TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

AOÇ KUŞATMA ALTINDA

AOÇ KUŞATMA ALTINDA
MERKEZ
20.09.2012

Ankara Büyükşehir Belediyesi`nin tüm hukuksuzluğu ve antidemokratik uygulamalarının bir yenisi daha 09 Eylül 2012 tarihinde Bakanlar Kurulu`ndan geçti.

BASINA VE KAMUOYUNA DUYURUMUZDUR

"ATATÜRK‘ ün Türk Halkının kullanımı için miras bıraktığı Atatürk Orman Çiftliği, hem Büyükşehir Belediyesi hem Başbakanlık tarafından halkın elinden alınıyor her şeye hem de her şeye rağmen.

ANKARA‘nın bağrından bir parçayı hem de en değerli parçamızı daha söküp alıyorlar.

Bu gün AOÇ de yaşananları anlamak mümkün değil..Neden Niçin sorularına yanıt aramak ta öyle...

Hem de her şeye rağmen...

A.O.Ç.‘liği kuşatma altında... kentin tam orta yerinde ve kuşatma altında. Tıpkı ulusal kurtuluş savaşıyla oluşturulan Cumhuriyetin tüm değerlerinin kuşatma altında olduğu gibi.

Ankara işgallerden, plansızlıktan kurtarılabilmiş değil.

Ankara‘nın siyasal ağırlığına, kamu asaleti kimliğine olan saygısı ile bir araya gelmiş olan Ankaram Platformu tüm bileşenleri olan bizler; Türkiye Cumhuriyetini kuran kadroların siyasal alanda kazandıkları başarıları sürekli hale getirecek bir ekonomik modelin gerekliliğine inanmış, bir yandan siyasal kurumlar hayata geçirilirken diğer yandan bu siyasal kurumları besleyecek ekonomik model olarak kırsal ve kentsel alanda sanayileşme ön plana çıkaran model olan ve büyük devrimci Atatürk ülkesinin kalkınması ve tam bağımsızlığına olan inancının simgesidir AOÇ‘nin yok edilişini seyretmeye mahkum olmayacağız.

Ankaram Platformu olarak; uzun zamandan beri, meslek ve sivil toplum örgütleriyle birlikte mevcut durumunu koruyabilmek için mücadele ettiğimiz, Ankara‘nın kalbi, 1.Derece Sit Alanı, Başkentin merkezinde botanik bahçesi niteliğindeki Gazi Yerleşkesi, hukuki süreç devam ederken yıkılıyor... Manzara deprem yeri gibi... Bir tarih yok oluyor... Bir yandan yıkım, diğer yandan inşaat halindeki kiralık binalara taşınmalar devam ediyor.

Yeni Çiftlik Kavşağı ile Marşandiz Köprüsü ile AOÇ‘yi halkın mirasından çıkaranlara bir de Başbakanlık konutu yaparak tecrit altına alanlar, Gazi Yerleşkesinde yıkım ve enkaz gerçekleştirenlerin bu halka verecek hesapları var.

Bunlar yetmiyormuş gibi 09 Eylül 2012 Pazar günü Bakanlar Kurulu yine AOÇ nin üzerinde dolaşan kara bulutlara bir yenisini daha ekliyor ve Hayvanat Bahçesinin bulunduğu alanda YENİLEME ALANI olarak ilan eden bir karar imza atıyorlar.

Bu nasıl bir cürettir demekten kendimiz alamıyoruz.

Halkın kullanıma emanet bir alanda halka rağmen, hukuk sürecinin devam etmesine rağmen bu nasıl bir cüret...

Gazi Yerleşkesinde hiçbir doğal yapıya zarar vermeyeceğiz diyenler bu gün yaş ortalaması 50 olan asırlık ağaçlarımızdan 2500 tanesi yok ettiler hem de gözümüzün içine baka baka yalan söyleyerek, inşaat alanının yerleşeceği hektarlarca alan iş gücü makineleri ile enkaz haline döndürülerek.

Atatürk Orman Çiftliği,  Türkiye Cumhuriyeti‘nin kalkınma politikasının hem mekânsal hem de hukuki bir görünümüdür. Atatürk Orman Çiftliği, Kır ve Kent yaşamının bir biri içine girişine ve harmanlanışına bir örnek olması amaçlı tasarlanmıştır.

Türkiye‘nin yakın zaman kentleşme ve sanayileşme politikaları, Cumhuriyet kadrolarının öngörülerinden farklı bir çizgide gerçekleşmiştir. Bugün gelinen noktada, Atatürk Orman Çiftliği‘nin hukuksal hikâyesi bile, Ankara‘daki günümüz kentleşme politikalarını kavramamıza yardımcı olacak niteliktedir.

Tüm Meslek örgütleri ve demokratik/sivil kitle örgütünün son yıllarda AOÇ üzerinde yaşanan gelişmelere yaptığı vurguya odaklandığı halde, AOÇ yi ve taşıdığı misyonu yok emek isteyenlerle büyük bir hukuk mücadelesindeler.

Meslek odalarının 2008 yılından itibaren Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan AOÇ‘yi yok etme planlarına ve projelerine karşılık başlatmış oldukları hukuk mücadelesi halen sürmekte iken, en önemlisi yine ABB tarafından 2010 yılında hazırlanmış olan AOÇ Koruma Amaçlı nazım İmar Planı ile ilgili dava süreci devam etmekte iken;  ABB‘nin her zaman ki " ben yaptım oldu" mantığı ile Ankara‘yı yönetmesine,  hem de en değerli parçamız olan AOÇ‘ye bu tavrını devam ettirmesine, bir de Başbakanlığın bu parçalamaya dahil olmasını anlamak,  HALKIN kullanımına miras olarak bırakılmış bir toprağın halktan tecrit edilecek kullanımlara dönüşmesini içimize sindirmek mümkün değildir.

Atatürk Orman Çiftliği‘ni yeni bir sürece hazırlayan, 5524 sayılı yasayla bu yasa paralelinde hazırlanan Atatürk Orman Çiftliği Koruma Amaçlı Nazım İmar Planının hukuksal olarak Atatürk Orman Çiftliği‘nin geleceğini nasıl şekillendireceği sorusuna yanıtımız ise,  HALEN HUKUK DAVA SÜRECİ İŞLEMEKTEDİR VE HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE SAYGILI SİYASALAR TARAFINDAN YÖNETİLMEK İSTİYORUZ olacaktır.

AOÇ, toprakta kooperatifler yoluyla örgütlenmiş üreticiler, üreticilerin ürünlerini tüketen kentliler ile birlikte, kentin sosyal dokusuna ve ekonomik gelişimine, siyasal hayatına, kentsel çevrenin yapılandırılmasına dair de bir ufuk çizgisidir. Atatürk Orman Çiftliği amacı itibari ile bugün dünyanın pek çok ülkesinde hayat bulan "kentsel tarım"  modelinin ilksel örneğidir.

Ekolojik anlamda bir yok oluşa sürüklenen Ankara kentinin, biyolojik ve toplumsal zenginliğini yeniden yaratmasında ve birleştirmesinde, Atatürk Orman Çiftliği, kuruluşundaki amaçlar doğrultusundan ekseni kaydırılmış ve bu gün kentin ortasında kalmış rant değeri yüksel arazi parçası olarak görülmesine itirazımız var.

Atatürk Orman Çiftliği Ankara‘nın toplumsal ve kültürel kimliğini, Cumhuriyeti‘nin vazgeçilmez parçası olması ile en değerli parçamızın yok edilmesine başkaldırımız var.

Ankara, imar yasaları ve uygulamaları açısından özel önem ve öncelikler tanınan, bu nedenle Cumhuriyetle birlikte kentleşme açısından bir "ilkler" kentidir.

Kentler ve yerel yönetimler bizde hep demokrasinin beşiği ve özgürlüklerin yerleşik alanı olarak tanımlanır.

Bu nedenle sorulması ANKARAM PLATFORMU olarak soruyoruz. Ankara hangi özgürlüklerin ve kimlerin özgürlüklerinin yerleşik alanıdır?

Toplumu mutlu kılan, insani değerleri yücelten özgürlüklerin mi? Yoksa toplumu bunalımlara iten, insani değerleri her gün biraz daha çürütüp yok eden, insanı evsiz-barksız bırakan, işgali, vurgunu, soygunu egemen kılanların mı?

ANKARAM PLATFORMU bileşimde bulunan 63 demokratik ve sivil toplum örgütü ile der ki; Ankara; özgürlüklerin, tam bağımsızlık meşalesinin elinden bırakmayanların ve AOÇ nin varlık nedenini sonsuza kadar yaşaması için mücadele edenlerin mekanıdır.

Bu gün AOÇ‘yi halktan kopararak tecrit altına almak isteyenler, AOÇ‘nin Cumhuriyet simgesi olmasından rahatsız olanlar ANKARA halkı sizi yargılayacaktır.

Kamuoyuna saygılarımızla.

 

Ankaram Platformu Dönem Sözcüsü

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası

Okunma Sayısı: 1413
Fotoğraf Galerisi