TMMOB SOKAKTA SÖZÜNÜ SÖYLÜYOR
Dünyada ve Türkiye'de yaşanan son gelişmeler üzerine, 22 Kasım 2008 Cumartesi günü saat 12.30'da eşzamanlı olarak 31 ilde TMMOB "Krize, AKP'ye, Gericiliğe, Neoliberalizme, Irkçılığa Karşı" Sokakta Sözünü Söylüyor başlıklı kitlesel basın açıklamaları gerçekleştirildi. 31 ilde binlerce kişinin katıldığı eylemlere emek-meslek örgütleri de destek verdi.
TMMOB "KRİZE, AKP‘YE, GERİCİLİĞE, NEOLİBERALİZME, IRKÇILIĞA KARŞI"
SOKAKTA SÖZÜNÜ SÖYLEDİ
Dünyada ve Türkiye‘de yaşanan son gelişmeler üzerine, 22 Kasım 2008 Cumartesi günü saat 12.30‘da eşzamanlı olarak 31 ilde TMMOB "Krize, AKP‘ye, Gericiliğe, Neoliberalizme, Irkçılığa Karşı" Sokakta Sözünü Söylüyor başlıklı kitlesel basın açıklamaları gerçekleştirildi. 31 ilde binlerce kişinin katıldığı eylemlere emek-meslek örgütleri de destek verdi.
Adana, Adıyaman, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Batman, Bodrum, Bursa, Çanakkale, Çorlu, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kırklareli, Kocaeli, Malatya, Mardin, Mersin, Milas, Samsun, Şanlıurfa, Tunceli, Van, Zonguldak‘ta İKK‘lar aracılığıyla gerçekleştirilen eylemlerde AKP‘ye, gericiliğe, neoliberalizme, ırkçılığa karşı sloganlar atıldı, dövizler taşındı.
Ankara‘da da TMMOB önünde toplanan yüzlerce kişi Sakarya Caddesi‘ne yürüdü. Burada TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı tarafından basın açıklaması yapıldı.
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı tarafından yapılan konuşma şöyle:
Sevgili arkadaşlar,
TMMOB bugün örgütlü olduğu otuz bir kentte, kent merkezlerinde şimdi bu saatte ve aynı anda, emek, meslek örgütlerinin, siyasal partilerimizin, demokratik kitle örgütlerinin desteği ile sözünü sokakta söylüyor.
Burada bulunan, bulunamayıp yüreği bizimle birlikte olan herkese TMMOB Yönetim Kurulu‘nun sevgilerini iletiyorum.
Çağrımıza uyup geldiniz. Sesimizi büyütmeye geldiniz. Hoş geldiniz arkadaşlar.
TMMOB bugün Küresel Kapitalizmin krizine, AKP‘ye, Gericiliğe, Neoliberalizme, Irkçılığa Karşı" sokakta sözünü söylüyor.
Bu ülkenin mühendisleri, mimarları, şehir plancıları bugün Türkiye‘nin her yerinde "yaşananlara itirazımız var" demek için sokaklarda. Buradan tüm kentlerde bugün sokağa çıkan arkadaşlarıma "İyi ki bu ülkenin namuslu, aydınlık yüzlü, aydınlık beyinli yiğit insanları var. İyi ki siz varsınız" diyerek TMMOB‘nin en içten sevgilerini yolluyorum.
Sevgili arkadaşlar,
Kapitalist küreselleşmenin krizi bizim krizimiz değildir. Bu kriz vahşi kapitalizmin "kar daha fazla kar, sömürü daha fazla sömürü düzeninin" krizidir. Bu kriz, "Üsttekine han hamam, alttakine din iman" düzeninin sürdürücülerinin krizidir.
Hepimiz biliyoruz: Bugüne kadar Türkiye‘yi yönetenler, halkımıza karşı büyük bir bunalım, çözümsüzlük ve alacakaranlık dışında hiçbir şey yaratamamıştır. Daha çok yoksulluk, IMF‘ye ve emperyalizme daha çok bağımlılık, baskı, şiddet, çeteler ve yolsuzluklar, bu düzenin ve ülkeyi yöneten siyasi iktidarların marifetleridir.
Biz biliyoruz: "Yangına körükle gitmeyin" diyenler yangını çıkartanlardır. "Hamdolsun, kriz bize teğet geçer" diyenler krizin faturasını bizlere ödetmeye çoktan niyet ettiler. Biz, kapitalist küreselleşmenin krizinin faturasının bize, emekçilere, ücretiyle geçinenlere, yoksullara, alttakilere çıkarılmasına asla kabul etmeyeceğiz.
Sevgili arkadaşlar,
Her zaman söyledik bir kere de burada sokakta hep birlikte söyleyelim:
Kapitalist küreselleşme sürecine eklemlenme doğrultusunda bu ülkede, bugün eğitim ve sağlık başta olmak üzere kamu hizmetleri paralı hale getirilmiştir. Enerji ve iletişim gibi stratejik temel altyapı hizmetleri ile birlikte tüm kamusal değerler özelleştirme adı altında tasfiye edilmiştir. Ülkemizin doğasının korunarak sanayileşme ve üretim yerine, ranta dayalı bir ekonomi bu ülkenin gerçeği olmuştur. Tarım arazilerinin yok edilmesi, kirletilmesi, genetik tohum ve gıdaların ülkemize sokulması, çiftçimizi üretimden, tarlasından koparan işsiz, yoksul bırakan politikalar işte bu sistemin sonucudur. Kıyılarımız, ormanlarımız, madenlerimiz siyasal iktidarların biat eden yapıları ile yağmalanmaktadır. Kentsel dönüşüm diye yutturmaya kalkıştıkları aslında kentleri yağmalama projeleridir.
Sevgili arkadaşlar
Bu yaşatılanlara karşı, yani emperyalizmin sürdürülmesi için, Dünya Bankası, IMF, AB ve benzeri kuruluşların dayattıkları yapısal uyum ve istikrar programlarıyla yalnızca "zam ve zulüm düzeni" getirenlere, ekonomiyi üretime değil ranta dayandırıp, her sıkıştıklarında faturayı halka kesen siyasi iktidarlara "artık yeter" diyoruz.
Kapitalist küreselleşme sürecine eklemlenme doğrultusunda IMF ve Dünya Bankası nezdinde karnesi "A" olan AKP‘ye "Dur" diyoruz. Bu ülke bu halk sahipsiz değildir diyoruz. AKP‘yi uyarıyoruz:
Yüzünüzü IMF‘ye Dünya Bankası‘na değil, halkımıza çevirin.
Her türlü emperyalist bağımlılık ilişkilerini terk edin.
Derhal işten çıkarmaları yasaklayın.
İnsanımızın temel ihtiyaçlarına yaptığınız her türlü zammı geri alın.
Özelleştirmeleri durdurun.
Kapitalist küreselleşmenin krizinin faturasını bu halk ödemeyecektir. Bunu bilin.
Sevgili arkadaşlar
Bizler her türden gericiliğe ve karanlığa karşı demokratik, özgür ve aydınlık bir Türkiye istiyoruz.
AKP iktidarının ülkeyi sermayeye pazarlayan, yoksulları daha da yoksullaştıran politikaları, siyasal üst yapıda İslami gericileşme dalgası ile paralel yürümektedir. Gericilik bir yaşam biçimi haline getirilmektedir. Biz, sosyal devlet tahrip edilip, yerine cemaat ağlarının, sadaka derneklerinin konulmasına itiraz ediyoruz. Biz, yurttaş olmanın gereği olan sosyal hakların elde edilmesinin yerini biat kültürünün, el pençe divan durmanın almasına itiraz ediyoruz.
Herkes bilsin: Gericiliğe karşı elimizden gelen tüm karşı duruşu inatla ve ısrarla sürdüreceğiz.
Sevgili arkadaşlar,
Biz bu ülkede kardeşçe ve barış içinde bir arada yaşamak istiyoruz.
İşte çözülmek istenmeyen ve onlarca canımızın yitirilmesine neden olan Kürt sorunu. Bu ülkede sıkılan her kurşun, atılan her bomba, patlayan her mayın, yapılan her türlü saldırı, gerçekleşen her türlü silahlı çatışma ülkemizde barış içinde bir arada yaşama umuduna vurulan bir darbe oluyor. Yıllardır devam eden silahlı çatışmaların kimseye fayda getirmediği ortada, silahların konuştuğu yerde barışın sesi duyulamıyor ne yazık ki. Artık, savaş çığlıkları yerine demokrasiye, hukuk devleti düzenine ve özgürlüklere kulak vermek gerekiyor.
Biz barış içinde bir arada kardeşçe yaşama umudumuzu hiç yitirmeyeceğimizi her zaman söyledik. Burada da ısrarla söylüyoruz. Biz ırkçı ve milliyetçi anlayışın beslediği linç kültürüne karşı, bir arada kardeşçe ve barış içinde yaşamayı her zaman savunduk. Savunmaya devam edeceğiz.
Sevgili arkadaşlar,
Biz, başta düşünce ve örgütlenme özgürlüğü olmak üzere tüm demokratik hak ve özgürlüklerin, sözün özü demokrasinin önündeki engellerin kaldırılması için bugün sokaktayız. Biz, tutuklu ve hükümlülerin tecridine dayalı F tipi cezaevi uygulamalarına son verilmesi, cezaevlerinde insani yaşam koşullarının hakim kılınması için bugün sokaktayız. Biz, bu ülkenin gerçeği olan işkencelere son verilmesi için bugün sokaktayız. Biz, bütün çalışanlara grevli, toplu sözleşmeli sendikalaşma haklarının önündeki engellerin kaldırılması için bugün sokaktayız.
Kısacası TMMOB, ne olursa olsun, ne yaşanırsa yaşansın demokratik hak ve taleplerimizden hiç vazgeçmeyeceğini işte burada sokakta da söylüyor.
Sevgili arkadaşlar,
Bir sözümüz de emek meslek örgütlerine, emekten ve halktan yana olan siyasi partilere, yapılara, demokratik kitle örgütlerine:
TMMOB, hepinize, "Bu ülkenin, bu halkın sahipsiz olmadığını birlikte gösterme zamanıdır" diyor. Küresel krizin faturasının halka kesileceği böylesi bir dönemde, insanlar ya kapitalist küreselleşmenin yarattığı yoksulluk, yoksunluk, işsizlik ve eğitimsizlik nedeniyle ırkçı, faşist, dinci, gerici tepkilere sarılacaklar, ya da örgütlü yapılarla bir direniş sergileyecekler. Bu nedenle, tam da bugün, ülkemizdeki emekten ve halktan yana güçlerin "daha demokratik, daha barışçı, gelirini adaletli paylaşan" bir dünya için mücadelesinin yükseltilmesi zamanıdır. Gelin bir olalım, birlik olalım, farklılıklarımızı zenginliğimiz olarak görelim. Yaşananlara karşı ortaklaştığımız konularda programlarımızı oluşturalım. Yapacağımız eylemliliklerimizi ortaklaştıralım. Omuzlarımızı birbirine yaslayalım.
Dost örgütlere buradan çağrıda bulunuyorum: Gelin gereğini yapalım.
Sevgili arkadaşlar,
TMMOB bugüne dek söylediklerini bir kez daha burada, sokakta söylüyor.
Şimdi tam da; kapitalist küreselleşmenin krizinin faturasını halka kesmek isteyenlere karşı topluca mücadele etme zamanıdır. Şimdi tam da, karanlığa karşı aydınlığı; baskıcı, otoriter yönetim anlayışına karşı, özgürlük ve demokrasiyi; ırkçı ve milliyetçi anlayışın beslediği linç kültürüne karşı, bir arada kardeşçe ve barış içinde yaşamayı; her şeyin para- kâr olduğu piyasa anlayışına karşı eşitliği savunma zamanıdır. Şimdi tam da, eşit, özgür, demokratik bir Türkiye taleplerini yükseltme ve bunun için mücadele etme zamanıdır. Şimdi geri adım atmadan temel hak ve özgürlüklere sahip çıkma zamanıdır.
Sevgili arkadaşlar,
Şimdi hep beraber, bir kez daha ve inanarak söyleme zamanıdır:
Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz.
Mehmet Soğancı
TMMOB
Yönetim Kurulu Başkanı
En Çok Okunanlar
- PEYZAJ MİMARLIĞI HİZMETLERİ EN AZ BEDEL HESABI, ARTIK ODAMIZ OTOMASYON SİSTEMİ ÜZERİNDEN ÜYELERİMİZİN HİZMETİNE AÇILDI /2010 Okunma Sayısı:35776
- MESLEKİ DENETİM UYGULAMASI /2007 Okunma Sayısı:34969
- SÖZLEŞME ÖRNEKLERİ /2007 Okunma Sayısı:34321
- BÜRO TESCİL BELGESİ (BTB) ALMA KOŞULLARI /2007 Okunma Sayısı:34293
- KAMU İHALE KURUMU HÜKÜMLERİ GEREĞİ İŞ BİTİRME BELGESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME /2008 Okunma Sayısı:33405
- MESLEKİ TANINIRLIĞIMIZDAKİ EN ÖNEMLİ ADIM /2006 Okunma Sayısı:33103
- SÖZLEŞMELİ/ÜCRETLİ PEYZAJ MİMARI ASGARİ ÜCRETLERİ /2011 Okunma Sayısı:31466
- KEŞİF-METRAJ VE İHALE DOSYASI HAZIRLANMASI /2009 Okunma Sayısı:29511
- TESCİLLİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÜRO VE ŞİRKETLERİ 2009 /2009 Okunma Sayısı:26946
- KURAKLIK PEYZAJI /2007 Okunma Sayısı:19806