CUMHURBAŞKANINA TMMOB`NİN YETKİLERİNİ KISITLAYAN YASA DEĞİŞİKLİĞİNİ VETO ÇAĞRISI...
TMMOB, TMMOB`nin ve bağlı odalarının asli görevi olan mesleki denetimi ortadan kaldırmaya yönelik olarak torba yasa içerisinde 3194 Sayılı İmar Yasası`nda yapılan değişikliğin veto edilmesi istemiyle Cumhurbaşkanlığı makamına 24 Temmuz 2013 tarihinde bir yazı gönderdi.
TC. CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMI‘NA
Sayın Cumhurbaşkanı,
Türkiye Büyük Millet Meclisi‘nin 9 Temmuz 2013 tarihli 135. birleşiminde görüşülen ve kamuoyunca "Torba Yasa" olarak adlandırılan 478 sıra sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun‘da 3194 sayılı İmar Yasası‘nda değişiklik yapılmasına dair düzenleme de bulunmaktaydı. Söz konusu torba yasa görüşmeleri sırasında iktidar milletvekillerince saat 21.00 sularında 3194 sayılı Yasa‘nın 8. Maddesinde değişiklik içeren düzenlemeye eklenmek üzere (ı) bendi olarak "Harita, plan, etüt ve projeler; idare ve ilgili kanunlarında açıkça belirtilen yetkili kuruluşlar dışında meslek odaları dahil başka bir kurum veya kuruluşun vize veya onayına tabi tutulamaz, tutulması istenemez. Vize veya onay yaptırılmaması ve benzeri nedenlerle müelliflikler veya bunlara ait kuruluşların büro tescilleri iptal edilemez veya yenilenmesi hiçbir şekilde geciktirilemez. Müelliflerden bu hükmü ortadan kaldıracak şekilde taahhütname talep edilemez" biçimindeki önerge verilmiş ve bu önerge iktidar partisi milletvekillerince kabul edilerek makamınıza sunulmuştur.
Onay için makamınıza sunulmuş olan 6495 sayılı Yasa‘nın TBMM‘ye iade edilmesi gerekmektedir. Çünkü;
1- Bu düzenleme, 6235 sayılı TMMOB Yasası‘nı ilgilendirdiğinden İmar Yasası‘nda değişiklik yapılmasına dair tasarı kapsamında ele alınamaz. Bu nedenle ve önergenin sunuluş biçimiyle de Meclis İçtüzüğü‘nün 87. maddesine açıkça aykırıdır.
2- 6235 sayılı TMMOB Yasası‘nı ilgilendiren bir konuda gerek TMMOB gerekse bağlı odaların görüşü alınmamıştır. Bu yönüyle de mevzuat hazırlama usul ve esaslarına, demokratik katılımcılık ilkesine aykırıdır.
3- Malumunuz olduğu üzere, Devlet Denetleme Kurulu (DDK)‘nca, 14 Şubat 2008 tarihli talimatınızla Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşlarının, "teşkilat yapıları, faaliyetleri, denetimleri ve organlarının seçimlerine dair esasların değerlendirilmesi ile bunların etkin ve verimli şekilde hizmet yürütmelerinin ve geliştirilmesinin sağlanmasını" hedeflediği ileri sürülen bir "araştırma ve inceleme" yapılmış ve buna ilişkin rapor yayınlanmıştır. Bu rapor başka bir tartışmanın konusu olmakla birlikte, raporda ülkemizdeki meslek kuruluşları incelenirken dünya örnekleri ile de karşılaştırmalar yapılmış ve Avrupa Birliği‘ne katılım sürecinde bu alanda düzenleme yapma talebi gelmediği notu düşülmüştür. Yani meslek kuruluşlarına ilişkin "Avrupa Birliği Katılım Ortaklığı"nda bir sorun olmadığı, mevzuat düzenleme boyutunda bir talep gelmediği açık olduğuna göre, bu düzenleme AB mevzuatına da aykırıdır.
4- Maddenin görüşülmesi sırasında iktidar milletvekilleri ve oturumu yöneten TBMM Başkan Vekili tarafından, "Verilen önergenin 6235 sayılı Yasayı ilgilendirmediği" ifade edilmiş olmakla birlikte, daha sonra İktidar Partisi Sözcüsü Hüseyin Çelik tarafından kamuoyuna yapılan açıklamada, Birliğimiz ve Birliğimize bağlı oda yöneticileri hakkında yakışık almayan bir takım sözler de kullanılarak yapılan düzenlemenin Birliğimizin yetkilerinin kısıtlanmasına yönelik olduğu açıkça ifade edilmiştir.
5- TMMOB ve bağlı odaları kamu kaynakları dahil olmak üzere hiçbir dış kaynaktan yardım almaksızın faaliyetlerini yürüten, bu sayede bağımsızlığını ve tarafsızlığını koruma amacında olan, hiçbir iktidar, siyasi parti ya da kurum ayrımı yapmaksızın doğru bildiği görüşleri kamuoyuyla paylaşan demokratik bir örgüttür. Yapılan düzenleme ile TMMOB‘nin üyeleri ile bağlarının kopartılarak etkisiz kılınması hedeflenmekte olup, böyle bir amacın demokratik düzenle bağdaşmayacağı açıktır. Demokratik toplumun talep ve önerilerinin hiçbir şekilde göz önüne alınmadığı bir süreçte, daha da ileri gidilerek belirli bir toplum kesiminin demokratik katılım süreçlerinin ortadan kaldırılmak istenmesi ya da en azından siyasi iktidar tarafından teslim alınmak istenmesi, Anayasa‘nın 5. Maddesinde yer alan "demokrasinin korunması" göreviyle bağdaşmayacak bir tutumdur.
6- Anayasa‘nın 135. Maddesinde kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarının yetki, görev ve sorumluluklarıyla ilgili yer alan düzenleme, meslek odalarına, üyeleri üzerinde denetleme görevi vermiştir. TMMOB‘ye bağlı odalar da 1960‘lı yıllardan bu yana mesleki denetim uygulamasını hayata geçirmektedir. Bu uygulamanın kaldırılmasına yönelik düzenleme yapılması, TMMOB‘yi Anayasa‘dan aldığı yetkiyi kullanamaz hale getirecektir. Bu nedenle TMMOB‘nin üyeleri üzerindeki denetim yetkisini ortadan kaldıracak bir değişiklik açıkça Anayasa‘ya aykırılık taşıyacaktır. Buradan da anlaşılacağı üzere, "vize ya da onay" ibareleri ile örtülmeye çalışılan mesleki denetim, bir meslek kuruluşunun varlık nedenidir. Meslek mensubunu denetleyemeyecek olan bir örgütün adının meslek kuruluşu olamayacağı Anayasa‘nın 135. Maddesinin amir hükmü gereğidir.
7- TMMOB ve bağlı odaların TMMOB Yasası‘na dayanarak yayımlamış oldukları mesleki denetim yönetmelikleri yargı denetiminden geçmiş olup, TMMOB Yasası ve Anayasa‘ya aykırılık olmadığı yargı kararlarıyla ortaya konmuştur. Yargı denetiminden geçmiş olan düzenlemeleri bertaraf etmek için yasal düzenleme yapmak Anayasa‘nın 138. Maddesine açıkça aykırıdır. Bu konuyla ilgili olarak gerek bazı iktidar milletvekilleri ve gerekse iktidar partisi sözcüsü tarafından, "Odaların mesleki denetim uygulamasının hukuka aykırılığı yönünde yargı kararı bulunduğu" şeklinde açıklamalarda bulunulduğu görülmüştür. Bu açıklamalar tamamen asılsız olup, TMMOB ve bağlı odaların tüm karar, işlem ve uygulamaları yargı kararları çerçevesinde yapılmaktadır. Verilen kararlar da mesleki denetimin hukuka aykırı olmadığı yönündedir. Siyasal iktidar adına yapılan bu asılsız açıklamaların da devlet adamı ciddiyetiyle uyuşmadığını, Birliğimizin kamuoyu önünde haksız konuma düşürülmek istendiğini belirtmek isteriz.
8- Konuyla ilgili bir diğer husus da meslek kuruluşlarının yöneticilerinin yargı gözetimi altında seçimle göreve gelmeleri ve yürürlüğe konulan mevzuatın da yine üyelerin onay ve katılımıyla düzenlenmiş olmasıdır.Mesleki denetim uygulaması, bir yandan kamusal denetimi içerirken diğer yandan serbest çalışan mimar, mühendis ve şehir plancıların mesleki faaliyetlerini yürütmelerinin güvencesini oluşturmaktadır. Bu nedenle üyeler tarafından kabul görmektedir. Bu konuda da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile İktidar Partisi adına yapılan açıklamalarda dile getirilen hususlar gerçeği yansıtmamaktadır. Bazı kamu idarelerine yapılan şikayetler çok küçük bir azınlığa ait olup, çeşitli nedenlerle yapılan uygulamaya karşı olanların var olması da olağan bir durumdur. Mesleki denetim uygulaması ile meslektaşlar arasında haksız rekabetin önlenmesi de sağlanmaya çalışılmakta olup, mesleğin uygulanmasına yönelik bu kuralların ortadan kaldırılması, meslek mensuplarının çoğunluğunun mağduriyetine neden olacaktır.
9- Mesleki denetimin kaldırılmasıyla; nitelikli yapı üretmekle sorumlu proje müellifi meslektaşlarımız ile nitelikli yapı talebinde bulunan vatandaş arasındaki ilişkiyle anlamına kavuşan yapı üretim süreci, her iki muhatabın da mağduriyetine yol açacaktır. Haksız rekabet derinleşecek, imzacı veya sahte mühendis, mimar ve şehir plancılar çoğalacak, etüt ve proje hizmetlerini maliyet artışı olarak değerlendiren ve kar hırsıyla her türlü denetimden imtina eden vasıfsız müteahhitlerin önü açılacaktır.
10- Ayrıca, İmar Yasası‘nın 8. maddesinin (i ve j) bendindeki düzenlemeler de hukuka aykırıdır. Fikir ve Sanat Eserleri Yasası‘nda bilim eseri olarak tanımlanan mimari projelerin İmar Yasası‘ndaki değişiklikle ortadan kaldırılması, eser olup olmadığının Bakanlık bünyesindeki bir Estetik Kurul‘un keyfiyetine bırakılmasını kabul edilemez bulmaktayız. Fikri haklar mutlak haklardan olup, bu hakkın korumasız bırakılması gerek Anayasa‘ya gerekse uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Mimari projeler hem yurt içinde hem de uluslararası arenada korumasız bırakılmaktadır. Oysa fikri mülkiyet, ayni hak olan mülkiyet hakkını kısıtlayan yegane haklardan biridir. Kişiye sıkı sıkı bağlı olan bu hakkın kısıtlanması İnsan Hakları Sözleşmesi‘ne de aykırılık taşımaktadır.
Mesleki denetimin kaldırılmasıyla mesleğin, meslektaşın ve bu yolla kamunun denetiminin ortadan kalkacak olması, kamu düzenini de bozucu sonuçlar doğuracaktır. Meslek alanımızın bir kaosa sürüklenmesi anlamını taşıyan bu düzenlemenin yasalaşmaması gerektiğini düşünüyor, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak tüm toplum kesimlerinin taleplerini dikkate alarak, konumunuz itibariyle Yasayı TBMM‘ye iade etmenizi bekliyoruz.
Saygılarımızla,
Mehmet SOĞANCI |
En Çok Okunanlar
- PEYZAJ MİMARLIĞI HİZMETLERİ EN AZ BEDEL HESABI, ARTIK ODAMIZ OTOMASYON SİSTEMİ ÜZERİNDEN ÜYELERİMİZİN HİZMETİNE AÇILDI /2010 Okunma Sayısı:35798
- MESLEKİ DENETİM UYGULAMASI /2007 Okunma Sayısı:34993
- SÖZLEŞME ÖRNEKLERİ /2007 Okunma Sayısı:34344
- BÜRO TESCİL BELGESİ (BTB) ALMA KOŞULLARI /2007 Okunma Sayısı:34302
- KAMU İHALE KURUMU HÜKÜMLERİ GEREĞİ İŞ BİTİRME BELGESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME /2008 Okunma Sayısı:33408
- MESLEKİ TANINIRLIĞIMIZDAKİ EN ÖNEMLİ ADIM /2006 Okunma Sayısı:33111
- SÖZLEŞMELİ/ÜCRETLİ PEYZAJ MİMARI ASGARİ ÜCRETLERİ /2011 Okunma Sayısı:31475
- KEŞİF-METRAJ VE İHALE DOSYASI HAZIRLANMASI /2009 Okunma Sayısı:29515
- TESCİLLİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÜRO VE ŞİRKETLERİ 2009 /2009 Okunma Sayısı:26952
- KURAKLIK PEYZAJI /2007 Okunma Sayısı:19809