TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

PEYZAJ MİMARLARI ODASI YÖNETİM KURULU`NUN KUĞULU KAVŞAK YAZILI AÇIKLAMASI

MERKEZ
17.11.2011

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası Yönetim Kurulu`nun Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Sn. İ. Melih GÖKÇEK`in 18.11.2011 tarihli basın açıklamasına yanıtıdır.

BASINA VE KAMUOYUNA

Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek göreve geldiği günden bugüne Ankara‘nın ulaşım sorununu pek çok kez katlı kavşaklarla çözmeye kalkmış ve kendince çok iyi bir çözüm olarak gördüğü kavşakları da kentin en önemli doğal ve kültürel aksları üzerinde planlamıştır. Bugünkü Ankara‘nın gelişim ve planlamasını da uygulanmayan yargı kararları üzerine oturtmuş, hukukun boşluk ve yetersizliklerini değerlendirerek Mahkeme kararlarını aşmış, bu tavrını eleştirenleri de popülist uygulamalarla halka şikayet etmiş ve bu modelini ülkeye Ankara Modeli olarak sunmuştur.

Kentsel yapılaşma ve yerleşmelerde alan seçimleri ve biyosfer alan rezervlerinin kullanımı üzerine ihtisas sahibi olan peyzaj mimarlığı disiplinini de büyük bir ihtimalle sadece bu yapılaşmalara bitki dekorasyonu yapan kişiler olarak algılamıştır. Algılamıştır diyoruz, çünkü peyzaj mimarlığının ne olduğunu bilmediği ve bu nedenle peyzaj mimarı meslek mensuplarının yaptığı işi "samanlık peyzajı" ile tariflemektedir.

17.11.2011 tarihinde alınan " kapatma kararının kaldırılmasına "ilişkin 18.11.2011 tarihli açıklamalarında, peyzaj mimarlarına "yan yol tahsisi" vb. beyanı, peyzaj mimarlarının da içinde bulunduğu  halk tarafından seçilmiş bir kamu yöneticisine yakışmamaktadır.

20 yıla yaklaşan görev süresinde mühendis ve mimar odalarının tüm baskı ve uyarılarına rağmen 1994 yılına ait Ulaşım Master Planı‘nı revize etmemekte ısrar ederek Ankara‘yı adeta katlı kavşaklara mahkum eden Gökçek, çeşitli program ve tartışmalarda "Katlı kavşakları ben çiziyorum, mühendislerim detayları veriyor," bu da benim hobim", "keyif benim değil mi, master plan falan yapmıyorum" deme cüretini dahi gösterebilmiştir. Bugün "Kuğulupark kavşağını trafiğe kapatıyorum" açıklaması ile Ankara‘yı mahkûm etmeye çalıştığı anlayış "ölümü gösterip sıtmaya razı etme" anlayışıdır. Mühendis ve mimar odaları, 1 haftalık süreçte bu gerçek dışı yaklaşımın huzursuzlukla bezenerek halkın basın yoluyla durmadan akılları yormaya yönelik tutumunu hayretle izlemiştir.

GÖKÇEK, ANKARALILARA BİR HAFTA BOYUNCA TOPLUMSAL ALGI  DAĞITMA TEKNİKLERİ KULLANMIŞ VE HALKIMIZIN HUKUKA GÜVENSİZLİĞİNİ ARTTIRMAK İÇİN ELİNDEN GELENİ YAPMIŞTIR.

Ankara‘lılara 1 hafta süresince söylenen ilk toplumsal algı dağıtma tekniği; Ankara 8. İdare Mahkemesi‘nce Kuğulupark‘ın Trafiğe Kapatılmasına karar verdiği algısını yaymasıdır. Oysa 8. İdare Mahkemesi kavşağın trafiğe kapatılmasına değil, 18.08.2006 tarih ve 164 sayılı belediye meclisi kararı ile onanan Atatürk Bulvarı, TRT, Kuğulupark Kavşağı‘na ait 1/1000 ve 1/5000 ölçekli planlarının iptaline karar vermiştir. Bu planların iptal edilmesi, kavşağın trafiğe kapatılmasına sebep değildir.

Gökçek‘in ikinci toplumsal algı dağıtma tekniği; Ankara 8. İdare Mahkemesi‘nin 24.3.2008 tarih ve 2006/2505 esas, 2008/411 karar sayılı hükmünün Danıştay 6. Dairesi‘nin 22.12.2008 tarih, 2008/6611 esas, 2008/9301 K. Sayılı hükmü ile onanmasını, yani bugün tartışılan kararın neredeyse 3 yıl, 7 ay, 24 gün önce Çankaya Belediyesi‘nin açtığı davada verilerek kesinleştiğini kamuoyundan gizlemesidir. Gökçek, sanki böyle bir karar yokmuş, bu karar Mart 2008‘de uygulamak zorunda değilmiş gibi mühendis ve mimar odalarının açtığı davada 8. İdare Mahkemesi kararını gündeme getirerek Mahkeme kararından yola çıkarak  kavşağın trafiğe kapatılması şeklinde Meclis kararı aldırttırmış ve  bu nedenle kavşağın 23 Kasım‘da trafiğe kapatacağını söylemiş ve gerçekleri ifade etmek yerine halkımızı bilinçli bir şekilde yanlış yönlendirmeyi tercih etmiştir. 

Bugün tartışılan karar yeni bir karar olmayıp 3 yıl, 7 ay, 24 gün önce Çankaya Belediyesi‘nin açtığı dava sonrasında verilen ikinci karardır.

Gökçek‘in üçüncü toplumsal algı dağıtma tekniği; Mahkemenin plan iptali kararını kendince  kapatma ! kararı olarak yorumlayarak buna uymak zorunda olduğu, dolayısıyla kavşağı trafiğe kapatmaktan başka çaresinin olmadığını söylemesidir. Oysa Kuğulupark ile ilgili olarak Peyzaj Mimarları Odası‘nın suç duyurusu üzerine savcılıkça yürüten soruşturmada savcıya verdiği 9.2.2011 tarihli tutanağa geçirilen imzalı savunmasında "trafiğe açılmış Kuğulupark‘ın Belediyece trafiğe kapatılmasının hukuken mümkün olmadığı, bu yetkinin Ulaşım Koordinasyon Merkezi‘nin olduğu"nu dile getirmiş olmasına rağmen, konuyu basına duyurduğu ilk açıklamasında Belediye olarak trafiğe kapatmak zorunda olduklarını ifade etmesidir. Nitekim Mahkeme kararını uygulamanın trafiğe kapatmak olmadığı daha önce Akay kavşağı ile ilgili verdiği benzer kararın Ankara 12. İdare Mahkemesi‘nin 26.5.2010 tarih ve 2009/1564 E., 2010/705 K. Sayılı hükmü ile iptal edilmesi ile öğrendiğini düşünmüştük.

Gökçek‘in dördüncü toplumsal algı dağıtma tekniği ise Ankara‘lılara söylemediklerinde gizlidir. Gökçek, Kuğulu kavşağının hatalı planlanması sebebi ile Atatürk Bulvarı‘nın Rusya‘nın eski ticaret ataşeliği binası önündeki bölümünün olması gerekenden 1 yıl daha fazla süre trafiğe kapalı tutulmasının sebebini hiçbir yerde açıklamamaktadır. Kuğulu kavşağı hatalı planlandığı için Büyükşehir Belediyesi, Rusya‘nın toprağını işgal etmiştir. Bu sebeple Türkiye Cumhuriyeti Devleti, her yıl Rusya‘ya 80 bin dolar kira ödemek zorunda bırakılmıştır.

GÖKÇEK İÇİN EVRENSEL HUKUK DEĞİL, İCRAATINA DESTEK OLAN HUKUK ÖNEMLİDİR.

Mimar ve mühendis odalarının baskıları, peyzaj mimarlarının 2008 senesinde savcılığı harekete geçirmesi üzerine Ankara‘nın 1994 tarihli Ulaşım Master Planı‘nı revize etmek zorunda olduğunu anlayan Gökçek, 26.09.2011 tarihinde Ulaşım Master Planı için Gazi Üniversitesi ile bir protokol imzalamak zorunda kalmıştır. Konu ile ilgili düzenlediği basın toplantısında kendisine bu çalışmanın şimdiye kadar yapılmamasının sebebi sorulduğunda, sebebini "mahkeme kararları" olarak açıklaması ve "eğer ben 15 sene içerisinde yeni bir ulaşım planı yaptırsam ve mahkemelerden dönseydi, mevcut olan icraatlarımızdan hiçbirini yapma şansımız olmaz ve her şey hukuksuz ve kanunsuz olurdu" demesi evrensel hukuka, planlama ve şehircilik ilkelerine değil, kendi hukukuna inandığını göstermektedir.

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası Yönetim Kurulu olarak, kentinin fiziki planlarında alan kullanım ve arazi kabiliyetleri analizlerinden, ekolojik eşikler üzerinde gerçekleştirilecek her türlü yapının (yol, tünel, köprü, bina vb.) yerleşim kritelerinin belirlenmesinde önemli bir ihtisasa sahip olan peyzaj mimarları olarak, öncelikle  "Samanlık Peyzajı" ile neyi kastetdiğini açıklamasını  ve  bizlerin böylesi bir etik ve terminoloji ile yetişmediğimizi, bilim ve tekniğin sunduğu her türlü bilgi birikimine sahip olduğumuzu bilmesini ve peyzaj mimarları ile ilgili yapmış ve/veya yapacağı açıklamalarında kamuoyu önünde kendisinin küçük düşmeyeceği bir üslup kullanmasını salık veririz.

Kamoyuna saygı ile duyurulur.

 

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası

Yönetim Kurulu

Okunma Sayısı: 1291