TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

GÜVEN PARK`TA NELER OLUYOR

GÜVEN PARK`TA NELER OLUYOR
MERKEZ
18.09.2013

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından yaratılan ulaşım karmaşası karşısında kentin değerli simge ve peyzaj karakteri olan Güven Park`da yapılmak istenen yer altı otopark sisteminin olamayacağını tartışmasız sonlandırmıştır. Odamız 2005 yılında konuyu yargıya taşımış ve dava açarak hukuk mücadelesini kazanmış, Güven Park`ın tarihsel ve doğal yapısının korunmasının devamlılığı kararını aldırmıştır.

"Güvenpark‘ta neler oluyor"

 

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından yaratılan ulaşım kaos ve karmaşa karşısında kentin değerli simge ve peyzaj karakteri olan Güven Park`da yapılmak istenen yer altı otopark sisteminin olamayacağını tartışmasız sonlandırmıştır.

 

Odamız 2005 yılında konuyu yargıya taşımış ve dava açarak hukuk mücadelesini kazanmış,  Güven Park`ın tarihsel ve doğal yapısının korunmasının devamlılığı kararını aldırmıştır. Ancak son günlerde,  Ankara Büyükşehir Belediye Başkanının yapmış olduğu "Güvenpark için yeni bir proje çizdirdiklerini ve birkaç ay içerisinde ihaleye çıkacakları"  ve  "bu projeyle otobüs ve minibüsleri yer altına alacakları, Güven Parkın artık  meydan gibi olmayacak ama yeşil alan olacağı"  şeklindeki açıklamalara devam ediliyor olaması kabul edilebilir değildir.

 

KABUL EDİLEBİLİR TEK ÇÖZÜM: Ankara‘nın Jansen Planında olduğu gibi Devlet Mahallesi karakterindeki alanlarının Saraçoğlu Mahallesi ve Güvenpark bütünlüğünde hafif raylı sistemli ulaşım planı yapılması ve yaya önceliğine yer verilmesidir.

 

Güven Park‘a 1997 yılından beri müdahale etmeyi göze alan  Ankara Büyükşehir Belediyesi yetkilileri bilmelidir ki, peyzaj mimarlarının bilimden ve teknikten aldıkları güç ile yargıya başvuruda bulundukları her türlü belge - bilgi  ve gerekçeler yargı tarafından haklı bulunmuş ve Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Koruma Kurullarının yapmış olduğu tüm çalışmalar geriye dönüşü olmaksızın iptal edimiştir.

 

2005 yılında Odamızın ilk müracaatı ile başlayan hukuk süreci en son 2009 yılında temyiz kararı ile onanmış ve Güven Park‘ın sahip olduğu koruma statüleri bu gün de  geçerli olmak üzere korunmuştur.


 
Kentsel peyzaj karakterlerinden tarihi ve kentsel açık alan yapısı taşıyan ve kent ekosşstemine vermiş olduğu katkısı ile son derece önemli bir kentsel meydan karakterindeki Güven Park, Prof. Herman Jansen, Ankara için hazırladığı nazım planında, kentin iş yerlerini, pazar, çarşı ve yollarını saptadığı gibi; Çankaya yolu ile Dikmen yolu arasında kalan üçgen alanı "DEVLET MAHALLESİ" (Bakanlıklar) olarak belirlemiş olduğu bir bileşkede yer almaktadır.  Devlet mahallesi karakterini taşıyan alan, Kızılay‘da Güven Anıtı ve Güven Park ile başlayarak, geniş bir ağaçlıklı yol ve iki meydan üzerine sıralanan Bakanlık binalarıyla devam etmekte, en yüksek yerde ise TBMM binasıyla sona ermektedir.

 

Yeni başkent, cumhuriyet, halka güven düşünceleriyle özdeşleşmiş olan Güvenpark ve Güvenlik Anıtı, Ankara‘nın rastlantısal olarak seçilmiş bir noktasında yer almamaktadır. Park ve anıt, güney ucunda Büyük Millet Meclisi ile sona eren Bakanlıklar Sitesinin önemli bir parçasıdır.

 

Kızılay ve Güvenpark, simgesel bir mekan olarak planlanmıştır. Bu kararla Güvenpark‘ın simgesel ve tarihsel özellikleri kalıcıdır.


Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı göreve geldiği ilk günlerden itibaren Güven Park‘a müdahale isteğini biliyor,  1997 yılında başlayan Güven Parka yapısal değişimler ile ilgili söylemlerini  2005 yılında Koruma Kuruluna "Güven Park Kentsel Tasarım Projesi" adı altında başlattıkları süreç ile de ilk kez fiili müdahalelerini  görüyoruz.

 

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası, Güvenpark‘ta Büyükşehir Belediyesi‘nin bu çabasının kentsel meydan karakterindeki parkı yok edeceği, park alanında yer altı çarşısı ve garaj katları yapılmasına izin verilmesi halinde parkın peyzaj bütünlüğü başta olmak üzere bitki örtüsü ve parkın ve içerisindeki anıtların siluet  etkisinin geri dönülmez bir biçimde bozulacağını ileri sürmüş ve Koruma Kurulundan bu isteği geri çevirmesini talep etmiştir. Koruma Kurulu ise kararında Güvenpark‘ın diğer alanlarında yapılaşmaya izin vermemiş ancak halen minibüs durağı olarak kullanılan alanı bu kapsamda değerlendirmemişti.

 

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası olarak  2005 yılında süre gelen süreçte; kurul kararının iptali için Ankara Bölge İdare Mahkemesinde dava açmış, Ankaram Platformu işlerliğinde davayı Şehir Plancıları Odası ve Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi ile bilikte Güvenpark‘a sahip çıkılmasını istemiştir.

 

Dava ile ilgili incelemesini tamamlayan Ankara 12. İdare Mahkemesi, Güvenpark‘ın bir bütün olarak korunması gerektiğinden Koruma Kurulu‘nun, minibüs durağı olarak kullanılan kısmın proje dışına çıkarılmasına imkân veren davaya konu kararını hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle iptal etmiştir. Koruma Kurulu kararına karşın yapılmış itirazımızı yerinde bularak kurul kararını ret eden yargı kararı sonrasında Kültür ve Turizm Bakanlığı temyize taşımış ancak Danıştay Altıncı Daire 21.05.2009 yılında mahkeme kararını ONAYARAK temyizi de bozmuştur.

 

Kültür ve Turizm Bakanlığı, temyiz kararını  Ankara Büyükşehir Belediyesi ile Çankaya Belediyesine, Ankara Valiliği ile Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü‘ne bildirmiştir. Durumdan haberdar olan Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanının bu gün "Güven Park için proje ihalesi yapıyorum" şeklindeki açıklaması kabul edilebilir değildir.

 

Bu Güne Kadar Ne Yaşandı?

Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu‘nun, 04.03.2005 tarih ve 368 sayılı kararında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı‘nca Güvenpark‘a ilişkin "Kentsel Tasarım" Projesi‘nin yarışma yoluyla elde edilmesi ve minibüs ve otobüs durağı olarak kullanılan alanın alt kotlarında yapılaşmaya izin kararı düzenleneceği ve bu bağlamda, halen minibüs dolmuş ve belediye otobüslerine geçici olarak tahsis edilmiş bulunan sahanın altına yer altı çarşısı ve garaj katları yaptırılacağı belirtilerek Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu‘na başvuruda bulunulmuştur.

 

Başvuruyu değerlendiren Ankara Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu‘nca, 04.03.2005 tarih ve 368 sayılı, "Ankara ili, Çankaya İlçesi, 1. Derece Doğal Sit olarak tescilli Güvenpark‘a ilişkin Kurulumuzun 10.10.2003 gün ve 8760 sayılı kararımız ile istenen ‘Kentsel Tasarım‘ projesinin yarışma yolu ile elde edilmesinin prensipte uygun olduğuna", "halihazırda kullanılan minibüs - otobüs durağı alanı dışında Güvenpark‘ın mevcutta park olarak kullanılan alanın alt kotlarında herhangi bir yapısal müdahalede bulunulamayacağı.." kararı alınmıştır. Bu kararla, geçici tahsisle dolmuş ve otobüs durak yeri olarak kullanılan ve Güvenpark‘ın içerisinden koparılarak ayrılmış sahanın alt kotlarında bir düzenleme ve yapılaşmaya gidilmesi kabul edilmiştir.

 

Ankara‘nın ve Kızılay‘ın bir bakıma simgesi sayılan ve en merkezi yeşil alanı olan, tüm kent halkının geniş ölçüde yararlandığı bir mekanın yok olma sürecini hızlandıracak bu karar, hem yasalara, hem kentin tarihsel kimliğine, hem şehircilik ilkelerine, hem de kamu yararına açıkça aykırıdır gerekçesi ile dava açılmış ve temyiz dahil olmak üzere kazanılmıştır.

 

Başkent Ankara‘nın ve Atatürk Cumhuriyeti‘nin önemli simgelerinden biri olan Güvenpark ve Güven Anıtı, Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 13.07.1994 tarih ve 3591 sayılı kararı ile "1. Derece Doğal Sit Alanı ve Anıt-Heykel" olarak tescil edilmiştir. 05.11.1999 tarih ve 659 sayılı Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu‘nun ilke kararına göre Doğal Sitler, Koruma ve Kullanma Koşulları‘nda 1. Derece Doğal Sit tanımı "Bilimsel muhafaza açısından evrensel değeri olan, ilginç özellik ve güzelliklere sahip olması ve ender bulunması nedeniyle kamu yararı açısından mutlaka korunması gerekli olan, korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak alanlardır" olarak yapılmaktadır.

 

Bu alanlarda, bitki örtüsü, topoğrafya, silüet etkisini bozabilecek, tahribata yönelik hiçbir eylemde bulunulamayacağı hükmü mevcuttur. Buna rağmen kaç katlı yapılacağı bilinmeyen bir proje önerisi bu ilkelere aykırı olarak kabul edilmiştir.

 

ABB İmar Dairesi Başkanlığı‘nın 14.08.1997 tarihinde Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu‘na sunduğu 1/500 ölçekli Güvenpark Restorasyon Projesi‘nde daha önce de bu alanın alt kotlarına otobüs ve minibüs duraklarının alınması önerisi getirilmiş, Kurul‘un 17.11.1997 gün ve 5517 sayılı kararı ile otobüs ve minibüs durak yerlerinin zemin altına alınması önerisi kurul ve mahkeme kararları ile iptal edilmiştir. Ancak buna rağmen dava konusu kararla alt kotlarda yapılaşmaya izin verilmiş ve daha önceki Koruma Kurulu kararı ile çelişkili bir karar alınmıştır.

 

Zemin altına yapılacak düzenlemeler ve betonlaşma, Güvenpark‘ın Doğal Sit Alanı özelliklerinin kalıcı olarak yitirilmesine yol açacak, yetersiz toprak derinliği nedeniyle mevcut bitki dokusunun yaşatılmasını engelleyecektir. Ayrıca kazı çalışmaları sırasında hem alan içindeki, hem de alanın çevresindeki bitki örtüsü büyük ölçüde zarar görecektir.

 

Cumhuriyet‘in ilk planlama çalışmasının izlerini taşıyan ve mevcut projesi var olan Güvenpark‘ın yarışma ve / veya ihaleler yoluyla yeniden projelendirilmesi ve altında kazı yapılarak yapılaşmaya izin verilmesi toplumsal ve kentsel belleğin yok olmasına yol açacak son derece sakıncalı bir karardır.

 

ŞİMDİ NE YAPILMALI?

Mahkemenin kararı açıktır. Güvenpark‘ın 1. Derece doğal sit olarak tescilli olduğu unutulmamalı ve Cumhuriyet tarihimizin anıtı ve mimari mirası özelliği taşıyan ve peyzaj bütünlüğü ile Ankara Kızılay merkezinin adeta nefes aldığı bir alanın her ne şekilde olursa olsun yapılaşmaya açılması yönünde hiçbir tesisi etmemeli ve belediye yönetim görevlerini hatırlayarak, Güven parkı baskı altında tutan minübüs  ve dolmuş sisteminin yarattığı kaos ve karmaşayı çözmelidir öyle değil mi?

 

AMA ÖYLE DAVRANMAZ ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ, AKSİNE SORUNUN BÜYÜMESİNİ SAĞLAR...

ÇÜNKÜ, GÜVEN PARKIN ÇÖKÜNTÜLEŞMESİ VE PRESTİJİNİN SARSILMASIDIR HEDEF!

 

Bu güne kadar Güven park üzerindeki tartışmalarını sonlandırmayan ABB Yetkililerine bir kez daha ; peyzaj mimarlarının almış olduğu kamu yararına uygun olduğu gerekçeli yargı kararına hiçbir şekilde soruna çözüm odaklı yaklaşmamış ve 1997‘de de istediği ancak o dönem Koruma Kurulu‘nca reddedilen otobüs ve minibüs duraklarının zemin altına alınması yönündeki ısrarlarından vazgeçmelidir diyoruz. 

 

 

Ancak tanıdığımız bir Büyükşehir Belediyesi Yönetim biçimini daha yaşıyoruz Güven Park‘ta ve  "istediğim yapılmazsa çökmesini sağlarım" mantığını izliyen ABB, Güven Parkın çöküntüye uğramasına sebep olarak halkın gözündeki prestij kaybını sağlama çabalarından vazgeçmelidir.

 

KAOSUN ÖNÜNE NASIL GEÇİLECEK

 

Ankara, 1923‘te Türkiye Cumhuriyeti‘nin başkenti olarak ilan edildikten sonra, mimari anlamda da atılıma geçmek istedi. Özellikle Kızılay aksının, Cumhuriyet‘in ilk yıllarında çağdaş toplum beklentilerine ve kentsel yaşam standartlarına uygun bir temsil mekanı olması için baştan sona Alman mühendisler tarafından tasarlandı. Ankara‘nın bu denli önem kazanmasının ardından toplumsallaşmanın merkezi olarak nitelendirilen Kızılay, ayrı bir önem kazandı.

 


Güvenpark‘ın  alanının altının kazılarak minibüs ve otobüs garajı yapılması projesini eleştirdi. Güvenpark ve çevresinin keşmekeşini "iyileştirme" adı altında yapılması planlanan projenin, sorunu çok daha vahim bir hale getireceği, "Katlı garaj projesi, duraklar için geçici işgali kalıcı hale getirecek, dolmuşların park alanından çıkarılamaması sonucunu doğuracak, otobüs, dolmuş duraklarındaki karmaşayı çözmeyeceği açıktır.


"GÜVENPARK BİRİNCİ DERECEDE SİT ALANIDIR"


 "Güvenpark, Cumhuriyetin simgelerinden biri olmasının yanı sıra Ankara‘nın Kızılay kent merkezindeki biricik açık ve yeşil alanımızıdır. Ankara‘nın kent planında önemli bir yeri olan ve koruma statüsünden vazgeçilemez bir alan olan Güven Park‘ta ki dolmuş ve otobüs duraklarındaki mevcut kullanım ve karmaşanın onaylanacak bir durumu yoktur. Ancak söz konusu projede kentsel peyzaj alan karakterleri, ulaşım ve şehircilik ilkeleri dikkate alınmamaktadır. Kentin sağlığı ve tarihsel kimliğinde yaratacağı geriye dönülmez tahribat açısından, kentsel ve yaşamsal odaklarımızın elimizden bir bir alınmasına tahammülümüz de yoktur.

 

"RAYLI SİSTEMLER DEVREYE SOKULMALIDIR"

 

Dikmen, Sokullu, Ayrancı, ODTÜ, Balgat gibi semtlere olan yoğun yolcu taşımacılığının dolmuş gibi ara toplu taşım araçlarıyla yapılamayacağını belirten peyzaj mimarlarının yıllardır süre gelen  önerileri:  "Öncelikle yapılması gereken, dolmuş sistemi yerine kısa vadede kapasitesi büyük otobüslerin, orta vadede ise raylı sistemlerin devreye sokulmasıdır.

 

Ankara Büyükşehir Belediyesi, raylı sistemleri geliştirmiş yerel yöneticilerin çalışmalarını incelemelidir. Kent merkezinin otobüs, minibüs ve otomobiller için depolama ve garaj alanı olmaktan kurtarılması gerekmektedir. Kapalı garajdaki kirlilik ve gürültünün boyutunun insan sağlığı açısından da risk oluşturmakta ve söz konusu projenin yaratacağı betonlaşmayla parkın yok olma sürecinde ciddi bir yara daha açılacak, mevcut bitki dokusunun yaşatılması engellenecektir.

 

GÜVENPARK‘TAKİ DURAK SORUNU KAPSAMLI BİR ULAŞIM PLANIYLA ÇÖZÜLMELİDİR!

 

Güvenpark, Ankara‘nın Kızılay kent merkezindeki biricik açık ve  yeşil alanıdır. Yıllardır kırpılarak küçültülmüş, altından üstünden işgal edilmiş ve kirletilmiştir. Ankara‘nın kent planında önemli bir yeri olan ve Atatürk‘ün onayı ile planlanan ve tesis edilen Güvenpark, bu özelliklerinden dolayı Birinci Derece Doğal Sit alanıdır.  Tüm bu özelliklerine rağmen,  üzerindeki işgal ve kirlilik gerekçe gösterilerek daha da tahrip edilmesinden endişe duymaktayız.

 

Bugün kullanılan dolmuş-otobüs duraklarının bulunduğu alan, Güvenpark‘ın bir parçası olup, mevcut durumda yasadışıdır. Bu durakların kaldırılmasına yönelik alınmış olan pek çok kararlara rağmen, 17 yıldır bu durakların taşınması için hiçbir alternatif üretmemiş olan Ankara Büyükşehir Belediyesinin bu güne kadar sergilediği tutum,  işgali kalıcı hale getirecek bir projeyi yaşama geçirmeye çalışmaktır.  Güvenpark‘taki dolmuş, otobüs duraklarındaki mevcut kötü kullanım ve karmaşa, hiç kimsenin kabul edebileceği ve onaylayacağı bir durum değildir. Ancak, Güvenpark alanının altının kazılarak otobüs ve dolmuşlara garaj yapılması ise en az mevcut durum kadar sakıncalıdır.

 

Kentsel peyzaj unsurları ulaşım ilkeleri ve planlama kararlarının bütünlüğü dikkate alınmamaktadır. Kentin sağlığı ve tarihsel kimliğinde yaratacağı geriye dönülmez tahribat açısından, kentsel ve çevresel zararları bakımından son derece kabul edilemez yanlış bir karardır.

Bu kapsamda, aşağıdaki tespit ve önerilerimizi kamuoyu ile paylaşmak isteriz.


Başkentin merkezinin, dolmuş gibi artık 1970‘li yıllarda kalmış bir ulaşım aracının garaj alanı olarak düşünülmesi, başlı başına bir çaresizlik ve Büyükşehir Belediyesinin beceriksizliğinin göstergesidir.

 

Dikmen, Sokullu, Ayrancı, ODTÜ, Balgat gibi semtlere olan yoğun yolcu taşımacılığı, kapasitesi sınırlı olan dolmuş gibi ara toplu taşım araçları ile yapılamaz. Öncelikle yapılması gereken; dolmuş sistemi yerine kısa vadede kapasitesi büyük otobüslerin, orta vadede ise raylı sistemlerin devreye sokulmasıdır.   Gayet başarılı süreçlerle dolmuşları kentin merkezinden kaldırmayı başarmış ve çağdaş otobüs ve raylı sistemleri geliştirmiş örnek belediyeler bulunmaktadır, Ankara Büyükşehir Belediyesi‘nin, öncelikle bu belediyelerin çalışmalarını incelemesi gerekmektedir. 

 

Ankara Ulaşım Planlarında olan ve şu anda bir bölümünde inşaatı devam eden ve planlanan raylı sistem hatları (Batıkent-Kızılay-Ümitköy Metrosu, Ankaray, planlanan Dikmen hattı), zaten bu alanda dolmuş-otobüs duraklarına olan ihtiyacı ortadan kaldıracaktır. Yani ulaşım planıyla ters düşen bir uygulama hayata geçirilmek istenmektedir. Ulaşımdaki bu gelişmeler ve devam eden projeler dikkate alınarak kent merkezinin otobüs, minibüs ve otomobiller için depolama ve garaj alanı olmaktan kurtarılması gerekmektedir.

 

Katlı garaj projesi, duraklar için geçici işgali kalıcı hale getirecek, dolmuşların park alanından çıkarılamaması sonucunu doğuracak, otobüs, dolmuş duraklarındaki karmaşayı çözmeyecektir. Kapalı garajdaki kirlilik ve gürültünün boyutu insan sağlığı açısından risk oluşturacaktır. Yaratacağı betonlaşma ile Parkın yok olma sürecinde ciddi bir yara daha açacak, yetersiz toprak derinliği nedeniyle mevcut bitki dokusunun yaşatılmasını engelleyecektir.

 

Dolmuşların buradan taşınmasıyla birlikte Parkın bu bölgesinde yer alan açık ve  yeşil alan olarak simgesel kimliğine uygun olarak yeniden düzenlenebilecek,  katlı garaj gibi bir projenin gerçekleşmesi halinde çok güç ve maliyetli duruma gelecektir.

 

Minibüs durakları için şoför esnafını, yolcuları ve Ankaralı yayaları birlikte mutlu edecek çok sayıda çözüm bulunmaktadır. Ankara kent bütünü ve merkez alanı için kapsamlı bir ulaşım çözümlemesi ile yola çıkan bir proje bu amaca ulaşabilir.


"Metro yapımını "Ulaştırma Bakanlığına" devrederek uyanıklık yaptım" diyebilen bir belediye başkanının,  Güven Park‘ın çöküntüleştirerek halkın gözünde prestijini düşürme gayreti içinde olduklarının farkında olduğumuzu da , kendilerinin  Ankara halkının gözünden düşmüş olduklarını da,   Güven Park‘a yapılacak  müdahalede yanlarında kimsenin yer almayacaklarını da bilmeleri gerekir.

 

Kent yöneticilerinin geliştirdikleri planlarla rant yaratıcı ve rant dağıtıcı özellikleri olduklarını biliyoruz ve kente ilişkin hizmet üretimi yapan esnaf ve sanaatkarların bu gün Güven Park içerisinde veya altında otobüs-minibüs depolama /  hat kullanımı ile ilgili soruna karşı çözüm odaklı olduklarını da... Minibüsçüler Esnaf Odası  açıkladı; "metro açılırsa rahatlama olacağına inanıyoruz " .

 

Kamuoyuna saygı ile sunarız. 


TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
Yönetim Kurulu

 

 

Okunma Sayısı: 1370
Fotoğraf Galerisi