TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

İŞGALCİLERE AFFA DEĞİL, MERALARIMIZA SAHİP ÇIKIYORUZ

MERKEZ
15.06.2007

TBMM' ye getirilen teklif ile mera, yaylak ve kışlakların bu özellikleri terminolojide yer almayan "yayla" tanımı Kanun metnine dahil edilmiş ve bu alanlar yaylaklardan ayrılmıştır.

İŞGALCİLERE AFFA DEĞİL, MERALARIMIZA SAHİP ÇIKIYORUZ.

Adana Milletvekili Atilla Başoğlu ve 3 Milletvekilinin; Mera Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Bolu Milletvekili Mehmet Güner ve 2 Milletvekilinin; Mera Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Bursa Milletvekilleri Mehmet Emin Tutan ve Zafer Hıdıroğlu‘nun Mera Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi 03.06.2007 tarihli TBMM Genel Kurul‘unda görüşülerek yasalaşmıştır.

Söz konusu Kanun tekliflerin gerekçelerinde, yaylaların özel mülkiyete konu olabileceği, bunların zaman aşımıyla kazanılabileceği ve bu alanların kamu malı sayılamayacağı ifade edilmiştir.

TBMM Genel Kurul‘u görüşmeleri esnasında ana muhalefet partisi tarafından da açıkça ifade edildiği üzere yaylaklar, bir tahsis belgesine dayanılarak veya kadimden beri tahsisli olduğuna dair bir hakka dayanarak bir veya birkaç köy veya kasaba halkının birlikte oturup kalktığı ve hayvanların, otundan ve suyundan yararlandığı yüksek yerler olduğu hepimizin malumudur. 1982 Anayasa‘sının, tarım arazileri ile çayır ve meralara ilişkin 44 ve 45‘inci maddeleri, bu tür alanların amaç dışı kullanılmasını yasaklamış ve devleti bu konuda görevli kılmıştır.

Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 27/2/1997 tarihli kararı ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulu‘nun 10/11/1999 tarihli kararlarında ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu‘nun 18‘inci maddesi ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu‘nun 713‘üncü maddesinde, meraların, yaylak ve kışlakların imar ve ihya yoluyla, zilyetliğe dayalı olarak, tapuya tescil edilemeyeceği öngörülmektedir.

Belediye ve mücavir alanları içerisinde kalan alanların yararlanma hakkı mera olarak belediyelere bırakılsa dahi, bu taşınmazların mera niteliğinin değiştirilmesiyle, çıplak mülkiyetinin Hazineden belediyeye geçmesi söz konusu olamayacağı gibi, mera, yaylak ve kışlaklar bağlı bulunduğu hukuki rejim gereği tescile de konu olamaz, kazandırıcı zamanaşımıyla mülkiyete, alım satım, trampa, bağışlama, haciz ve taksime konu olamaz, kiraya verilemezler. Yine bu alanların sınırları genişletilemez, daraltılamaz, niteliği değiştirilemez.

Kanuna göre, belediye ve mücavir alan sınırları içinde kalan ve 1 Ocak 2003‘ten önce kesinleşen imar planları içinde "yerleşim yeri" olarak işgal edilerek mera ve otlak olarak kullanılamayan yerlerin tahsis amacı değiştirilecek ve hazine adına tescilleri yapılabilecektir. 

Hazine‘nin açtığı davalar sonucunda önce mera olarak kabul edilen, daha sonra meralık vasfı değiştirilerek hazine adına tescil edilen araziler üzerinde yapılan konutlar ise bedelinin Hazine‘ye ödenmesi şartıyla konut sahibine devredilecek, Kanun uyarınca, bugüne kadar açılmış davalardan da vazgeçilebilinecektir.

Anayasa ve yargı kararlarına rağmen getirdiği TBMM gündeminde görüşülerek kabul edilen Kanun teklifi ile meraların özel mülkiyete konu edilmesinin yolu açılmıştır. Bu yolla meraların hızla elden çıkarılmasının önünü açılmış ve Kanun‘un öngördüğü imar affıyla, Anayasa‘ya ve Yargıtay kararlarına aykırı düzenlemeye gidilmiştir.

Türkiye Büyük Millet Meclisine getirilen teklif ile mera, yaylak ve kışlakların bu özellikleri terminolojide yer almayan "yayla" tanımı Kanun metnine dahil edilmiş ve bu alanlar yaylaklardan ayrılmıştır. Bu durum açıkça, kamu menfaatine ve üstün kamu yararına aykırıdır. Zira, "yayla" olarak tanımlanan söz konusu alanlar, zamanla işgaline göz yumularak fiilî olarak da mera, yaylak ve kışlak niteliklerinin yitirilmesine neden olunmuş yerlerdir. Tekliflerin genel gerekçesinde bu alanların işgal edildiği de açıkça vurgulanmaktadır. Diğer bir deyişle, doğal niteliği gereği özel mülkiyete elverişli olmayan bu kamu malları işgal edilerek bu niteliklerinin kaybedilmesine göz yumulduğu teklif gerekçesi ile açıkça itiraf edilmiştir. Mera Yasası‘nda olduğu gibi yaylaklarda da bu düzenlemeyle işgalcilere adeta destekte olunmakta, işgaller özendirilmektedir.

Hükümetçe 4342 sayılı Kanun hükümleri işletilerek mera alanlarına yönelik tecavüzlere son verilmesi için etkin çalışma yürütülmesi gerekirken, Mera Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun hükümleri ile 2005 senesindeki aftan yararlanamayan işgalcilere yeniden af getirilmeye, affın sınırları, yaylak, kışlak ve bu vasıfları değiştirilerek hazine adına tescil edilen taşınmazları da kapsayacak biçimde olağanüstü şekilde genişletilmeye çalışılmaktadır.

Bugün meralarımıza, yarın ormanlarımıza karşı yapılan işgallere de bu zihniyetle af getirilmesinin yolunun açılmasına TMMOB Peyzaj Mimarları Odası olarak seyirci kalabilmemiz mümkün değildir.

Meralarımız ile yaylak, kışlak ve bu vasıfların değiştirilmesi suretiyle Hazine adına tescil edilen taşınmazları yok edecek, işgalcilere af getiren Mera Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun hükümlerinin Sayın Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet SEZER tarafından tekrar görüşülmek üzere TBMM‘ ne geri gönderilmesi gerekmektedir.

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası olarak da söz konusu Kanun‘un yürürlüğe girmesi halinde iptali için tüm hukuki yolları kullanacağımızı kamuoyuna saygı ile duyururuz.

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası

Okunma Sayısı: 974