TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

BOTANİK VE SEĞMENLER PARKLARI ANKARA KENT EKOSİSTEMİNİN VAZGEÇİLMEZ UNSURLARIDIR. ÖNCE GÜVEN

BOTANİK VE SEĞMENLER PARKLARI ANKARA KENT EKOSİSTEMİNİN VAZGEÇİLMEZ UNSURLARIDIR.
ÖNCE GÜVEN
MERKEZ
22.08.2011

Ankara Büyükşehir Belediyesi, Cumhurbaşkanlığı Köşkü, Başbakanlık, Büyükelçilikler, Botanik ve Seğmenler parkları ve civarlarını kapsayan 3.derece sit alanında 1/5.000 ve 1/1.000 ölçekli imar plan değişikliğine gitmiştir. Söz konusu plan değişikliği kapsamında, 63.600 m2 büyüklüğündeki Botanik Parkı ile 65.200 m2 büyüklüğündeki Seğmenler Parkı’nda parkların karakter değişimine neden olacak kararlar alınmıştır.

BOTANİK VE SEĞMENLER PARKLARI ANKARA KENT EKOSİSTEMİNİN VAZGEÇİLMEZ UNSURLARIDIR.

 

 YEME, İÇME, LOKANTA ALANLARI DEĞİL

PEYZAJ MİMARLARI, ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNCE PEYZAJ ALANLARI ÜZERİNDE BU GÜNE KADAR YAPILMIŞ UYGULAMALAR NEDENİYLE GÜVEN SORUNU YAŞAMAKTADIR.

 

PEYZAJ MİMARLARI SORULARINA YANIT ARIYOR.

ÖNCE GÜVEN....

 

Ankara Büyükşehir Belediyesi, Cumhurbaşkanlığı Köşkü, Başbakanlık, Büyükelçilikler, Botanik ve Seğmenler parkları ve civarlarını kapsayan 3.derece sit alanında 1/5.000 ve 1/1.000 ölçekli imar plan değişikliğine gitmiştir. Söz konusu plan değişikliği kapsamında,  63.600 m2 büyüklüğündeki Botanik Parkı ile 65.200 m2 büyüklüğündeki Seğmenler Parkı‘nda parkların karakter değişimine neden olacak kararlar alınmıştır. Koruma Kurulu‘nun da uygun görüşünün yer aldığı kararda mevcut tesisler dışında; "azami 2 katlı, zorunlu müştemilat hariç beher park için 200 m2 inşaat alanlı, sera, spor tesisi, çay bahçesi, kafe, lokanta, büfe, sosyal tesisi vb. rekreatif kullanımlar ile en az 3‘er kabinli WC ve anfitiyatro türü açık tesisiler yer alabilir" ifadesi dikkat çekmektedir. Söz konusu karar, 01.08.2011 tarihinde Belediye Meclisi kararı ile da uygulamaya alınmak üzere yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.

 

BOTANİK ve SEĞMENLER parkları;

Ankara kentinin nefes almasını sağlamaları, doğal ve yapay risklere karşı tampon işlevi üstlenmeleri ve iklim denetiminin sağlanması gibi kent ekosisteminin sağlıklı işlerliği kapsamında ele alınabilecek sayısız yararları dışında, konumlandıkları alanın sosyo-ekonomik unsurları dikkate alınarak tasarlanmış, konumlandıkları alanların kentsel karakterinin tanımlanmasını sağlayan, çevre yaşayanları için soluklanma ve rekreasyon alanları olan,

 

dolayısıyla üzerinde karar geliştirilirken son derece hassas davranılması gereken alanlardır.

BOTANİK ve SEĞMENLER parkları; bütüncül bakış açılarından uzak, alanın doğrudan ve dolaylı faydalanıcılarının fikirlerine başvurulmamış, tasarım ilkeleri göz önünde bulundurulmamış, kısa süreli ve sadece belirli kesimlerin fayda elde etmesi temelinde kullanım kararı geliştirilme serbestiyetinin olmaması gereken kamusal alanlardır.

 

BOTANİK ve SEĞMENLER parklarının kuruldukları vadi sistemleri, Ankara Kenti‘nin topografik yapısı dikkate alınarak bütüncül bir anlayışla kurgulanmış ekolojik koridorlardır. Söz konusu koridorlar kentin hava sirkülasyonu, su döngüsü gibi doğal süreçler açısından kritik işlev üstlenmektedirler. Bu alanların yeme, içme, eğlenme gibi ticari faaliyetlerle ve küçük ölçekli ticari kaygılarla doldurulması sadece alanın değil Başkent Ankara‘nın kimliğini zedeleyecektir.

 

İmar planları içerisinde yer alan kentsel kullanım alanlarının önemli bir bileşeni olan kentsel açık alanlar, bir kentin fiziki ve sosyal gelişimini sağlayan, toplumsal ve kültürel aktiviteleri bünyesinde toplayan alanlardır. Kentsel açık alanlar farklı beklenti ve ihtiyaçların karşılandığı alanlardır. Üstlendikleri işleve göre zamanın gerekleri doğrultusunda yeniden değerlendirilen, kamu yararı ilkesinden ayrılmadan kullanım tiplerinin değiştirildiği ya da kent hafızasının, kimliğinin, kültürünün, görsel peyzaj kalitesinin bir bileşeni olarak mutlak korunması gereken alanlardır.

 

BOTANİK ve SEĞMENLER parkları ise gerek Ankara Kenti‘nin kendine has topografyası içindeki yeri, gerekse kent kültürü ve kimliği aşısından taşıdığı rol nedenleriyle herhangi bir park algısı ile biçimlendirilmemesi gereken alanlardır.

 

Botanik Parkı ve Seğmenler Parkı, bilim ve teknikten uzak belediye yönetimlerinin park adı altında genelleşmiş kavram içerisinde her türlü kullanımı bir alanda bulundurarak yerleştirmenin kente ve halka hizmet olarak algılandığı bir anlayışla kurgulanamayacak alanlardır.

 

Üzülerek ifade etmek gerekirse, belediyelerin parklar konusundaki algısı zaman zaman sığ bir yaklaşımla şekillendirilmiş halka hizmet perspektifinin de dışına çıkmakta, parklar maalesef sadece ve sadece ticarileşmenin önünü kesen kullanım alanları ya da kayıp alanlar olarak görülmekte ve gösterilmektedir.

 

İfadelerimizin, parklarda ticari fonksiyon yer alamaz şeklinde anlaşılmaması gerekir. Parklarda yer alması gereken kullanımlar sosyal, ekonomik, rekreasyonel taşıma kapasitesi analizlerine dayalı olarak belirlenmelidir, bu nedenle taraflı ve yetersiz bilgi ile tasarlanan, yeniden biçimlendirilen ve yönetilen alanlar olamazlar.

 

Peyzaj mimarları olarak belediye hizmetleri içerisinde önemli bir paya sahip peyzaj hizmetleri konusundaki hatalı algının bertarafı konusunda çalışmalarımız vardır ve devam etmektedir. Ancak, meslek disiplinimiz açısından üzücü olan konu bilim dünyasının sesinin duyulduğu Koruma Kurullarının verdiği taraflı kararlardır.

 

KORUMA KURULU Botanik ve Seğmenler parkları konusunda getirdikleri kararı hangi ölçütleri, değerleri ya da beklentileri göz önünde bulundurarak aldıkları tarafımızca önemli bir soru işaretidir.

 

KORUMA KURULU içerisinde yukarıda saydığımız peyzaj planlama, tasarım ve yönetim konularında karar üretebilecek bir peyzaj mimarı olmadan, nasıl olmuştur da Botanik ve Seğmenler parklarında karakter değişimine neden olacak yapılaşma kararına onay verilmiştir.

 

Koruma kurulu içerisinde yer alan kurul üyelerinin kent hafızasında yer etmiş, semt ve kent kimliğinde önemli yeri olan kentsel açık alanlara, panayır parkı gözüyle bakma hakları var mıdır? Koruma kurulu, parkların yapı alanları değil açık alanlar olduğunu, alanda konumlanan her bir yapının daha sonra alanın hâkimi durumuna geçtiğini ve yapılaşmanın önüne geçilemediğini daha önceleri alınan hatalı kararlarda görmemişler midir?

 

Karasal bir ekosistemde balık adamların kurtarma operasyonları yapmaları, kent içerisinde yapılaşmayı öne alan anlayışın bir yansıması değil midir?

 

Peyzaj mimarlığı mesleği koruma kullanım arasında denge arayışı içerisinde bulunan nitelikli kentleşme süreçlerinde diğer tüm ilgi alanlarında olduğu gibi katkılar verebilecek bir disiplinidir. Dolayısıyla kentsel açık yeşil alan başlığı altında alan belirlenmesi ve tasarımının da alanın gereklilikleri doğrultusunda gerçekleştirilmesi peyzaj mimarlarının öncelikli kaygısıdır.

 

Eğitim derinliği giderek azalan bir toplumda Koruma Kurulları‘nın üstlendikleri toplumsal rolün farkındalığından uzak yaklaşımları meslek grubumuzu giderek daha çok düşündürmektedir.

 

Çünkü, peyzaj mimarları Koruma Kurulu‘nun, Kuğulu park, TCCD önü katlı kavşaklardaki plan değişikliklerine onay vermeleri nedeniyle kamu suçu işlediklerini ifade etmiş ve konuyu yargıya taşımıştır. Yargı, Koruma Kurulu‘nun vermiş olduğu kararları kamu yararına aykırı bularak reddetmiştir.

 

Koruma Kurulu bu kararlardan sonra da Ankara‘nın en önemli kent ekosistemi koruma ağı açık alanlarına yapısal müdahale kararını içeren plan değişikliğini onaylayarak, kendilerine duyulan güven ve saygı zeminini zedelemektedir.

 

KORUMA KURULU, Ankara ekosisteminde önemli bir yeri olan Seğmenler ve Botanik parklarında lokanta, çay bahçesi vb. yapılaşma kararları alırken, alan üzerinde herhangi bir fiziki baskı oluşup oluşmayacağı yönünde hiçbir kaygı geliştirmez. Tüm planlama, tasarım ve yönetim ilke ve ölçütlerini yok sayar. Neden 1980 li yıllarda Ankara kentine kazandırılmış her iki alanda da şimdi karar verdikleri yapı yoğunluğu konusunda proje kararı almayan peyzaj mimarlarına sormazlar. Projeleri peyzaj mimarlığı disiplinin gereklerine göre hazırlanmış olan her iki proje müellifi acaba Ankara halkının yeme, içme, spor yapma haklarını mı ellerinden almıştır? Onlar kentin açık alanlarını park genel kavramı üzerinden neden değerlendirmemiş ve bu gün bu kargaşanın yaşanmasını sağlamıştır? Yoksa her iki proje müellifi sıradan iki insan mıdır?

 

Botanik Parkı proje müellifi Sn. Prof. Dr. Yüksel ÖZTAN, Seğmenler Parkı proje Müellifi Sn. Prof. Dr. Sadri ARAN olup, vefatından sonra aynı ilkelere sadık kalmak üzere sonuçlandıran Sn. Prof. Dr. Selami SÖZEN‘dir. Merhum Sn. Prof. Dr. Yüksel ÖZTAN ve Prof. Dr. Sadri ARAN peyzaj mimarlığı mesleğinin Türkiye‘de gelişiminde öncü rol üstlenmiş bilim insanlarıdır. Her iki park Ankara‘nın rekreasyonundan ziyade vadi tabanının tüm ekolojik koşullarını yıllara taşıyacak ve fiziki konuma istinaden projelendirilmiş alanlardır. Fikir ve sanat hakları kanunu kimin için geçerlidir. Yapılan Plan değişikliği konusunda proje müellifliği hakkı olanlardan onay alınmış mıdır?

 

Ankara Koruma Kurulu‘nun son yıllarda yapmış olduğu hizmetin kentin gelişiminin sağlıklı bir zeminde gerçekleşmesi, kent hafızasını ve kimliğini oluşturan unsurları koruma rolünden çok Belediye noterliği formu almaya başlaması tüm meslek odaları ve Ankara Kenti‘nin doğal ve kültürel varlıklarına yapılan saldırılardan muzdarip olan Ankaralılar için büyük bir sorun olmaya devam etmektedir.  Bilim insanı olma vasıfları ile seçilmiş olmalarından dolayı güven duymamız gereken koruma kurulu üyelerinin son yıllarda Ankara Büyükşehir Belediyesi‘nden gelen her plan değişikliğini onaylamak yönünde geliştirdiği davranış biçimi güven kaybımızın temel nedenidir.

 

Ankara kenti için yıllardır yönetimde bulunduğu sürece, toplumsal barış ve güven konusunda birçok sorun yaşanılan Ankara Büyükşehir Belediyesi yönetimi, şimdide Ankara kent ekosisteminin sağlıklı işlerliğini sağlamak amacı ile projelendirilmiş Botanik ve Seğmenler parklarını yapılaşmaya açarak, ticarileşmelerine ve dolayısıyla betonlaşmasına neden olacak ihaleler yapacaktır. Bu gün yapılaşma kararını onaylamadığımız, beraberinde ihale süreçleri gelecek olan Botanik ve Seğmenler Parkları üzerinden Belediye Yönetimine,  bugüne kadar yapılan ve güven duygularımızı zedeleyen kamuoyunca da bilinen uygulama örnekleri nedeniyle soracaklarımız vardır.

 

Bildiğiniz gibi 2009 yerel seçimler sonrası Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olarak tekrar seçilen Sn. Melih GÖKÇEK‘in önemli bir açıklaması olmuştu. Söz konusu açıklamasında Sn. GÖKÇEK,

 

"... bu günden itibaren belediyenin tüm ihalelerini açıklık ve şeffaflık gereği belediyenin web sayfasında yayınlayacağım ve bizim ne işler yaptığımızı Ankara halkı yakından ve açık takip edebilecek."

söylemine istinaden SORUYORUZ.

 

SORU 1

Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB), ANKARA Saray‘da yapılmak üzere "Ankara Büyükşehir Belediyesi Eğitim, Spor, Konaklama Tesisleri İnşaatı" yapım ihalesini 2006/83775 ihale kayıt numarasıyla AÇIK ihale usulü ile ihale etmiştir. İhaleyi ANFA ANKARA ALTINPARK İŞL. LTD. STİ. almıştır. Sözleşme bedeli 14.500.000,00.- TL.

 

Söz konusu süreçte herhangi bir sorun görülmemekte ve eleştirimiz bulunmamaktadır, süreç yasalara uygun olarak işletilmiştir.

 

Bu işlemden sonra, bir belediye şirketi olan, dolayısıyla kamu kurumu niteliğinde bir kuruluş olan ANFA‘nın süreç yönetimini yasal çerçevede mi yoksa bireysel inisiyatiflerle mi gerçekleştirdiği konusunda tereddütler yaşıyoruz.   ANFA tarafından alt yüklenicilere verilen iş bitirme belgeleri söz konusu tereddütleri yaşamamızda en önemli belgeler arasında yer almaktadır.

 

Şöyle ki; 25.10.2010 tarih ve 4941 sayı ile ABB Çevre Koruma Daire Başkanlığı tarafından verilmiş olan ALT YÜKLENİCİ İŞ BİTİRME BELGESİ‘inde aynı ihale kayıt numarasında bir alt yükleniciye verilmiş iş bitirme belgesi üzerinden, ANFA‘nın hangi ihale yöntemi ile alt yüklenicilere iş verdiği konusunun değerlendirilmesi yapılmıştır. Kamu İhale Kurulu‘nun tüm ihale bültenleri araştırıldığında söz konusu işe ait ANFA tarafından bir açık ihale duyurusu olmadığını görülmüştür.

 

Soruyoruz: ANFA söz konusu işi alt yüklenicilere iş verme koşulunu hangi yasal dayanaktan almıştır ve gereklerini yerine getirmiş midir?

 

Eğer, söz konusu işlem 3 (g) maddesine dayandırılarak gerçekleştirildiyse yasalara aykırı bir işlem gerçekleştirilmiştir. Çünkü 3 (g) maddesinde hüküm çok açık olarak MAL VE HİZMET ALIMLARI konularını kapsamakta olup, YAPIM ihalelerinde asla kullanılmaz.

 

Aynı işlem içerisinde yasalara uygunluk konusunda bir tereddüt daha oluşmaktadır. Söz konusu tereddüt, 25.10.2010 tarih ve 4941 sayı ile ABB Çevre Koruma Daire Başkanı tarafından imzalanmış olan ALT YÜKLENİCİ İŞ BİTİRME BELGESİ‘ne ilişkindir.

 

Söz konusu belgede, alt yüklenicinin yüklenici ile yaptığı sözleşmenin bedeli 3.783.000,00.- TL iken söz konusu belgede belge tutarında iş artışından doğan farkları da ilave edilerek 4.001.540,18.- TL üzerinden düzenlenmiştir.

 

Ancak, konu ile ilgili yasal düzenleme YAPIM İŞLERİ İHALELERİ UYGULAMA YÖNETMELİĞİ‘nin  46. Maddesinin (3) alt bendinde hükme bağlanmış ve "..esas sözleşme fiyatları ile hesaplanan tutarını geçmemek üzere, kendi sözleşmelerinde yazılı bedel esas alınır." denmiştir.

Konunun değerlendirilmesi gerekliliğini düşünüyor ve;

 

SORUYORUZ: Çevre Koruma Daire Başkanlığı yasal hükümlerle yasaklanan bir durumu hangi yetki ile aşmış ve iş artışından doğan farkı da ilave ederek bir belge düzenleme hakkını kendisinde görmüştür?

 

Peyzaj mimarlığı hizmet alanları üzerinde bilindiği gibi yerel yönetimler uzunca bir süredir, "parkların, refüjlerin, piknik alanlarının ve mezarlıkları birleştirerek yapısal ve bitkisel peyzaj alan ve donatılarının bakım-onarım" adı altında hizmet alımı yöntemiyle ihale ederek işlem yaptırmaktadırlar.

SORU 2

ABB nin 2009/189721 ihale kayıt numarası ile ANKARA PARKLARI YEŞİL ALANLARI PİKNİK ALANLARI MEZARLIKLARI BARAJLARI BİTKİSEL YAPISAL TES. ELEK. BAKIMI işi Hizmet alım yöntemi ile ihale edilmiş ve yine ANFA SÖZLEŞME TUTARI 519.387.455 TL. BEDEL İLE 15.02.2010 tarihinde işi almıştır.

 

Buraya kadar da yasalara uygundur her şey. Bu işlemden sonra sizlere belgeleri ile sunacağımız sorularımız bulunmaktadır ABB ye.

 

Kamu İhale Kurulunun hizmeti olana EKAP web in 2011 yılında devreye girmesi ile daha açıklıkla izleyebildiğimiz ihale süreçleri üzerinden ANFA‘nın söz konusu ihaleye ait olarak   36 tane alt yüklenici ile çalışmakta olduğunu görüyoruz. Söz konusu alt yüklenicilerle yapılan sözleşme, tenzilat ve işe başlama gibi bilgilerin hepsi burada yer almakta. Bu listede dikkat çeken konuları sormak ve kamuoyu olarak bilgilenmek istemekteyiz.

 

4 yıl boyunca hizmet ihalesini yerine getirmek sorumluluğu kendisinde olan ANFA 2011 yılında yapmış olduğu bakım hizmetlerini alt yükleniciler marifeti ile yaptırmak yapmış olduğu sözleşmelerde bazı konular hakkında tereddütlerimiz bulunduğu soruyoruz:

 

•1. 5.02.2011 tarihinde 36 alt yükleniciye verilen tüm yaklaşık maliyetler ortalama %16, %18, % 20  tenzilatlarla verilmiş iken,  en büyük yaklaşık maliyeti olan 1.Grup ve 2. Grup olarak adlandırılan alanları niçin % 0.75 ve %.0 05 gibi bindelik oranlardaki bir tenzilatlarla sözleşme imzalandığını görmekteyiz.Yapılan ihaleye 3 teklif verildiği düşünülürse, diğer tekliflerin binde 4, binde 2 veya binde 1 olması gerekmektedir ki sizler binde 5 ve binde 7,5 tenzilat olarak uygun görebilesiniz. Burada diğer tenzilatlar yüzde 16-20 arasında olduğu görüldüğünde söz konusu işlere ait tenzilatlarla kamu zararı oluşabileceği, tekliflerin birbirine çok yakın olmasından dolayı yasalara aykırı bir anlaşma olabildiği kuşkusu doğmamakta mıdır?

 

•2. Ayrıca, 1.Grup ve 2. Grup olarak adlandırılan işler ile ilgili sözleşmeye ait belegeler incelendiğinde söz konusu her iki firma sahiplerinin aynı il ikametgâhına kayıtlı ve kardeş olarak akrabalık ilişkisi olmaları düşündürücü değil midir?

 

SORUYORUZ: Söz konusu durum 4734 sayılı Kamu İhale Yasasına ve hazırlanış ruhuna aykırı değil midir?

 

SORU 3

İşlerin büyük bir kısmı, faaliyet konusu peyzaj mimarlığı hizmetleri olmayan ( MOBİLYACI-ELEKTİRİKLİ EV ALETLERİ İMALATÇISI-PETROLCÜ-KOZMETİKÇİ-DEMİRYOLU VE YÜK TAŞIMACILIĞIVB.) hizmetler üzerine kurulmuş ve faaliyet göstermiş olan firmalara ihale edilmiş olduğu yine aynı belgeler üzerinden tespit edilmektedir.

 

Konu ile ilgili olarak bir karşılaştırma yapmak istiyoruz. İBB ne ait İSTANBUL AĞAÇ A.Ş. nin çalışmalarını da takip ediyoruz.. ANFA nın çalışma konuları ile aynı iş konularında kurulmuş olan ve İBB nin şirketi olarak görev yürüten İSTANBUL AĞAÇ A.Ş‘de  aynı içerikte ihaleler yapmakta, ancak kamu ihale kanunun ruhuna uygun olarak, alacağı hizmet niteliği ile işi yapacak olan firmanın faaliyetleri ve teknik kapasitesi mutlak suretle yasaların tanımladığı şekline uygun hareket etmektedir.. Söz konusu kuruluş, aynı içerikte yapmış olduğu ihalelerde hizmet içeriği peyzaj mimarlığı hizmet alanları ve uzmanlıkları gerektirdiğini bilen bir kurum olması sebebi ile ihaleye katılacak firmalarda aranan şartlarda,

 

•·         Peyzaj mimarlığı hizmetlerini yürüten bir firma olmasına,

•·         İş deneyim ve iş bitirme belgeleri istenmesine,

•·         Geçici teminat mektubu istenmesi,

•·         Banka referans mektupları istenmesi,

 

vb. gibi ihalelerin gerektirdiği tüm yasal dayanakları mutlak almasına rağmen, ANFA‘nın  yapmış olduğu özellikle mal ve hizmet alımı ihalelerinde ise;

•·         Ticaret Odası kaydı,

•·         İmza sirküleri,

•·         Vergi levhası,

•·         Teklif mektubu , ...yeterlidir.

 

Dolayısı ile görülüyor ki; ANFA için hizmeti yürütecek olan firmanın yeterliliği, yetkinliği, donatısı,  aldıkları işe uygun olup olmadıkları hiçbir şekilde önemli değildir.

 

SORUYORUZ : Kamu kaynaklarının israfı ile ilgili bir sorumluluğunuz yok mudur?            

ANFA‘nın denetimini kimler yapmaktadır?

 

SORU 4

Bildiğiniz üzere ABB nin başka hizmet alanları üzerine kurulmuş şirketleri de bulunmaktadır. Halkın daha sağlıklı güvenilir koşullarda hijyenik ve daha ucuz ekmek tüketiminin sağlanması için kurulan HALK EKMEK FABRİKASI...

 

Bu gün sizlerle, asli amacı ekmek üretiminin sağlanması olduğu Halk Ekmek Fabrikasının yapmış olduğu bir ihaleden söz edeceğiz.

 

Ankara Halk Ekmek fabrikası, 2010/ 507505 ihale kayıt numarası ile "Hacıbayram Mevkiinde Bulunan Tarihi Binanın Onarım ve Restorasyonu"  ihalesine çıkıyor.

 

Dikkat çekici durum, bir yapım ihalesini hem de ve mühendislik ve mimarlık disiplini içerisinde son derece önemli bir konuda tarihi binaların restorasyon işini hiçbir teknik alt yapısı ve çalışma konusu olmayan bir kuruluş asıl amacı ekmek üretmek olan bir kuruluştan ihaleye çıkıyor.

 

Büyükşehir belediyesindeki yatırımcı iç kurumlarının asli konularından uzak çalıştırmaya teşvik etmek Sn. Melih GÖKÇEK‘ten beklenmeyen bir durum değil biliyorsunuz..Biz yıllarca Çevre Koruma Daire Başkanlığı‘nın asli işi olan  ağaç alım ve dikim ihalelerinde, yol köprü ve kavşak yapımlarından sorumlu Fen işleri Daire Başkanlığının işlerinin ASKi tarafından yapılmasında hiçbir mahsur görmeyen bir kent yöneticisi ile yönetilmekten artık bunları meşru imiş gibi algılarken HALK Ekmek Fabrikasının, kentin tarihi binalarının ihtisas gerektiren bir alt yapısı olmayan bir kuruluştan ihale edilmesini niçin yadırgadığımızı da sanırız Sn. GÖKÇEK yadırgıyordur.

 

Halk Ekmek Fabrikası ihalesi yasal koşullara ve beklentilere son derece uygun çıkıyor, mesela tarihi bir yapının restore edilmesi işinde ancak ve ancak bu konu ile faaliyet gösteren firmaların ihaleye katılımına, mutlak suretle benzer iş bitirmeleri olması koşullarına uygun davranılıyor ve ihaleyi 27.10.2010 tarihinde bu koşulları sağlayan böylesi bir firma alıyor.

 

Ancak bundan sonra olanlar, niçin mimari ünitedeki bir restorasyon işini Halk Ekmek Fabrikası üzerinden ihale ettiniz sorusunu unutturacak cinsten.

 

Çünkü,  ABB 2010 yılı içerisinde Hacı bayram Veli Camii ile ilgili 3 ihaleye daha çıkıyor ve tereddütlü konular burada dikkat çekiyor.

 

SORU 5

ABB tarafından yapılan ihalelere bakıldığında;

 

1-ABB 2010/37158 kayıt numaralı HACI BAYRAM VELİ CAMİİ RESTORASYONU SÖKÜM İŞİ adı altında 169.074 TL bedel ile  ANFA‘ya  ilansız olarak ihale edilmiştir.

 

2- 2010/47546 ihale kayıt numarası  HACI BAYRAM VELİ CAMİİ RESTORASYONU YAPIM İŞİ ni 3.310.522 TL bedelle ANFA‘ya ilansız olarak ihale edilmiştir.

 

3- 2010/581517 ihale kayıt numarası  HACI BAYRAM VELİ CAMİİ RESTORASYONU İKMAL İNŞAATI YAPIM  İŞİ ne ait ihale bilgileri mevcut olup, ihale sonuç bilgisi bulunmamaktadır. Bu ihaleye ait bilgilerin incelenmesinden görüleceği gibi; 4734/3- k (5737/79 Md) ye göre yapılmıştır denmektedir. Bu ifade bile yanlış yazılmıştır.. 4734/3- i (5737/79 (k) olması gerekmektedir.

 

Gerek 4734 sayılı kamu İhale Yasasının İSTİSNALAR  başlıklı 3 üncü maddesinin (i) fıkrasında ifade edilen " 21.7.1993  tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat varlıklarını Koruma kanunu kapsamındaki taşınır ve taşınmaz kültür varlıklarının röleve, restorasyon , restitüsyon ve konservasyon projeleri, sokak sağlıklaştırma, çevre düzenleme projeleri ve bunların uygulamaları ile değerlendirme , muhafaza, nakil işleri ve kazı çalışmalarına ilişkin mal ve hizmet alımları" hükümlerine göre;  RESTORASYONA AİT YAPIM İŞLERİ istisna olarak ve yasa hükümlerine göre  ihale edilemez.

 

SORUYORUZ;  ABB  HACIBAYRAM CAMİ ÜZERİNDE YAPTIĞINIZ İHALELERDE YASALARA AYKIRILIK YOK MUDUR?

 

Ayrıca, ANFA‘nın ABB den ilansız olarak aldığı bu ihalelerden,

 

•·         2010/560495 ihale kayıt nolu ve 1.453.775,00 TL bedelli HACI BAYRAM VELİ CAMİİ  AVLU ALTI BAY WC İÇ MEKAN DÜZENLEME YAPIM İŞİ,

 

•·          2010/560501 ihale kayıt nolu 521.875,00 TL HACI BAYRAM VELİ CAMİİ AVLU ALTI BAYAN  WC İÇ MEKAN DÜZENLEME YAPIM İŞİ,

 

•·         2011/1831 ihale kayıt nolu 3.523.524,00 TL bedelli HACI BAYRAM VELİ CAMİİ  RESTORASYON İKMAL İNŞAATI  İŞİ olarak ihale edilen ve her üç iş ile ilgili olarak ayrı ayrı olarak ikisi ile  ile 06.12.2010 , diğer biri  ile 06.01.2011 tarihlerinde sözleşme imzalanan ihaleleri 4734 sayılı yasanın 3 (i) istisna maddesine göre yasaya aykırı bir şekilde ihalesiz yaptırmış olduğu açıktır.

 

SORUYORUZ: Yukarıda isimleri ve kayıt numaraları verilen ihalelerde yasalara aykırı bir durum yok mudur?

 

İsteklilerden(ihaleye girmek isteyenlerden) hangi belgeler istenmiştir?

 

İsteklilerin tarihi bir doku içerisinde yer alan yapılarla ilgili ehliyet ve liyakatleri var mıdır?

 

Kamu İhale Kurumu bu hususla ilgili bir yaptırım uygulamış mıdır?

 

Tarihi dokuda restorasyon çalışmaları ile ilgili olarak herkes tarafından da izlendiği hali ile en büyük çalışma tarihi Ankara‘yı bünyesinde barındıran Altındağ Belediye Başkanlığı tarafından yapıldığı bilinmektedir. Tarihi doku restorasyonu, rehabilitasyonu yapım ve bakım işlerini başarı ile yöneten Sn. Veysel TİRYAKİ‘nin söz konusu çalışmalardaki yasa yönetmeliklere karşı duyarlı davranışlarından dolayı kutluyoruz.

 

TMMOB Peyzaj mimarları odası olarak; tüm ülke genelinde de olduğu gibi Ankara‘da da mesleğimizi ilgilendiren çalışma süreçleri her zaman takip edilmekte olup, peyzaj mimarlığı hizmet alanları üzerinde gerçekleştirilen her türlü yapım-bakım-onarım ve uygulama hizmetleri ile ilgili bazı tespit yasa ve hukuka aykırı işlemler tespit edildiğinde hem kurum ile hem de kamuoyu ile paylaşılmakta ve açıklık - şeffaflık ilkesinde hizmet edilmektedir.

 

Bu basın bildirisinde dile getirilen tüm konular söz konusu hassasiyetimizin göstergesidir.

 

Saygılarımızla.

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası

Yönetim Kurulu

Okunma Sayısı: 3270
Fotoğraf Galerisi