TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ TOKİ`YE TESLİM

MERKEZ
01.10.2012

Başbakanlık, TOKİ ve Orman Genel Müdürlüğü arasında imzalanan ve OGM mülkiyetindeki muhtelif parsellerde yer alan taşınmazların TOKİ’ye devrine ve TOKİ tarafından bunun karşılığında muhtelif inşai faaliyetlerin kararlaştırıldığı 28.02.2012 tarihli protokolün iptali talebi ile ilgili olarak Odamız, Şehir Plancıları, Mimarlar, Ziraat ve Çevre Mühendisleri Odası ile birlikte yargıya taşıdık.

Başbakanlık, TOKİ ve Orman Genel Müdürlüğü arasında imzalanan ve OGM mülkiyetindeki muhtelif parsellerde yer alan taşınmazların TOKİ‘ye devrine ve TOKİ tarafından bunun karşılığında muhtelif inşai faaliyetlerin kararlaştırıldığı 28.02.2012 tarihli protokolün iptali talebi ile ilgili olarak Odamız, Şehir Plancıları, Mimarlar, Ziraat ve Çevre Mühendisleri Odası ile birlikte yargıya taşıdık.  

T.C. Başbakanlık, Orman Genel Müdürlüğü (OGM), T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı arasında imzalanan ve OGM mülkiyetindeki muhtelif parsellerde yer alan taşınmazların TOKİ‘ye devrine ve TOKİ tarafından bunun karşılığında muhtelif inşai faaliyetlerin kararlaştırıldığı 28.02.2012 tarihli protokolün öncelikle yürütmesinin durdurulmasına takiben iptaline karar verilmesi talepli davada,

GEREKÇELERİMİZ;

Bir bütün olarak ele alınması ve Cumhuriyetin kuruluş tarihi ve mirası açısından önemi ve işlevi doğrultusunda değerlendirilmesi ve bu yönde korunarak geliştirilmesi beklenen AOÇ alanına ilişkin parçacı bir yaklaşımla alana özel sit alanı "derecesi" ve "niteliğine" ait karar üretilmiştir. "Parçacı; bütünü bozan" ve "Alana; kişiye özel" olarak tanımlanabilecek karar AOÇ‘nin kuruluş amacına ve Atatürk‘ün vasiyetine aykırılığı nedeniyle de koruma mevzuatına, kamu yararına ve hukuka aykırıdır.

Kamu yararı açısından değerlendirildiğinde; dava konusu alan kentin bütününe hizmet eden bir özellik taşımaktadır. Bu nedenle de Ankara kenti açısından özel bir öneme ve yarara sahiptir. Başbakanlık hizmet binası dahi olsa herhangi bir yapılaşmaya konu olması ve AOÇ alanının bütünlüğünün bozulması açıkça kamu yararına aykırıdır. Bilindiği üzere üstün kamu yararı, iki hizmet arasında hangisinin diğerine üstün olduğu, diğer bir deyişle hangi hizmetin daha çok kamu yararına olduğu sorunu ile ilgilidir. Yarışan kamu yararları kavramlarından hareketle üstün kamu yararına ulaşıldığı açıktır. Bu açıdan değerlendirildiğinde alanın bütünün korunması ve aşağıda da ayrıca belirteceğimiz amaçlar doğrultusunda kullanılması üstün kamu yararına hizmet edecektir.

Atatürk Orman Çiftliğinin coğrafi konumu ve niteliği nedeniyle Ankara kentinin "hava koridoru" olarak belirlenmiştir. Sonrasında kent yerleşiminin gelişme biçimi, yönü ve mekânsal dağılımı AOÇ alanının bu özelliğini pekiştirmiştir. AOÇ alanının adeta Ankara Metropolünün akciğerleri niteliğinde kalması nedeniyle "mevcut halinin korunarak geliştirilmesi" temel ilkesi belirlenmiştir. Bu durum rastlantısal bir durum değildir. AOÇ alanı Ankara Kenti çanağı denilen coğrafi yapı gereği tüm Ankara vadilerinin-derelerinin toplandığı ve Ankara Çayı‘na katıldığı alandır. Bu nedenle de Ankara kentinin akciğerleri niteliğinde olup hava koridoru olarak belirlenmiştir.

Ancak her ne kadar Çiftlik arazisi "KORUMA" temel ilkesi ile sit alanı ilan edilse de 2007 ve 2010 yıllarında onaylanan planlarda; koruma ve geliştirme yaklaşımı benimsenmek yerine kentin akciğerleri niteliğindeki çiftlik arazisinin, rant uğruna kentin imar planlarında yer verilmeyen kullanımlar için adeta "boş alan" olarak ele alınmaktadır. 2007 yılında onaylanan imar planı bu gerekçelerle yargı kararı ile iptal edilmiş, 2010 yılında onaylanan imar planının aynı gerekçelerle iptali için dava açılmıştır.

DAVA KONUSU PROTOKOL İLE KURULUŞ AMACI VE ATATÜRK‘ÜN VASİYETİ GEREĞİ "KORUNMASI" GEREKEN ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ‘NİN KALBİ KONUMUNDAKİ BİR PARÇASINDA, BÜTÜNDEN AYRIŞMAYA NEDEN OLACAK ŞEKİLDE, ADETA KENTSEL ALAN GİBİ YAPILAŞMA YOLU AÇILMAKTADIR

Ankara kent bütünü ölçeğinde, hatta yakın kentler için, halkın yani kamunun kullandığı bir alandır. Doğal özellikleri nedeniyle Ankara kentinin gerek hava gerekse su kaynaklarının korunmasına olan katkısı ile rekreasyonel açıdan yararlanılan alan olarak korunmasında "üstün kamu yararı" niteliğinde olup doğal sit derecesinin düşürülerek yapılaşmaya açılması asıl kamu yararına aykırıdır.

Hal böyleyken gerek Ankara kenti gerekse Türkiye için bu kadar önemli bir alanın korunmasındaki yararın "Başbakanlık Hizmet Binası" yapılması ile karşılaştırıldığında üstün kamu yararı olarak değerlendirilmesi gerektiği kanımızca açıktır.

Ayrıca, koruma mevzuatı göz önünde bulundurulduğunda Atatürk Orman Çiftliği‘nin bütün olarak değerlendirilmesi amacı ile "Sit Alanı" ilan edildiği dikkatte alınarak dava konusu kurul/komisyon kararı değerlendirildiğinde; AOÇ alanı bütününde parçacı bir yaklaşımla parsel ölçeğinde AOÇ‘nin esas kuruluş amacına hizmet eden alanının sit derecesinin düşürülmesi koruma mevzuatı hükümlerine aykırıdır.

Doğal Sit alan tanımında  yer alan "ender bulunma" durumu, Ankara kenti için ender niteliği tartışılmazdır. Ankara kent bütünü içinde değerlendirildiğinde, hemen tüm derelerin üstünün kapatıldığı, kent içindeki yeşil alanların ticari birimler, kapalı spor tesisi, otopark vb farklı kullanımlar ile bir şekilde yapılaşma ile küçültüldüğü için niteliğinin kaybolduğu, bir çoğunun da farklı amaçlarla yapılaşma açıldığı gerçeği nedeniyle AOÇ Ankara için "ender nitelikli" doğal alandır. Kent içinde doğal topografyası korunarak kent bütünü, kent halkı açısından vazgeçilmez öneme sahip başka bir doğal alan yoktur. Bu protokol ile alanda açıkça yeni yapılaşmaya izin verilmektedir.

Koruma mevzuatı göz önünde bulundurularak dava konusu karar değerlendirildiğinde; Parsel ölçeğinde Atatürk Orman Çiftliği ile aynı ismi taşıyarak "Çiftliğin Kuruluş Esasları"nın uygulanması niteliğindeki alanın bilimsel ve teknik gerekçe olmaksızın yeni yapılaşmanın yolunun açılması koruma mevzuatına, AOÇ‘nin kuruluş amacına ve Atatürk‘ün vasiyetine açıkça aykırıdır.

Okunma Sayısı: 593