TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

SUSUZLUK VE ALINABİLECEK ÖNLEMLERDE PEYZAJ MİMARLARI UYARIYOR

MERKEZ
07.09.2007

Küresel Isınma" yerel yönetimlerin "ayıp örten" olgusu haline geldi. Yıllardır bütüncül planlardan mahrum bırakılarak yönetilen kentlerimiz ve kentlilerimize çözüm diye çaresizlik sunuluyor. Birkez daha "ÖLÜMÜ GÖSTERİP SITMAYA RAZI ETTİLER".

SUSUZLUK VE ÖNLEMLERİNDE PEYZAJ MİMARLARI UYARIYOR....

Yerel Yöneticilere Sesleniyoruz...
Kurakçil Peyzaj Yöntemleri İçin Geç Kaliyoruz....

Bugün ülkenin neredeyse bütününde ortaya çıkan ve çokça tartışılan kuraklık ve bağlantılı olarak "su konusu" na dönük değişik çevrelerden bir dizi açıklamalar geldi. Bu önemli soruna yönelik herkes kendi baktığı yerden , uzmanlık  alanlarından tespitler yaparak çözümler sunmaya çalıştı.

Bu süreçte oldukça vahim ve ironik durumlarda ortaya çıktı. Bilimsel bakışı reddedenler, uzmanların akademik bilimsel raporlarına bakmak yerine , topluca "havaya" bakmayı tercih ettiler. Bazıları sorunu dünden bugüne oluşmuş gibi gösterdiler. "Küresel  Isınma" yerel yönetimlerin "ayıp örten" olgusu haline geldi. Yıllardır bütüncül planlardan mahrum bırakılarak yönetilen kentlerimiz ve kentlilerimize çözüm diye çaresizlik sunuldu.
Birkez daha "ÖLÜMÜ GÖSTERİP  SITMAYA RAZI ETTİLER".

Ankara‘ da yaşananlar ayrı mizah örneği. Ama en karasından...

Sn Melih GÖKÇEK‘ in   her konuda başarısız mıdır?
Kent Yönetimi ve hizmetler konusunda bu soruya önsel olarak kocaman bir evet diyebiliriz. Bu "evet" hem teknik olarak hem de politik anlamda altı doldurabilir bir evet" tir.

"Hayır" cevabı da bu soruya verilecek diğer şıklar arasındadır. Sn GÖKÇEK‘ in başarılı olduğu alanlar da vardır.

Bir tanesi hedef gösteren "Provakatif" kişiliğidir. Kendi icraatlarını onaylamayan, eksik ve hatalarını işaret edenler "ya ideolojik davranmaktadır, ya da birileri tarafından yönlendirilen "kadrolu" Gökçek karşıtlarıdır..

Diğeri ise manipülasyon yeteneğidir. Bu söylenen bugün ortalamanın altı bütün kıvrak politikacının sahip olduğu yada olmaya çalıştığı bir yetenektir. Sn Gökçek bu konuda değerli bir ustadır..

Ankara‘ da yaşanan "su krizinde" suçu  küresel ısınmaya atarak oluşabilecek tepkileri "muhatap olmayan bir muhataba"   havale etmeye çalışıp "hedef şaşırtmaya" çalışırken Ankara‘ nın su boruları peş peşe Gökçek‘ in elinde patlayıverdi.  Musluklardan tek damla su akmazken binlerce metreküp su Ankara‘ nın yollarını nehir yaptı. Borulardan fışkıran su değil, Gökçek‘ in yalanlarıydı sanki...


KENDİ YARATTIĞI KRİZDEN  NEMALANMAK... BU KADARINA DA PES DOĞRUSU!

Tarih 19.08.2007... Melih GÖKÇEK basın açıklaması yapıyor.
"Patlayan borularda sabotaj ihtimali var, araştırıyoruz."

Manipülasyonun böylesine ne denebilir. Dışarıdaki sıradan vatandaş bile "Yıllardır köprü, havuz, şelale yapılacağına alt yapı yatırımı yapılsaydı" gibi doğru ve sağlıklı bir yaklaşımı sergileyebilirken ,  Başkent‘in Belediye Başkanı basit numaralarla yine hedef şaşırtmaya, provakasyon yaratmaya çalışıyor.

"Müjde! Ankara‘ nın Sularını Artık Kesmeyeceğiz."

Geçtiğimiz 1 ay içerisinde yağmur yağdı, barajlar sularla doldu da bizim haberimiz mi olmadı. Düne kadar "keserim" i dayatmıyor muydu? Ne değişti Ankara‘ da...
"Suları kesmeyeceğim derken" Ankaralı‘ dan  teşekkür bekler gibiydi. Sanki kendi dışında oluşan bir soruna çözüm üretmiş gibi , kendi yarattığı krizden kendine "bonus" kapmaya çalışıyor. Toplumsal hafızamızın zayıf olduğuna dair yapılan tespit doğru olmakla birlikte "bu kadar da değil Sn GÖKÇEK" diyoruz.
Ankaralı yeni bir slogan üretmiş..

 "M.Gökçek‘ le beraber akan sular durdu"...
Gerçek... Bu kadar ve basit ve yalın anlatılabilir..

"Ankaralı‘ nın yakasından düştüğü gün" kendisine "teşekkürü borç bileceğimizi" de ekleyelim.

 Melih Gökçek‘in ve yönetim politikasının  gündemimizde olması bir tesadüf ya da kasıtlı bir durum olmadığının altını çizmek isteriz.

Ankara ölçeği malesef ki ülkemizin  yönetim politikaları ile aynı paralelliği taşımaktadır ve başkentte yaşananlar ülke geneline taşınmış, yanlış planlamalar ve yatırımlara Ankara yönetimi örnek olmuştur. Su politikalarında ki vurdumduymazlık ve rant değeri ile öncelik kazanan yatırım ve projelerin gündeme taşınmasıyla başlayan kentleri insanları için değil rant kaynakları yaratmak adına kentlerin planlanmasına ivme katmıştır Melih Gökçek...

Meslek odaları bilim insanlarının, meslek alanındaki uzman bireylerin bileşenidir ve kuruluş amaçlarında topluma ülkesine hizmet asli görevidir. Bu sorumlulukla yola çıkan tüm meslek örgütleri ülke kaynaklarının kullanımını takip eder ve toplumsal yarar adına uyarılarını ve önerilerini sunar.

Peyzaj Mimarları Odası da yıllardır, doğal ve kültürel kaynaklarımızın yanlış planlamalar sonucu uğradığı tahribatlar konusunda yılmadan bilimsel altlıklarını hazırlayarak hataları ve yapılması gerekenleri söylemiştir.

PEYZAJ MIMARLARI DİYOR KI;

Ekosistemler yaşam kaynaklarıdır.

Ekosistemlerin planlanmadığı, ekolojik yönetim planlarının olmadığı bir yerde peyzaj planlarının yapılmadan, çevre düzeni planı yapılmasının, imar planlarının yapılmasının, kentlerin planlanmasının  sonuçları su ve beraberindeki doğal kaynaklarının yok oluşudur ve ulusal mevzuatlarda peyzaj planlarının, plan kademelerinde hala yer almamasında ısrarlı davranılması ardındaki gerçeklerin aslında bizler tarafından bilindiği ama halkımızın anlamlandıramadığı  gerçeğini ortaya koymaktır.

Gerçek;  kaynaklarımız üzerindeki rant baskısıdır.

Gerçek, günlük politikalarla yönetim anlayışıdır.

Gerçek, "benden sonra tufan" politikasıdır,

Gerçek, ülkesini ve insanını sadece kendi varlığı için bir araç olarak görmektir.

Peyzaj mimarları yıllardır iklim değişikliği tehlikesi karşısında, kaynaklarımızın koruyarak kullanımı adına planlamalar yaparlar merkezi ve yerel otoriteye bilgi aktarırılar ama hiç dikkate alınmazlar. Çünkü peyzaj alan ve değerleri iştah kabartan bir  yatırım alanı olarak görülür.  

Dünyada son yıllarda yaşanılan iklim değişikliklerine yönelik belirtilerin bu tür sonuçları doğuracağına yönelik tahmin ve uyarılar çok uzun süredir yapılmakla birlikte bu konuda ülkemizde hiçbir önlemin alınmaması, kuraklığın etkilediği tüm konulardaki zararların boyutunun bu denli büyük olmasına neden olmuştur. Özellikle su kullanımına yönelik önlemlerin alınmamasının sorumluluğu sadece bu kaynakların yönetiminden sorumlu olanlara aittir.

Bilimsel araştırmalar bu gün yaşamakta olduğumuz kurak dönemin olumsuz etkilerini giderek arttırarak önümüzdeki yıllarda da devam edeceğini göstermektedir. Dolayısıyla toplumun her kesiminin konuya yönelik olarak bu güne kadar yeterince göstermediği duyarlılık ve sorumluluğun bundan sonra gösterilmesi, gelecekte ortaya çıkabilecek zararların en aza indirgenebilmesi için mutlaka gereklidir. 

Son aylarda yaşanılan kuraklık ve bunun neden olduğu susuzluk yaşamımızın her alanında olduğu gibi yeşil alanlarda da  yıkıcı etkilerini hissettirmiştir. Özellikle metropol kentlerimizde büyük miktarlarda su kullanımı gerektiren klasik peyzaj düzenleme yaklaşımıyla oluşturulan mevcut yeşil alanların hemen hemen tamamı su kullanımının kısıtlandığı birkaç aylık periyot içerisinde onarılması oldukça güç hatta bazı durumlarda olanaksız olan boyutlarda zarar görmüştür. Mevcut çevre koşulları dikkate alınmadan seçilen ve çoğu egzotik (yabancı) olan ağaç ve çalıların bir kısmı kurumuş, bir kısmı da vejetasyon döneminde gerekli gelişmeyi gösterememiştir.

Çim alanlar ve çiçek parterleri gibi yaşamını sürdürebilmesi için her gün düzenli sulamaya gereksinim duyan bitkilerin kullanıldığı alanların ise neredeyse tamamı yeterince sulama yapılamadığı için elden çıkmıştır. Tüm bunların ortaya koyduğu maddi zararların boyutlarının saptanmasına yönelik henüz bir araştırma yapılmamasına rağmen ülkemizin tümü dikkate alındığında aslında bu zararın çok büyük boyutlarda olduğunu tahmin etmek güç değildir.

Park ve bahçe düzenlemelerinin hemen hemen tamamı egzotik (yabancı) bitkiler kullanılarak, mevcut ortam koşulları yeterince dikkate alınmadan ve büyük ölçüde su kullanımına dayalı olarak yapıldığı Ankara gibi kentlerde içme suyunun büyük bir kısmı yaz aylarında bu alanların sulanmasında kullanılmakta, bu da bu tür alanların bakım maliyetini önemli miktarda arttırmaktadır. Bunun yanı sıra son aylarda yaşanılan kuraklık gibi olağanüstü koşulların ortaya çıkması durumunda bu alanların periyodik olarak sulanamaması maliyetin kabul edilemeyecek boyutlara ulaşmasına neden olmakta ve bu maliyetin karşılanamadığı durumlarda yeşil alanlar ölüme terk edilmektedir. Diğer taraftan bu tür klasik peyzaj düzenlemesine bitki materyali sağlamaya yönelik olarak biçimlenen fidanlıklar gelecekte oluşacak yukarıda sözü edilen sorunlar nedeniyle güç duruma düşmektedir. Mevcut şartlar devam ettiği sürece bu işletmelerin uğrayacağı zararın boyutları giderek artacak ve belki de bir çoğu işlerini değiştirmek durumunda kalacaklardır. 

ÇÖZÜM: PEYZAJ DÜZENLEMESİNDE SUYUN ETKİN KULLANIMI YANİ KURAKÇIL PEYZAJ YÖNTEMİ

Su temini konusunda yaşanılan güçlüklerin giderek artması insanları suyun etkin kullanımı yönünde yeni çözüm arayışlarına yöneltmiştir. Özellikle park ve bahçeler gibi dış mekan kullanımlarında su tüketiminin büyük boyutlara ulaşması peyzaj düzenlemelerinde suyun olabildiğince az kullanıldığı yeni peyzaj düzenleme biçimlerinin geliştirilmesini gerektirmiştir. 

Bu doğrultuda "Su-Etkin Peyzaj Düzenlemesi" genel başlığı altında "Suyun Akılcı Kullanımı", "Az Su Kullanımı" ve "Doğal Peyzaj Düzenleme" gibi klasik peyzaj düzenleme anlayışlarından farklı yeni peyzaj düzenleme kavramları geliştirilmiştir. 

Bu kavramların her biri felsefeleri ve konuya yaklaşım biçimleri açısından bazı farklılıklar göstermekle birlikte, hepsi de aynı temel ilkelere dayanmakta ve genellikle aynı anlamı taşıyacak biçimde birbirinin yerine kullanılmaktadır. Bu temel ilkelerin formüle edilmesiyle geliştirilen ilk kavramsal yaklaşımlardan birisi "Kurakçıl Peyzaj Düzenleme" dir.

Kurakçıl Peyzaj Düzenlemesinin dayandığı yedi temel ilke aşağıdaki gibidir:

•·    Çim alanlara olabildiğince az yer verilen ve sulamayı en az gerektiren uygun planlama ve tasarımın yapılması

•·    Toprak analizi ve toprak koşullarının iyileştirilmesi

•·    Suya en az gereksinim duyan ve kurağa dayanıklı uygun bitki türlerinin seçimi

•·    Çim alanların uygulama ve bakım çalışmalarında kolaylık yaratan pratik ve ekonomik çözümler sunacak biçimde tasarlanması

•·    Etkin sulama sisteminin oluşturulması

•·    Malçlama (bitki kök çevresinde uygun sıcaklık ve nem koşullarını sağlamak ve toprak nemini muhafaza etmek amacıyla toprağın bu koşulları oluşturabilecek niteliklere sahip malzemelerle (kuru yaprak, saman v.b.) kaplanması)

•·    Uygun ve düzenli bakım çalışmalarının yapılması

YAPILMASI GEREKENLER.....

Ülkemizde yaşanan kuraklığın ileriki yıllarda da devam etmesi bunun etkilerinin de giderek artması sonucunu ortaya koyacaktır. Bir çok konuda gerekli hazırlıkların gereğince yapılmaması nedeniyle ortaya çıkan büyük maddi zararların gelecekte de yaşanmaması için gerekli önlemlerin zaman kaybetmeden alınması gerekmektedir. Kuraklığın yıkıcı etkilerinin en yoğun biçimde hissedildiği yeşil alanlara yönelik olarak kısa ve orta vadede yapılacak bir takım çalışmalar özellikle metropol kentlerimizde önemli miktarda su tasarrufunun yapılmasını sağlayacağı gibi bu alanlar kuraklık nedeniyle elden çıkmasını da önleyecektir. Bu konuda yapılabilecek  öncelikli çalışmalar aşağıdaki gibi özetlenebilir:

•1.     Ülkemizdeki yeşil alanların planlama, tasarım ve uygulamasında önemli pay sahibi yerel yönetimler, kamusal alanda peyzaj mimarlarının teknik donatısına yer vermeli ve klasik peyzaj düzenleme anlayışını en kısa sürede terk ederek mevcut koşullara en uygun yeni peyzaj düzenleme  ilkelerini benimsemelidir.

•2.     Yeşil alanların oluşturulmasında öncelikle doğal bitki türlerine yer verilmelidir. Çünkü doğal bitkiler yabancı yurtlu bitkilere oranla daha dayanıklıdırlar ve uygun biçimde yerleştirildiklerinde ve dikildiklerinde bölgesel iklim ekstremlerinden daha az etkilenirler. Bunun yanı sıra doğal bitkiler yerel çevre koşullarına en iyi şekilde uyum sağlarlar, toprak verimliliğine katkıda bulunurlar, erozyonu azaltırlar ve genellikle diğer bitki türlerine oranla daha az su, gübre ve ilaca gereksinim duyarlar.

•3.     Doğal bitki türleri dışında seçilen bitkilerin kuraklığa dayanıklı ve mümkün olduğunca az sulamayı gerektiren türlerden olmasına özen gösterilmelidir.

•4.      Özellikle su sıkıntısının en yoğun yaşandığı metropol kentleri ve çevresinde bulunan fidanlıkların bitki stoklarını su kullanımının en az düzeyde olduğu yeni peyzaj düzenlemelerine yönelik olarak değiştirmeleri ve üretim fidanlıklarında doğal bitki türlerinin üretimine ağırlık verilmesi gereklidir.

•5.     Hangi ölçekte olursa olsun mevcut yeşil alanlarda su tüketimini en aza indirecek önlemlerin alınmasına en kısa sürede başlanmalı, bu amaçla mevcut sulama sistemleri suyun daha az tüketildiği etkin sulama sistemleriyle değiştirilmeli, kuraklık nedeniyle zarar gören bitkilerin yerine  öncelikle doğal bitkilerin kullanılmasıyla kuraklığa dayanıklı bitki türleri dikilmelidir.

•6.     Özellikle büyük ölçekli park ve rekreasyon alanları, kentiçi ve kent çevresi yollar, kamu kurumları ve üniversite kampüsleri gibi yoğun bakım ve masraf gerektiren alanlarda çim alanların ve sulama gerektiren bitki örtüsünün olabildiğince azaltılarak bu alanlarda öncelikle doğal bitki türler olmak üzere kuraklığa dayanıklı ağaç, çalı ve yer örtücüler kullanılmalıdır. 

•7.     Dış mekan sulamasında şehir şebekesinin kullanımı olabildiğince azaltılarak alternatif su kaynakları oluşturulmalıdır. Bu konuda özellikle konutlarda bir çok ülkede örneğine rastlayabileceğimiz yağmur ve kar sularının depolanabileceği sistemler oluşturulmalıdır. Bu sistemler kuraklığın yoğun olduğu dönemlerde yer altı su kaynaklarının aşırı kullanımını da azaltabilecektir.

Merkezi ve yerel otorite uyarılarımızı dikkate almalıdır.

Kamu kaynağı ülkemizin ve insanımızın ortak değerleridir.

Ben yaparım ve olur diyebilme cesaretini artık kendinde bulamamalı...

Ve....Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı  Melih Gökçek "Peyzaj Mimarlarına samanlık peyzajı bile" yaptırmayacaksa belirtilen bu çalışmaları kimlere ve nasıl yaptıracağını belirlemelidir?

Saygılarımızla.

             TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
      Yönetim Kurulu

 

  

 

 

 

Okunma Sayısı: 1787