Bartın Irmağında son günlerde yinelenen endüstri kuruluşlarından kaynaklı su kirliliği şiddetini artırarak kendini göstermektedir. Ulusal ve yerel basın ile kamuoyuna yansımış ve Bartın halkının sağlığını tehdit eden ırmağın özellikle Organize Sanayi Bölgesi yönünden gelen kirletici kaynaklarla kirletilmesinin son bulması gerekmektedir.

BASINA VE KAMUOYUNA

Kirleten Parasını, Bartın Halkı Bedelini Ödemesin

Bartın Irmağında son günlerde yinelenen endüstri kuruluşlarından kaynaklı su kirliliği şiddetini artırarak kendini göstermektedir. Ulusal ve yerel basın ile kamuoyuna yansımış ve Bartın halkının sağlığını tehdit eden ırmağın özellikle Organize Sanayi Bölgesi yönünden gelen kirletici kaynaklarla kirletilmesinin son bulması gerekmektedir.

9 Ağustos 1983 tarihli ve 2006 yılı değişiklikleriyle bugünkü halini alan Çevre Kanunun ilgili yönetmelikleri suyun doğal bir değer olarak korunmasını öngörmekte, kirlendiğinde de telafisinin zor olduğuna açık vurgu yapmaktadır. Buna rağmen 2012 yılı başında bakanlığın yayınladığı tebliğler dahi kirletenin her dönemde cezasını ödeyerek, kirletmeye devam ettiği bir anlayışın hakim olduğunu görmekteyiz. Bartın ırmağının da asıl sorununun bu olduğunu düşünüyoruz. "Kirleten Öder" anlayışından, "kirletme-ödeme" anlayışına geçişi artık düşünmeliyiz.

Organize Sanayi Bölgelerini Kim Denetleyecek?

Bartın ırmağı farklı kirleticilerden hep aynı dönemlerde kirletilmektedir. Kış aylarında gözle görülemeyen kirlilikleri de eklediğimizde yoğunluğu artan kimyasallar, buharlaşma ile havamızı, sulama kaynağı olarak gıdalarımızı, denize ulaştıktan sonra da deniz ekosistemi ve tüm kıyılarımızı tehdit etmektedir. Bunun tek sorumlusu arıtma tesislerini kurmaktan aciz, sözde yatırımcının önünü açmaya çalışan Organize sanayi Müdürlükleridir. Çare fabrikalara birer birer ceza kesiminden öte, kamu görevini kötüye kullanan kamu yöneticilerindedir. Bunun da bedelini sağlığı ile Bartın halkı, ekosistem değerlerini her geçen gün yitiren ve kente ismini veren Bartın ırmağı ödemektedir.

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası olarak yetkilileri;

•-          Bartın ırmağını hak etmediği bu kirletici kaynaklardan kurtarmak için çalışmalara ivedi başlamak

•-          Türkiye Cumhuriyeti tarafından 14 Haziran 2002 tarihinde Sofya‘da imzalanan "Karadeniz‘in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi‘nin Karadeniz‘de Biyolojik Çeşitliliğin ve Peyzajın Korunması Protokolü"nün gereklerini yerine getirmek

•-          Avrupa Peyzaj Sözleşmesi ve Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi gibi Uluslar arası sözleşmeler ile iç hukukta tanımlı kıyıların korunması, doğal alanların sürekliğinin sağlanması konularında çalışmalarını hızlandırmak

Konularında uyarıyor, konunun takipçisi olduğumuzu Bartın halkı ve kamuoyu ile paylaşıyoruz.

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası

Yönetim Kurulu