TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

BASINA VE KAMUOYUNA DUYURUMUZDUR: BİLİM VE TEKNİK REFERANDUMLA SORGULANAMAZ!

BASINA VE KAMUOYUNA DUYURUMUZDUR:
BİLİM VE TEKNİK REFERANDUMLA SORGULANAMAZ!
MERKEZ
15.06.2013

Peyzaj Mimarları Odası olarak, iki yıla yakın bir süredir gerek hukuki olarak gerekse Taksim Dayanışması‘nın içerisinde yürütmüş olduğumuz çalışmalar ve açıklamalarımızda belirttiğimiz üzere; söz konusu proje ne ulusal ne de uluslar arası bilim ve hukuk ilkeleri gereğince yapılmamış olup bir bütünde bilim ve tekniğe-toplumsal gereksinimlere aykırı süreçler yaşanmıştır. Yaşanan olaylar park özelinden çıkarak önce kentli haklarının savunulması sonrasında da kendi haklarını savunmasına dönüşmüştür.

BASINA VE KAMUOYUNA DUYURUMUZDUR


BİLİM VE TEKNİK REFERANDUMLA SORGULANAMAZ


Öncelikle son 19 gündür doğrudan kaybeden 4 yurttaşımıza hatta dün hayatını kaybettiği haberi ile bir kez daha derin acısını yaşadığımız Sevgili Ethem Sarısülük‘ü ve sayısını şu an bilemediğimiz dolaylı olarak hayatlarını kaybeden ve yaralanan ve bu onurlu hak arama mücadelesine emek koyan herkesi selamlayarak başlamak istiyoruz.

 


Peyzaj Mimarları Odası olarak, iki yıla yakın bir süredir gerek hukuki olarak gerekse Taksim Dayanışması‘nın içerisinde yürütmüş olduğumuz çalışmalar ve açıklamalarımızda belirttiğimiz üzere; söz konusu proje ne ulusal ne de uluslar arası bilim ve hukuk ilkeleri gereğince yapılmamış olup bir bütünde bilim ve tekniğe-toplumsal gereksinimlere aykırı süreçler yaşanmıştır.

 

Yaşanan olaylar park özelinden çıkarak önce kentli haklarının savunulması sonrasında da kendi haklarını savunmasına dönüşmüştür.


Peyzaj karakterini, kullanım biçim ve yoğunluklarını, mülkiyet yapısını hızla altüst eden, kullan-at peyzajları yaratan, tüket-yok et-yeniden yap anlayışını besleyen kentsel dönüşüm çalışmalarına karşıt söylemler, kent ve kendi haklarının savunulmasında en temel noktalardan biri olmuştur. Atatürk Orman Çiftliği, 3. Köprü, 3. Havaalanı, Kanal İstanbul, Fener-Balat, Maltepe ve Yenikapı deniz dolguları, Ergene Havzası, Hasankeyf, Karadeniz derelerinin özgürleşmesi, ODTÜ orman alanlarının yola feda edilmesi karşısında da kentli ve kendi haklarımız yeniden -yeniden sorgulanmalıdır.

 


Odamız İstanbul Şubesinin aktif olarak görev yürütmekte olduğu Taksim Dayanışmasının Başbakanla yapılan görüşme sırasında Başbakanı‘nın "referandum  yapacağım" söylemine, hem Taksim dayanışmanın önemli aktvistlerinden İstanbul Şubemizin hem de dün tarihi itibari ile kamusal mülkiyet hakkıma dokunma diyen Taksim Dayanışması paydaşlarının , peyzaj mimarlarının yanıtı var.


Kamusal alanların planlama ihtisasında gelen peyzaj mimarları der ki:

 
"Bilimi referandumla tartıştırmayız"

 

Siyasi otoriteden gelen  öneri "olumlu" bir öneri değildir. Bu öneri, hem hâlihazırda yürütülmekte olan hukuki mücadelenin hem de alanın hassasiyetleri üzerinden oluşan toplumsal direnişin/söylemin soğutulması, halkın haklı taleplerinin görmezden gelinmesidir.

 


Taksim yayalaştırma projesi söyleminin başladığı ilk gün olan 2011 yılında itibaren peyzaj mimarlarının Taksim‘in emek-demokrasi ve özgürlük alanı olma kimliğinin, Gezi parkının kentsel kamusal varlığının hiçbir yapı yoğunluğuna terk edilemeyeceği gerçeğini bir kez daha tekrarlıyoruz.

 

 
Bugüne kadar tarihi ve kültürel değerleriyle koruma altında olan kentsel kültürel peyzajlarımızdan Taksim Meydanı ve Gezisi (Taksim Gezi Parkı) son 19 günde kültürel değeri/katmanı artmış, toplumsal bellek, toplumsal kimlik anlamında artık daha da değerli bir alan olmuştur.

 

 
Politik söylemleri, flamaları ve yazılamalarıyla halk tarafından anlamlandırılmış bir politik peyzaj olarak, hayatını kaybedenlerimiz için yapılan anma alanıyla bir anısal peyzaj olarak, tüketilen değil, her gün her an yeniden üretilen bir peyzaj olarak ülkemizden dünyaya yayılan bir ışığın/enerjinin taşlarını oluşturmuştur.
Zaten bilimsel ve hukuki olarak hiçbir meşruluğu olmayan ve otorite tarafından lastik teker ulaşımın yer altına alınarak alanın yayalaştırılacağına dair iddialar ile ortaya atılan "Taksim Yayalaştırma Projesi"nin meşruiyetsizliği halk tarafından da ortaya konmuştur. Bu süreçte, alana araçların girememesi ulaşım sıkıntılarına sebep olmamış, otobüslerin ve dolmuşların ilk/son durakları meydandan uzaklaştırılmış, 1 Mayısı kutlamaya uygun olmadığı ifade edilen yüzbinler meydanın yüreği, sesi olmuş, meydanların demokratik vazgeçilmezliği bir kez daha halk tarafından ispatlanmıştır.

 


İktidarın son on yılda kendi siyaseti ile biçimlendirme politikalarının bir yansıması örneklerinden biri de Taksim Meydanına " Topçu Kışlasını yaparım miting diyorsanız da  size de Maltepe-Yenikapı‘da yeni alan yapıyorum "diyerek topluma "ben isterim olur" dayatmasının bir reddidir Taksim.

 
Size miting alanı yapıyoruz dedikleri Maltepe Sahil Yolunda 38 ha. deniz dolgusu yapılmıştır. Deniz ve kıyı ekosistemi yok edilmiş ama "büyük proje!"  gerçekleşmiştir. Yeni kapı tarihi surları Marmaray‘ın 15-20 m. uzunluğundaki hava bacaları ile kapanmış tarihi peyzaj silüetine bir darbe daha vurulmuştur. Şimdi burada hangi  doğrudan bahsedebiliriz.

 


Kentsel kamusal peyzaj olma özelliğiyle; bugüne kadar sadece İstanbul‘un değil Türkiye‘nin kendini ifade etmede "en özgür alanı" bugün daha da özgürleşmiş, kamu kendine ait olanda kendini tüm renkleriyle temsil etmiş, toplumsal birliktelik kamusal alanda kuvvetlenmiş, sokak kavramı yeniden kendini bulmuş, insanlar tarafından yeniden ele geçirilmiştir. Park anlamca tam olarak kendi amacına ulaşmıştır. Demokrasiyi söylemden öte bilmeyen halkın, dün yapılan 7 forumlar başta olmak üzere demokrasiyi anlama, öğrenme süreçlerini ördüğü görülmüştür. Toplumsal bir resetleme (yeniden ayarlama, konumlandırma) süreci yaşanmaktadır.

 


Bu psikolojik ve sosyolojik kazanımla, otoritenin 11 yıldır üzerimizde kurduğu korku imparatorluğu da kırılarak, kentsel kamusal peyzajlarımız (meydanlarımız, parklarımız, sokaklarımız vb.) toplumsal olarak büyümemizi, olgunlaşmamızı sağlamıştır. Ancak günlerdir gerek ulusal gerekse uluslar arası çeşitli düzlemlerde ifade edilen taleplerimiz konusunda hiçbir somut/reel kazanım henüz söz konusu olamamıştır.
İnsanın ve/veya doğanın şekillendirdiği, yapılar dışarısında kalan alanlarda planlama, mühendislik ve tasarım ilkeleri ışığında, sadece fiziki değil sosyal boyutuyla da çalışan bir meslek disiplini olarak diyoruz ki;


- Yaklaşık 29 bin 550 metre kare yüzölçümlü Taksim-Gezi Parkı taşınmazı, tapuda İstanbul Belediyesi (Büyükşehir) adına 751 ada, 2 no.lu parsel olarak tescillidir. İstanbul Belediyesi bu taşınmazı koşullu edinmiştir.  Gezi Parkı taşınmazı umumi hizmetlerde (meydan, park, yeşil saha vb.) kullanılmak üzere İstanbul Bş. Belediyesi adına tapuya tescil edilmiştir. Gezi Parkı taşınmazını ne satabilir, ne de umumi hizmetler dışında başka bir amaç için kullanabilir.

 
- Referandum ya da plebisit, bizler için tartışmaya dahi açılamaz,


- Beyoğlu Bölgesi‘nin dönüştürülmesi çalışmalarının bir parçası olarak;  trafiğinin yer altına alınmak istenmesi, meydanı yayasızlaştırma, Gezi Parkına yapılmak istenen yapını ve alandaki diğer öğelerin otopark sorunlarının çözülmek istenmesi halkın ihtiyaçlarının değil kentin metalaşmasının ihtiyacına yöneliktir.


- Afet halinde bölgenin tek alanlarından olan Gezi Parkı‘nda aslında bugün olası afet halinin tatbikatı da yapılmaktadır.


- Hukuki süreç; bilirkişi raporumuz lehte olup, idari mahkemenin birkaç hafta içerisinde karar vermesini bekliyoruz. Ancak hukukun üzerindeki baskı, baskıcı söylemler, karar alma süreçlerindeki yönlendirici tavır, dünkü forumlarda da olduğu gibi kamuoyunda bu işleyişe dair güvensizlik oluşmuştur.


Gezi Parkından yükselen talepler peyzaj mimarlarının da talepleridir.

 
1. Gezi Parkı, Park olarak kalmalıdır. Taksim Gezi Parkına Topçu Kışlası adı altında ya da başka herhangi bir yapılaşma olmayacağını, projenin iptal edildiğine dair resmi bir açıklamanın yapılmasını, Atatürk Kültür Merkezinin yıkılmasına ilişkin girişimlerin durdurulmasını,


2. Taksim Gezi Parkı‘ndaki yıkıma karşı direnişten başlayarak halkın en temel demokratik hak kullanımını engelleyen, şiddetle bastırma emrini veren, bu emri uygulatan ve uygulayan, binlerce, insanın yaralanmasına, iki yurttaşımızın ölmesine neden olan sorumlular, başta İstanbul, Ankara, Hatay Valileri ve Emniyet Müdürleri olmak üzere tüm sorumluların görevden alınmasını, Gaz bombası ve benzeri materyallerin kullanılmasının yasaklanmasını,


3. Ülkenin dört bir yanında direnişe katıldığı için gözaltına alınan yurttaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını, haklarında hiçbir soruşturma açılmayacağına ilişkin açıklamanın hemen şimdi yapılmasını,


4. 1 Mayıs alanı olan Taksim ve Kızılay başta olmak üzere Türkiye‘deki tüm meydanlarımızda, kamusal alanlarımızda toplantı, gösteri, eylem yasaklarına ve fiili engellemelere son verilmesini; ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmasını,


5. Toprak bütünlüğü ile, bugün  14 Hyde park,  10 Central park alanını içinde barındırabilecek büyüklükte olan Atatürk Orman Çiftliği‘nde(AOÇ) süren başbakanlık konutu ve yol-kavşak yapılaşmasının, kentsel yeşil alt yapı planının önemli bileşkesi olan yeşil aksın yok edilmesine binlerce ağaç kesilmelerinin, satışların ve  talanın acilen durdurulmasını,

 


TALEP EDİYOR VE BİR KEZ DAHA TEKRARLIYORUZ

 


Halkımıza sesleniyoruz; dayanışmayı bizler için de yürütün, meslek alanlarımızın itibarsızlaştırılmasına engel olun.

 


Saygılarımızla.

 

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
Genel Merkez ve İstanbul Şube Yönetim Kurulları
 

Okunma Sayısı: 1274
Fotoğraf Galerisi