TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

KIZILIRMAK SUYU DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ'NÜN SU DEĞERLERİNE UYGUN DEĞİL

MERKEZ
19.10.2007

İnşaat Müh. Odası, Kimya Müh. Odası, Çevre Müh. Odası ve ATO' nun birlikte oluşturduğu heyetin Kızılırmak-Kesikköprü baraj gölü su raporu kamuoyuna açıklandı.

İnşaat Mühendisleri Odası, Kimya Mühendisleri Odası, Çevre Mühendisleri Odası ve Ankara Tabip Odası‘nın birlikte oluşturduğu heyetin Kızılırmak-Kesikköprü baraj gölü su raporu, 18 Ekim 2007 tarihinde İnşaat Mühendisleri Odası‘nda düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.

Değerli Basın Çalışanları,
Değerli Konuklar,

Ankara‘nın su sorunu ile ilgili olarak meslek odaları tarafından düzenlenen basın toplantısına hoş geldiniz. Su sorunu çerçevesinde son iki aydır defalarca sizlerle bir araya geldik. Görünen o ki, bundan sonra da sık sık bir araya geleceğiz. Her ne kadar Büyükşehir Belediyesi yetkilileri aksini iddia etse de, Ankara ciddi bir sorunla karşı karşıya bulunuyor. Ankara kenti su sorunuyla bağlantılı olarak hem sağlık açısından hem de ekonomik olarak gelecekte sıkıntılı günler geçirecektir.

Değerli Arkadaşlar,

Son iki aydır Ankara‘nın su sorunu o kadar çok gündeme geldi ki, üzerine o kadar çok konuşuldu ki, artık sözün anlamını yitirdiğinin sizler de farkındasınız. Çünkü Ankara kent yönetimi, demokrasiden ve katılımcılıktan nasibini almamış, bilimi ve bilimsel yöntemi reddeden bir anlayışın denetimindedir ve ne yazık ki, belediye başkanı tüm eleştiri ve önerilere kulağını kapatmakta, kenti adeta bir padişah gibi yönetmeye çalışmaktadır. Genellikle sorun çıkmadan çözüm aranmamakta, belediyenin bütçesi propaganda amaçlı görünür yatırımlarına ayrılmaktadır

Yaşadığımız su sorunu şunu bir kez daha açığa çıkardı: Ankara kötü yönetilmektedir. Belediye yönetimi öngörüden yoksundur; öncelikli sorun sıralamasında ciddi hatalar yapılmaktadır. Belediye alt ve üst geçitler dışında ihtiyacı karşılayacak yatırım yapmamaktadır. 15 yıla yakın zamandır Ankara‘yı yöneten Melih Gökçek, ilk sorunda boyası akan, foyası meydan çıkan bir kent yaratmıştır. Kentsel kaynaklar alt yapıya değil, vitrine dönük yatırımlar yolunda harcanmaktadır.

Değerli Katılımcılar,

Ankara‘da ortaya çıkan su sorununun nedeni kuraklık değildir; su politikası olmayan, su yatırımlarını yapmayan, geleceği görmeyen belediye yönetimidir. Ankara‘da su sıkıntısının yaşanması sonucunda ortaya çıkan pH değişimleri, biyolojik ve kimyasal kirlilik sorunları, kriz yönetimi (olağanüstü hal ) anlayışı çerçevesinde ele alınmalıdır. Yapılan çalışmalar ilgili kuruluşlar, meslek odaları ve kamuoyu ile paylaşılmalıdır.

Değerli Basın Çalışanları,

İnşaat Mühendisleri Odası, Kimya Mühendisleri Odası, Çevre Mühendisleri Odası ve Ankara Tabip Odası işbirliği ile bir heyet oluşturulup Kızılırmak-Kesikköprü suyundan numune aldık ve ODTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü‘nde tahlilini yaptırdık. Raporu ise sunacağız. Rapordan da anlaşılacağı üzere; Kızılırmak suyunda sülfat, sodyum ve klorür miktarı, Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığı‘nın belirlediği sınırların üzerindedir.

Önemli bir konu ise Kızılırmak suyundaki insan sağlığını tehdit eden değerlerin, İvedik Arıtma Tesislerinde kullanılan teknoloji ile aşağı çekilemeyeceği, zararlı maddelerin arıtılamayacağıdır.


Dünya Sağlık Örgütü ve Bakanlığın ilgili Yönetmelik Değerleri İvedik Arıtma Tesisinin bu günkü teknolojisi ile arıtmadan sonra olabilecek rakamlar.
Klorür mg/l 250,00 260
Na mg/l 200,00 200
Sülfat mg/l 250,00 350


Ayrıca Kızılırmak havzasından su alınması enerji üretiminde planlanandan 27 yıl önce enerji düşüşüne sebep olacaktır.

Değerli Basın Çalışanları,

Bilindiği gibi, Kızılırmak‘tan Ankara‘ya içme suyu getirilmesi, DSİ‘nin hazırladığı Master Plan Raporu‘nda 2034 yılında gerçekleştirilmesi planlanan bir proje olmasına rağmen, Büyükşehir Belediyesi panik içerisinde aldığı bir kararla Kızılırmak suyunu Ankara‘ya getirmeye çalışmaktadır. İş, alelacele verilen karar neticesinde plansız, projesiz, yasal mevzuata uygun olmayan bir biçimde başlamıştır. Ancak Büyükşehir Belediye Başkanının açıklamalarında yer aldığı gibi Kasım ayı sonunda Ankara‘ya Kızılırmak suyunun getirilmesi mümkün görünmemektedir.

Ancak görünür bir gerçek bulunmaktadır ki, Kızılırmak suyu Ankaralıya ekonomik olarak külfet getirecek ve sağlık konusunda ciddi sıkıntılar doğuracaktır. Kızılırmak suyunun Ankara‘ya getirilmesinin maliyeti 500 milyon YTL‘yi bulacaktır ki, bu rakamın su faturalarına yansıması kaçınılmazdır. Yukarda sıraladığımız parametre değerleri başta hamile kadınlarda, bebeklerde olmak tüm yaş ve cinsiyet gruplarında raporda yer verdiğimiz hastalıkların ortaya çıkmasına neden olacaktır.

Büyükşehir Belediye Başkanı büyük bir vebalin altındadır. Bu vebalden kurtulmasının yolu açıktır: İşi ehlilerin eline bırakmalıdır. Basına yaptığı açıklamalarda bir dönem daha belediye başkanı olmak istediğini ifade etmektedir ki, Ankara‘yı suyundan altyapısına kadar büyük bir köye çeviren bir belediye başkanının böyle bir talebi abesle iştigal etmekten öte bir anlam taşımamaktadır.

Kızılırmak‘tan getirilecek suyun İvedik Arıtma Tesisleri dışında ayrı bir arıtma tesisinde arıtılmadan şebekeye verilmesi halinde doğacak her türlü teknik ve sağlık sorunundan sadece belediye yönetimi değil, siyasal iktidar da sorumlu olacaktır.

Bitirirken taleplerimizi şöyle özetleyebiliriz:

- Kesikköprü isale hattı işi ile ilgili ihale usulü ve yöntemi açısından Kamu İhale Kurumu‘nu, harcamalar açısından ise Devlet Denetleme Kurumu‘nu göreve çağırıyoruz.
- Kızılırmak‘tan su transferi nedeniyle, Kızılırmak Havzası‘nda meydana gelecek sorunlar çözülmelidir.
- Su kitlesinde azalma (ölü hacimden su kullanılması) olduğunda kimyasal kirliliği belirlemeye yönelik analizler arttırılmalı ve önlenemeyen kirlilikte toplum bireyleri uyarılmalıdır.
- Su sorununu gerekçe göstererek, Ankara‘da su ve doğalgaz üzerindeki özelleştirme programı kamuoyuna açıklanmalıdır.

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası,
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası,
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası,
Ankara Tabip Odası

Okunma Sayısı: 1372