TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

TMMOB HUKUKUN VE BİLİMİN TARAFINDADIR

MERKEZ
06.05.2009

TMMOB ve Başkanı tarafından 24.02.2009 tarihinde yapılan ve çeşitli haber ajanslarına gönderilen ve ayrıca kendi birliğin web sitesinde de yayınlanan "Bergama-Ovacık Altın Madeni İşletmesinin Ayrıcalığına Son Verilmelidir" başlıklı açıklama ile ilgili dava İstanbul 3 . Asliye Hukuk Mahkemesinde devam ediyor.

TMMOB ve Başkanı tarafından 24.02.2009 tarihinde yapılan ve çeşitli haber ajanslarına gönderilen ve ayrıca kendi birliğin web sitesinde de yayınlanan "Bergama-Ovacık Altın Madeni İşletmesinin Ayrıcalığına Son Verilmelidir" başlıklı açıklama sebebi ile Koza Altın İşletmeleri A.Ş tarafından TMMOB tüzelkişiliği, Başkanı Mehmet Soğancı ile  "Altıncılar Hukuk Tanımıyor" başlıklı haberi nedeni ile Birgün Gazetesi ve muhabir Başak Turhan aleyhine açılan toplam 20.000 TL‘lik davanın ilk duruşması bugün İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi‘nde; yine  Koza Altın İşletmeleri A.Ş‘nin odamız avukatlarından Arif Ali Cangı hakkında açmış olduğu tazminat davalarının duruşması İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılıyor.

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası olarak 26 Şubat‘ta bu açıklamada savunulan hukukun üstünlüğü anlayışının TMMOB geleneklerine ve hukuka duyulan saygının bir başka ifadesi olduğunu belirtmiş, TMMOB‘un açıklaması ile toplum ve kamu yararını herkesin ve her şeyin üstünde tutmaktaki görev ve sorumluluğunu bir kez daha gösterdiğini belirtmiştik.

Bu kez de TMMOB tüzelkişiliği, Başkanı Mehmet Soğancı ve Arif Ali Cangı aleyhine açılan davalarda, TMMOB ve Arif Ali Cangı yanında davalı yanında müdahil olarak yer almak isteğimizi Mahkemeye bildirdik.

Bu ülke sahipsiz değil...

Bergama ile sınırlı olmaksızın ülkemizin dört bir yanında son yıllarda siyanürlü altın madenciliği faaliyetleri son hızla devam ediyor..

Uşak-Eşme, İda Dağları, Gümüşhane, Artvin-Cerattepe, Tunceli-Ovacık, Erzincan-İliç, Eskişehir-Kaymaz, Niğde-Ulukışla bunlardan ilk akla gelen altın madenciliği faaliyetleri.

Ovacık Altın Madeni ile sınırlı olmaksızın siyanürlü altın madenciğine karşı toplumda yükselen haklı itirazları susturmaya, baskı altına alıp yıldırmaya çalışıyorlar..

TMMOB‘nin tüzel kişiliğine ve TMMOB Başkanına dava açılması demek; yaşamı savunanlara, hukukun üstünlüğünü savunanlara karşı bir yıldırma politikası bir baskıdır...

YÖNTEM: 1

 -Ankara 25.Asliye Hukuk Mahkemesi‘nde görülmekte olan Uşak-Eşme Kışladağ Altın Madeni ile ilgili açıklamalarından dolayı İnay Vicdan hareketi sözcüsü Muammer Sakaryalı aleyhine açılan 50.000TL manevi tazminat davası, 

-Bergama Köylülerinin avukatı ve Ovacık Altın Madeni hakkında verilen yargı kararlarında köylülerin vekili olarak görev yapan Senih Özay hakkında açılan ceza davaları,

-Davacı Koza Altın İşletmeleri A.Ş. tarafından Avukat Arif Ali Cangı, Erol Engel, Hasan Gökvardar, Özer Akdemir ve Evrensel Gazetesi aleyhine açılan  huzurdaki görülmekte olan toplam 70.000,00 TL.lik manevi tazminat davası,

Bütün bu davalarla verilen mücadeleyi susturamayacağını anlayan altın şirketleri, son olarak TMMOB‘ni hedef almaya çalışmaktadırlar.

Bir yandan toplumda yükselen haklı sesleri mahkemelerde susturmaya çalışırken diğer yanda ise haksızlıklarını örtbas edecek kanalları kullanmaya çalışarak başka yöntemler deniyor...

YÖNTEM:2

Koza Altın İşletmeleri A.Ş bir yayın kuruluşu kuruyor: KOZA İpek Gazetecilik ve Yayıncılık A.Ş. ve bu kardeş kuruluşu ile Bergama‘daki altın madeninin işletme hakkını elde etmelerinden bu yana davalılar ile sınırlı kalmaksızın çevre hareketi aktivistleri ve basın yayın organları aleyhine, gerçekliğini şimdiye kadar herhangi bir yasal zeminde kanıtlayamadıkları ciddi bir kampanya yürütüyorlar.

Ülkemizde altın madenciliği yapan şirketler, faaliyetlerinin hukuka aykırılığı yargı kararları ile tescil edildiğinden, kendileri ile ilgili dava açan, bilimsel ve hukuksal alanda mücadele eden kişi ve kurumları hedef almaya başlamışlardır. Basın yayın organları aracılığıyla yaptıkları haber ve programlar yapıyorlar.

Peyzaj Mimarları der ki; Bergama ilçesi, sadece altın rezervi nedeniyle değeri olan bir yer değildir. Termal suları, biyolojik çeşitlilik ve tarım açısından zengin toprakları ve tarihsel geçmişi bağlamında çok önemli bir bölgedir ve zeytincilik  Bergama halkını temel gelir kaynağınıdır.

Bu kadar önemli biyosfer rezervlerine  sahip bir yörenin, peyzaj karakteristiği bu kadar belirgin bir coğrafyanın meta değeri üzerinden değerlendirilebilmesinin anlaşılabilmesi, kabul edilebilmesi mümkün değildir.

Hükümet yetkilileri ve daha önceki madenci şirketler (Normandy, Newmont ve son aşamada davacı Koza Altın İşletmeleri) 20 yılı aşkın bir süredir devam eden yurttaş tepkilerini, barışçı eylemlerini hiç bir zaman dikkate almamıştır. Örneğin; maden tesisinin hemen yanında bulunan köylerde 12 Ocak 1997 tarihinde yapılan referandumda tam 2886 köylü, madeninin işletmesine HAYIR oyu vermiştir. Yani, köylülerin ve onları destekleyenlerin barışçıl eylemleri ya da söylemleri salt davacıyı hedefleyen eylemler/söylemler olmamıştır.

Ülkemizde yapılmaya çalışılan altın madenciliği faaliyetlerine, Hükümet ve madenci şirket, değerlendirmelerin ‘‘sıfır risk teorisine‘‘ dayalıdır.

Madencilik tesisi, yoğun insan yerleşimlerinin ve köylerin hemen yanı başında kurulmuştur. Bundan dolayı BERGAMA, kendisine özgü coğrafi, ekolojik ve sosyal koşulları nedeniyle NEVADA ve diğer altın madenlerinden çok farklıdır. Tüm altın madenleri, insan yerleşimlerine çok uzakta olsalar bile, çevreye zararlı etkileri vardır. Ayrıca her maden sahası, hava, su ve toprak için yüksek riskler içerir.

Kimse unutmamalıdır ki; mevsim normalleri üzerindeki yağışlar, dünyanın neresinde olursa olsun, maden işletmelerinin atık barajlarında çok ciddi taşma veya çökertme riskleri yaratmaktadır.

En somut örnek; 12 Mart 2004, Romanya-Rosia Montana olayıdır. Bu olayın Avrupa kamuoyunda yarattığı etki ile Avrupa Birliğinin çevre hakkındaki direktifleri değişmiş, Romanya‘da yer yerinden oynamıştır.

Bu nedenle, kamu sağlığına ve çevre korumaya ilgi duyan her yurttaşın, aşırı yağışlarda kaygılanması ve yetkilileri uyarması doğrudur ve doğaldır ve hatta Anayasanın 56. ve Çevre Kanununun 3.maddesi uyarınca yurttaşlık ödevidir.

Sonuç olarak: TMMOB PEYZAJ MİMARLARI ODASI,

Dava yürütücülüğünü üstlenmiş TMMOB‘ne bağlı meslek odaları olan Metalurji Mühendisleri Odası, Jeoloji Mühendisleri Odası, Çevre Mühendisleri Odası ve Kimya Mühendisleri Odası‘nın yanında müdahil olma kararı alarak;  "madencilik için tüm tarihi, doğal, kültürel zenginliklerimizin" korunması bakımından siyanürlü altın madenciliğine karşı açıkça taraf olduğumuzu beyan ederiz.

Okunma Sayısı: 569