TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

BİR GARİP TERMİK SANTRAL HİKAYESİ: LİSANSI VAR, PLANLAMASI YOK

MERKEZ
06.03.2012

Hassas ekosisteme sahip Amasra’da inşa edilmek istenen 1320 megavat (MW) kurulu gücündeki termik santral için 21 Şubat 2012 tarihinde Hattat Holding ile Çinli ortağı arasında yapılan anlaşmanın imza törenindeki açıklamalar; gerek meslek odaları olarak Elektrik Mühendisleri Odası ile Peyzaj Mimarları Odası’nın gerekse yerel halkın kaygı ve şüphelerinde ne kadar haklı olduğunu göstermiştir.

Hassas ekosisteme sahip Amasra‘da inşa edilmek istenen 1320 megavat (MW) kurulu gücündeki termik santral için 21 Şubat 2012 tarihinde Hattat Holding ile Çinli ortağı AVIC International Cooperation arasında yapılan anlaşmanın imza törenindeki açıklamalar; gerek meslek odaları olarak Elektrik Mühendisleri Odası ile Peyzaj Mimarları Odası‘nın gerekse yerel halkın kaygı ve şüphelerinde ne kadar haklı olduğunu göstermiştir.

Amasra ve Bartın "kentsel sit"  olarak ilan edilmiş, doğal ve tarihi güzellikleriyle ekonomisine turizmi kazandırmış yerleşimler yerleridir. "Kavşak Suyu" gibi çok değerli bir su kaynağının varlığı, doğallığı bozulmamış turistik koyları ve sahilleri, çok önemli nitelikteki yaban hayatını barındıran ormanları ve dünyanın en önemli korunan alanlarından biri olan Küre Dağları Milli Parkı‘na olan yakınlığı göz ardı edilemeyecek özellikleridir.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı‘nın Zonguldak-Bartın-Karabük Çevre Düzeni Planı‘nda; termik santralin yapılmasının planlandığı alanda sadece tarım, orman, liman ve balıkçı barınağı, turizm ve yerleşim alanı gibi kullanım şekillerine izin verilmektedir.

Bölge, Devlet Planlama Teşkilatı‘nın 2023 Turizm Stratejisi‘nde; "Karadeniz Bölgesi‘nde yer alan Bolu, Zonguldak, Bartın, Kastamonu ve Sinop illerini kapsayan bölge, ...biyolojik çeşitlilik açısından ve eko-turizm potansiyeli açısından Türkiye Turizm Stratejisi‘nde öncelikle eko-turizmin geliştirileceği bölgeler" arasına alınmıştır. Ayrıca "Türkiye 2007-2013 Turizm Eylem Planı"nda Amasra ve Kurucaşile ilçeleri "Ekoturizm Odaklı Gelişim Bölgesi" içinde gösterilmektedir.

Doğal ve kültürel yönüyle tüm bu özellikleri barındıran bu bölgede inşa edilmek istenen termik santralın yerini, "yerli kaynak ve personel istihdamı" gibi gerekçelerin ardına sığınarak kabul ettirmeye çalışmak en hafif deyimiyle basit bir aldatma hikâyesidir. Sonuçta yaşanacak doğa ve kültür felaketini gizleme uğraşısından başka bir şey değildir.

Bölgeye inşa edilmek istenen bu santral, ulusal ve yerel tüm planlarda ortaya konulan öncelikli turizm potansiyelini ortadan kaldıracaktır.

 

Üretim lisansı alınan santralın bağlantı hatları bile belli değildir...

Santral için Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu‘ndan 10 Aralık 2006 tarihinde 1100 MW kurulu güce karşılık üretim lisansı alınmıştır. Lisans aşamasında üretim tesisinin gücüne bağlı olarak sisteme hangi noktadan bağlanacağı da belirlenmektedir. Bartın Amasra Bölgesi‘nde inşa edilerek elektrik üretimi ve ticaretini yapmak üzere lisansını alan (gücüne göre de muhtemelen 380 kilovolt (kV) seviyesinden iletim sistemine bağlanacak olan) bu santralın bağlantı hatları her nedense TEİAŞ iletim planlamasında yer almamaktadır.

Santralin sisteme bağlantı noktaları lisans aşamasında belirlendiğine göre iletim planlamasında yer almaması nasıl açıklanmalıdır? Yoksa güzergah saklı mı tutulmaktadır?

İletim hattının imalatı için açılacak yeni yollar ile geçeceği güzergahının da en az santral kadar doğaya zarar vereceği bilindiğine göre, oluşacak yerel tepkiler nedeniyle mi iletim planlaması saklı tutulmaktadır?

Santral, Çin‘den gelen personele istihdam alanı yaratmıştır...

Bartın-Amasra Bölgesi‘nde Hattat Holding ile Çinli ortağı tarafından inşa edilmek istenen santral için halen Çin‘den getirilen personel kuyularda çalıştırılmaktadır. Ucuz iş gücü olarak çalıştırılan bu personel, yarın doğal olarak santral inşaatında da çalıştırılmak istenecektir. Yerel halkın tepkisi, on kat abartılmış istihdam rakamları verilerek yayılan söylentilerle bastırılmaya çalışılmaktadır. Santralin işletmeye girmesi halinde çevre üzerinde yaratacağı olumsuz etkiler göz önüne alındığında, bırakın yeni istihdam alanının yaratılmasını, yöredeki turizm etkinliklerinin sona ermesinin yanı sıra, balıkçılık, çilek, fındık vb. tarımsal ve ormancılık faaliyetlerden gelir sağlayan çok sayıda insanın zarara uğrayacağı, hatta bu işlerde çalışan birçok insanın işsiz kalacağını söylemek mümkündür.

Yerli taşkömürü ile çalıştırılacağı söylenen santral bölgesine yüksek tonajlı deniz araçlarının yanaşmasına olanak sağlayacak liman yapılması planlanmakta mıdır?

İnşa edilmek istenen santralin bölgede çıkarılacak taşkömürü ile çalıştırılacağı ve böylece yerli kaynak kullanılarak elektrik enerjisi üretimindeki dış kaynak bağımlılığına karşı da bir ölçüde önlem alınmış olunacağı ifade edilmektedir. Santral için ihtiyaç duyulan taşkömürü rezervlerinin yetersizliği veya fiyatı nedeniyle ithal kömür kullanımının düşünülmesi nedeniyle mi böyle bir liman planlanmaktadır? Eğer planlama içerisinde böyle bir düşünce yer alıyorsa elektrik üretimindeki dışa bağımlılık nasıl azaltılacaktır?  

Kaldı ki yerli kömür kullanılacak olsa dahi termik santralın bölgenin doğal, tarihi güzellikleri ile yaşam koşulları üzerinde tahribat yaratacağı açıktır. Bütüncül bir planlamadan uzak şekilde, kültür ve tabiat varlıkları yönüyle zengin olan bölgenin potansiyelini yok edecek, bölge insanının yaşam olanaklarını tehdit edecek böylesi bir enerji yatırımını kabul etmek mümkün değildir. Bu yanlıştan derhal vazgeçilmelidir.

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Görmezden Gelerek Yapılan Enerji Yatırımlarının Sonu Felakettir...

ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI

PEYZAJ MİMARLARI ODASI

6 Mart 2012

 

Okunma Sayısı: 1302