TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

EVRENSEL 22.04.2008 "BİR YUDUM AMASRA"

MERKEZ
23.04.2008

Kentsel dönüşümler, kıyı yağmaları, orman yangınları ve uzayıp giden yalanlar, talanlar ve diğerleri.

BİR YUDUM AMASRA

Kentsel dönüşümler, kıyı yağmaları, orman yangınları ve uzayıp giden yalanlar, talanlar ve diğerleri.
Kentsel dönüşümler, kıyı yağmaları, orman yangınları ve uzayıp giden yalanlar, talanlar ve diğerleri. Fatih‘in Çeşm-i Cihan‘ı Amasra‘ya doğu yönünden bakınca ne de güzel görünüyor büyük liman. Kartpostallarındaki görüntüsüne Bakacak‘tan erişmek istiyor bir an önce insan. Önce Kuşkayası, sonra... Sonra???
Amasra‘ya doğu yönünden bakıldığında sorun yokmuş gibi gelebilir ama Batı Karadeniz‘in Bartın kesiminde turizmde sürekli adı anılan Kuşkayası tarafından inecekler için görülecek manzara son derece vahim olacak. Zaten şu günlerde bile Kuşkayası‘ından deniz yönüne bakanlar "Ne kadar güzel bir kırsal yerleşim, iyi de şu ortadaki boşluk alanda yükselenler de ne ola ki?" sorusunu soruyorlar.
Diyemiyoruz, yüreğimiz el vermiyor, belki bir daha gelirler diye misafirlerimize söylemeye. "Onlar termik santralin ilk adımları, hem çevreye zarar vermeyecek, hem de Çan‘dan, Sugözü‘nden daha temiz teknoloji olacak" diye.
Bu coğrafyaya kıymayı planlayanlara ellili yaşlarda kanserden ölen dedelerimizi hatırlatmak isterim. O toprağı eliyle kazmış, taşı sıkmış suyunu çıkarmış, Drahna‘nın en yüksek köylerinde, Arıt‘ın en sert geçen kış dönemlerinde. "Bir saniye ülkenin enerjiye gereksinimi var; Ve bu enerji tez Amasra‘dan sağlana" diyor yükseklerden bir ses.
"Kimin enerjisini kimin üzerinden sağlamaya çalışıyorsunuz? Yetmedi mi bu ülkede yapılan yanlış yatırımlar sonucunda ölenler, depremlerden, sellerden kaybedilen canlar, yetmeyecek mi?" diyesi geliyor insanın.
Sonra çevrecilere "Çatlak Sesler" sözlerini kültüre verdikleri önem ile geri iade edesi geliyor insanın, ama insan gibi insanın. "Amasra neden Safranbolu olmasın"ı tartışırken bizler önümüzde en büyük engelin siz bugünkü siyasi iktidar olacağını hiç aklımıza getirmedik.
Dünya kenti Safranbolu inatla korumanın başkenti unvanını taşımaya çalışırken, Amasra‘ya gördüğünüz bu eziyet hak mı? UNESCO sormaz mı hesabını, Kültür Bakanlığı ne kadar da kolay gözden çıkarttı bölgeyi, Çevre ve Orman Bakanlığı Küre Dağları ile nasıl övünecek bacası yükselen termik santraller ile, anlaşılır değil.
Hani Turizm gelişme bölgesi olacaktı yöre, hani marka? Hani üniversite ile daha çok anılacaktı? Bir an için lügatınızdan enerji sözcüğünü çıkarıp Amasra‘ya farklı bir gözle bakmanızı ister gönüller ve sıra enerjiye geldiğinde de rüzgarı, güneşi, suyu ve ormanı hatırlamanızı diler bu yürekler.
Bu ülkede yasa yapanların kendi elleriyle yasaları nasıl çiğnediklerini günlük söylemlerinden çok net görebiliyoruz.
Ülkenin Enerjisinden sorumlu Bakanı "Yazı da gelse, tura da gelse, dik de dursa, biz bu santralleri kuracağız" sözleriyle nükleer santraller konularında herşeye rağmen kararlığını göstermeye devam ediyor. Çevrenin ve Ormanın bakanı göstermelik ağaç kampanyaları ile yüzyıllar boyunca oluşmuş ormanlarımızı göz göre göre Golf sahalarına, villalara peşkeş çekiyor. Kıyı yasaları ile kıyıları, maden yasaları ile dağları delik deşik ediyor bu zihniyet. Tarımın bir politikası olması gereği uzmanları tarafından anlatılamıyor, anlaşılmıyor. Buğday üretimi tüketimin altına düşen ülkemde, kıt kaynaklarla bilim yapmaya çalışılan üniversitelerimiz ve yöneticileri hedef gösteriliyor. Gençler küskün, gençler kırgın bekliyor en yakın memurluk sınavını hayat su gibi akıp giderken, zaman birçok şeyi alıp götürürken. ÇED raporları yazılıyor, onaylanıyor, halkın katılımı ile halka rağmen. Çatlak ses oluyor Demokratik Kitle Örgütleri, sermaye çatlak olmayan sesini istihdam nidaları ile yükseltirken. Ülke elden gidiyor, delinmedik, deşilmedik yanı bırakılmıyor.
Kalkınmayı sanayide görenlerin gelecekte içecek suyu bulamadıklarında yüzlerinin alacağı durumu şimdiden görebiliyorum.
Sonra ülkenin demokratik bir hukuk devleti olduğunu söyleyip de en demokratik hak olan Anayasa‘da da tanımlı sağlıklı yaşam hakkını hatırlatmak isterim. Bugün Allianoi‘de kaybedilen miras, Hasankeyf‘te kaderine terk edilen kültür, Kazdağları‘na altına, Ergene Havzasında, Osmaniye‘de çimento fabrikalarına değişilen doğal yaşam elbet hesabını sorar gelecek nesillerden. Ve gelecek nesiller de bizlerden... Ve yine bizler de Amasra‘ya Termik Santralin altına imza atanlardan...

Bu da bizim sözümüz olsun...

M.ARTAR
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası

Okunma Sayısı: 1777