TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

CUMHURİYET 17.01.2010 'ÇEŞM-İ CİHAN' TEDİRGİN -OKTAY EKİNCİ

CUMHURİYET 17.01.2010 'ÇEŞM-İ CİHAN' TEDİRGİN -OKTAY EKİNCİ
MERKEZ
18.01.2010

Peyzaj Mimarları Odası‘nın tüm ülkede imzaya açtığı şu çağrısı ise yerel basın dışında ulusal medyada hemen hiç yer almazken, "yetkililer"in belli ki artık hiç kalmayan vicdanlarını da etkile(ye)miyor.

CUMHURİYET 17.01.2010
‘ÇEŞM-İ CİHAN‘ TEDİRGİN" - OKTAY EKİNCİ

Adını, Büyük İskender‘in baldızı Kraliçe» Amastris‘ten alan; Karadeniz‘in incisi; ülkemizin gözbebeği; tarihçi Necdet Sakaoğlu‘nun sevdalısı, arkeolog Semavi Eyice‘nin sevgili memleketi, hepimizin bir tanesi...
Fatih Sultan Mehmet‘in şimdiki Bakacak Tepesi‘nden denize doğru ilk gördüğünde, "Çeşm-i cihan bu m‘ola" dediği efsanevi güzelliğin kenti...
Antik çağda Bithynie‘nin uygarlık merkezi; günümüzde tarihin ve doğanın sarmaş dolaş olduğu "orman, deniz ve kültür" hazinemiz; koylarında martılarla kuğuların yüzdüğü, balık cennetimiz Amasra...
Çünkü nedense hep "en güzel" yerlerimize çöreklenen "termik santral"cılar, onca çevre cinayetleri yetmiyormuş gibi şimdi de Amasramıza göz koymuşlar... Peyzaj Mimarları Odası‘nın tüm ülkede imzaya açtığı şu çağrısı ise yerel basın dışında ulusal medyada hemen hiç yer almazken, "yetkililer"in belli ki artık hiç kalmayan vicdanlarını da etkile(ye)miyor; "Amasra Termik Santralına hayır demek, Küre Dağları Milli Parkı‘nı korumak; deniz yaşamım ve geleneksel balıkçılığımızı yaşatmak; tarım alanlarımıza sahip çıkmak demektir..." Peyzajcılann direnişi, meslekleri ile Amasra arasındaki eşsiz uyum açısından da tarihe geçiyor; çünkü kıyı dokusundan çevre değerlerine, doğal topografyasından her yönüyle "pitoresk" görünümüne kadar Amasra, Türkiye‘nin ve dünyanın "peyzaj hazinesi"...
Buraya termik santralı kurmak bir yana, "düşünmek" bile ayıptır, günahtır, ulusal sorumsuzluktur, insanlık adına yüz kızartıcı suçtur. Nitekim "onay" Çevre Düzeni Planı‘nda denmiş ki; "Bölgedeki kömürden yararlanılarak termik santral girişimleri bulunmaktadır. Ancak doğal ve arkeolojik çevre ile turizm açısından sakıncalıdır..."
Bu açık ve net ‘plan kararına‘ rağmen aynı girişimin sürdürülmesi bilim adına talihsizlik, hukuk devleti adına ise tanımlanamaz bir aymazlıktır. ‘100 bin kişiyle yürürüz‘ Amasra‘yı karalara boğacak, 7‘den 70‘e herkesin nefret ettiği santralın tam da "demokratik açılım" sürecinde dayatılmasına ne denebileceğini ise şu pek bilgili "iktidar ve demokrasi yazarlarımıza bırakıyorum... Eski Bartın Belediye Başkanı ve CHP Milletvekili Rıza Yalçınkaya diyor ki; "Gerekirse 100 bin kişiyle yürürüz..." Anımsanacaktır; Bartınlılar birkaç yıl önce de ilde kurulmak istenen "mobil santral"a karşı, 40 bin kişilik kentte 25 bin kişiyle yürümüşlerdi. "Çevre ve demokrasi tarihP‘ne geçen muazzam direnişin temelinde "yaşam kaynaklarına sahip çıkma bilinci"nin yattığını anımsatan Yalçınkaya, aynı yaşamı kuşaktan kuşağa zehirleyecek santralı, 100 bin kişiyle geri püskürteceklerini belirterek şunları söylüyor: "İktidar temsilcilerinin, hatta milletvekilinin yapılmayacağına söz verdikleri santrala Enerji Piyasası Denetleme Kurulu‘ndan izin çıkartılarak resmi hazırlıklara başlanması siyasi cambazlıktır..." Sevgili Aydın Boysan da "tek üzüntüm, demokrasiyi dolandırıcılığa dönüştürmeleri..." dememiş miydi? (Cumhuriyet 20 Aralık 2009) Dünya mirası Amasra 1700 yıl önce kendi parasını bile basacak kadar güçlü bir "sanat kenti"ydi...
Roma döneminde Bitinya-Pontus eyaletinin başkenti oldu... Selçuklu ve Osmanlı çağlarını "el üstünde tutularak" yaşadı; Cumhuriyetin aydın yıllarında da "halk tipi pansiyon turizminin önderi" oldu.. Eğer 70‘lerden sonraki şu yüz karası "apartmanlaşma" işgali olmasaydı, bugün UNESCO‘nun Dünya Mirası listesindeydi... Şimdi, bir yandan imarına çekidüzen vermeye çalışırken bir yandan da tarihini ve doğasını koruyarak geleceğe armağan etmek istiyor... Asıl demokratik açılım, yöre halkının eksiksiz desteklediği bu kutsal isteği herkesle birlikte kucaklamak değil midir?

Okunma Sayısı: 1729
Fotoğraf Galerisi