TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

ANKARAM PLATFORMU BROŞÜRLERİ

MERKEZ
12.08.2008

Detaylı bilgi için www.ankaramplatformu.org adresini tıklayınız.

 

10 SORU 10 YANIT
ANKARA‘ NIN SU SORUNU VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
 (pdf)

 25 SORUDA SU VE SAĞLIK (pdf)

Ankara Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü, Ankaram Platformu Su Hakkı Girişimi‘nin 2007 bahar aylarından beri yapmış olduğu çalışmaları doğrulamıştır.

İl Sağlık Müdürlüğü‘nün geçtiğimiz günlerde Büyükşehir Belediyesi‘ne gönderdiği uyarı yazısı, Ankaram Platformu‘nun bugüne kadar Kızılırmak suyu ile ilgili vurguladığı fakat belediyenin ısrarla kulak tıkadığı açıklamaları doğrulamıştır.

İl sağlık Müdürlüğü belediyeye gönderdiği yazıda;

•-         Su analizlerinin düzenli sıklıkta yapılmadığını,

•-         Suda bulunan tüm değerlerin tamamının analizinin yapılmadığını,

•-         Kızılırmak suyunun tek başına sağlık değerlerinin üstünde değerler taşıdığı,

•-         Fakat Kızılırmak suyunun karışım yapıldığı Kurtboğazı ve Çamlıdere barajlarındaki su seviyesinin bitme noktasına geldiği için şebekeye doğrudan Kızılırmak suyu verilmesi durumunda, şebeke suyunun sağlık değerlerinin normal sınırların üstüne çıkacağı, mevcut arıtma tesisinin Kızılırmak suyunu arıtmada yeterli olmayacağı ve bu yüzden acilen yeni bir arıtma tesisi kurulması gerektiğini bildirmiştir.

Oysa Melih Gökçek tüm uyarılara rağmen; Kızılırmak suyunu Ankara‘ya diğer barajlardan gelen suyla paçallayarak vereceğini ve bu yüzden mevcut İvedik arıtma tesisinin yeterli olacağını ısrarla iddia ediyordu. Fakat gelinen noktada, İl Sağlık Müdürlüğü‘nün yaptığı açıklamada da görüldüğü gibi; Ankara‘ya Kızılırmak suyunu arıtabilecek ileri teknoloji bir arıtma tesisi acilen gerekmektedir.

Melih Gökçek de yine kendi öngörüsüzlüğünün, başarısız yöneticiliğinin ve kişisel hırsının kurbanı olmuş, daha önceleri hiçbir şekilde gerekli olmadığını söylediği arıtma tesisi kurma konusunda geri adım atmaya başlamıştır (06 Temmuz 2008 - TRT2 "İşin Doğrusu" Programı).

Bu gelişme, sürecin başından beri Gökçek‘i bu konuda uyaran ve yeni bir tesisin gerekli olduğunu söyleyen fakat ısrarla duymazlıktan gelinen Ankaram Platformu‘nun haklılığını bir kez daha ispatlamaktadır.

Tüm bunlarla birlikte, Melih Gökçek‘in "27 yıldır Kızılırmak suyu içiliyor" dediği Kırıkkale‘de de Gökçek yalanlanmış; 27 yıldır değil son 7 yıldır Kızılırmak suyunun şehre verildiği ve bu suyun da içme suyu olarak değil, sadece kullanım amaçlı olarak değerlendirildiği ortaya çıkmıştır. Kaldı ki, Kırıkkale belediyesi son dönemde Kızılırmak suyuna uygun ileri teknolojiye sahip bir arıtma tesisi kurarak bu suyu içilebilir standartlara getirebilmiştir. Oysa 2008 yılında Başkent Ankara böyle bir tesisin yokluğunda Kızılırmak suyunu içmeye mahkum edilmeye çalışılmaktadır!

Tüm bu tespitler ve uyarılar Ankaram Platformu olarak 2007‘den beri ısrarla vurguladığımız konulardır. Bugüne kadar belediye başkanı bizleri, ideolojik davranmakla suçlayarak kendini aklamaya çalışmıştır. Fakat İl Sağlık Müdürlüğü ve belediyenin kendi aralarında yaptıkları bu yazışma da göstermiştir ki, Ankaram Platformu olarak söylediğimiz tüm bu tespitler devletin kendi kurumlarınca da doğrulanmıştır.

İl Sağlık Müdürlüğü‘nün yaptığı benzer uyarıları daha önceden Ankaralılarla paylaşan İMO Ankara Şube Başkanı‘na da (İMO Ankara Şubesi, Ankaram Platformu‘nun dönem sözcüsüdür) Melih Gökçek ve ASKİ, hukuk yoluyla sesimizi kısmak üzere tazminat davası açmıştır. Hukuksal süreçte de referansı bilimsel düşünce olan İMO Ankara Şube, tüm kararlılığı ile Ankara‘da yaşanan su sorununun takipçisi olmaktan vazgeçmeyecek, toplumsal sorumluluk bilinciyle sözünü esirgemeden doğruları Ankaralılarla paylaşmaya devam edecektir.

İl Sağlık Müdürlüğü ile Büyükşehir Belediyesi arasındaki söz konusu yazışmanın basına yansımasının ardından, İl Sağlık Müdürlüğü‘nün yaptığı açıklama ise daha düşündürücüdür.

Müdürlük, basında çıkan haberlerin ardından, yapılan bu yazışmanın "rutin" ve "teknik" bir uygulama olduğunu ve şehir suyu ile ilgili bir sorun olmadığını belirterek yaptığı uyarıların ciddiyet değerini azaltmaya çalışmıştır!

Sağlık Müdürlüğü‘nün üç gün arayla yaptığı bu çelişkili açıklamalar, yetkili kurumların güvenilirliği ve halka karşı şeffaflığı konusunda da kafalarda soru işaretleri doğurmaktadır. Kurumların kendi aralarında yaptıkları ve halk sağlığı açısından oldukça kritik önem taşıyan bu tarz yazışmaların, basına intikal etmesinden sonra kurumların böyle refleksler göstererek birbirlerini koruma ve aklamaya çalışmaları da oldukça manidardır.                                                        

AKP‘nin bakanı ve iki belediye başkanı da Ankara Şebeke suyu için farklı açıklamalarda bulunmaktadırlar:   

Melih Gökçek günde 2-3 litre şebeke suyu içerek zinde kaldığını söylemekte fakat AKP‘li Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok, "Şebeke suyu içmiyorum. Sağlıklı olup olmadığını da tartışmıyorum"(Radikal 12 Ağustos 2008) demektedir.

Çevre ve Orman Bakanı,  DSİ eski genel müdürü Veysel Eroğlu da 23 Aralık 2008 yılında yayınlanan demecinde "İstanbul‘da musluk suyu, Ankara‘da damacana suyu içiyorum" demiştir.

Şimdi Melih Gökçek‘e soruyoruz: Sizin AKP‘li bakanınız ve belediye başkanınız da mı ideolojik davranıyor?

Bu kadar farklı ve birbiriyle çelişen açıklamalar arasında Ankaralı kime inanacak?!

Ankaralılar tüm bu gelişmeler karşısında ne yapacaklarını kestirmeye çalışırken, Ankara şebeke suyunda da ilginç gelişmeler yaşanmaya devam ediyor:

Ankara‘ya 2008 Haziran ayından itibaren verilen şebeke suyunun değerleri sürekli değişiyor.

Melih Gökçek‘in "Ankara‘ya 21 gündür Kızılırmak suyu veriyorum" dediği 2008 Mayıs ayı döneminde Ankara‘ya 150 bin metreküplük Kızılırmak suyu, Haziran ayının ortasından itibaren de 360 bin metreküplük Kızılırmak suyu veriliyordu.

Bugünlerde ise şebekeye ancak 150 bin metreküp Kızılırmak suyu verilebiliyor. Çünkü Melih Gökçek‘in "Dünyanın en hızlı su temini projesi " deyip ödül verdirdiği Kızılırmak içme suyu hattı projesinde, içme suyu projesi prosedürleri tamamlanmadan Bakanlar Kurulu kararıyla inşaata başlanmıştır. Bu nedenle Kızılırmak içme suyu hattında halen patlamalar ve arızalar meydana gelmektedir. Böylece, Kızılırmak suyunun şehre verilen oranlarında değişiklikler olmaktadır. Bu durum da şebeke suyunun parametre ve sağlık değerlerini sürekli değiştirerek insan sağlığı açısından riskli durumlar oluşturmaktadır.

Tüm bu çelişkili açıklamalar ve insanlarda kuşku yaratan ifadeler arasında, Ankaralılarla suya dair temel bilgileri paylaşmak amacıyla; 2007 yılının yaz aylarından beri yaşanan "Ankara Su Sorunu"na yönelik tüm soruları ve cevapları içeren bir broşür ile "Su ve Sağlık" ilişkisini anlatan bir broşür de Ankaram Platformu tarafından hazırlanarak dağıtımına başlanmıştır.

Devletin kurumları dahil hiçbir uyarı merciini dikkate almadan kentle savaşına devam eden, Ankaralıları damacana suya, büyük maddi külfetlere ve sağlıksız uygulamalara mahkum bırakan Gökçek‘i bu vesileyle bir kez daha uyarıyor, kentimize sahip çıkacağımızı bir kez daha yineliyoruz.

Ankaram Platformu

 

Okunma Sayısı: 5133
Dosyalar