teşkil eder. Zira DSİ 13.10.2005 tarihli korumaya yönelik çözümler bulunana kadar su tutulmaması kararına karşı çıkmıştır.

Korumayla menfaat çatışması bulunmaktadır.

 Bu durumda nasıl olur da DSİ projesi, varlık nedeni, tarihi eserleri korumak olan koruma kurulu tarafından onaylanabilir? 

•·        Koruma Kurulu, 01.06.2005 tarihli 968 sayılı aldıkları kararda koruma projeleri için DSİ ve kazı başkanlığından görüş alınacağı belirtildiği halde, bu kez yani iptalini istediğimiz DSİ tatbikat koruma projesini onaylayan kararını verirken kazı heyeti başkanlığından görüş istenmemiştir.

Bu hususta daha önce verilen her iki taraftan da görüş alma kararına aykırıdır.

 Kaldı ki, bir uygulama projesi hakkında kazı heyeti başkanından görüş almamak bırakın korumayı doğrudan doğruya kazıya zarar verir. DSİ‘nin tek taraflı olarak duvar geçireceği yer, bir şapelin üstü olacağını kim bilebilir? 

"Kazı alanı uygulama projesi" uygun bulunmasına koruma kurulunca karar vermeden önce kazı heyeti başkanından görüş alınmamış olması, hukuki süreçte usulden de esastan da  yanlış olan bir işlemdir.

 13.10.2005 tarih 1453 sayılı; korumaya yönelik çözümler bulunana kadar su tutmama kararından sonra Kültür Bakanlığınca Prof . Dr. Hayat Erkanal başkanlığında bir bilim heyeti oluşturmuştur. Bilim heyetinin 26.06.2006 tarihinde verdiği raporda, çeşitli koruma ve çözüm önerileri tartışılmış ve hangisinin tercih edileceği konusu, teknik ve parasal kaynakların oluşturulması gerektiği için, Bakanlık ve Başbakanlığa bırakılmıştır.

 Gerek bu rapora, gerekse Koruma Kurulunun konuyla ilgili olan bir önceki 13 10 2005 tarihli su tutmama kararına aykırı olarak, başka hiçbir öneri, yöntem araştırılmadan tek bir projenin,  DSİ‘nin uygulama  projesinin onaylanması da yanlıştır. 

 Sonuç olarak; Bilirkişi Heyeti raporunu 30 gün içinde vereceklerdir.

ALLİANOİ HUKUK MÜCADELESİNİN SONLARINA YAKLAŞILDIĞI BU GÜNLERDE, SON GÜLEN ALLİANOİ, TARİH VE GELECEĞİMİZ OLUR.

Okunma Sayısı: 842