TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

İSTANBUL 2008 ULUSLARARASI PEYZAJ MİMARLIĞI SEMPOZYUMU TAMAMLANDI

İSTANBUL 2008 ULUSLARARASI PEYZAJ MİMARLIĞI SEMPOZYUMU TAMAMLANDI
MERKEZ
01.11.2008

İstanbul 2008 Uluslararası Peyzaj Mimarlığı Sempozyumu İTÜ Taşkışla Yerleşkesi'nde üyelerimiz, meslektaşlarımız ve konuklarımızın yoğun katılımı ile başarı ile gerçekleşti

İstanbul 2008 Uluslararası Peyzaj Mimarlığı Sempozyumu 17-18 Ekim 2008 tarihlerinde İTÜ Taşkışla Yerleşkesi‘nde üyelerimiz, meslektaşlarımız ve konuklarımızın yoğun katılımı ile başarı ile gerçekleşti

Sempozyumla; Akdeniz ülkelerinin kültürel peyzaj kimliğini tanımlamak ve bu konuda farkındalığı arttırmak, peyzaj mimarlarının kültürel peyzajların korunması ve iyileştirilmesinde üstlenecekleri rolü tanımlanması amaçlandı.

"Akdeniz Ülkelerinde Peyzaj Mimarlığının Geleceği: Kimlik ve Hedefler" ana başlığı ve "Kültürel Peyzajlarda Kimlik Değişimi" ana teması çerçevesinde kurgulanan sempozyumun açılışında ; Peyzaj Mimarları Odası Başkanı Ayşegül Oruçkaptan, İTÜ Rektör Yardımcısı Ahsen Özsoy, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdür Yardımcısı Sabri Kiriş, İstanbul Vali Yardımcısı Feyzullah Öner, IFLA Başkanı Prof. Dr. Diane Menzies, EFLA Başkanı Prof. Dr. Fritz Auweck, ECLAS Başkanı Jeroen de Vries konuştu.

Sempozyum önümüzdeki haftalarda kitap haline getirilerek basılacak.

Sempozyum açılışında aramızda bulunan TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, yaptığı konuşmada şunları söyledi:

Değerli Konuklar,
Sevgili Meslektaşlarım,

Hepinizi TMMOB Yönetim Kurulu adına saygıyla selamlıyorum.

"Akdeniz Ülkelerinde Peyzaj Mimarlığının Geleceği: Kimlik ve Hedefler" başlıklı İstanbul 2008 Uluslararası Peyzaj Mimarlığı Sempozyumu‘nda burada aranızda olmaktan büyük bir onur duyuyorum.

Değerli katılımcılar,
Öncelikle sizlere Peyzaj Mimarları Odamızın da bağlı olduğu Birliğimiz hakkında kısa bir bilgilendirme yapmak isterim.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) 6235 sayılı Yasayla 1954 yılında kurulmuştur. TMMOB tüzel kişiliğe sahip, Anayasanın 135. Maddesinde belirtilen kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşudur.

TMMOB‘nin, bu gün itibarı ile bağlı 23 odası ve odalarımızın 350.000 üyesi bulunmaktadır. TMMOB‘ye bağlı Odalara 70 kadar mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı disiplininden mezun olan mühendis, mimar ve şehir plancıları üyedir.

TMMOB Yasası‘nda Birliğin amaçları şöyle sıralanmıştır.

- Günün gerek ve koşullarına ve mevcut olanaklara göre, yasa ve tüzük hükümleri içinde kalmak üzere, mühendis ve mimarları meslek kollarına ayırmak, meslek ve çalışma konuları aynı ya da birbirine yakın bulunan mühendis ve mimarlık grubu için Odalar kurmak.

- Mühendislik ve mimarlık mesleği mensuplarının ortak gereksinmelerini karşılamak, mesleki etkinlikleri kolaylaştırmak, mesleğin genel yararlara uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halkla olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere, meslek disiplinini ve ahlakını korumak; kamunun ve ülkenin çıkarlarının korunmasında, yurdun doğal kaynaklarının bulunmasında, korunmasında ve işletilmesinde, çevre ve tarihi değerlerin ve kültürel mirasın korunmasında, tarımsal ve sınai üretimin artırılmasında, ülkenin sanatsal ve teknik kalkınmasında gerekli gördüğü tüm girişim ve etkinliklerde bulunmak.

- Meslek ve çıkarları ile ilgili işlerde, resmi makamlar ve öteki kuruluşlar ile işbirliği yaparak gerekli yardımlarda ve önerilerde bulunmak, meslekle ilgili bütün mevzuatı, normları, bilimsel şartnameler, tip sözleşmeler ve bunlar gibi bütün bilimsel evrakı incelemek ve bunların değiştirilmesi, geliştirilmesi, ya da yeniden konulması yolunda önerilerde bulunmak.

Değerli katılımcılar bu kısa bilgilendirmeden sonra sempozyuma ilişkin de şunları dile getirmek istedim.

Odamızın tanımına göre Peyzaj: doğal ve kültürel tüm değerler; Peyzaj mimarlığı: ülke kaynakları olan doğal ve kültürel varlıkların insan yaşamına / kullanımına açılışındaki planlama, tasarım, uygulama ve yönetimi disiplinidir. Ekolojik yönden sağlıklı, dengeli, doğa ile uyum içinde kendini yeniden yaratıp varlığını sürdürülebilir bir yaşam ortamı yaratmanın aracıdır.

Türkiye‘de Peyzaj Mimarlığı eğitimi, 1933 yılında kurulan Yüksek Ziraat Enstitüsü bünyesinde "Süs Nebatları Şubesi" ile başlamıştır. Ankara Üniversitesi‘nin 1946 yılında kurulması sonrasında, bu kuruluş içinde yer alan Ziraat Fakültesi bünyesinde "Bahçe Mimarisi ve Ağaçlandırma Kürsüsü" ile Peyzaj Mimarlığı eğitiminde yeni bir döneme geçilmiştir. Peyzaj Mimarlığı Bölümü; 1968 yılında eğitime başlamış ve ilk mezunlarını 1973 yılında vermiştir. Günümüzde ülkemizde Peyzaj Mimarlığı eğitimi, değişik üniversitelerin Ziraat, Orman, Güzel Sanatlar ve Mimarlık Fakülteleri bünyesinde verilmektedir.

1994 yılı Mayıs‘ında TMMOB 33. Genel Kurulu‘nda Odalaşma kararımızın çıkması ile Peyzaj Mimarları Odası kurulmuştur. Ülkemizdeki yasalara göre de Peyzaj mimarlığı yapacak meslektaşlarımız odamıza kayıtlı olmak zorunluluğundadır.

İşte bu tanımlarda çalışan meslektaşlarımız için, peyzaj mimarları için çalışma alanları ile ilgili bu çok önemli uluslar arası katılımlı Sempozyum‘da bir arada yol haritasını belirlerken sorunlarımızı da dile getirmiş olacağız.

Kapitalizm, küreselleşme, sınırsız liberalleşme ve sanayi kapitalizminin tüketim kültürü, insanı doğasına yabancılaştırmakta ve güzellikler karşısındaki duyarlılığını kaybettirmektedir. Maddi olmayan değerler hızla maddi değerlerle yer değiştirmektedir. Peyzaj Mimarlığı açısından ve genel olarak doğal ve kültürel değerlerimiz üzerinde karamsarlık yaratan tüm oluşumlara karşın, bu gün burada bir araya gelen topluluk umut verici ve heyecanlandırıcıdır.

Doğal ve kültürel peyzajın bir bütün olarak korunması, yönetilmesi ve planlanması konusunda bir çerçeve sözleşmesi olan Avrupa Peyzaj Sözleşmesi ülkemiz tarafından imzalanmış olup, 10.06.2003 tarih ve 4881 no‘lu yasa ile TBMM‘nce onaylanmıştır.

Bu sözleşmeye göre peyzajın; kültürel, ekolojik, ve sosyal alanlarda kamu yararı taşıdığı, ekonomik faaliyetlerin uygulanmasında korunması, yönetimi ve planlanmasının iş olanaklarına önemli bir kaynak oluşturduğu; doğal ve kültürel mirasın korunması ve yönetilmesi için uluslar arası kabul gören antlaşmalar dikkate alınarak, bölgesel ve mekansal planlama ölçeğinde peyzajın kalite ve çeşitlilik yönünden işbirliğinin önemi vurgulanmaktadır.

Ülkemiz peyzaj değerlerinin korunması açısından en temel nokta, "ulusal bir politika"nın eksikliğidir. Avrupa Peyzaj Sözleşmesi‘nin en can alıcı noktası, imza koyan ülkelerin kendi ulusal peyzaj politikalarını oluşturmalarının gerekliliği üzerine yapılan vurgudur. Ülkemiz yasal ve yönetsel yapısı, farklı ölçek ve boyutlarda, duyarlı ve değerli doğal alanları ve kaynakları korumaya yönelik temel alt yapıya sahiptir. Buna karşın, ulusal bir peyzaj ve daha üst düzeyde ulusal çevre politikaların henüz oluşturulamamış olması önemli bir eksikliktir. Bu ise, peyzaja bakışta, uygulamada ve yönetimde bütünlüğün, yönetimlerde birliğin sağlanması yönünde önemli bir engel oluşturmaktadır. Peyzaj mimarlığı eğitim sürecinde edinilen bilgi ve deneyimlerin, uygulama sürecine yansıtılabilmesi ve değerli ülke peyzajının korunabilmesi için; kapsamlı bir peyzaj politikasının oluşturulması ve bu doğrultuda ilgili yasa ve yönetmeliklerin gözden geçirilmesi öncelikli sorumluluğumuzdur.

Dileğimiz, planlamanın temel verilerinin tanımlandığı, 3194 sayılı İmar Kanunu, yönetmelikleri ve teknik izah namesinde; ekolojik ve biyolojik veriler ile peyzaj verilerinin bilimsel tanımlamalarının yer alması ve ilgili uluslar arası sözleşmelere de atıfların yapılması, 2873 sayılı Milli Parklar Kanununda olduğu gibi, plan yapmaya yetkili, tüm idarelerin yasal mevzuatlarında da gerekli düzenlemelerin yapılmasıdır.

Öte yandan peyzaj mimarlarımıza da burada seslenmek istiyorum: Ülkemizde birçok meslek alanlarında olduğu gibi peyzaj mimarlığı alanında da mesleğin tanımlanması sıkıntısı vardır. Son birkaç yıl içinde TMMOB ortamında odalarımızın ana yönetmeliklerinin ve serbest çalışan üyeleri ile ilgili yönetmeliklerinin hazırlanması, TMMOB ortamında karara bağlanması ile meslek alanlarının tanımlanması ve düzenlenmesi için oldukça mesafe kazanılmıştır. 2006 yılında Peyzaj Mimarları Odamıza ait ana yönetmeliğin ve serbest çalışan üyeleri ile ilgili yönetmeliğin yayımı ile meslek alanı tanımlanmış ve düzenlenmiştir. Peyzaj mimarlarımızın bu yönetmeliğe sahip çıkarak içselleştirmeleri meslek alanının tariflenmesinde önemli bir rol oynayacaktır.

Hepinize saygılar sunuyorum.

Oda Yönetim Kurulu Başkanı Ayşegül ORÇKAPTAN ise açılış konuşmasında;

Sayın Valim

Sayın Rektörüm

Sayın Genel Müdürüm

Sayın TMMOB Başkanım Mehmet SOĞANCI

Sayın Yönetim Kurulu Üyelerim

Bizleri bugün yalnız bırakmayan

Sayın IFLA başkanı Diane MENZIES

Sayın EFLA başkanı Fritz AUWECK

Sayın Avrupa ve Akdeniz Peyzaj Mimarlığı Örgütü temsilcileri

Değerli katılımcılar,

Sevgili öğrenci arkadaşlarımız

Sizleri saygıyla selamlıyorum. İstanbul 2008 sempozyumuna hoş geldiniz.

Bugün, İstanbul‘da bizleri bir araya getiren süreç 2006 yılında Atina‘da gerçekleştirilen sempozyum ile başladı. Bundan 2 yıl önce, Atina‘da ilki yapılan toplantıda peyzaj mimarlığı mesleğinin Akdeniz ülkelerinde tanınırlığı ele alınmıştı.

2006 toplantısının en önemli özelliği, biz peyzaj mimarlığı meslek örgütlerinin, kuruluşundan günümüze kadar yaşadıkları süreçlerden haberdar olmak, mesleğimizle ilgili mevcut durumun saptanması, yaşanan sorunların paylaşılması oldu ve meslek örgütleri olarak yasal-yönetsel süreçte birbirimizi yakından tanıma fırsatı bulduk.

Biz tüm dünyada olması gerektiği gibi Avrupa ve Akdeniz ülkelerinde de peyzaj mimarlığı mesleğinin tanınırlığının arttırılmasını ve bu alanda gerçekleştirilen çalışmaların etkinleştirilmesini istiyoruz.

Yaşam kaynaklarımızın korunarak kullanımı üzerine ihtisaslı olan peyzaj mimarlığı mesleği ve sorumluluk alanları üzerinde yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri için ortaklaşa çalışmalar yapmak, birlikte üretmek, birlikte karar almak ve strateji geliştirmek üzere İstanbul‘da bir aradayız.

Türkiye Peyzaj Mimarları Odası henüz kurulmamışken "Peyzaj Mimarisi Derneği"nin 6-9 Eylül 1976 tarihinde İstanbul‘da gerçekleştirdiği "IFLA XV. Dünya Kongresi"ni hatırlatmayı burada anlamlı buluyorum.

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası olarak ise ilk uluslararası olan bu toplantıyı doğu ile batı arasında bir köprü oluşturacağını düşünerek İstanbul‘da gerçekleştirme kararı aldık ve 2 yılda bir yapılacak olan sempozyumun ikincisine talip olduk.

İSTANBUL 2008, Atina‘da oluşmaya başlayan sürecin güçlenerek devam ettirilebilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Çünkü, 2006 yılında ilki Atina‘da yapılan sempozyuma katılan arkadaşlar hatırlarlar; Akdeniz‘de bulunan peyzaj mimarlığı örgütlerinin birlikte çalışması, birlikte meslek adına girişimlerde bulunulması ve bu amaçla gerçekleştirilecek etkinliklerin çoğaltılması gerekliliğine ve önemine vurgu yapılmıştı.  Ortaya konulan bu yaklaşım, daha sonra gerçekleştirilecek toplantılar açısından da son derece önemli olan bir süreci başlatmış oldu.

Bugün burada, Atina toplantısında bulunmayan diğer Akdeniz ülke temsilcilerinin de yer alması, bizleri son derece mutlu etmekte ve heyecanlandırmaktadır.

Biz Türkiye olarak tüm dünyada peyzaj mimarlığı mesleğinin tanınırlığının arttırılmasını ve bu amaçla gerçekleştirilen çalışmaların etkinleştirilmesini istiyoruz. Bu nedenle de bulunduğumuz coğrafyada, Avrupa ve Akdeniz ülkelerinde yaşayan meslektaşlarımızla işbirliği içinde hareket etmenin gerekliliğine inanıyoruz. İstanbul 2008 buluşması kapsamında, hepimizi bir araya toplayan "Akdeniz Ülkelerinde Peyzaj Mimarlığının Geleceği" üst başlığı altında mesleki tanınırlık, görünürlük başta olmak üzere ortaklaştığımız konulara odaklanmak niyetindeyiz.

Paylaştığımız bilgiler doğrultusunda yasal yönetsel tanınırlığımız başta olmak üzere pek çok ortak ilgi alanımız ve sorunumuza ilişkin olarak bu sempozyumdan bir sonuç, bir eylem planı çıktısı almak istiyoruz.

Bir günlük bir programın bu kadar önemli konuların tartışılması için yeterli olmadığını biliyoruz. Son derece kısıtlı zamanda gerçekleştirilen bu sempozyumun verimli olabilmesi ve sempozyumdan beklediğimiz sonucun alınabilmesi için tasarladığımız 4 atölye çalışmasını çok önemsiyoruz. Sempozyum içinde en yoğun tartışma ortamlarının atölye çalışmaları olacağına inanıyoruz. Her birisinin ayrı ayrı mesleki gelişimimiz ve tanınırlığımızın arttırılması açısından son derece önemli olduğunu düşündüğümüz atölye çalışmalarından, 2010 yılında bir sonraki sempozyuma kadar geçecek sürede atacağımız somut adımlar için yol gösterici çıktılar üretilmesini bekliyoruz.

Atölye çalışmalarımız;

•Yasalar ve tanınırlık,

•Mesleki tanınırlık

•Eğitim ve

•Avrupa Peyzaj Sözleşmesi

başlıklarından oluşmaktadır.

Özellikle, ülkesel ve bölgesel ölçeklerde mesleki duruşumuzun tanımlanması açısından son derece önemli bir araç olarak değerlendirdiğimiz Avrupa Peyzaj Sözleşmesi‘nin, mesleki tanınırlığımızın arttırılması amacıyla nasıl değerlendirilmesi gerektiği konusunu tartışmak, elde ettiğimiz kazanımları paylaşmak istiyoruz. Çıkacak sonuçlar doğrultusunda ortak eylemlilik içerisinde olmayı hedeliyoruz. Dolayısıyla, atölye çalışmasından da bu doğrultuda çıktılar bekliyoruz. 

Avrupa Peyzaj Sözleşmesi‘ni önemsiyoruz çünkü sözleşme peyzajı sadece olağan üstü güzel görüntüler olarak değerlendirmenin çok ötesinde vurgular içeriyor. Sözleşme peyzajı,  günlük yaşamımızı oluşturan bir kavram olduğu için korunması, geliştirilmesi, planlanması ve yönetiminin sağlanmasına vurgu yapıyor.

Ayrıca, insanı ve peyzajı bütünleyerek peyzajları;

•İnsanı çevrenin önemli bir parçası olarak tanımak, 

•Ortak paylaşılan kültürel ve doğal mirasın bir ifadesi ve

•İnsan kimliklerinin esası olarak

tanımlıyor.

Bu son derece önemli tanımlar, bizleri üst ölçeklerde yürütmemiz gereken faaliyetler konusunda önemli ölçüde yönlendiriyor ve insanı peyzajdan kopartan değil insanı peyzajla değerlendiren çalışmaların arttırılması gerekliliğini ortaya çıkartıyor.

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası olarak bizler bu gerekliliği, zengin doğal ve kültürel yapısıyla hayranlık duyduğumuz Türkiye‘nin kültürel peyzaj çeşitliliğini ve sürdürülebilirliğini gözler önüne serecek çalışmalarla yerine getirmeye çalışıyoruz. Aynı yaklaşımın doğal ve kültürel çeşitliliğin eşsiz örneklerini barındıran Akdeniz coğrafyası açısından da geçerli olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle de paylaştığımız Akdeniz coğrafyasında kültürel peyzajlar konusunun ortak ilgi alanımız olduğunu düşünüyoruz.

Ancak, kültürel peyzaj konusunun Avrupa Peyzaj Sözleşmesinde de ifade edildiği gibi sadece olağan üstü zenginlikler ve güzellikler çerçevesinde değil günümüz ihtiyaçları ve gündemi doğrultusunda ele alınması gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle, Avrupa Peyzaj Sözleşmesinde "insan kimliklerinin bir esası" olarak vurgulanan kültürel peyzajlar konusunu ülkesel olmaktan çok bölgesel hatta evrensel olduğu için "Kültürel Peyzajlarda Kimlik Değişimi" başlığı altında ele almak istedik ve bu nedenle de İstanbul buluşmasının alt temasını "Kültürel Peyzajlarda Kimlik Değişimi" konusuna odaklama kararı aldık.

Akdeniz, doğal zenginliği ile medeniyetlerin doğuşuna ve yayılmasına beşiklik yapmış, doğal zenginliğini kültürel zenginlik ile taçlandırılmış bir coğrafyadır. Akdeniz günümüzde de sahip olduğu zenginlik ve bünyesinde barındırdığı eşsiz kültürel miras ile ayrıcalıklı bir havza olma özelliğini korumaktadır. Son derece heyecan verici bu coğrafyada kültürel peyzajların sürdürülebilirliğinin sağlanması konusu, ortak ilgi alanımız olmalıdır.

Bugün;

•Akdeniz coğrafyasında yüzyıllardır varlığını koruyan,

•Doğal ve kültürel çeşitliliğin oluşturduğu dinamik mekanların içerisinde en çarpıcı örneklerden biri olan,

•3 İmparatorluğa başkentlik yapmış,

•Yüzyıllardır iki kıta arasında köprü görevini üstlenmiş,

•Kültürler arası etkileşimin en yoğun yaşandığı ve kültürel peyzaj çeşitliliği açısından son derece zengin,

•2010 Avrupa Kültür Başkentleri arasında yer alan

İstanbul‘da "Kültürel Peyzajlarda Kimlik Değişimi" konusunun tartışılmasının ayrı bir önemi olduğunu düşünüyoruz. Bu düşüncemizi, İstanbul Kültür Başkenti Ajansı tarafından, neden İstanbul sorusuna; 

•Siyasi boyut

•Güzel sanatlarda Avrupa etkisi

•Kentin konusu: bir kentten öte

•Kentsel yaşam

•Modernleşme

•Yetenek ve yaratıcılık

•Gerçek dünya-azimle çalışmak

•Ticaret

•Tinsellik

•Uygarlıkların kaynaştığı yer

başlıkları altında verilen cevap desteklemektedir. Ziyaretiniz sırasında İstanbul‘da gözlemleyeceğiniz bu çeşitlilik ülkemiz peyzaj çeşitliliğinin de ipuçlarını barındırmaktadır. Şimdi sizlere bu çeşitliliği sınırlı sayıda fotoğraf aracılığı ile yansıtmaya çalışacağım.

Sizlere sunduğum sınırlı sayıda görüntünün binlercesini Akdeniz bütünlüğü içinde de görebilirsiniz. Ancak, bir yandan bizleri gururlandıran doğal ve kültürel zenginlikler, diğer yandan toplumsal değişim-dönüşüm süreçlerinin bu zenginlikler üzerinde oluşturduğu baskılar.

Evet, Akdeniz‘de yüzyıllardır varlığını koruyan kültürel peyzajlarda önemli değişimler yaşanmakta. Hızlı göç hareketleri ve bu hızda üretilmesi mümkün olmayan fiziksel planlar, alt ve üst yapı yatırımları sonucunda zarar gören doğal yapı, tarihsel, kültürel değerler ve giderek yok olan kültürel miras. Kaybolan tarımsal peyzajlar, sulak alanlar, kıyı ve orman ekosistemleri, su kaynakları ve başlık olarak bile sıralanması son derece güç olan onlarca sorun, bu ayrıcalıklı coğrafyayı ciddi şekilde tahrip ve tehdit etmekte.

Kültürel peyzajlarda ortaya çıkan olumsuz değişim ve dönüşümlerde, bilgisizliğin, bilinçsizliğin, yerel politika eksikliklerinin son derece etkin olduğun biliyoruz. Peyzaj mimarlarının bu olumsuz gelişmeler karşısında önemli ve çözümleyici katkılarının mutlak suretle dikkate alınması gerektiğine inanıyoruz.

Bugün oluşan kültürel peyzajlarda;

•Planlama aşamasından uygulama aşamasına kadar mesleki katkı eksikliğimizin,

•Karar süreçlerinde yer alamamamızın yarattığı olumsuz etkilerin,

•Merkezi ve yerel yönetim kadrolarında yeterli sayıda meslektaşımızın istihdam edilmemesinin büyük etkisi olduğunu düşünüyoruz.

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası olarak peyzaj mimarlığı mesleğinin gelişimi ve tanınırlığının arttırılması açısından, kültürel peyzajlar ve sürdürülebilirliği konusunda mesleki katkımızın tanımlanması gerekliliğinin ihtiyacını duyuyoruz.

Bu konuyu;

•Ortak eylemlilik süreci içine girebilmemiz,

•Peyzaj mimarlığına farkındalığın arttırılması ve

•Kültürel peyzajlara sahip çıkabilmemiz açılarından

Akdenizlilik kimliğinin önemli bir bileşeni olarak algılıyoruz.

Dolayısıyla, kültürel peyzajlar ve kimlik değişimi konusunu hepimiz açısından önemli bir çalışma ve mesleki tanıtım alanı olarak değerlendiriyoruz.

Akdeniz‘de ortak kültürel mirasın paydaşları olarak ortak çalışma ve hedeflere yönelmeli, birikimlerimizi ve dayanışmamızı arttırmalı, iletişim ağlarının kurulması konularında eylem planları hazırlamalı ve meslek alanlarımızın yasalarla korunması eksik yasaların bir an önce çıkartılması konusunda çalışmalar yürütmeliyiz.

Kültürel peyzajlarda kimlik değişimi konusunu küresel politikalardan bağımsız olarak ele alarak, toprak kaynakları ve tarım alanları ile su kaynakları ve sulak alanlar başta olmak üzere geleceğimizin güvencesi olan peyzajların korunması, planlanması, yönetilmesi kapsamında ortak çalışma alanlarımızı belirlememiz, ortak sorun alanlarımız için ortak çözüm platformları oluşturmamız ve kültürel peyzaj ortaklığı konusunda çalışmalar yürütmemiz büyük önem taşımaktadır.

Yaşamı kuşatan peyzaj kavramına yönelik farkındalığı ve bilinç seviyesi yükselen bir toplumda yerel politikalar da evrensel değerlerle yönlendirilebilecek ve güçlenebilecektir.

Tüm peyzaj alanlarımız üzerinde en kritik süreçlerin yaşandığı bu günlerde bugünün ve yarının, sağlıklı, yaşanabilir ortamları için vazgeçilmez katkısı olan peyzaj mimarlığı mesleğine olan ihtiyacın çok daha geniş toplum katmanları tarafından içselleştirilmesi ve bu toplantıdan verimli sonuçlarla çıkabilmemiz ümidiyle, sizleri saygılarımla selamlıyorum.

Bu toplantının düzenlenmesinde emek veren peyzaj mimarları odası yönetim kuruluna, düzenleme kuruluna, İstanbul Şube Yönetim Kurulunuma, Öğrenci temsilcilerine ve oda çalışanlarına, katkıda bulunan kuruluşlara, bize bu mekanı sunan İstanbul Teknik Üniversitesine teşekkürlerimi sunuyorum.

Saygıyla selamlıyorum.


Okunma Sayısı: 2697
Fotoğraf Galerisi