TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

PEYZAJ MİMARLIĞI III. KONGRESİ TAMAMLANDI

PEYZAJ MİMARLIĞI III. KONGRESİ TAMAMLANDI
MERKEZ
24.11.2007

Peyzaj Mimarlığı III. Kongresi 22-25 Kasım 2007 tarihlerinde Antalya' da tamamlandı. Kongremiz mesleğimizin farklı bileşenlerinden 500 kadar konuğu ağırladı....

PEYZAJ MİMARLIĞI 3. KONGRESİ "HEDEFLER, STRATEJİLER, POLİTİKALAR" 22-25 KASIM 2007 TARİHLERİNDE ANTALYA‘DA BAŞARIYLA GERÇEKLEŞTİRİLDİ.

Kıyılarımız, akarsularımız, ormanlarımız, madenlerimiz, tarihi ve kültürel tüm değerlerimiz yani ülkemizin tüm peyzaj alanları dönüşüm ve yenileme adı altında çok uluslu  sermayeye katma değer olarak görülürken; topraklarımız, suyumuz kısacası yaşamımız nükleer kirliliğe, siyanürle zehirlenmeye maruz bırakılırken, biz memleketimizin tüm doğal ve kültürel kaynaklarını koruyarak-kullanıma açmak üzere fiziksel plan ve tasarımlar üreten peyzaj mimarları olarak; meslektaşlarımızla, kamuoyunu bir kez daha bilgilendirmek, ülkemiz ulusal peyzaj politikası olmadan ülke planları üzerinde siyasi ve ekonomik politikalar üretmenin sakıncaları hakkında bir kez daha "biz buradayız"  demek üzere bir araya geldik.

Ve... III. Ulusal Peyzaj Mimarlığı Kongresini düzenledik.

22-25 Kasım 2007 tarihlerinde Antalya‘da düzenlediğimiz  III. Peyzaj Mimarlığı Kongresi‘nde peyzaj mimarlığı mesleğinin, üçüncü bin yılda geleceğe dönük hedef, strateji ve politikaları değerlendirilerek tartışmaya açıldı.

Türkiye‘de ülke ölçeğinde yürütülen tek sesli siyasi-ekonomik ve kültürel politikalar aracılığıyla kamusal açık alanlarda yaşanan hızlı özelleştirme, kirlenme ve kimliksizleşme ile kamusal alanda yürüttüğümüz planlama, tasarım ve uygulama çalışmalarında yasal çerçevede yaşadığımız zorluklar ve mevzuatta planlama anlamındaki tanımsızlıklar temel sorun alanlarımızda ortak akıl üretmek, çözümler konusunda ivedi eylemlilik planlarını nasıl hayata geçireceğimiz konularında 4 gün boyunca meslektaşlarımızla çalışma kampı yaptık...

III. Peyzaj Mimarlığı Kongresi‘nin ana teması,  peyzaj mimarlığının geleceği için yeni hedef ve stratejilerin belirlenmesi, mesleğin önünü açacak ilkelere yeni bakış açılarının kazandırılması, peyzaj mimarlığı politikalarında I. ve II. Peyzaj Mimarlığı Kongreleri ile başlayan eylem planının hep birlikte şekillendirilmesi üzerine belirlendi.

Kongremiz 22 Kasım Perşembe günü, Kongre Düzenleme Kurulu adına Sn. Gaye Çulcuoğlu, Oda Başkanımız Sn. Ayşegül Oruçkaptan, mesleğimizin ilk temsilcilerinden olması dolayı Sn. Yüksel Öztan, kongremizi şehirlerinden ağırlayan bilim yuvası olması sebebiyle Akdeniz Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü adına Sn. Veli Ortaçeşme, Antalya Belediye Başkan Yardımcısı ve TBMM de ilk kez temsilcimiz olması sıfatı ile milletvekili  Sn. Özlem Müftüoğlu tarafından gerçekleştirilen açılan konuşmalarıyla başladı.

Ödül töreni ile sevgi, saygı ve şükranlarımızı , uzun yıllar mesleğimize ve bizlere verdikleri emeklerine  emekli hocalarımız Sn. Türker Altan, Sn. Sevil Altan, Sn. Yüksel Öztan‘a, 2006-2007 dönem Fakülte birincilerimiz Sn. Betül Tülek ve Sn. Nesrin Güleryüz‘e, ülke kaynaklarımıza sahip çıkmadaki gücü toplumsallaştırmadaki vermiş oldukları mücadeleden dolayı Allianoi Girişimi Sözcüsü Sn. Ali Arif Cangı  ve Hasankeyf Girişimi Sözcüsü Sn. Necdet İnal‘a,  meslek alanlarımızla ilgili kamuoyu oluşturmada desteklerini esirgemeyen Cumhuriyet, Birgün, Radikal Hürriyet, Sabah, Milliyet, Evrensel gazeteleri ile, görsel medyadan  TRT,  Kanal B,  ve Bartın Ekspres Gazetelerine plaket takdim ederek sunduk.

Dünya Peyzaj Mimarları Federasyonu (IFLA) Başkanı  Diane Menziens‘in Peyzaj Mimarlığının Önündeki hedefler ve küresel değerlendirme başlıklı ve dünya ölçeğinden taşıdığı konuşmasıyla devam eden kongrede Peyzaj Yönetimi için Yasal Çerçevemiz ,Küresel Çevresel Konular ve Etkileri ,Mesleğin Statüsü ,Kaliteli eğitim standartlarının teşviki:Öğrenci olanakları ,Mesleki Görevler, Olanaklar ve Gelecek için Stratejiler konularını içeren bir sunumu ile gelişmeleri katılımcılarla paylaştı...

3. Ulusal Kongremiz de meslektaşlarımız, poje yarışmalarında ödül kazanmış 18 proje ve bilimsel çalışmalarını poster şeklinde hazırlayarak 17  poster sunumu ile katılım sağlayarak görsel anlamda da zenginlik kattılar....

1. gün ve ilk oturum, Yönetim Kurulu Üyemiz Sn. Gaye Çulcuoğlu başkanlığında Turizm ve Kıyı Peyzajları başlığı altında gerçekleştirildi. Turizm, Kıyılar ve Peyzaj Mimarlığı mesleğinin kavrama noktaları, Batı Karadeniz Turizmi, Kıyısal alanlarda Turizmin Kumul ekosistemi üzerine etkileri,  Bitkisel peyzaj tasarımında mekansal yaklaşımı bildirileri sunularak kıyı ve turizm peyzajı tartışmaya açıldı.

Kentsel Peyzaj ve Kent Kimliği oturumunun başkanlığını İzmir Şube Başkanımız Sn. Erhan Vecdi Küçükerbaş yaparken bu oturumda Kent Kimliğini oluşturan değerle ve kimliksizleşme üzerine örneklemeler, Anadolu‘ da kentsel Rönesans; kentsel mekanlarda planlama tasarım işbirliği, kültürel mirasın peyzaj içinde algılanması ve endüstri parklarının kent peyzajındaki yeri konuları üzerinde duruldu.

PMOGenç temsilcilerinin söyleyecekleri sözler olduğunu biliyorduk ve bir Forumla kongremizi renklendirdiler.Geleceğin Peyzaj Mimarlığı Peyzaj Mimarlığının Geleceği başlıklı forumunda eğitim ve yeni açılımların tartışıldı . ELASA (Avrupa Peyzaj Mimarlığı Öğrenci Birliği) temsilcisinin de konuk olarak çağrıldığı forumda batı ölçeğindeki örgütlenme modeli ve iletişim hakkında karşılıklı bili alışverişi vardı.

Oturum başkanlığını İzmir Şube Yönetim Kurulu Üyesi Sn. Tanay Birişçi Yıldırım‘ın yaptığı Kentsel Peyzaj oturumunda, tarihi dokuların kentlerin fiziksel gelişimine etkisi, kentsel peyzaj planlama ve tasarım çalışmalarında bitkilendirme tasarımı stratejileri ve algılamadaki farklılıklar,  kentsel rekreasyon alanlarında beklentilerinin analizi, kent içi yeşil ve açık alanlarda bakım ve iyileştirme çalışmalarına bakışlar üzerinde duruldu.

2. gün ilk oturum, Kentsel Peyzaj başlığında devam eden  oturumun başkanlığını Antalya Şube Başkanı Sn. Zeynep Güneş yaparken bu oturumda da kentsel açık ve yeşil alanlar değişimi, deprem parkı dönüşüm projesi, kentsel tasarım ortamında doğal süreçlerin entegrasyonu sorunu konuları üzerinde tartışmalar yaşandı.

İstanbul Şube Yönetim Kurulu Üyesi Sn Bahar Başer‘in başkanlığını yaptığı Doğa Koruma oturumunda ekolojik dengenin korunmasını hedefleyen yeni bir şehir planlama süreci önerisi,  Biyosfer rezervi örneğinde doğa koruma, biyolojik çeşitlilik ve doğal kaynak yönetimi, baraj inşaatlarında ortaya çıkan ariyet sahalarının ıslah edilerek rekreasyon alanına dönüştürülmesinde stratejiler tartışıldı.

Kentsel peyzaj başlığındaki son oturumun başkanlığını Antalya Şube Yönetim Kurulu Üyesi Sn Selçuk Sayan gerçekleştirirken bu oturumda yerel yönetimler, kent planlama ve etik, kent parklarının yeterliliğinin uzaktan algılama ve CBS yardımıyla belirlenmesi, tarihi yapıların çevrelerinin GIS yöntemi ile değerlendirilerek ekolojik planlamasının yapılması, kent parklarındaki aktivite ve kullanımlar ile kullanıcı memnuniyeti arasındaki ilişkinin araştırılması konuları üzerinde duruldu.

Bartın İl Temsilcimiz Sn. Mustafa Artar‘ın oturum başkanlığını yaptığı Doğa Koruma başlıklı diğer oturumda ise doğal alanlar ve koruma statülerinin irdelenmesi, ülkemizdeki doğal sit alanlarının planlama ve yönetiminde peyzaj mimarlığının rolü, doğa koruma ve onarımı konularında peyzaj mimarlığının etkinlik potansiyeli konularında bildiriler sunulmuş ve tartışmaya açılmıştır.

Yönetim Kurulu Üyemiz Sn. Selami Demiralp‘in oturum başkanlığını yaptığı Kentsel Dönüşüm oturumunda kentsel dönüşümün değişen anlamı, kentsel peyzajın yeni odakları; dönüşen liman alanları, küreselleşme içindeki yarışmacı kentler; kentsel dönüşüm projelerinde peyzaj mimarlığı mesleğinin yeri,  sanayi alanlarının dönüşümünde kentsel gelişimler  üzerine bildiriler sunuldu.

Doğa Koruma başlığındaki son oturumun başkanlığını Adana Şube Yönetim Kurulu Üyesi Sn. Özlem Aytok yürütürken 2007-2013 perspektifinde Türkiye‘de doğa koruma ve sivil toplum kuruluşları, KKTC‘de doğa koruma olgusu, doğa korumada izleme , biyoçeşitlilik ve doğa koruma kanunu taslağı ve doğa koruma politikaları açısından peyzaj koruma alanlarının önemi konuları üzerine bildiriler sunularak, tartışmaya açıldı.

Antalya Şube Yönetim kurulu Üyesi Sn. Teoman Akçalı‘nın oturum başkanlığını yaptığı Sektörel Gelişim oturumu Işıklar Pazarlama‘nın Dünyada ve Türkiyede Pres Tuğla Uygulamaları sunumu ile başladı. Ardından dış mekan düzenlemelerinde bitki ve peyzaj donatı elemanları kullanımına küreselleşmenin etkileri, değişken ekolojilerde özellikle  çim alanların tesisinde karşılaşılan sorunlar, tasarım ve eğitimin geliştirilmesine uygulama alanlarınayönelik çalışmalar ve peyzaj mimarlığı öğrencisi olmak üzerine bildiriler sunularak tartışmaya açıldı.

Kamu ve Peyzaj Mimarlığı başlıklı oturumun başkanlığını Adana Şube Yönetim Kurulu Üyesi  Sn. Ramazan Doğru yaparken bu oturumda DSİ Genel Müdürlüğü, Karayolları Genel Müdürlüğü ve Çevre ve Orman Bakanlığı kurumları adına peyzaj mimarlarının kamudaki yeri, yasal ve yönetsel boşluklar  konularında bildiriler sunulmuş, kamu ve Peyzaj Mimarlığı konuları tartışılarak izleyicilerin tartışmasına açıldı..

3. gün Press tuğlalar ile workshop çalışmaları ile başlayan kongrede Sektörel Gelişim ve Avrupa Peyzaj Sözleşmesi oturumları gerçekleştirildi.

İstanbul Şube Başkanı Sn.Gülay Özdabağ‘ın oturum başkanlığını yaptığı Sektörel Gelişim oturumunda endüstri çağından bilgi çağına geçerken peyzaj mimarlığı, akreditasyon ve kalite, meslekiçi eğitim sistemi, peyzaj mimarlığında yeniden yapılanma gerekliliği, Türkiye‘de peyzaj mimarlığı tarihine bakış ve geleceği üzerine düşünceler ortaya konulurak, bu konular üzerine tartışma ve değerlendirmeler yapıldı.

Oturum başkanlığını Yönetim Kurulu Üyesi Sn. Redife Kolçak‘ın gerçekleştirdiği Avrupa Peyzaj Sözleşmesi oturumunda, yağmalanan peyzaj değerlerimiz, ülkemiz peyzajlarının ve peyzaj karakterinin tanımlanması için yöntem belirlenmesine yönelik önerilerin  ve  Avrupa Sözleşmesinin Uygulanması Yolunda ülke gerçekleri üzerine yapılan durum tesbiti ile yasama ve yürütme organlarına   yapılması gerekenlerin Türkiye üzerine bildiriler sunulmuş ve Avrupa Peyzaj Sözleşmesi tartışmaya açılmıştır.

Sn. İsmet Vildan Alptekin, Sn. Türker Altan, Sn. Saffet Atik, Sn. Şenel Ergin, Sn. Birgül Ayman Güler‘in sağlık sorunu sebebiyle katılamadığı ancak yine bir kamu yönetimi adına uzman Sn. Sonay Bayramoğlu, Sn. Aygen Kancı, Sn. Barış Kalyoncuoğlu‘nun panelist olarak katıldığı Hedefler, Stratejiler, politikalar Paneli gerçekleştirildi. Tansiyonu yüksek verimli tartışmaların sürdüğü panelde, bizleri 3. binyıla taşıyacak önemli ve kritik konular masaya yatırıldı.

Kongre  Sonuç Bildirgesi için,  tüm oturum başkanları yönettikleri oturumlarında sunulan bildirilerin ışığında, kongrenin ana teması olan 3. binyıla hazırlanırken peyzaj mimarlığının Hedef, Stratejiler ve Politikalarının ne olması gerekliliği hakkında önümüzdeki yıllarda sürdürülecek tartışmaların ve yapılacak çalışmaların referans noktalarını belirledi.

Kongrenin son günü ise yaklaşık 200 katılımcı ile gerçekleştirilen Teknik Gezi çerçevesinde Köprülü Kanyon Milli Parkı, Büğrüm Köprü-Olukköprü, Adam kayalar, Servi Ormanı, Selge Antik Şehri incelendi. 

Meslektaşlarımız ve dostlarımız Peyzaj mimarlarının söyleyecekleri ve kamuoyunu bir kez daha duyarlılığa davet edecekleri önemli bir gün ve yeri birlikte paylaşıyorlardı.

Meslektaşlarımız ve dostlarımız kongrenin gerçekleştirildiği Antalya ili ve çevresinin doğal eşikleri ve varlıkları üzerinde "turizmi teşvik "adı altında yaşanan kıyımla ilişkin de hep birlikte oradaydılar. Antalya şubesi yönetim kurulunun hazırladığı basın açıklaması ile bir kez daha hem halkımız duyarlı olmaya ve memleket topraklarına sahip çıkmaya çağırıldı hem de merkezi ve yerel yönetime geleceğimizi ipotek altına aldırtmayacağımızın mesajı verildi.

Üçüncü Binyıla yaklaşırken kongremizle beraber mesleğimize yeni ufuk ve vizyonlar kazandırdık...

*** 

Oda Yönetim Kurulu Başkanı Ayşegül ORUÇKAPTAN‘ ın Kongre Açılış Konuşması 

Sayın Milletvekilim,
Sayın Valim,
Sayın Belediye Başkanım,
Değerli Hocalarım,
Sevgili Yönetim Kurulu Üyelerim,

Sevgili Üye Arkadaşlarım...
Öğrenci Arkadaşlarım...
ve Sevgili Konuklar

Antalyaya.... Bugün gerçekleştirmekte olduğumuz peyzaj mimarlığı mesleğinin, üçüncü bin yılda geleceğe dönük hedef, strateji ve politikalarının değerlendirilerek tartışılacağı Peyzaj Mimarları Odası 3. Kongresine  HOŞGELDİNİZ ...

Öncelikle,bu birlikteliğin gerçekleşmesini sağlayan  ODA YÖNETİM KURULUMA, KONGRE DÜZENLEME KURULUMA , ANTALYA ŞUBE YÖNETİM KURULUMA ve ODA ÇALIŞANLARIMA çok teşekkür ederim....

Türkiye‘de ülke ölçeğinde yürütülen tek sesli siyasi ekonomik ve kültürel politikalar aracılığıyla kamusal açık alanlarda yaşanan hızlı özelleştirme, kirlenme ve kimliksizleşme ve kamusal alanda yürüttüğümüz planlama, tasarım ve uygulama çalışmalarında yasal çerçevede yaşadığımız zorluklar ve mevzuatta planlama anlamındaki tanımsızlıklar temel sorun alanlarımızdır.

3. Peyzaj Mimarlığı Kongresinin hedefi, peyzaj mimarlığının geleceği için yeni hedef ve stratejilerin belirlenmesi, mesleğin önünü açacak ilkelere yeni bakış açılarının kazandırılması, mesleğimizin ulusal mevzuatta, fiziki planlarında plan kademesi olarak yer alması için eylemlilik planının hep birlikte şekillendirilmesi olacaktır.

Sevgili Meslektaşlarım, hep birlikte zor bir dönemeçten geçmekteyiz. 34 yıllık mesleğimiz ve 13 yılı aşan ODA örgütlülüğümüzde mesleğimizin ulusal ve uluslar arası platformlarda hak ettiği yeri alabilmesi ve geleceğimize güvenle bakabilmek için  Yönetim Kurulu olarak tüm özverimizle, çalışma ve mücadelemizi sürdürmekteyiz.

Ancak bu mücadele ortamında, mesleğimizin kazanımları konusunda siz üyelerimize  son derece  gereksinim duymaktayız.  Çünkü bir örgütü onu benimseyen ve destekleyen üyeleri oluşturur ve büyütür. Bu mücadelemizi başaracaksak bunu örgütlülüğümüzden alacağımız güçle hep birlikte başarabiliriz.

30 EYLÜL 2006 ‘yı örgütlülüğümüz açısından bir milat kabul ediyoruz." Mesleğimize, geleceğimize ve ülkemize sahip çıkmak" için Türkiye‘nin dört bir yanından gelen 1000 den fazla meslektaşımız ve öğrencilerimiz ve bizleri yetiştiren hocalarımız ile birlikte  bir ilki başardık, Ankara‘da alanlara çıktık, hakkımız olanı almak için gücümüzü gösterdik...Gücümüzü gördük...

Artık...Mesleki tanınırlığımıza, istihdama ve kamusal alanlara yönelik gerek hukuki, gerekse fiili çalışmalarımız geçmişle kıyaslanamayacak ölçüde artan bir ivme kazandı.

Bilişim dünyasında kurumsal yeniden üretim ve teknolojik yenilenmeye dönük proje çalışmaları ile  tüm üye sistemimizin güncellendiği, sizlere ve sizlerin bize ulaşımının kolaylaştığı, büro çalışmalarımızın daha işlevsel ve hızlandığı OTOMASYON sistemine geçtik. WEB sayfamızın sürekli güncellemesi yapılmakta...  Aylık bültenlerimizle.. yaptığımız çalışmalar ve etkinlikler konusunda sizleri bilgilendirebilmekteyiz.

Bu dönem içerisinde Çevre ve Orman Bakanlığını da yanımıza alarak 17-20 Mayıs 2007 tarihleri arasında Uluslararası katılımlı "Avrupa Peyzaj Sözleşmesi Uygulanması Yolunda Türkiye Sempozyumu"nu....17-19 Ekim 2007‘de  TMMOB adına "Yerel Yönetimlerde Dönüşüm Sempozyumu"nu gerçekleştirdik... Geleceğimizin teminatı olan Peyzaj Mimarlığı öğrencilerimiz olan 16 PMO-GENÇ temsilcilerimizle Ağustos 2007‘de Kayseri Ağırnas‘ta öğrenci yaz okulunu, 9 Kasım 2007‘de de yüzlerce PMO-GENÇ üyemizle II. Öğrenci Kurultayını gerçekleştirdik...

Siz üye arkadaşlarımızla mesleki birlikteliğimizi güçlendirmek, bilgi alışverişinde bulunmak, karşılaştıkları sorunları çözebilmek için üye, işyeri temsilcileri ve müelliflerimiz ile ODA ve şubelerimizde  yapmaktayız.

Oda Yönetim Kurulu olarak mesleğimize, üyemize ve topluma olan sorumluluklarımızın her geçen gün arttığı bilinci ile mesleğimizi layık olduğu yerlere taşımak için daha çok çalışacağımızı ve üreteceğimizi, sizlerle bir arada olduğumuz sürece yolumuza daha emin adımlarla ve sağlam devam edeceğimizi biliyoruz. Örgütlü ve güçlü bir mesleki örgütlenme anlayışı ile üye sayımız 3500‘e ulaşmıştır.

Eğitim...Halen 4 ayrı fakülte altında Peyzaj Mimarlığı eğitimi sürdürülmekte ve her geçen gün yeni bir bölüm açılmakta...

Peyzaj demek ülke toprakları demek..Peyzaj demek ülke kaynakları demek...Peyzaj demek doğal-kültürel-tarihi değerlerin bütünü demek... Peyzaj Mimarlığı bir bütünde bir planlama demek...Peyzaj Mimarlığı kamusal alanların planlanması ve tasarımı demek...Ülke gerçeklerinin meslek disiplinimizin ayrılmaz bir parçası demek...

Kıyılarımız.. akarsularımız.. ormanlarımız.. yaylalarımız..tarım arazilerimiz..vadilerimiz.. denizlerimiz.. madenlerimiz..doğal, tarihi ve kültürel tüm değerlerimiz yani ülkemizin tüm peyzaj alanları dönüşüm ve yenileme adı altında çok uluslu şirketlerin sermayesine sermaye katarken ; topraklarımız...havamız...suyumuz... kısacası yaşamımız nükleer kirliliğe, siyanürle zehirlenmeye maruz bırakılırken, biz memleketimizin tüm doğal ve kültürel kaynaklarımızı koruyarak kullanıma açmak üzere fiziksel plan ve tasarımlar üreten peyzaj mimarları olarak ; meslekdaşlarımızı, kamuoyunu ve siyasi iktidarı uyarmak, ulusal peyzaj politikamız olmadan ülke planları üzerinde siyasi ve ekonomik politikalar üretmenin sakıncaları hakkında bir kez daha "biz buradayız" demek üzere bir araya geliyoruz...

Küreselleşme diyerek... AB‘ye gireceğiz diyerek...Özelleştireceğiz ve geliri tabana yayacağız diyerek, son 5 yılda yabancılara teslim olunan yasaların..Maden yasasının..2A-2B Orman Talanı yasasının...Dönüşüm alanları yasasının...Kamu Yönetimi yasasının..Yerel yönetimler yasasının...ve daha bir çok yasanın  AB uyum yasaları neden gösterilerek çıkartanlara Peyzaj Mimarlarının söylemesi gerekenler vardır diye düşünüyoruz..

YAŞAMLA BİREBİR ÖRTÜŞEN BİR MESLEĞİN TEMSİLCİLERİNE BİR KONUDA DİKKAT ÇEKEREK SÖZLERİMİ BİTİRMEK İSTİYORUM. YAŞAMI DÜZENLEMENİN GENEL KURALI TOPLUMSAL BİRLİĞİN VE BERABERLİĞİN, TOPLUMLARIN SÜREKLİLİĞİNİN KRİTERLERİNİN BELİRLENDİĞİ ANAYASALARDIR DİYORSAK...

BU GÜNLERDE DE ÜLKE GÜNDEMİNDE ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ VAR İSE, HEPİMİZİN ASLİ GÜNDEMİ ANAYASANIN HAZIRLANIŞI OLMALIDIR.

TASLAKTAKİ DEĞİŞİKLİKLERİN TAMAMINDAN SÖZ ETMEYECEĞİM. SADECE BİR DEĞİŞİKLİK MADDESİNİNDEN SÖZ EDECEĞİM. VE SİZİ DÜŞÜNMEYE DAVET EDECEĞİM..

Mevcut anayasanın ekonomik hükümler bölümünde, 166. maddede yer alan planlama maddesi tamamen kaldırılmış. Bir sonraki "piyasaların denetimi ve dış ticaretin düzenlenmesi" başlığı da kaldırılmış ve bu maddelerin yerine taslakta 126. madde olarak "piyasaların geliştirilmesi" başlığıyla yeni bir madde getirilmiş. "Devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici ve tüketicileri koruyucu tedbirleri alır" denilen bu madde Türkiye Cumhuriyeti tarihinde de bir ilki ifade ediyor.

***

Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı Gaye ÇULCUOĞLU‘ nun açılış konuşması;

Sayın Milletvekilim,
Sayın Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili,
Sayın Dünya Peyzaj Mimarlığı Federasyonu (IFLA) Başkanı,
Sevgili ve Sayın Hocalarım,
Değerli PMO üyeleri,
Sevgili Peyzaj Mimarlığı öğrencileri,
Sayın Basin Mensupları,

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası tarafından düzenlenen 3. Peyzaj Mimarlığı Kongresi‘ne hoş geldiniz. Tüm katılımcıları sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Bugün Türkiye‘de Peyzaj Mimarlığı Kongrelerinin üçüncüsünü gerçekleştirmekten büyük mutluluk ve sevinç duyuyoruz. Kongremizin ana teması "Üçüncü Bin Yılda Peyzaj Mimarlığı için Hedefler, Stratejiler ve Politikalar" dır. Sizlerle birlikte kongremizde, geleceğe dönük hedef, stratejilerimiz ve politikalarımızı tartışma açmak, belirlemek ve eylem planınımızın ana ilkelerini oluşturarak, hep birlikte çalışmaya başlamak istiyoruz.

Üçüncü Kongremizi diğer iki Kongremizden farklı kılan özelliklerini izninizle sizlere aktarmak istiyorum.

•-         Öncelikle ilk kez Kongremiz Ankara dışında farklı bir kentte düzenleniyor. Üçüncü Kongremizi Antalya‘da düzenlememizin en önemli nedeni, kıyları, turizm alanları, doğal ve kültürel peyzaj alanlarıyla Antalya‘nın Türkiye peyzaj mimarlığı ve peyzaj mimarları için taşıdığı yaşamsal roldür. 

•-         Üçüncü Kongre‘nin öncesinde düzenlenen Kongre Öncesi Etkinlikler ve ardından yayınlanan Kongre Öncesi Etkinlikler Kitabı ve etkinliklerden elde edilen sonuçların Kongre programında bildiri olarak sunulması Kongremizi diğer ilk iki Kongreden ayıran önemli farklılıktır. Kongre Öncesi Etkinlikler sırasıyla; 28 Şubat 2007 tarihinde PMO İstanbul Şubesi tarafından düzenlenen "Kentsel Dönüşüm Projeleri ve Peyzaj Mimarlığı" başlıklı atölye çalışması, 28 Mart 2007 tarihinde PMO İzmir Şube tarafından düzenlenen "Kent Kültürü, Kentsel Kimlik ve Peyzaj Mimarlığı Paneli", 20 Nisan 2007 tarihinde PMO Adana Şube tarafından düzenlenen  "Doğa Koruma ve Peyzaj Mimarlığı Paneli" ve son olarak 26 Mayıs 2007 tarihinde PMO Antalya Şube tarafından düzenlenen "Turizm, Kıyılar ve Peyzaj Mimarlığı" isimli toplantıdır.

•-         Üçüncü Kongremizde ilk kez aramızda uluslararası konuklarımız var. Kongremizin onur konuğu Uluslararası Peyzaj Mimarlığı Federasyonu (IFLA) Başkanı Dr. Diane Menziens aramızda, kendisine çok teşeküür ederiz. İkinci konuğumuz ise Avrupa Peyzaj Mimarlığı Öğrencileri Birliği‘nden (ELASA) Lukasz  ... Hoş geldin Lukasz...

•-         Kongre Bilim Kurulumuza yoğun çalışmaları ve değerli katkıları için teşekkürlerimizi sunarız. Kongre Bilim Kurulumuz bu Kongremizde ilk kez sunuma kabul edilen bildirilerin tam metinlerini de okuyarak, Kongrenin başarıya ulaşması için çalıştılar.

•-         Kongremiz, ilk iki Kongre‘den farklı olarak bir kamp ortamında yapılıyor. Dört günü gecesiyle gündüzüyle sizinle birlikte geçirmek, peyzaj mimarlığı kimliğinin güçlendirmek için hepimiz Kongre boyunca peyzaj mimarlığını konuşacağız ve birlikte düşüneceğiz.

•-         Mesleğimizin geleceği ve aydınlık yarını öğrencilerimiz ilk kez bu kadar fazla katılımla aramızdalar. Öğrenci forumu Kongre etkinlikleri içinde özel bir önem taşımaktadır. Bu yönüyle de 3. Kongre, ilk iki Kongreden farklıdır.

Dileğimiz, Kongremizin başarılı ve verimli geçmesidir. Sözlerimi tamamlamadan önce bazı özel teşekkürlerimi sizlerle paylaşmak isterim. İlki, sevgili arkadaşım Öğretim Görevlisi Mustafa Artar‘a, Kongre Düzenleme Kurulu‘nda gösterdiği üstün gayret ve çaba için, ikincisi tükenmeyen sabrı ve çalışmaları için Kongre Sekreteri Sn. Belgin Durgun‘a, üçüncüsü Kongrenin hazırlık çalışmalarının başından beri bizi destekleyen Işıklar Klinker Tuğla A.Ş. adına Sn. Özgür Üzeltürk‘e ve Tempus Organizasyon Şirketinden Sn. Alper Koçak‘a ve Sn. Emre Ünüvar‘a sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Katılımlarınız tekrar şükranlarımı sunar, sizleri saygı ve sevgiyle selamlarım..

Dr. Gaye ÇULCUOĞLU
Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı

****

3. PEYZAJ MİMARLIĞI KONGRESİ

" 3. BİNYILDA HEDEFLER-STRATEJİLER- POLİTİKALAR"
22-25 Kasım 2007 - Antalya

SONUÇ BİLDİRGESİ

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası tarafından 22-25 Kasım 2007 tarihlerinde Antalya‘da düzenlenen III. Peyzaj Mimarlığı Kongresi‘nde peyzaj mimarlığı mesleğinin, üçüncü bin yılda geleceğe dönük hedef, strateji ve politikaları değerlendirmeye ve tartışmaya açılmıştır. Türkiye‘de farklı alanlarda ve farklı kuruluşlarda çalışmalar yapan bilim insanları, uzmanlar, sektör temsilcileri ve öğrencilerin katılımıyla zenginleşen kongre, yüksek bir katılımla gerçekleşmiş ve başarı ile sonuçlanmıştır. 

Kongre‘de temel peyzaj mimarlığı alanlarından; Doğa Koruma, Kıyı Alanları ve Turizm, Kentsel Peyzaj, Kentsel Dönüşüm ve Kentsel Yenileme, Avrupa Peyzaj Sözleşmesi, Sektörel Gelişim ve Peyzaj Mimarlığı Eğitim ve Öğretimi farklı oturumlarda ele alınmış ve tartışılmıştır. 

III. Peyzaj Mimarlığı Kongresi‘nin hedefindeki birincil önceliği,  peyzaj mimarlığının geleceği için yeni hedef ve stratejilerin belirlenmesi, mesleğin önünü açacak ilkelere yeni bakış açılarının kazandırılması, I. ve II. Peyzaj Mimarlığı Kongreleri ile başlayan eylem planının hep birlikte şekillendirilmesi olmuştur.

Bu bağlamda ikinci öncelik; siyasi otoriteye, yasa koyuculara ülkemiz için imzaladıkları uluslar arası sözleşmenin hüküm gereği olan "Ulusal Peyzaj Politikalarının" hazırlanması sorumluluğunu bir kez daha hatırlatmak ve yine sözleşme hükmü gereği olan "Peyzaj Planları" kavramının ulusal mevzuatta ve fiziki planlarında yer almasını sağlamak hedeftir.

Açılış konuşması ve ödül töreninin ardından  kamu, özel sektör, merkezi ve yerel yönetim temsilcilerinin katıldığı kongremizde, turizm ve kıyı politikalarının ekosistem üzerinde etkileri, kentsel peyzaj ve kent kimliğini oluşturan değerlere kültürel ve doğal süreçlerin entegrasyonu, biyolojik çeşitlilik ve kaynak yönetimi, koruma, kentsel dönüşümün değişen anlamı, sektörel gelişim, kamu ve peyzaj mimarlığı, Avrupa Peyzaj Sözleşmesi yolunda ülke gerçeklerimiz, ülkemiz peyzajlarının tanımlanması ve 3. bin yılda geleceğe dönük hedef, strateji ve politikalar konularında 12 çağrılı olmak üzere 57 sözlü 17 poster bildiri sunulmuş, panel ve öğrenci forumu, Türkiye‘nin farklı üniversitelerinde eğitim gören Peyzaj Mimarlığı öğrencilerine yönelik atölye çalışması, proje ve sektör ürünleri sergisi,  son gün ise "Köprülü Kanyon Milli Parkı"nın doğal ve kültürel özelliklerini tanımaya yönelik bir arazi gezisi gerçekleştirilmiştir. 

Kongre‘nin temel amacı ise, son 30 yıllık dönemde yaşanan ekonomik ve politik süreçlerin, küreselleşme politikalarına eklemlenme sürecinde devletin ve ekonominin yeniden yapılandırılması, sanayisizleştirme, özelleştirme ve toplumsal hizmetlerin ticarileştirilerek uluslar arası sermaye çevrelerine açılması politikalarına karşı bir duruş gerçekleştirme, bir yandan da bu politika ve teslimiyetin sonucu olarak ortaya çıkan olumsuz çevre etkenlerine, peyzaj değerleri ve alanlarına, yeraltı ve yerüstü kaynaklarımıza yönelik tahribatlara, yok oluşlara dikkat çekmek, sahip çıkmak ve geleceğimizi yaşanabilir kılmaktır. 

Kıyılarımız, akarsularımız, ormanlarımız, madenlerimiz, tarihi ve kültürel tüm değerlerimiz yani ülkemizin tüm peyzaj alanları dönüşüm ve yenileme adı altında çok uluslu  sermayeye katma değer olarak görülürken; topraklarımız, suyumuz kısacası yaşamımız nükleer kirliliğe, siyanürle zehirlenmeye maruz bırakılırken, biz memleketimizin tüm doğal ve kültürel kaynaklarını koruyarak-kullanıma açmak üzere fiziksel plan ve tasarımlar üreten peyzaj mimarları olarak; meslektaşlarımızla, kamuoyunu bir kez daha bilgilendirmek, uyarmak ve ülkemiz ulusal peyzaj politikası olmadan ülke planları üzerinde siyasi ve ekonomik politikalar üretmenin sakıncalarını anlatmak için kongrede bir araya geldik.

Bu kongre ile bilimsel ve teknolojik üretimlerin paylaşılmasının yanı sıra, siyasal ve ekonomik programlarla tehdit altında olan ülke peyzajının  ve bunun altındaki çevresel sorunlarının muhatabı olan yöre insanlarını da aydınlatmak önemli bir sorumluluk olarak görülmüştür. Kongrede, TMMOB Peyzaj Mimarları Odası ve tüm katılımcıların bilgi birikiminin ve deneyimlerinin toplumla buluşması, ortak karar ve politikaların oluşturulması yönünde önemli bir adım atılmıştır.

Ülkemizde son yıllarda her alanda çok ciddi boyutlarda yıkım ve bozulmalar yaşanmaktadır. Bunların büyük bir kısmı AB ve ABD destekli sosyal/siyasal politikalara ve IMF, Dünya Bankası ve DTÖ‘nün belirlediği ekonomik yaptırımlara dayalı,  bunlara uyum adı altında yaratılan karmaşa ve vurgun ortamından kaynaklanmaktadır. Ekonomik açıdan oluşan dışa bağımlılık eğilimi, Türkiye‘yi uluslararası ilişkilerinde bağımsız ve ulusalcı bir politika izleme özelliğini kaybetme noktasına getirmiştir. Başta ülkemiz peyzajı ve yaşam alanlarını bozan; ormancılık alanında 2B ve 2A olarak bilinen, orman alanlarının pazarlanması yönündeki girişimler, aynı şekilde meralara yönelik yağma, kentsel dönüşüm ve yenileme maskesi altındaki ranta yönelik uygulamalar, madencilik yasası ile yaratılan çevresel kirlenme ve peyzajın yok edilmesine yol açan uygulamalar, doğal ve kültürel mirasımızın plan ve karar dinlemeyen yasalarla yok edilmesi yönündeki çabalar, tarım ve tarımsal peyzaj alanlarının amaç dışı kullanımları, toprağın ve suların yanlış uygulamalar sonucu kirletilerek kaybedilmeleri ve tüm bunların etkisi sonucu doğal bitki,hayvan, su ve toprak varlığımızın yok olması oldukça karanlık bir tablo çizmektedir. 

Petrol, Doğalgaz, Enerji Piyasaları, Doğrudan Yabancı Yatırımları Yasası,Kamu Yönetimi ve Yerel Yönetimler ve Personel Rejim Yasası,  İhale Kanunu‘daki değişiklikler, Maden Yasası, Kıyı Yasası, Turizm Teşvik Yasası, Yabancı Mühendis ve Mimar Çalışma İzni Yasası çalışmaları ile içinde bulunduğumuz durum AB uyumu, ABD‘nin büyük ortadoğu projesi, Dünya Ticaret Örgütü  ve IMF gigi örgütlerin direktifi  ve denetimi altında uygulanan yapısal uyum politikaları ve ekonomik programlar ile ülkemiz kaynakları talan edilmekte ve bağımlılaştırılmaktadır.  Kamusal hizmet alanları  piyasalaştırılmakta yabancı sermayenin istilasına açılmakta ve özellikle GATS anlaşmasında Uzmanlık Gerektiren Hizmetler kapsamında değerlendirilen mühendislik mimarlık hizmetlerinin de bugün dünya pazarınnın büyük bölümünü elinde tutan güçlerin kontrolüne geçmesi süreci işlemektedir. Bu nedenle biz mühendis ve mimarlıların yaşamımızı ve geleceğimizi planlama süreçlerinden koparılışına karşı mücadelesi önümüzdeki süreçte karşımızda olacaktır.

Gelecek... gerçekten gelecek kuşaklar için kurgulanacaksa, kapitalist bir söylem olan  "sürdürülebilir kalkınma" yerine, ekolojik ve demokratik planlamaya dayanan, doğa ve sosyal gelişme arasında uyumu temel alan, hak ve eşitlik ilkesine dayanan , ülke insanına hizmet eden "sürdürülebilir yaşam" daha doğru bir yaklaşımdır.  Peyzaj mimarlığı bu doğru yaklaşımı benimseme ve uygulamak yolunda kararlıdır. Çünkü peyzaj mimarlarının ülke toprak ve kaynaklarının insan kullanımına açılımında koruyarak-kullanımı en önemli görevlerindendir. Peyzaj mimarlığı bu doğru yaklaşımı benimsemek ve uygulamak yolunu seçmelidir.

Dünyanın her yerinde emperyal devlet ve şirketlerin kazancı büyük ölçüde "emek ve doğa sömürüsü"ne dayanmaktadır. Gelecekte üzerinde yaşanacak toprak, su, hava ve birlikte yaşayacak canlılar olmasını istiyorsak, bu sömürüyü engellemek ve ülkesel ve evrensel çapta doğayı koruma bilinci oluşturmak peyzaj mimarlarının öncelikli görevi  olmalıdır. Peyzaj mimarlığı alanındaki tüm eğitimciler, üretici örgütleri ve meslektaşlarımız uğraşlarını bu doğrultuda yoğunlaştırmalı ve eğitiminden ve uzmanlığından aldığı gücü toplumsallaştırmalıdır.

Yanlış politikaların yönlendirmeleri sonucunda kırsal kesimdeki üretimini terk ederek, kentlere göç etmek zorunda kalan insanlarımızın istihdam ve verimlilik sorunlarının yerinde çözümüne çaba harcanmalıdır. Kırsaldaki nüfusun, tarım ve peyzaj alanlarında yeterince istihdam ve destek ile kendi topraklarında yaşamlarını sürdürme hakkı sağlanmalıdır. 

Tüm planlama ve tasarım çalışmaları ile araştırmalara altlık oluşturacak "Ülkesel Peyzaj Veri Tabanı" oluşturulması artık bir zorunluluktur. Bu çalışma, ülkemizin tüm ekolojik ve biyolojik farklılıklarını temsil eden bir "Korunan Alanlar Ağı"nın oluşturulması aşaması ile başlayıp, daha sonra tüm ülke düzeyinde ele alınmalıdır. Bunun hızlanması için öncelikli koşul ise; ülkemiz koşullarına uygun çağdaş ve doğa korumanın tüm ilkelerini içeren kapsamlı bir "Korunan Alanlar Yasası" hazırlanması ve yürürlüğe konulmasıdır. Korunan alanlarla ilgili bilimsel bilgi boşlukları bulunduğu gerçeğinden hareketle bu alanlarla ilgili kapsamlı bilimsel araştırmaların özendirilmesi ve desteklenmesi gereklidir. 

Barajlar, ülkemizde ve dünyada enerji üretim yöntemi olarak kullanılan ve yanlış planlamalar nedeniyle doğaya/peyzaja zarar veren başlıca yapılardandır. Ancak, dünyadaki en önemli sorunların ENERJİ ve SU temini olduğu düşünülecek olursa, eğitim birimlerimiz ve PMO tarafından bu konuda çalışma yapılması ve ileriye yönelik stratejilerin geliştirilmesi önemli bir adımı oluşturacaktır. Ülkemiz peyzajlarının korunması ve çevre sorunlarının azaltılmasına yönelik olarak;  rüzgar, su, güneş, biokütle gibi alternatif enerji kaynaklarından yararlanmanın özendirilmesi gerekmektedir. Bu çalışmalardan alınan bilgiler ışığında Peyzaj Mimarlarının bu alandaki talep ve önerileri geniş tabanlı bir politikaya dönüştürülebilir. 

"Biyo-çeşitlilik ve Doğa Koruma Kanunu Taslağı", bu yasaya dayanak oluşturan uluslar arası sözleşmelerden biri niteliğindeki "Avrupa Peyzaj Sözleşmesi" de dikkate alınarak, peyzaj mimarlarının bu alandaki yetki ve sorumluluklarının yasallaştırılması için çok önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir. Taslağın yasalaşma sürecinde PMO ve tüm meslek çalışanlarının bu yönde katkı vermesi ve bu amaçla ilgili Bakanlık ile ortak çalışılması, gerek Peyzaj Mimarlığı mesleğinin geleceği, gerekse ülkemizde doğa koruma ile bütünleşmiş bir fiziki planlama anlayışına ulaşmada son derece önem taşımaktadır. 

Ülkemizde Biyosfer Rezervleri ve bunlarla ilgili önemli çalışmalar bulunmaktadır. Bu alanlarda yapılacak olan çok disiplinli ekip çalışmalarının içerisinde Peyzaj Mimarlarının da yer almasının zorunlu kılınması gerekmektedir. 

Ülkemizin sahip olduğu bitki ve hayvan varlığına ilişkin genetik yapının korunması için gen bankaları kurulmalı, organik, sürdürülebilir tarım uygulamaları ile insan ve doğa sağlığı korunmalıdır. Biyo-güvenlik yasası çıkartılarak bitki ve hayvanların geçmiş bilgisine bağlı olarak genetiği geliştirilmiş ürünlerin ülkemize girmesi sınırlandırılmalıdır. Ayrıca, ülkemizdeki biyo-çeşitliliğe uygun bitki ve hayvanların genetik bankaları kurularak kendi ekolojimize uygun sağlıklı üretim yapılması sağlanmalıdır. 

Doğal, kültürel tüm değerlerinin korunması, planlanması, izlenmesi ve yönetimi ile ilgili birçok uluslar arası sözleşmenin yanında son olarak imzalanan ve aslında diğer sözleşmeleri kapsayan bütünlükteki sözleşme olan "Avrupa Peyzaj Sözleşmesi" hüküm ve ilke kararları ile ulusal mevzuatta yayımlanan ve yürürlüğe giren kanunlar arasında büyük çelişkiler yaşanmaya başlanmıştır.

Mevcut Anayasa‘nın 43. ve 63. maddeleri ile koşulsuz devlet teminatına alınan doğal ve kültürel değerlerin yine Anayasa‘nın 90. maddesi ile uluslar arası sözleşmelerin "Kanunlardan daha güçlü ve kalıcı olduğu, iptali için Anayasa maddelerine gidilemez"  hükmüne rağmen, çıkan yeni yasalarla özellikle peyzaj alanlarında yaşanan bozulma ve yok ediliş sürecinde APS hükümlerinin ulusal değerlerimizin korunması için bir araç olarak kullanılması yararlı olacaktır. 

Söz konusu hükümlere göre; ulusal peyzaj politikası ve stratejisi oluşturulmalı, peyzaj envanteri yöntemleri konusundaki gelişmelerin hayata geçirilmesi sağlanmalı, peyzaj planlarının ulusal mevzuattaki plan kademeleri içindeki temel bileşen olduğunu hukuken kabul etmelidir.

Koruma alanlarının plan kararlarında, doğal ve kültürel sit alanlarından sorumlu Bakanlık kademelerinde ve Koruma Kurullarında artık konularında uzmanlaşmış peyzaj mimarları yer almalıdır.

Siyasi çizgileri ne olursa olsun politikacıların niyeti önemlidir ve niyeti iyi anlamak gerekmektedir. Bu nedenle politika ile ilgilenmek ve buna göre kendi politikamızı oluşturmak önemlidir. Birçok bakanlığın, özellikle Çevre ve Orman Bakanlığının yeniden yapılandırıldığı bugünlerde, Peyzaj Mimarları da Çevre Düzeni Planı (ÇDP) yapımı işi, ÇED süreci gibi planlama alanlarında rollerini iyi ve anlaşılır bir şekilde tanımlamalıdır.  

Ülkemizde fiziki planlama alanında, alan kullanım planlamasının temelini oluşturan Çevre Düzeni Planı, sanayileşmiş ülkelerde hazırlanan "peyzaj planı"nın yerine geçmiş bir araçtır. Ancak ne yazık ki, peyzaj planlama hedefleri ile bu derece örtüşen içeriğe sahip Çevre Düzeni Planı prosedürlerinde peyzaj mimarlarının yeri ve yetkileri halen belirlenmemiştir. Bu konunun üzerine gidilmesi zorunludur. 

Küresel ısınmanın önem kazandığı, sel ve deprem gibi afetlere ülkemizin daha çok maruz kaldığı günümüzde peyzaj mimarlarının belirleyeceği mesleki stratejiler daha da önem kazanmaktadır. Peyzaj mimarları bu gibi konularda yapacağı çalışmalarda makro-form olarak bakmalı ve işlevsellik-estetik arasındaki dengeyi iyi planlamalıdır ve kamu alanlarından başka bir çalışma alanı olmayan peyzaj mimarlığı disiplinin plan yapımı karar mekanizmalarında yer alması gerçeği yadsınmamalıdır.

 Özellikle kentleşme ve kent kültürünün içinde yer alma ve kentte yaşayan insanların ihtiyaçlarına cevap verebilme açısından peyzaj mimarları, kent bilincinin ve kent kimliğinin geliştirilmesine yönelik çalışmalarda etkin rol almalıdır. Sorunları sadece planlama ve tasarım açısından görmemeli, aynı zamanda sosyolojik boyutlarını da incelemeli ve kendini bu yönde de geliştirmelidir. 

Kent parçalarının çevresel ve sosyal açıları yanı sıra, toplumsal açılımlara göre değişim ihtiyacının ortaya çıkması, kentsel yenilemenin bir gereksinim, bir dönüşüm stratejisi olarak kavramsallaşmasını sağlamaktadır. Kentsel dönüşümün anlamının uygulayıcılar tarafından yeterince kavranamadığı, yeni rant alanlarının oluşturulması gibi dar anlamda ele alındığı günümüz gerçeğidir. Çevre ve insan sağlığını ön planda tutan ve toplumsal ihtiyaçların kamu yararı gözetilerek ele alınması "kentsel dönüşüm / yenileme" kavramına doğru bakış açısının oluşmasında önemli kriterdir. Kentsel dönüşümün, yeni konut ve ticaret alanları yaratmanın popüler yöntemi olarak görülmesi yerine, doğal ve kültürel elemanların / alanların sosyolojik ve ekonomik parametreler ve küresel dinamikler ışığında; peyzaj planlamanın ve tasarımının öneminin farkındalığını sağlamak, kentsel dönüşüm kavramının daha sağlıklı yöntemler ile oluşturulmasında ve idamesinde temel bir gösterge olacaktır. 

Kentler fiziki ve kültürel dokusu ile bir bütündür. Her kent kendine özgü bir kültür ve uygarlık birikiminin ürünüdür. Bu birikimin irdelenmesi anlamında antik çağlardaki kentlerin kamusal alanlarının günümüz kentlerin kamusal alanlarına, günümüz kentlerine ışık tutması kaçınılmazdır. Kent kimliğinin yitirilmesi ve tarihi referansların giderek yok olması karşısında Peyzaj Mimarlığı meslek disiplininin kentlerde bellek oluşturma ve sosyal yaşama niteliklerini artırma bağlamında çalışmalarını artırarak yürütmesi gereklidir. 

Ekolojik dengenin bozulduğu günümüzde kentlerin bu fiziki yapısı içerisinde bitkisel tasarım; ekolojik, görsel ve işlevsel özellikleri ile oldukça önem kazanmaktadır. Bu yönü ile kentsel dış mekanlarda sağlıklı fiziki yapılar ve bitkisel tasarım ile ekolojik dengelerin korunması açısından belli hedefler ve stratejiler ortaya konmalıdır. 

Belediyeler fiziksel plan yapma erkini elinde tutmasına karşın bu erki kullanırken aldıkları kararlar açısından tartışmalı durumdadır. Bunun en önemli nedenlerinden biri planların, rant amaçlı üretilmesidir. Geçmişte kente kazandırılan açık-yeşil alanlar kamu yararını hedeflemekteyken, bugün kentin ortak kullanım alanları, açık-yeşil alanları belediyelerin para kazanma araçları ve bazı çevreleri nemalandırma olarak kullanılmakta; politika ve uygulamalar bu doğrultuda gerçekleştirilmektedir. Oysa fiziksel planlar kentlerdeki bütün ortak kullanım alanlarında halkın serbest kullanımını amaçlamalıdır. Özellikle kentin açık ve yeşil alanları, sahip olduğu birçok işlev yanında insanların dış mekânlardaki yaşama alanlarıdır. Bu nedenle bugün ve gelecekte bu işlevini yitirmeden kalabilmeleri sağlanmalıdır. 

Birçok kentimizde kişi başına düşen yeşil alan miktarı gelişmiş ülkelerin çok gerisindedir. Kırsal alanlardan kente göç bu miktarı azaltmaya devam etmektedir. Oysa yeşil alanlar, endüstri devrimi sonrasındaki kentlerin vazgeçilmez unsurlarındandır ve sürdürülebilirliği demokrasinin gereğidir. Bu nedenle kentlerde rant yaratmayı hedefleyen fiziki planların tersine yeşil alanları artıran planlar ve olanaklar yaratılmalıdır. 

Ülkemizde peyzaj mimarlığı mesleği ve meslektaşlarının bazı sorunları bulunmaktadır. Sorunların genelini aslında ülkemizin  bölgeleri arasındaki   ekonomik, kültürel ve sosyal durumu ve kaynaklara uzaklığı gibi nedenler oluşturmaktadır. Bunların çözülmesi yönünde, bölgesel yatırımların teşvik edilmesi yanında, belediyeler ve gerekli kuruluşlarda peyzaj mimarı istihdamını zorunlu kılacak düzenlemelerin yapılması ve desteklenmesi gerekmektedir. 

Peyzaj mimarlığı alanında eğitimde ve verilen hizmetlerde sürekli iyileşmenin sağlanabilmesi amacıyla, mühendislik alanındaki MÜDEK ve mimarlık alanındaki MİAK benzeri bir değerlendirme programı oluşturulmalıdır.

Peyzaj mimarlarının ve peyzaj mimarlığı öğrencileri mesleki hedeflerini ve stratejilerini belirlediklerinde ve destekleyici eğitim ve donatılar edindiklerinde daha başarılı olacaklardır. Peyzaj mimarları için meslek içi eğitimler düzenlenmeli, ayrıca eğitim sistemimiz gözden geçirilerek yeni bir yapılandırma oluşturmalıdır. Eğitim Kurultayı yapılarak peyzaj mimarlığı eğitiminin farklı fakülteler altında verilmesinin olumlu/olumsuz etkileri tartışılmalı, bu farklılık/çeşitlilik devam edcekse ön koşullar belirlenmeli ve minumum standardizasyona geçilmelidir.

Toplumsal bir hizmet ve kamusal bir sorumluluk alanı olan çevre ile ilgili doğru ve tutarlı politikalar,  eğitim sonrası üretilecek çalışmaların kalitesinin artırılması, yönlendirilmesi ve sorumlulukların düzenlenmesinde Peyzaj Mimarları Odası görevli ve yetkilidir. Bu bağlamda, Peyzaj Mimarları Odası alacağı akademik destek ve üyelerinin katkılarıyla Devamlı Eğitim Sistemi Merkezi (DESM) oluşturarak, mesleki icra yetkisi verilmiş üyelerine değişen dünya koşulları, bilimsel - teknolojik gelişmeler ve toplumsal gereksinimler çerçevesinde, mesleki formasyonlarını sürekli geliştirme ortamlarını, olanaklarını ve fırsatlarını sunmaya başlamıştır ve geliştirerek devam etmelidir. 

Peyzaj mimarlığı eğitimi, bilimsel çalışma ve pratik meslek alanları standartlaştırılmaktan çok, kaliteli ve disiplinler arası ve ötesi yayınlarla, toplantılarla, çalıştay, ders programları ve bilimsel araştırma programlarıyla geliştirilmektedir. Peyzaj mimarlığının Türkiye‘deki son otuz yılı bütün bu gelişmeler göz önüne alındığında verimli değildir. Bu tıkanıklığın aşılabilmesi için, Türkiye‘deki kuramsal ve mesleki kabuller, pratikler Türkiye‘nin coğrafi bağlamı göz önünde bulundurularak hakim bilimsel metodolojilerle incelenmeli, sorunlar ortaya konulmalı ve gelişim yollarının ortamları için fikir üretilmelidir. 

İnsanlık tarihi, tarım devrimi ve endüstri devriminden sonra bilgi ve bilişim sistemleri temelli yeni bir devrim aşamasındadır. Tarım çağı ve endüstri devrimini takip eden ve "bilgi çağı" olarak adlandırılan bu çağ, yerleşik anlayışların dönüşümüne sahne olacaktır. Bu dönüşümler, hem peyzaj mimarlığının nesnesi olan doğal ve kültürel peyzajlarda, hem de bizzat mesleğin kendisinde olacaktır. Peyzaj mimarlığı camiası, eğitimden uygulamaya, meslek odasından kamu içindeki yapılanmasına kadar bütün bileşenleriyle bu dönüşümleri takip ve iyi analiz ederek mesleki stratejiler geliştirmelidir. 

Peyzaj Mimarlığı önce reel durum analizinden kalkarak stratejisini belirlemeli, buradan hedeflerini çıkartmalıdır. Hedefler değer hiyerarşisine göre sıralandığında, "doğanın ekolojik dengesinin"  ve "yaşam merkezlerinde  kültürel değerlerin" korunmasının fiziksel planlama eylem alanında ölçekler göre gerçekleştirilen her planlama kademesinde peyzaj mimarlığı eylem alanındaki kuram ve uygulamaların etkin katılımın sağlanması konuları iki ana hedef olarak netleşmektedir. Peyzaj mimarları bu hedeflerin uygulayıcıları ve takipçileridir.

Belirtilen hedeflerin etkinliği, birbirini besleyen ve destekleyen iki alanda yapılacak çalışmalara bağımlıdır. Hedefler üzerinde yapılan çalışmalar, alanında üretilen bilimsel bilgiye dayanmalı ve üretilen işlevsel her ilgide siyasal bir talep haline getirilmelidir. Hedefler bağlamında yapılacak çalışmaların " bilgi boyutu" ile "siyasal boyutu" çok önemlidir ve eş zamanlı sürdürülmelidir.

 

KONGRE FOTOĞRAFLARI

Okunma Sayısı: 8001
Fotoğraf Galerisi
Dosyalar