Odamız; TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne açmış olduğu davanın yanında müdahil oldu

Odamız; TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi‘nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi‘ne açmış olduğu davanın yanında müdahil oldu

Odamız; TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi‘nin 15.06.2009 tarihinde onaylanarak 17.07.2009 tarihinde askıya çıkarılan 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı‘nın onaylanmasına dair kararın iptali istemi ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı‘na karşı açmış olduğu davanın yanında müdahil oldu.

Tüm yaşam alanlarımıza, kentlerimize olan  "rant" baskısı bu dönemde daha içeriği genişletilmiş ve organize bir düzeye ulaşmış ve merkezi yönetimin OTORİTER desteğini de arkasına almış bir rüzgarla  "Kentsel dönüşüm" adındaki pek çok kent, tarih, ve kültür yağması niteliğindeki ve can yakıcı sosyal boyutları da olan girişimler, 1/100.000 Ölçekli İstanbul İli Çevre Düzeni Planı kararları haline getirilmiş bulunmaktadır.

 İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Projesi, tarihi yerleşimlerde Kentsel Yenileme, Deprem ve Doğal Afetlere karşı hazırlıklar, ulaşım ve yatırım kararları bu sürece alet edilmişlerdir. Tarihi Yarımada ve Boğaziçi‘nin dünya mirası niteliğindeki tüm peyzaj değerlerini yok oluşa doğru sürükleyecek nitelikte ki arsa satışı ve spekülasyonları üzerine kurgulu  "dönüşüm kararları" bu gün karşımıza bir planlama tekniği olarak sunulmaktadır.

Peyzaj mimarlığı; yaşam dokumuz içerisinde yer alan her türlü doğal-kültürel-sosyal ve ekonomik verilerin insan kullanıma açılmasında ki  fiziki planların üretimi ise ve dünyadaki var oluş sebebi ile birlikte ülkemizin de imza altına aldığı Avrupa Peyzaj Sözleşmesi‘nde "doğal ve kültürel varlıkların insan ve /veya etkileşimi ile ortaya çıkan alanlar peyzaj" dır deniyor ve tüm etkileşim alanlarının korunarak kullanıma açılmasında peyzaj mimarlığı disiplinin gerekleri yerine getirilmesi birincil planlama ilkesi ise; işte şimdi İstanbul İl Çevre Düzeni Planı yapanlara soruyuz...İstanbul‘un peyzaj diyagnozu nedir? Peyzaj alanları envanteri, biyosfer alan planları var mıdır? İstanbul su yönetimi planları olmaksızın İl Çevre Düzeni planlarını sektörel planlama anlayışı ile yapamazsınız.  

Peyzaj mimarlığı disiplini gerekleri ve kentleşme bakımından taşıdığı sakıncalar yanında, çok ciddi sosyal sorunlara da neden olabilecek girişimler olarak; Sultanahmet-Ayasofya ve çevresi, Fener-Balat-Ayvansaray bölgesi, Sulukule ve Tarlabaşı gibi yıkım kararlarının gerçekleştirilmesi için yoğun çabalar harcanmaktadır.  Boğaziçi‘nin karayolu köprüsü ve karayolu tüp tüneli ile geçilmesi, karayolu tünelleri gibi ulaşım kararları ve uygulamalarının gerçekleştirilmesi için ise, hukuk tanımaz bir tutum içerisindedir.

 "Yağma" niteliğindeki projelerin uygulamaya geçirilmesi için her yol denenmekte, ülkemizde her alanda ve özellikle  meslek alanımızda ciddi bir "hukuk ve demokrasi" sorunu yaşanmaktadır. Toplum katılımı, yapılı ve doğal çevrenin gelişimini belirleyen hukuk ve kentleşme bilimi hiçe sayılmaktadır. .

"Yağma" süreci karşısında; tarihsel ve doğal değerleri koruma, kentin çağdaş ve bilimsel ve sosyal bir planlamaya bağlı olarak gelişimini ve sağlıklılaştırılmasını savunan tüm kesimler karalanmakta ve kimi çevrelerin hedefi haline getirilmek istenmektedir. Kurulduğu günden bu yana  "meslek ilkeleri, kamu ve toplum yararı" doğrultusunda çalışmalarını sürdüren,  "ülkede demokrasisinin ve toplumsal önceliklerin kökleşmesi" bakımından son derece büyük bir öneme sahip olan meslek odalarına yönelik sistemli karalama ve etkisizleştirme çabaları kaygı verecek düzeye ulaşmıştır. Buna paralel olarak gündeme gelen "yasa" hazırlıkları ve Devlet Denetleme Kurulu Raporu "siyasal dayatmanın" ulaştığı düzeyi ortaya koymaktadır.

Ülkemizin aydınlanmacı, ilerici ve çağdaş yaşamın temel önderlerinden olan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği‘nin bileşeni olan TMMOB Peyzaj Mimarları Odası olarak, tüm varlıklarımızın korunması-çağdaş yaşama ve halka sunulması konularında her zaman ülke değerlerinin koruyucusu olacağımıza, bilim ve tekniğin gücünü halkın hizmetine sunmaya devam edeceğimizi, ülke topraklarının eşsiz değerlerinden olan İstanbul‘un yağmaya, oldu-bittiye getirilmesine izin vermeyeceğimizi kamuoyu ile paylaşırız.