YAŞAMI SAVUNANLAR KAZANIYOR!
Aliağa‘da kömür yakıtlı termik santral kurulmasına ilişkin verilen üretim lisanslarının iptali için EGEÇEP‘in yürütücülüğünü yaptığı ve Odamız dahil TMMOB‘ne bağlı diğer meslek örgütleri ile birlikte demokratik kitle örgütlerini yargıya başvurmuştu.
YAŞAMI SAVUNMA MÜCADELESİNDE KAZANIM
Aliağa‘da Kömür Yakıtlı Termik Santralı lisanslarının iptali davasında alınan yargı kararları yönetmelik değişikliğine yol açtı.
Aliağa‘da kömür yakıtlı termik santral kurulmasına ilişkin verilen üretim lisanslarının iptali için EGEÇEP‘in yürütücülüğünü yaptığı ve Odamız dahil TMMOB‘ne bağlı diğer meslek örgütleri ile birlikte demokratik kitle örgütlerini yargıya başvurmuştu.
Avukat Arif Ali CANGI‘nın yapmış olduğu duyuru metnini yayınlıyoruz.
YAŞAMI SAVUNMA MÜCADELESİNDE KAZANIM;
"Bu kapsamda Enka‘ya verilen lisansın Danıştay İDDK tarafından yürütmesi durdurulmuştu. Bu arada İzdemir Enerji Elektrik Üretim A.Ş.ye 04.06.2009 tarihli üretim lisansı verildiği öğrenilmiştir. Danştay İ.D.D.K. karar üzerine, öncelikle lisansın geri alınması istemli olarak EPDK‘ya başvuru yapılmıştır. Diğer yandan Kemal Anadol tarafından bu işlemin iptali için de dava açılmış ve geçtiğimiz günlerde de İzdemir‘in lisansının da yürütmesi durdurulmuştu.
Danıştay tarafından verilen "ÇED olumlu kararı ya da ÇED gerekli değildir kararı olmadan lisans verilmesi, sağlıklı çevrede yaşama hakkına, dolayısıyla hukuka aykırıdır" kararı üzerine bugünkü Resmi Gazetede yayımlanan yönetmelik değişikliği ile ELEKTRİK PİYASASI LİSANS YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK‘de değişiklik yapılmıştır .
Yönetmelik değişikliği ile artık ÇED izni ya da ÇED gerekli değildir kararı olmadan artık lisans alamayacaklar.
Daha önce ÇED izni ya da ÇED gerekli değildir kararı olmadığı halde lisans alanların lisanslarının yönetmeliğin 13.maddesine göre tadil edilmesi yani değiştirilmesi gerekiyor.
Yönetmeliğin 10. madde 3. ve 11. fıkraları ile 13 maddeye eklenen fıkra ve eklenenn geçici 36. madde düzenlemesine göre;
Aslında ENKA ve İZDEMİR‘in lisanslarının, danıştay kararları doğrultusunda geri alınması gerekmektedir. Ancak bunun yapılacağını sanmıyoruz. Bunun yeine 300 gün içinde ÇED olumlu belgesi sunmaları halinde lisansları tadil edilecektir.
Yönetmelik değişikliğinden yeniden ÇED süreci başlatılması gerektiği anlamı çıkmıyor, dolayısıyla devam eden ÇED süreçlerini 300 gün içinde sunmaları halinde lisanları tadil edilecek ve sonaki GSM süreci ardından işletmeyi kurma aşamasına gelecekler.
Şimdi yaşam savunucularının yapması gereken; lisansı verilen işletmelerin ÇED sürecini yakından takip etmek olabildiğince sürece madahale etmek...
Yönetmelik değişikliğinin yapılmasını sağlamakla Alaiağa ve yöresinin yaşamını kıoruma mücadelesinin ilk aşaması kazanılmıştır. Bu aşamadan sonra ÇED süreçlerini akından takip etmeli, her türlü yasal ve meşru yolla sürece müdahale edip, sürecin olumsuz sonuçlanmasını salamalıyız. ÇED izni verilmesinin önüne geçtiğimiz taktirde kesin başarıyı elde etmiş olacağız ve yaşam kazanmış olacaktır.
Bir kez daha yineliyoruz;
Aliağa‘da kurulu bulunan sanayi tesisleri nedeniyle bu yöre zaten kirliliğin yoğun yaşandığı ve sınır değerlerin fazlasıyla aşıldığı bir bölgedir.. Varolan tesislerin yarattığı hava, su ve toprak kirliliğinden tüm bölge olumsuz etkilenmektedir. Termik Santral için teknolojik tüm önlemler alınsa bile, yalnızca Aliağa için değil, İzmir Kenti ve Kuzey Ege kıyıları ve bölgenin tamamı için büyük bir çevresel felaket yaratacaktır.
Aslında, Aliağa‘da kömür yakıtlı termik santralle elektrik üretiminin sağlanacağı projeye ilişkin olarak, çevreye uyumlu olup olmadığının belirlenmesi için yeni çalışmalara dahi ihtiyaç bulunmamaktadır. Aynı bölgede kurulacak bir termik santralin olumsuz etkilerinin olacağı yaklaşık 18 yıl önce Danıştay 10. Daire 1990/2278 E ve 1992/1672 K sayılı kararı ,Danıştay 6.Daire 1999/1498 E. 2000/6482 K. sayılı kararı, Danıştay İ.D.D.G.K. 1989/422 E. sayılı kararları ile sabittir. 18 yıl önceki koşullarda dahi yapılan uzman incelemeleriyle durum saptanmıştır. Bu süre içinde o yöredeki kirletciler azalmamış, çoğalmıştır.
Yaşama hakkını düzenleyen Anayasanın 17. maddesi, sağlıklı çevrede yaşama hakkını güvence altına alan Anayasanın 56. maddesi ile çevre sağlığının ve canlı yaşamının korunması amacıyla imzalanan pek çok uluslararası sözleşme düzenlemesi karşısında Aliağa‘ya yeni bir kirleticiye izin verilemez."
Yaşam savunucularının yanında her zaman yer alan peyzaj mimarlarının her mücadelenin bir gün halk adına kazanılacağına olan inancı tamdır.
En Çok Okunanlar
- PEYZAJ MİMARLIĞI HİZMETLERİ EN AZ BEDEL HESABI, ARTIK ODAMIZ OTOMASYON SİSTEMİ ÜZERİNDEN ÜYELERİMİZİN HİZMETİNE AÇILDI /2010 Okunma Sayısı:35925
- MESLEKİ DENETİM UYGULAMASI /2007 Okunma Sayısı:35164
- SÖZLEŞME ÖRNEKLERİ /2007 Okunma Sayısı:34469
- BÜRO TESCİL BELGESİ (BTB) ALMA KOŞULLARI /2007 Okunma Sayısı:34369
- KAMU İHALE KURUMU HÜKÜMLERİ GEREĞİ İŞ BİTİRME BELGESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME /2008 Okunma Sayısı:33435
- MESLEKİ TANINIRLIĞIMIZDAKİ EN ÖNEMLİ ADIM /2006 Okunma Sayısı:33163
- SÖZLEŞMELİ/ÜCRETLİ PEYZAJ MİMARI ASGARİ ÜCRETLERİ /2011 Okunma Sayısı:31515
- KEŞİF-METRAJ VE İHALE DOSYASI HAZIRLANMASI /2009 Okunma Sayısı:29547
- TESCİLLİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÜRO VE ŞİRKETLERİ 2009 /2009 Okunma Sayısı:27007
- KURAKLIK PEYZAJI /2007 Okunma Sayısı:19831