TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ "MİSYON VE VİZYONU"

ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ "MİSYON VE VİZYONU"
MERKEZ
04.11.2006

Varolan olanakları değerlendirmek, AOÇ' nin geleceği için çok önemlidir. Çünkü, zaman ve mekan sürekli tüketilen iki temel kaynaktır.

Atatürk Orman Çiftliği

 "Misyon ve Vizyonu"

Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü Kanununda Değişiklik yapılması hakkında 5524 sayılı yasa  8 Temmuz 2006 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu yasaya göre Ankara Büyükşehir Belediyesi yükümlülüğünde hazırlanması gereken A.O.Ç.Koruma Nazım İmar Planı, şehircilik ilke ve esaslarına, 1. derecede doğal ve tarihi SİT değeri taşıması ile kültür ve tabiat varlıklarını koruma mevzuatına, ulusal peyzaj değeri taşıyan A.O.Ç ‘nin Avrupa Peyzaj Sözleşmesi kriterleri gözetilmeden yapılmış bir plandır.

Öncelikle, Ankara Büyükşehir Belediyesi  tarafından 5216 sayılı yasaya göre 23 Temmuz 2006 tarihine kadar Ankara kentinin 1/25 000 ölçekli Üst Ölçek Nazım planı yapması gerekirken Ankara'nın gelişim ve stratejisini belirlemeyen Ankara Büyükşehir Belediyesinin yine parça plan komedisi ve hangi değerlerin korunduğu tartışmalı A.O.Ç. Koruma Nazım İmar Planı kabul edilebilir değildir.

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası olarak diyoruz ki; tarihsel ve ulusal peyzaj misyonuyla geleceğe taşınması zorunlu ve bu durumu sorgulanmayacak olan ve vasiyet mektubunda " ziraat ve zirai iktisab sehasında fenni ve ameli tecrübeler yapmak maksadı ile muhtelif zamanlarda tesis edilen çiftlikler" felsefesinin dışında bir koruma planı yapılmamalıdır. Eğer Ankara Büyükşehir Belediyesi kentlisi ile uzlaşmış bir plan yapmak niyetinde ise öncelikle A.O.Ç' nin parçalanmış yapısının gerekirse kamulaştırma ile bütün hale getirmeli ve  çiftlik ruhunu korumalıdır.

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası olarak öncelikle A.O.Ç' nin niçin ulusal peyzaj değeri statüsünde olduğu, taşıdığı misyonu ve vizyonu ile birlikte  sözleşme kurallarına uygun olup olmadığını ortaya koymak istiyoruz.   

ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ MİSYONU NEDİR?

Türkiye Cumhuriyeti ‘ nin kuruluşundan itibaren ele alınan birçok konu arasında ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ ‘ne öncelik tanınması ve süratle uygulamaya geçilmesi, 1923-1928 tarihleri arasında 5 yıllık sürecin en önde gelen kararıdır, olgusudur.

Çünkü , devlet politikası ve hükümet programlarının biçimlenmesi ve yönlendirilmesinde henüz kararsızlığın ve plansızlığın hüküm sürdüğü bir dönemde , Atatürk Orman Çiftliği olgusuyla;

·      UMUTSUZLUĞUN    -   GÜVENE

·      KADERCİLİĞİN     -  MANTIĞA

·      YÜZYILLAR BOYU SÜRDÜRÜLEN ALIŞKANLIKLARIN  -   BİLİM VE TEKNİĞE

·      GELENEKSEL YAŞAM BİÇİMİNİN   –   ÇAĞDAŞLIĞA

·      DOĞA KOŞULLARINA OLAN YENİLGİLERİN  -  BAŞARIYA

       VE NİHAYET

·      BOZKIRIN   -  YEŞİLE

dönüştürülmesi suretiyle, Ankara açısından olduğu kadar, ülkesel açısından da çok yönlü bir başarının  ve  iradenin gücü örneklenmiştir.

       Atatürk Orman Çiftliği, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli kilometre taşlarından biridir, çünkü Atatürk Orman Çiftliği, Türkiye Cumhuriyeti için çağdaşlaşmanın, tekniğe yönelişin, sosyal anlayışın ve sonuçta bir mucize yaratmanın simgesidir. Bu simge bizlere mirastır ve tarihsel değeri, kültürel ve toplumsal mesajı ve orijinal felsefesi ile ulusumuza bir emanettir.

" ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ MUCİZESİ " NEDİR?

Atatürk,  bataklık araziyi ıslah ederek şu konuların öncelikle ele alınmasını amaçlamıştır:

1.    Hububat cinslerinin ıslahı için: İç Anadolu Bölgesi koşullarına uygun yeni türlerin araştırılması, halka tanıtılması ve dağıtımı

2.    Yetiştiriciliği yapılmayan yeni hayvan cins ve ırklarının araştırılması, başarılı olanların halka dağıtımı

3.    Elde edilen tarım ürünlerinin işlenerek değerlendirilmesi, halka tanıtımı

4.    İç Anadolu Bölgesi iklim koşulları için uygun yerli ve yabancı meyve türlerinin üretimini yaparak tanıtmak ve bölgede yaygınlaştırmak

5.    Bağcılığın önemli bir gelir kaynağı olduğunu kanıtlamak

6.    Bilimsel yöntemlerle ağaçlandırma çalışmaları yaparak, yapay koruları ve orman oluşturmak; bölgesel ve ülkesel ölçeklerde ağaçlandırmayı özendirmek

7.    Çiftlik ve bölge için gerekli meyve bağ fidanlarının üretimi amacıyla fidanlık kurmak

8.    Makineli tarıma geçiş ve büyük alanlarda tarım yapabilmek için ziraat alet ve makine üretimi amacıyla büyük bir atölye kurmak

9.    Tarım öğretimini uygulamalı olarak halka aktarmak için pratik kurslar ve stajlar düzenlemek

10.  Çiftliğin işleyerek ürettiği gıda maddelerini aracısız halka satmak suretiyle bir nevi kooperatifleşmenin esasını halka gösterimi,

11.  Atatürk Orman Çiftliği' nde tarımın her şubesini kurarak, şubeler arasındaki, ilişkileri yaratmak suretiyle ideal bir tarım işletmesini örneklemek

 GELECEĞİNE İLİŞKİN VİZYONUMUZ NE OLMALIDIR? 

Atatürk Orman Çiftliği, tarihsel misyonuyla gelecek nesillere aktarılması zorunlu ve bu durumu sorgulanamayacak tarihi ve kültürel bir mirastır. Cumhuriyetimizin ve bu bağlamda modern Türkiye yaratma gayretlerinin en önemli simgeleri ve aktif eylem alanlarından biri de Atatürk Orman Çiftliği' dir. Ankara'nın başkent ilan edilişinin ardından modernleşmenin başlıca göstergesi olan mamur kentsel mekanlar yaratma fikrinin önemli bir parçasıdır. 1920'li yıllarda bu alana Mustafa Kemal Atatürk tarafından yüksek öngörüyle yüklenen misyonlar, yıllar sonra 3-14 Haziran 1996' da İstanbul Türkiye' de düzenlenen Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Konferansı'  nın (Habitat II) ana temalarından ve eylem alanlarından olmuştur. Örneğin bu konferans sonucunda kentsel tarım için alan gereksinimi diğer kentsel mekanlarla eşdeğer olarak vurgulanmıştır.  

Cumhuriyet Ankara' sının ulusal misyonlarla biçimlendirilmiş özgün kentsel niteliğinin bileşenleri kentsel mekan içerisinde net olarak algılanabilmektedir ve bu nedenle koruma statüleri bulunmaktadır. Bu bağlamda özellikle, eski ve yeni Türkiye Büyük Millet Meclisi' nin bulunduğu kentsel mekanlar, Gençlik Parkı, Güven Park, Cumhurbaşkanlığı Lokasyonu ve Atatürk Orman Çiftliği  bütün olarak Cumhuriyet tarihinin Ankara kentindeki tarihi ve kültürel miras değerleridir. Bu mekanlara yüklenmiş misyonlar gelecek nesillerin tarih ve millet bilincinin biçimlenmesinde önemli rol oynayacaktır. Bu mekanlardaki "misyon dışı" herhangi bir dönüşümden gelecek nesiller hesap soracaktır.  

Kaldı ki ulusal hukuki düzenlemelerimizin yanı sıra, ülkemizde de kanunla onaylanan AVRUPA PEYZAJ SÖZLEŞMESİ (2000) bu tür tarihi ve kültürel miras değerlerini uluslararası önemde korumayı zorunlu kılacak taahhütleri içermektedir. Avrupa Peyzaj Sözleşmesi, 20 Ekim 2000 tarihinde imzaya açılmış ve ülkemiz sözleşmeyi bu tarihte imzalamıştır. "Avrupa Peyzaj Sözleşmesi'nin Uygun Olduğuna Dair Kanun Tasarısı" önergesi ise 10 Haziran 2003 tarih ve 4881 nolu Kanunla onaylanarak 27 Temmuz 2003 tarih ve 25181 sayılı Resmî Gazete' de yayınlanmıştır.

Avrupa Peyzaj Sözleşmesi daha önsözünde peyzajın kültürel, ekolojik, çevresel ve sosyal alanlarda kamu yararı taşıdığının; peyzajın yerel kültürlerin biçimlenmesine katkısı sağladığının ve bunun da Avrupa kültürel ve doğal mirasının en önemli parçası olduğunun, insanın refahı ve Avrupalı kimliğinin pekiştirilmesine katkıda bulunduğunun farkında olarak; ve doğal ve kültürel mirasın korunması ve yönetilmesini dikkate alarak sözleşme maddelerine giriş yapmaktadır. Diğer bir ifade ile yerel kültürlerin biçimlenmesinde katkısı olan kültürel mirasın korunması ve yönetilmesi önemle vurgulanmıştır.  

Yine sözleşmenin tanımlar bölümünde peyzaj ve peyzaj koruma aşağıdaki biçimde ifade edilmiştir. 

  • "Peyzaj", insanlar tarafından algılandığı şekliyle, özellikleri insan ve/veya doğal faktörlerin etkileşimi ve eylemi sonucunda oluşan bir alandır;
  • "Peyzajın Korunması", peyzajın, doğal oluşumu ve/veya insanların aktivitelerinden kaynaklanan miras değeri ile doğrulanan önemli ve karakteristik özelliklerinin korunması ve devamı için yapılan eylemlerdir;

Diğer bir ifade ile insanlar tarafından biçimlenmiş alanlar peyzajın tanımlanmasında/kimliğinde doğal öğeler ve süreçler kadar etkilidir. Dolayısıyla peyzajın tarihsel ve kültürel miras değerleri o peyzajın özelliklerini ortaya koyan önemli öğelerdir ve bu haliyle korunması gerekir. 

Sözleşmenin Madde 5: Genel Tedbirler bölümünde ise sözleşmeyi imzalayan her bir taraf peyzajları, yasayla, insanların çevrelerinin önemli bir bileşeni, onların paylaştıkları kültürel ve doğal mirasın çeşitliliğinin bir ifadesi ve kimliklerinin bir temeli olarak tanımayı taahhüt etmektedir. 

Sözleşmenin 5. maddesi d fıkrasında  "Ülkeler; peyzajı, bölgesel ve şehir planlama politikalarına ve kültürel, çevresel, tarımsal, sosyal ve ekonomik politikalarına ve aynı zamanda peyzaj üzerinde doğrudan veya dolaylı etkisi olabilecek diğer politikalarına katmayı yükümlenir" denilmekte olup burada ülkesel-bölgesel fiziki planlarda, peyzaj alanlarının korunması ve kent yerleşimlerinin planlanmasında peyzajın temel bir veri olarak ele alınması amaçlanmaktadır. Sözleşmede, "peyzaj planlaması; peyzajların geliştirilmesi, restore edilmesi veya yaratılması için yapılan ileri görüşlü güçlü eylem anlamına gelir" şeklinde açıklanmaktadır.

Sözleşmede vurgulanan önemli noktalardan biri de yerel yönetimlere daha aktif ve katılımcı bir rolün yüklenmesidir (Sözleşmenin 4. maddesi). Gerçekten de bir yöredeki peyzaja ilişkin koruma, yönetim ve planlama ile ilgili sorunları bilen ve doğru çözüm üretilmesinde rol oynayacak birimlerin başında o yörenin yerel yönetimleri gelmektedir.  

   Yine 6. maddeye göre; ülkemiz kendine ait peyzajları belirlemeyi, bunların tipik özelliklerini bunları dönüştüren güçleri ve baskıları çözümlemeyi, değişiklikleri kaydetmeyi, böylece belirlenmiş olan peyzajları, bu peyzajlarla ilgilenen tarafların ve ilgili nüfusun bunlara verdiği özel değerleri dikkate alarak değerlendirmeyi yükümlenir.

ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ İÇİN ÖNERİLERİMİZ

1950'li yıllardan itibaren başlayarak çiftlik topraklarından gerçek ya da tüzel kişilere yapılan devir ve temlikler ile  fiziksel ölçü ve işlevler yönünden önemli değişmeler ve kayıplar olduğunu biliyoruz.

Eğer Büyükşehir Belediyesi yaptığın planın Koruma-Nazım İmar Planı olduğunu iddia ediyorsa ki- değildir  öncelikle korunarak kullanım ilkesi doğrultusunda Çiftlik topraklarından kayıp olan alanları KAMULAŞTIRMALIDIR.      

Atatürk Orman Çiftliği'nin Ankara Kenti açısından değerlendirme söz konusu olduğunda,bu konudaki düşüncelerimizi:

1.    Kentin yerleşme alanı içindeki konumu bakımından AOÇ'nin makro düzeydeki işlevi

2.    Çiftliğin kendi sınırları içindeki arazisinin " Alan Kullanımı " açısından işlevi; olarak iki grupta olabiliriz.

İki grupta belirlenen işlevleri ayrıntılı olarak belirlemek gerekirse:

1.    Atatürk Orman Çiftliği için sürdürülmek istenen talanın önlenmesi ve çiftliğin Atatürk adına yakışır, çağdaş bir düzeye eriştirilmesi için, AOÇ siyasi politikaların dışında tutulmalı, alanın korunması ve kullanımı için sürekliliği ve dokunulmazlığı olan bir peyzaj  değeri olarak" ULUSAL  POLİTİKA " oluşturulmalıdır.

2.    Çiftliğin kuruluş amacları güçlendirilerek,kent-bölge ve ülke ölçeğinde etkin duruma getirilmelidir.Hatta Ankara'nın ulusal ve uluslararası düzeyde bir kent olması için çaba harcadığımız  kentimizin ilgi odağı haline getirilmelidir.

 AOÇ  ülkemizde ilk kez;

1.    Teknik önlemlere dayalı arazi ıslahı

2.    Bitkilendirme ile toprak ıslahı

3.    Çağdaş bir çiftlik işletmesi

4.    Köylü, çiftçi ve üniversite düzeyinde bir eğitim-öğretim ortamı

5.    Rekreasyon planlaması

6.    Kent bütününe hizmet eden bir açık ve yeşil alan planlaması politikası

7.    İklim planlama

8.    Kentin uzun süreli geleceğini amaçlayan bir alan kullanımı gibi konular öngörülmüş ve gerçekleştirilmiştir.

Bu anlayış içinde, alanda gerçekleşmesi uygun gelişim önerilerden bazıları şunlardır:

1.   Doğal bir arazi tasarımı içinde ve ülkemizin tipik kırsal önerilerini sergileyen "TARIM FUARI PARK "

2.   Mezopotomya uygarlığından günümüze kadar Anadolu tarım kültürü ile önemli evrensel örneklerin sergileneceği " TARIM TEKNOLOJİ MÜZESİ "

3.   Hayvanat ve Botanik bahçelerini bir arada yorumlayan " BİOPARK "

4.   Önemli bitki kaynaklarımızdan oluşan bir " GEN BANKASI " ve genetikle ilgili çalışmaların yapılabileceği " GENETİK MÜHENDİSLİĞİ LABORATUVARI  

5.   Alanın bütünü Ankara'nın nefes alma koridoru olrak korunup kentin "YEŞİL KAMASI"olması,

6.   Dünyanın farklı iklim tiplerini ve  bitki türlerini örnekleyen, yüzyılımızın en son teknolojisi ile gerçekleştirilecek olan "DÜNYA İKLİM SERASI",

7.   Anadolu'nun doğal ve kültürel tarım bitki türlerinin açık ve kapalı mekanlarda sergilendiği"TARIM BİTKİLERİ KOLLEKSİYON PARKI" ve "HERBARİUM"

8.   Ankara Çayı'nın ıslahı ile A.O.Ç. içinde kalan kısmının rekreasyona KORUYARAK-KULLANIM ilkesi ile katılımı,   

Sonuç olarak, Atatürk Orman Çiftliği Türkiye Cumhuriyeti'nin modern Türkiye yaratmadaki ilk eylem alanlarından olarak en önemli tarihi ve kültürel miras değerlerimizden birini oluşturduğu gerçeği göz ardı edilmeden, gerek Avrupa Peyzaj Sözleşmesi ve gerekse peyzaj koruma ve peyzaj yönetimi kavramlarının doğal gerekliliği olarak, Atatürk Orman Çiftliği'ne Cumhuriyetin kuruluş yıllarında belirlenen misyonu, bu mekanın geleceğine ilişkin vizyonumuzu belirmektedir. Atatürk Orman Çiftliğine ilişkin herhangi bir uygulamanın bu amaç ve hedef dışına çıkmasını önlemek ulusal bir sorumluluk ve görevdir.

Varolan olanakları değerlendirmek, Atatürk Orman Çiftliği' nin geleceği için çok önemlidir. Çünkü, zaman ve mekan sürekli olarak tüketilen ve bir daha yaratılması mümkün olamayan iki temel kaynaktır. Başka bir anlatımla, yitirilen ZAMAN VE MEKAN, Atatürk Orman Çiftliği'nin yeniden kazanılması için elde edilemeyecek iki çevre koşuludur.

Okunma Sayısı: 2901