TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

ANKARA VE AOÇ GELECEĞİ TARTIŞILIYOR SEMPOZYUMUNA KATILDIK

ANKARA VE AOÇ GELECEĞİ TARTIŞILIYOR SEMPOZYUMUNA KATILDIK
MERKEZ
09.10.2012

Ankara`nın geleceğinin tartışmaya açıldığı Sempozyumda Tarih-Kültür-Doğal Varlıkları İle Ankara’nın Vazgeçilmez Geleceği: Atatürk Orman Çiftliği, başlığında Odamız adına Sn. Redife KOLÇAK sunum gerçekleştirdi.

PEYZAJ EKOLOJİSİ VE ANKARA‘NIN YEŞİL ALTYAPI POTANSİYELİ

Odamız"Planlı geçmişten plansız geleceğe" doğru talihsiz bir süreç yaşayan Ankara‘nın sahip olduğu coğrafyanın taşıdığı büyük tarihsel kültürel ve doğal süreci yaşama yansıtmak disiplininden gelen planlama ve tasarım meslek erbaplarının bulunduğu Sempozyumda, AOÇ‘nin tarihsel ve kültürel varlıık değerinin ötesinde bir de, Ankara‘nın fiziki plan sürecindeki konumu ve yeşil alt yapı sisteminin vazgeçilmez bir unsuru olduğu gerçeğini, AOÇ, 1928 yılında hazırlanan Jansen planında, Ankara çanağı olarak adlandırılan Ankara ovasında tüm derelerin birleşme yeri olduğu için, Ankara‘nın olası sel ve taşkınlarda deşarj alanı olduğu  bir kez daha vurguladı.

Küresel ısınma, iklim değişikliği etkilerinin olumsuz yöndeki gelişmeleri karşısında kent yöneticilerinin son yıllarda özellikle ulaşım sistemindeki günlük çözümleri ile plansız bir geleceğe doğru sürükledikleri Ankara‘da gri altyapı ve yeşil alt yapı sistemleri karşılaştırması yapılmasının sağlanması ve kentsel planlamada yeşil alt yapı sistemi eksikliğinin yaratacağı

AOÇ, Ankara‘nın risk yönetim alanıdır.

Ankara kentinin sahip olduğu vadiler, akarsular, yamaçlar gibi topoğrafik değerler ve kent çeperinde yer alan bakir alanların varlığı yeşil altyapı planlamasında bir potansiyel oluşturmasına rağmen,  Planlı gelişiminde 1920‘lerden bu yana yeşil alanların bağlantısı önemsenmiş olsa da bugün kent, üstü kapatılan dereleri, yapılaşan vadileriyle bu potansiyelini yitirmektedir. Hızla ilerleyen kentleşme, yeşil ağın korunmasını ve sistemli bir şekilde geliştirilmesini yok oluşa doğru sürüklendiği,  

Kentin doğal peyzajının omurgasını oluşturan vadiler sistemi ve kent merkezine yakın odaklı AOÇ-ODTÜ-EYMİR bağlantıları bir yeşil altyapı çalışmasının temelleri oluşturduğu,   

Ancak Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan 2023 planında bu bölgede öngörülen kentsel gelişim, özellikle vadilerin yapılaşmaya açılması ile yeşil altyapı kurgusundaki öneminin yeniden ele alınması gerektiği,

Ankara vadilerinin kentle buluştuğu nokta olan AOÇ ve bu alanın yeşil altyapıdaki diğer önemli bileşenlerle bağlantıları ve yeşil altyapıya sağladığı servisler önemsizleştirilmeye ve Ankara kenti ranta dayalı planların hüküm sürdüğü son yıllar nedeni ile plan yapımı ve yasa koyucuları nedeni (09.09.2012 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile Hayvanat Bahçesinin Yenileme alanı ilanı gibi...)ile ankara kentinin geleceği ciddi şekilde sorgulanması gerekliliği,

Bu gün burada, olağan yağmur suyu akışı karşısında katlı kavşaklardaki sel /taşkın sebebi ile  balık adamların insan can ve mal güvenliğini korumak için çaba sarf edilmesine tanık olmuş olan Ankara için, gri altyapısı ve katlı kavşaklarını"35-75 günde yaptım" gibi  sayılı günlerdeki takvimlerle bitirmekle övünen kent yöneticilerine, "belediyenizde "balık adam" kadronuzu genişletiyor musunuz" sorusunu sormanın gerçekçi olacağını,

Cumhuriyetin ilanı ve Ankara‘nın başkent ilan edilmesiyle Ankara Türkiye‘nin planlı kentleşen ilk kenti olmuş, 1932 yılına kadar bazı parçalı planlama projelerinin ardından bütüncül ilk plan Prof. Hermann Jansen tarafından yapılmıştır. Bu planda yeşil alanların kendi aralarında bir ağ oluşturmaları, vadilerin ve kültürel değeri yüksek alanların büyük yeşil alanlar olarak kurgulandığı ve mevcut yeşil alan sisteminin önemli bileşenlerinden olan Gençlik Parkı, Kurtuluş Parkı, Hipodrom, Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ), Ankara Hayvanat Bahçesi gibi kentsel yeşil alanlar bu planın eserleri olduğunu,

Ankara planlı gelişmede örnek bir kent olmuş,  Jansen‘in 2 aşamalı olarak gördüğümüz ( 1923- 1932) planında da, 1950 ‘lerdeki Uybadin-Yücel planında da dereler, çaylar, vadiler, tepeler korunmuştur. Ancak düşük yoğunluğu ve gelişme alanlarının kısıtlılığı nedeniyle Jansen planının  koruması daha gerçekçi olduğunu, 

1923-1933‘lü yıllarda planlı bir geleceğe taşınmak üzere tüm gelişmeleri yaşamasına rağmen plansız geleceğe doğru bir süreç yaşayan Ankara‘da, vadilerin su yollarının /derelerinin bir çoğunun üstü kapanmış, genelde kent içi yollara dönüşmüş olduğu gerçeği üzerinden ve birçok kentten daha şanslı olan, derelerinin sayısı pek çok olan Ankara içinde bugün kentli, akan suyu göremediği gerçeğini,

Doğal yapının işlevlerinin yeniden kazandırılması, peyzaj parçalanmasının onarılması, kentin çeperinde bulunan doğal alanlarla mevcut yeşil ağın bağlantısının kurulması ve yitirilen akarsu sistemlerinin restorasyonunun yapılması sadece ekolojik anlamda değil kentin geleceğinin  sağlıklı planlanması açısından önemli olduğu ve özellikle son yıllarda yaşanan sel ve taşkınlar üstü kapatılan akarsuların kent ekosistemi için önemini tekrar gözler önüne serdiğini, AOÇ‘nin kentsel deşarj alanı olduğu gerçeğini,

  Ekosistemler arasındaki doğal bağlantılar akarsu yatakları, vadiler ve sırtlar gibi doğrusal peyzaj yapılarıyla sağlanmaktadır. Koridorun bitki örtüsü, genişliği, elverişli lekelere olan yakınlığı, gibi yapısal özellikleri türlerin koridor tercihlerini ve ana koridorlar arasındaki bağlantıda AOÇ‘nin önemli bir ara koridor olduğu gerçeğini görmezden gelinerek yapılaşmaya açılmasının, dolayısı ile  gri altyapıya boğarak projelendirenler bu kentin geleceği ile oynanmakta olduğunu bir kez daha kamuoyu ile paylaşmıştır.

 

Okunma Sayısı: 1098