Yandaş işadamı Mustafa Latif Topbaş tarafından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan için yaptırıldığı iddia edilen Urla Villaları ile ilgili sıcak gelişmeler yaşanıyor. İlk olarak 17 Aralık Büyük Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu tapeleri ile duyulan, daha sonra da SÖZCÜ`nün kaçak olduğunu ortaya çıkardığı Urla Villaları`nın bulunduğu bölgede sıkıyönetim uygulandı.  Görüntüler Olağanüstü Hal Bölgesini aratmadı. Keşif alanında ve villaların bulunduğu bölgede yüzlerce asker görevlendirildi. Karada adeta bir ordu kadar asker yer alırken, denizde de askeri hücumbotlar koya kimseyi yaklaştırmamak için nöbete konuldu. Keşif bölgesine bilirkişi heyeti ve davacıların dışında hiç kimse sokulmadı. Gazetecilerin alana girişi engellendi. Yasaklama kararlarının İzmir Valisi Mustafa Toprak`ın mahkemeye başvurusu sonucu alındığı öğrenildi. Heyette bulunan hakim ise davacıların villaların yer aldığı keşif alanından fotoğraf çekmelerini yasakladı.

BİLİRKİŞİ HEYETİ KAÇAK VİLLALAR ALANINI İNCELEDİ

Gözler bugün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan`a ait olduğu iddia edilen Urla`daki kaçak villa alanına çevrildi.  Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İzmir`in Urla İlçesi Zeytineli Köyü Hacılar Koyu`nun bulunduğu bölgede resen plan düzenlemesi yapması kamuoyunda tepki oluşturmuştu. Hukuka aykırı yapıları yasal hale getirmeye çalışan plan değişikliğine itiraz edilmişti. TMMOB`ye bağlı Şehir Plancıları Odası, Peyzaj Mimarları Odası, Jeoloji Mühendisleri Odası ve Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubeleri, İzmir 1 No`lu Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Komisyonu`nun  SİT derece değişikliği kararı hakkında dava açmıştı. Davaya Türkiye Barolar Birliği Çevre Komisyonu avukatları da dahil olmuştu.  Mahkeme keşif kararı almıştı. Üç kişiden oluşan bilirkişi heyeti, incelemede bulunmak üzere İzmir`in Urla İlçesi Zeytineli Köyü`ndeki Hacılar Koyu`na geldi. Heyete baro ve oda üyeleri de eşlik etti.

VALİ İSTEDİ, MAHKEME YAPTI

Fakat villaların bulunduğu koya ulaşmak kolay olmadı.  Koya 5 kilometre kala, yol Jandarma tarafından kesildi.  Bölgeye gelenler yüzlerce Jandarma ile karşılaştı. Basın-yayın mensupları ve bilirkişi heyeti dışında hiç kimse bölgeye sokulmadı. Basının ve vatandaşların villalara yaklaştırılmaması için İzmir Valisi Mustafa Toprak`ın 2. İdare Mahkemesi`ne yazı yazarak istekte bulunduğu, mahkemenin de bu talebi kabul ettiği öğrenildi.

JANDARMANIN KİMLİK KONTROLÜNE TEPKİ

Bilirkişi heyetine eşlik eden ve davacıları taşıyan resmi plakalı minibüs kontrol noktasında Jandarma tarafından durduruldu. Jandarma heyettekilerin kimlik kontrolünü yapmak isteyince, avukatlar bunun hukuksuz olduğunu belirterek itiraz etti.  Avukatlarla Jandarma Komutanları arasında tartışma yaşandı.

GAZETECİLER ENGELLENDİ

Avukatların, bir başka araçla alana önden giden hakim ile yaptığı telefon konuşması sonrasında davacı STK temsilcilri ve avukatları taşıyan aracın villaların bulunduğu inceleme alanına geçişine izin verildi. Basın mensupları ise mahkeme kararı gösterilerek villalara yaklaştırılmadı.  Avukat Şehrazat Mercan, bu tutumun Hukuk Muhakemeleri Kanunu,  Yargılamanın Aleniyeti, Anayasa`nın 141. Maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi`nin 6. Maddesi`ne aykırı olduğunu söyledi. Mercan, "Yargılama alenidir, herkes izleyebilir` dedi. Gazetecilerin alana sokulmamasının da basın ve ifade özgürlüğünün engellenmesi olduğunu vurguladı.

BİLİRKİŞİ HEYETİ YETERSİZ

Heyet alana geçtikten sonra TMMOB Temsilcileri basın açıklamadı yaptı. Açıklamada, "SİT derecesi düşürülmüş alanda hazırlanan ve yalnızca isminde koruma yazan imar planı ile kaçak yapıların hukuksuz bir şekilde meşrulaştırılması çabası sürdürülmeye çalışılmıştır" denildi.  Açıklamada bilirkişi heyeti yetersiz bulunarak, "Doğal SİT alanlarının irdelenmesi sürecine ilişkin mevzuat hükümlerinden, irdelemeyi gerçekleştirecek ekibin biyolog, orman mühendisi, ziraat mühendisi, şehir plancısı, su ürünleri mühendisi, jeoloji mühendisi, peyzaj mimarı, çevre mühendisi, harita kadastro mühendisi ve ilgili diğer meslek gruplarından oluşturulacak en az beş kişilik araştırma ekibi oluşturulması hükmü çok açıktır.  Ancak bugün keşfe gelen bilirkişi heyeti sadece iki biyolog ve bir çevre mühendisinden oluşmaktadır. Heyete ilave talebimiz mahkeme tarafından reddedilmiştir. Heyet eksiktir" ifadeleri yer aldı.İzlenen yolun gayri yasal inşa edilmiş kaçak yapıların yasal hale getirilmesine hizmet eden hukuk dışı bir yol olduğu belirtildi. TMMOB Temsilcileri basın açıklaması yaparken, Jandarma görevlilerinin de kamera kaydı yaptığı görüldü.

VİLLALARIN ETRAFI OHAL BÖLGESİ GİBİ

Bilirkişi heyetine eşlik eden davacı STK temsilcileri ile avukatlar, villaların bulunduğu Hacılar Koyu`na geldiğinde gördükleri manzara karşısında şaşkına döndü.  Alanın her tarafında yüzlerce jandarma ve robocop kıyafetli askerler olduğu görüldü.  Sadece karada değil, denizde de askeri birlikler görevlendirildi.  Sahil Güvenlik hücumbotları, balıkçılar dahil, denizden hiç kimsenin koya yaklaşmasına izin vermedi.

HAKİM FOTOĞRAFTAN RAHATSIZ OLDU

Bilirkişi heyeti çalışmalarını sürdürürken, STK temsilcileri ve avukatlar etrafın fotoğraflarını çekince, görevli hakim müdahale etti. Hakim fotoğraf çekilmesine yasak getirdi. Hakimin, "Fotoğraf çekmemize niçin engel oluyorsunuz?  Bu yasaklamanız hukuka uygun mu" sorusuna, "Fotoğraf çekmek gerekirse bunu bilirkişiler yapsın" cevabını verdiği öğrenildi.

YARIMADANIN HER YERİ İMARA AÇILABİLİR

Davacılar arasında bulunan İzmir İl Genel Meclisi`nin son başkanı Serdar Değirmenci,incelemenin tamamlanmasının ardından yaptığı değerlendirmede, "16 adet  kaçak villa yapılan bölgenin 1. Derecede SİT alanından, üçüncü dereceye çevrilmesi hukuka aykırıdır. Burada kişiye özel düzenleme yapıldı.  Eğer burası korunamazsa bütün Çeşme Yarımadası`nın imara açılması gibi garip bir durumla karşılaşabiliriz.  Emsal teşkil edebilir. Yarımadayı kaybedebiliriz" dedi. Değirmenci, "Bu keşifte tarihte görülmemiş özel hükümler uygulandı. Bilirkişinin mahkemeye sunacağı raporu merakla bekliyoruz." diye konuştu.

İZMİR BAROSU TEMSİLCİLERİ ALANDAN ÇIKARILDI

İzmir Barosu temsilcileri hakim emri ile davacılar arasında bulunmadığı gerekçesi ile keşif bölgesinden çıkarıldı. İzmir Barosu Çevre Komisyonu Üyesi Avukat Enis Dinçeroğlu, "Hukukun temsilcilerinden İzmir Barosu`nun davaya katılma istemi idare mahkemesi tarafından reddedildi. Oysa davalar alenidir, herkes katılabilir. Buna tüzel kişiler de dahildir. Halbuki burada gizlilik kararı da yoktur. Keşif mahalline girişimiz önlenmiş, İzmir Barosu  engellenmiştir" dedi.  İzmir Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Gülay Serin, valinin talebi ile alana girişlerin yasaklanmasına tepki gösterdi. Serin, "Hukukun üstünlüğüne inandığımız için, idarenin yargıya müdahalesini kabul etmiyoruz. Keşfin yasada olmayan tedbirlerle yapılması, avukatların alana girişte kimlik göstermek zorunda bırakılması doğru bir davranış değildir. Hukuka aykırıdır" diye konuştu. Serin, adalet yerini bulana kadar hukuk mücadelesinin devam edeceğini sözlerine ekledi.

Haber için tıklayınız