Susuzlukla birlikte başkentteki süs havuzları da bakımsız kaldı. Başkentin çeşitli yerlerinde bulunan havuzlardaki sular kirlilik nedeniyle renk değiştirirken, kokmaya başladı. Güvenpark‘taki havuzdan yayılan koku rahatsız edici boyuta ulaştı. Peyzaj Mimarları Odası Genel Sekreteri Redife Kolçak , Güvenpark‘taki havuzun uzun süre temizlenmediğini ve bakımsız kaldığını ifade etti. Kolçak, "Havuz sularının kokmaması için suyun üzerindeki mikroorganizma ve asit biriktirecek maddelerin süzgeçler vasıtasıyla alınması gerekir. Bu işlemin de belirli aralıklarla yapılması sudaki kokunun giderilmesini sağlar. Ancak bu havuzun kokusunun giderilmesi için suyunun acil olarak değiştirilmesi gerekiyor" dedi.

CUMHURİYET
 17.08.2007

Susuzluk nedeniyle havuzların suyunun rengi değişti, kokmaya başladı

Havuzlar pislik içinde

ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Susuzlukla birlikte başkentteki süs havuzları da bakımsız kaldı. Başkentin çeşitli yerlerinde bulunan havuzlardaki sular kirlilik nedeniyle renk değiştirirken, kokmaya başladı. Güvenpark‘taki havuzdan yayılan koku rahatsız edici boyuta ulaştı.

Başkentin merkezi Kızılay‘da bulunan ve her gün binlerce insanın gelip geçtiği Güvenpark‘ta bulunan havuz temizlenmemesi nedeniyle kötü bir görünüm oluşturuyor. Havuzdaki suyun rengi de kirlilikten yeşile döndü. Başkentin bakımsız kalan bir başka havuzu ise Sıhhiye‘deki Abdi İpekçi Parkı‘nda bulunuyor. Havuzdaki su seviyesinin azalması ve suyun yeşermesi, park içerisinde kötü bir görüntü sergiliyor. Peyzaj Mimarları Odası Ankara Şubesi Yazmanı Redife Kolçak , Güvenpark‘taki havuzun uzun süre temizlenmediğini ve bakımsız kaldığını ifade etti. Kolçak, "Havuz sularının kokmaması için suyun üzerindeki mikroorganizma ve asit biriktirecek maddelerin süzgeçler vasıtasıyla alınması gerekir. Bu işlemin de belirli aralıklarla yapılması sudaki kokunun giderilmesini sağlar. Ancak bu havuzun kokusunun giderilmesi için suyunun acil olarak değiştirilmesi gerekiyor" dedi.

SUSUZLUK PARKLARI DA VURDU

Susuzluk nedeniyle parklardaki çimler de kuruyor. Ağaçların sulanmadan uzun bir süre idare edebildiğine işaret eden Kolçak, çimlerin ise hassas olduğunu ve düzenli sulanması gerektiğini belirtti. Kolçak şöyle konuştu:

"Çim alanları aşırı miktarda su tüketiyor. Biz 1994 yılından beri çim alan yapılmasına karşı çıkıyoruz. Çim alanların düzenli olarak sulanması gerekir. Bu da susuzluk döneminde aşırı su tüketimine neden oluyor. Belediyede çalışan peyzaj mimarları çim ekimi yerine çok yıllık bitkilerin ekimine geçilmesini önerdiler. Fakat belediye, hâlâ çim ekimine devam ediyor."

Ankaram Platformu Dönem Sözcüsü Mehmet Ali Özgün , yaşanan kuraklıkla birlikte parklardaki bakımsızlığın ve yurttaşların maduriyetinin Anakent Belediyesi‘nin tedbirsizliği ve basiretsizliğinden kaynaklandığını vurguladı. Özgün şöyle devam etti:

"Ankara‘nın susuzluğu konusunda iki yönlü sıkıntı var. Bölge bozkır bölgesi. Susuzluğa dayanıklı bitkilerin getirilmesi gerekiyordu. Fakat görüyoruz ki parklardaki birçok bitki sararmış. Dışarıdan gelen ithal ağaçlar da hastalıklı çıktı. Genel seçimlere bir gün kala Ankara‘nın su sıkıntısı yoktu. Seçim sürecinde provakatif açıklamalar yapıldı. Seçimlere kadar çimler içme suyuyla sulandı. Fakat seçimler bitti kesintiler başladı. Özel şirketler belediye tankerleriyle su çekiyor. Yeraltından haddinden fazla su çekiliyor. Bu suların savaş anında ve doğal afet gibi olağanüstü durumlarda kullanılması gerekir."

Başkentin merkezinde bulunan Güvenpark‘taki havuzun kokmasını hem ülkeye hem de Cumhuriyet anıtlarına yapılan bir saygısızlık olarak nitelendiren Özgün, Cumhuriyet döneminin göz bebeği olan Güvenpark‘ın bakımsız kalmasının, son derece utanç verici bir durum olduğunu ifade etti. Özgün, "Susuzluk döneminde kentin ücra köşelerindeki parklara su verilene kadar, başkentin göbeğinde bulunan Güvenpark‘ın suyu temizlenmeli gerekirse değiştirilmeli. Bu gibi parkların her şeyden önce peyzajı, peyzaj mühendislerine danışılarak yapılmalı. Bilim adamlarıyla, mühendislerle ‘Ben daha iyi biliyorum‘ diye kavga ederek çalışma yapılmaz. En son çare, havuz tamamen boşaltılarak ‘Biz burayı dolduramıyoruz‘ yazısı asılmalı" diye konuştu.

‘İKTİDAR SORUNU ÇÖZSÜN‘

Kentin bir yandan kuraklık çekerken bir yandan da patlayan borular nedeniyle su baskınlarıyla karşı karşıya kaldığını belirten Özgün, "Bu konuda sadece Anakent Belediyesi‘ni değil iktidarı da bu sorunu çözmeye davet ediyoruz. Kızılırmak suyunun getirilmesi 2036‘ya bırakılmıştır. Neden? Çünkü Türkiye‘de henüz bu suyu arıtacak teknoloji yok. O zamana kadar bu teknoloji yakalanabilir düşüncesi hakim" dedi.