TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

KIZILIRMAK SUYUNDA KANDIRMACILAR....

MERKEZ
12.06.2008

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, zararlı olduğunu gösteren raporlara rağmen, geçen hafta, haber vermeden 21 gündür Kızılırmak suyunu şehir şebekesine verdiğini “kimse ishal olmadı” diyerek açıklamasının ardından, olay bugün vahim bir noktaya ulaştı.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, zararlı olduğunu gösteren raporlara rağmen, geçen hafta, haber vermeden 21 gündür Kızılırmak suyunu şehir şebekesine verdiğini "kimse ishal olmadı" diyerek açıklamasının ardından, olay bugün vahim bir noktaya ulaştı.

Kandırmaca:1

Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi (ASKİ), Kızılırmak suyunun "temiz" olduğu iddiasına, ODTÜ‘ye yaptırılan analiz raporlarını kanıt gösterdi. Ancak ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut, söz konusu raporun ODTÜ‘ye ait olmadığını, ODTÜ‘nün yaptığı analizlere göre Kızılırmak suyunda limitin iki katı fazla arsenik olduğunu bildirdi; "İspat etmezlerse, halkı aldatmaktan, hem de bizim adımızı halkı aldatmaktan yasal işlem yapacağız" dedi.

 Belediye, hiçbir zaman ODTÜ‘den  su analizi istemedi.

Kızılırmak suyuna ilişkin ODTÜ‘nün kendisinin yaptığı analizlerle, Belediye‘nin "ODTÜ yaptı" iddiasıyla yayınladığı analiz raporundaki değerlerin birbirini tutmuyor ve Prof. Dr. Ural Akbulut, şöyle devam ediyor."Limitin iki katı arsenik varken, o rapor limitin onda biri olarak gösteriyor, ‘0,1 arsenik var‘ diyor. Halbuki bu gerçek dışı. Bizim yaptırdığımız analize göre limitin iki katı arsenik var.

Prof. Dr. Akbulut; "Şehir suyunda arsenik yok, ama Kızılırmak‘ta tehlikeli oranda arsenik var. Şu ana kadar Ankara‘nın suyuna arsenik ulaşmamış.  Barajdan üç ayrı yerden analiz yaptık, üçünde de limitin iki katı arsenik var."

ASKİ Genel Müdürü Kamil Kılıç ise, Ankara‘ya Kızılırmak‘tan getirilen suyun son derece sağlıklı olduğunu, çeşitli kurumlar tarafından yapılan analizlerle de bu durumun kanıtlandığını iddia ederek, "İsteyen her türlü sivil toplum kuruluşu ya da çeşitli odalar Kızılırmak suyunun tahlilini rahatlıkla yaptırabilir" dedi.

ASKİ‘nin yayın organlarında ve internet sitesinde yer alan çeşitli üniversite ve kurumlar tarafından Kızılırmak suyunun "temiz" olduğuna ilişkin tahlillerin yer aldığını bildiren Kılıç, "Kızılırmak suyuna ODTÜ tarafından yapılan su tahlili de bunlar arasında yer alıyor. Kimya Mühendisleri Odası, ODTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü‘ne Kızılırmak suyunun tahlilini yaptırmış. Çeşitli internet sitelerinde ve basında yer alan bu analiz raporlarına biz de kurumun bazı yayınlarında yer verdik" diye gerçek dışı bilgiler veriyor.

ASKİ Genel Müdürlüğü, ASKİ, ODTÜ, Gazi Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, DSİ ve Hıfzıssıhha Kurulu tarafından "Kızılırmak suyunun insan sağlığını tehdit etmediğine dair yapılan analiz sonuçlarını" açıklamıştı.

Kandırmaca:2

TIP KURUMU‘NUN HAZIRLADIĞI  RAPORDA, ASKİ‘NİN RESMİ ANALİZLERİ IŞIĞINDA DEGERLENDİRME YAPILDI...

Kızılırmak suyunda kanser riski

Tip Kurumu, hazırladığı "Kızılırmak Suyu Raporu" ile suyun içindeki zehirli kimyasal maddeler olan "Arsenik ve Kadmiyum"a dikkat çekti. Kızılırmak suyunun ham halinde 12.1 mikrogram/litre olan arsenik miktarının,  İvedik Arıtma Tesisi‘nden çıkışında 1 mikrogramın altında  gösterildiği ancak geleneksel arıtma yöntemleriyle miktarın bu kadar düşürülemeyeceği vurgulandı..

Ankara‘ya verilen Kızılırmak suyundaki arsenik miktarının, kanser riski taşıdığı, Tıp Kurumu‘nun raporuyla da ortaya kondu. Suda, en düşük düzey olan, 0.5 mikrogram/litre arsenik bulunmasının bile 100 bin kişi için 10 binde bir kanser riski oluşturduğuna dikkat çekildi. Kızılırmak suyunun ham halinde 12.1 mikrogram/litre olan arsenik miktarının, İvedik Arıtma Tesisi‘nden çıkışında 1 mikrogramın  altında gösterildiği ancak geleneksel arıtma yöntemleriyle miktarın bu kadar düşürülemeyeceği vurgulandı..

Tıp Kurumu, hazırladığı Kızılırmak Suyu Raporu" ile başkentte yaklaşık bir aydır kullanılan Kızılırmak suyunun içindeki zehirli kimyasal maddeler olan "arsenik ve kadmiyum"a dikkat çekti. Tip Kurumu Başkanı Mehmet Altınok ile Tip Kurumu Genel Sekreteri Ali Rıza Üçer‘in imzasını taşıyan raporda, su dikkat çekici tespitlere yer verildi:

• Su kalitesi ne kadar kotu olursa olsun, klorlama gibi basit dezenfeksiyon işlemleriyle sudaki patojen organizmalar yok edilebilir ve bu suyu kullananlarda ishal vakaları görülmez. Ama kullananlarda ishal görülmemesi, içme suyunun sağlık yönünden sorunsuz olduğunu göstermez. İçme suyu kalitesinde insan sağlığı için esas önemli olan, basit arıtma işlemleri ile kolaylıkla bertaraf edilemeyen toksik etkili kimyasal kirliliklerdir. Bu kimyasal kirliliklerin etkisi, 15-20 yıl sonra, basta kanser olmak üzere çeşitli kronik hastalıkların artmasıyla ortaya çıkar.

1 mikrogram mümkün değil

• Kızılırmak suyunun Ankara‘ya verilmesinden 6 gün sonra, 13 Mayıs 2008 tarihli ASKI raporunda, ham ve arıtılmış su numunesindeki değerlere yer veriliyor. Buna göre, arıtılmamış su örneğindeki arsenik miktarı 12.1 mikrogram/litre. İvedik‘te arıtıldıktan sonra ise arsenik değeri 1 mikrogramın altında gösteriliyor. Geleneksel arıtma yöntemleriyle, arsenik miktarının bu kadar düşük düzeylere nasıl çekildiğinin açıklanması gerekiyor. Bilimsel literatür ışığında, ASKI‘nin geleneksel arıtmasının ham sudaki arsenik düzeyini 1 mikrogram/litreye indirmesi mümkün değil.

• Dünyada, basta kanserojen etkisi olmak üzere, insan sağlığına zararlı etkileri nedeniyle içme suyunda en fazla sorun oluşturan toksik maddelerin basında arsenik geliyor. Arsenik, Dünya Sağlık Örgütü tarafından içme sularındaki en tehlikeli kimyasal kirlilik olarak kabul ediliyor. İçme suyunda yüksek oranlarda arsenik bulunması; "mesane, akciğer, cilt, böbrek ve karaciğer kanseri"ne yol açabiliyor. Ayrıca sinir sisteminde, kalpte hasara neden olabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü, TSE ve Sağlık Bakanlığı İnsani Tüketim Amaçlı Sular Yönetmeliği‘ ne göre, 1 litre içme suyunda izin verilen en fazla arsenik değeri 10 mikrogram. Ancak içme suyunda 0.5 oranında arsenik bulunması bile her 100 bin nüfus için 10 binde bir, 1 mikrogram arsenik bulunması ise 5 binde bir kanser yapma riski taşıyor. Sudaki arsenik arttıkça, kansere yol açma riski de artarken ihtimal yüzde 1‘e kadar çıkıyor. Ankara içme sularında litrede 10 mikrogram arsenik olduğu takdirde, Ankara‘nın nüfusunun 4 milyon 140 bin olduğundan hareketle, yaşamları boyunca Ankaralılardan yaklaşık 250 kadın ve 490 erkekte mesane kanseri; 380 kadında ve 300 erkekte de akciğer kanseri gelişecek. Bu içme suyundaki arseniğe bağlı olarak, 1420 yeni mesane ve akciğer kanseri vakası anlamına gelecek.

Kandırmaca: 3

‘Kadmiyum ölçümü yok‘

• Kadmiyum, arsenikle birlikte, sudaki en zehirli kimyasal olarak kabul ediliyor. Ancak ASKI Kızılırmak Suyu Analizi‘nde, kadmiyum ölçümüne ait değerler yok. Kızılırmak‘ın kadmiyum açısından da kirli olduğu daha önce raporlandığına göre, bu analizin artik yayımlanmaması şüphe çekiyor.

• Kızılırmak Nehri, 1150 kilometrelik güzergâhı boyunca tarımsal ilaçlarla da etkileşim içinde oluyor. Tarımsal ilaç kökenli toksinlere ait analiz neden yapılmıyor?

• Kızılırmak güzergâhında, Kayseri dışındaki illerde atik su arıtma tesisleri yok. Kanalizasyon suları da Kızılırmak‘a karışıyor.

Kandırmaca: 4

Yanlış bilgilendiriyor...

Su an itibariyle kente verilen Kızılırmak suyu, normal karışımın 5 kat altında olduğundan, yapılan testlerde su değeri sağlık sınırları içinde görünmektedir. Oysaki Kızılırmak projesi ile kente verilmesi planlanan su miktarı 750 bin metreküptür. Ancak Gökçek, 21 gündür Ankara‘ya Kızılırmak suyundan en fazla 150 bin metreküp su vermektedir. Geri kalanı ise Çamlıdere ve Kurtboğazı barajlarından karşılanıyor.

Gökçek, ‘Kızılırmak suyu şehre veriliyor ve hiçbir hastalık görülmüyor‘ diyerek halkı yanlış bilgilendiriyor. Karışım miktarının azlığı, yapılan testlerde su değerini sağlık sınırları içinde gösteriyor‘‘ ve diğer barajların seviyeleri düşeceğinden ilerleyen günlerde Kızılırmak suyunun 5 kat daha fazla verileceğine işaret etti.

 

 

 

 

Okunma Sayısı: 767