BASIN AÇIKLAMASI " BARIŞA DOĞRU YERİNDEN TARAF OLMAK"
Bir taraftan yükseltilen militarist ve ırkçı söylemler, diğer taraftan bölge haritasına yeniden şekil verecek olan ve açıktan dış dinamikler tarafından belirlenen "büyük açılım" projeleri… Kırk satır mı, kırk katır mı? İlle de birine taraf olmak mı gerekiyor?
1 EYLÜL VESİLESİ İLE
BARIŞA DOĞRU YERİNDEN TARAF OLMAK…
Faşist Nazi Almanyası, 1 Eylül 1939‘ da önce Polonyayı, ardından Sovyetler Birliğini işgal etti, milyonlarca insanı katletti, milyonlarca insanı evsiz, sakat bıraktı.
Nazi orduları tarihin gördüğü en büyük direnişlerden biriyle, Berlin‘ e kadar süpürülürken, savaşın başladığı 1 Eylül günü bütün dünyada " Dünya Barış Günü" olarak ilan edildi.
Dünyaya barış, faşizme karşı kahramanca ülkelerini savunan yurtseverler tarafından hediye edildi.
O yıllardan bu zamana 1 Eylül Dünya Barış günü bütün dünyada çeşitli etkinliklerle "kutlanır."
Her 1 Eylül‘ de doğaldır ki, dünyada, bölgede ve ülkede bugün yaşanan savaşların durması için temenniler dile getirilir.
Bu temennilere yürekten katılıyoruz.
Diğer taraftan temennilerin eksik kaldığını düşündüğümüzü belirtmek de fayda var.
1939- 1945 tarihsel aralığında barışa yüklenen anlam teslimiyet değil, uğruna büyük bedeller ödenen mücadele pratiği ve perspektifidir.
" Nerden, nasıl ve kim tarafından getirilirse getirilsin, hangi dinamiklerle belirlenirse belirlensin, yeter ki gelsin" yaklaşımı teslimiyetçidir. Bu yaklaşım, kalıcı- uzun soluklu bir kardeşlik ve barışın tesis edilmesini değil, süreci belirleyen dinamiklerin, dönemsel çıkar ve ileriye dönük projelerinin hayata geçirilmesinin bir ürünüdür.
Komşu ülke Irak‘ a "dışardan" getirilen barış ve demokrasinin sonuçları ortadadır. Aradan geçen 5 yılda yaşamını kaybeden insan sayısı milyonlarla ifade edilirken, kesin ölü sayısını kimse bilmemektedir. Irak‘ tan geriye kalan, parça parça bölünmüş bir devlettir.
" Irak örneğinde; proje de, projenin sahibi de bellidir."
Örnekler bol… Afganistan, Filistin, Lübnan… Onyıllardır barış ve demokrasi adı altında halklar, eskiyi özler hale gelmiş, adı geçen devletler yeni çizgilerle anılmaya başlanmıştır. Balkanlarda sayısı belirsiz, onlarca uydu devlet sahneye çıkmıştır. Orada yaşayan halklar birbirine düşman edilmiştir.
Peki ya bizim coğrafyamız…
Evirmeden çevirmeden baştan net olarak koymakta yarar var.
"Kürt sorunu bu toprakların sorunudur, Türkiye‘nin sorunudur…"
" Açılım " diyenler ve açılımı heyecanla bekleyenler, bu topraklardan ve halktan umudunu kesenlerdir.
"Açılım" diyenlere yüzünü dönüp, "bu tür konularda iyi gelişmeler de var" denmez.
Sürecin ana doğrultusuna bakılır, ülke nereye gidiyor, hangi aktörler süreci belirliyor bunlar saptanır. İyisi, kötüsü buradan anlaşılır.
Sürecin aktörleri de ana doğrultusu da bellidir. Dönüştürülen bir Türkiye ve bölgedir söz konusu olan… Kürt meselesi de bu dönüşüm sürecinin içinde, hem bu sürecin bir parçası aynı zamanda aracı haline getirilmek istenmektedir.
Bu toprakların sorununu, bu toprakların dışından unsurlara inisiyatif vererek çözülemez.
Buradan kalıcı barış ve kardeşlik değil, bölünme ve düşmanlık çıkar.
"Türkler ve Kürtler kardeş olmalıdır!" demeyle kardeş olunmuyor.
Bir taraftan yükseltilen militarist ve ırkçı söylemler, diğer taraftan bölge haritasına yeniden şekil verecek olan ve açıktan dış dinamikler tarafından belirlenen "büyük açılım" projeleri…
Kırk satır mı, kırk katır mı? İlle de birine taraf olmak mı gerekiyor?
Yoksa…
Kalıcı bir barış ve kardeşliğin temelleri için yeni bir düzleme mi işaret edilmeli?
Yapılması gereken, bu düzlemin kendisini tartışmak ve tarif etmektir. Birilerinin şişeden cin çıkarmasını beklemek değil.
Bu düzlemin kendisi eşitlikçi, adaletçi bir toplumsal projede yan yana gelmektir, bu projenin güçlendirilmesi için mücadele etmektir.
Bu projenin aktörleri arasında, ABD‘ si, AB‘ si, işbirlikçi Talabanisi, Barzanisi , cemaatçisi yoktur.
Bu projenin aktörleri, işsizlikte, yoklukta, yoksullukta, sömürülmekte ortaklaşmış, Türk ve Kürt emekçileridir.
Buradan yan yanan gelmeyi başarabilenler, ayrışmayı değil, birleşmeyi önüne koyar.
Saygılarımızla.
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
En Çok Okunanlar
- PEYZAJ MİMARLIĞI HİZMETLERİ EN AZ BEDEL HESABI, ARTIK ODAMIZ OTOMASYON SİSTEMİ ÜZERİNDEN ÜYELERİMİZİN HİZMETİNE AÇILDI /2010 Okunma Sayısı:36196
- MESLEKİ DENETİM UYGULAMASI /2007 Okunma Sayısı:35443
- SÖZLEŞME ÖRNEKLERİ /2007 Okunma Sayısı:34679
- BÜRO TESCİL BELGESİ (BTB) ALMA KOŞULLARI /2007 Okunma Sayısı:34477
- KAMU İHALE KURUMU HÜKÜMLERİ GEREĞİ İŞ BİTİRME BELGESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME /2008 Okunma Sayısı:33483
- MESLEKİ TANINIRLIĞIMIZDAKİ EN ÖNEMLİ ADIM /2006 Okunma Sayısı:33251
- SÖZLEŞMELİ/ÜCRETLİ PEYZAJ MİMARI ASGARİ ÜCRETLERİ /2011 Okunma Sayısı:31603
- KEŞİF-METRAJ VE İHALE DOSYASI HAZIRLANMASI /2009 Okunma Sayısı:29607
- TESCİLLİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÜRO VE ŞİRKETLERİ 2009 /2009 Okunma Sayısı:27086
- KURAKLIK PEYZAJI /2007 Okunma Sayısı:19879