TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

ZİR VADİSİ’ NİN I. DERECEDE SİT ALANI OLMASI İÇİN KÜLTÜR BAKANLIĞI’ NA MÜRACAAT

ZİR VADİSİ’ NİN I. DERECEDE SİT ALANI OLMASI İÇİN KÜLTÜR BAKANLIĞI’ NA MÜRACAAT
MERKEZ
13.05.2007

Zir Vadisi' nin korunarak kullanıma açılması için 1.dereceden sit alan ilan edilmesi gerektiğini Kültür ve Turizm Bakanlığı‘na ön yazı yazılarak, konu ile ilgili hazırlanan rapor sunuldu...

Ankara‘nın yaklaşık 30 km. batısında ve Sincan ilçesine 5 km. uzaklıkta olan Zir Vadisi, jeomorfolojik açıdan nispeten derin vadi özelliği, mağaraları ve peri bacasına benzer oluşumları ile Ankara kenti ve yakın çevresinde ender bir peyzaj karakterine sahiptir ve mutlak korunmalıdır. Peyzaj Mimarları Odası olarak koruyarak kullanıma açılması için 1.dereceden sit alan ilan edilmesi için Kültür ve Turizm  Bakanlığı‘na ön yazı yazılarak, konu ile ilgili hazırlanan rapor sunuldu...

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI

KÜLTÜR VARLIKLARI VE MÜZELER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ‘NE

İlgi      : 10 OCAK 2007 tarih ve B.16.0.KVM.0.10.01.00 sayılı yazınız

Konu   : Yenikent Beldesi Zir Vadisi

Ankara İli, Sincan İlçesi, Yenikent Beldesi Zir Vadisinde ilgi yazı eki karar gereği sit sınırlarının ve derecesinin belirlenmesine ilişkin olarak Bakanlığınız Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü‘nce başlatılmış olan çalışmanız için Oda‘mız teknik görüşünü ekte sunmaktadır.

Meslek disiplinimizin uzmanlık alanlarından olan doğal alanların, ekosistem içindeki korunarak kullanımı ilkesinde üretilen planlar içerisinde Zir Vadisinin ve Zir Çayının korunması çalışmalarını önemsemekte ve çaba sarf etmekteyiz.

Zir Vadisi, gerek vadi peyzajının yarattığı ekolojik ve görsel değerler gerek tarihi ve arkeolojik değerleri ile ayrıcalıklı bir öneme sahiptir. Zir Vadisinin mevcut habitatının, flora ve faunasının korunmasının aynı zamanda doğal yapıyı koruyacağı ve böylece tarihi, kültürel ve ekolojik değerlerinin korunması ile birlikte gelecek nesillere aktarılmasını sağlayacaktır. Zir vadisinin, kent merkezine yakınlığı, sulak alan oluşu, flora - fauna zenginliği, doğal ve kültürel alan ve jeolojik yapısından dolayı, Ankara kenti yakın çevresinde doğal kalan nadir varlıklarımızdan olması, ekolojik hayatın kent insanımızla paylaşılmasını sağlayacak özelliklere sahip olması bakımından da çok önemlidir.

Yenikent Zir Vadisi Koruma Kurulu imzalı ve 15.03.2005 tarihli raporda "Zir Vadisinin mevcut mikro-klima özelliği dikkate alınarak mikro- klima özelliğini bozmayacak sınırlar içerisinde Zir Vadisinin II. Derecede Sit alan ilan edilmesi" şeklinde verilen rapordaki derecelendirmenin, vadinin gelecek yıllara taşınmasında ciddi problemler yaratacağı bir gerçektir. II. Derece Sit, yapılaşmaya açıktır ve ekolojik yapıyı tehdit etmektedir. Bu durum kolaylıkla suistimal edilebileceği gibi ülkemiz de bunun örnekleri ile doludur. Bu sebeplerle; Zir Vadisi ekte sunulan şekliyle Odamız tarafından I. Derece Sit alanı ilan edilmesi hem kamu yararı hem de Odamız açısından çok önemlidir.

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası olarak, gerekçeleri ile hazırlamış olduğumuz görüşümüzün değerlendirilerek gereğinin yapılması hususunu arz ederiz.

Saygılarımızla.

                     

Ayşegül ORUÇKAPTAN

            BAŞKAN

 

 

EK-   ZİR VADİSİ NEDEN BİRİNCİ DERECEDE SİT ALAN OLMALIDIR?

Zir Vadisi Ankara‘nın yaklaşık 30 km batısında ve Sincan ilçesine 5 km uzaklıktadır. Ankara‘nın batısındaki Ova Çayı, Ankara Çayı ile birleşmeden önce, en son Zir Vadisi‘nden (8 km) geçer ve Zir Deresi adını alır (Şekil 1) . Vadi birçok özellikleri ile Ankara ve yakın çevresi peyzajı kapsamında ayır edici özellikleri ile ayrı ve eşi bulunmaz bir peyzajdır. Şahin ve ark. (2001) Akarsu Koridoru Sörveyi: Zir Vadisi Örneği başlıklı araştırma raporlarından alıntı yapılarak bu ayırt edici özellikler aşağıdaki gibi sıralanabilir. Bu özellikleri dolayısıyla vadinin bir doğa parçası olarak koruma değeri yüksektir

  • Zir Vadisi, jeomorfolojik açıdan nispeten derin vadi özelliği, mağaraları ve peri bacasına benzer oluşumları ile Ankara kenti ve yakın çevrsinde ender bir peyzaj karakterine sahiptir.

  • Zir Vadisi‘nde soyu tükenmekte olan Beyaz Akbaba (Neophron percnopterus) ile Kızıl Akbaba (Gyps fulvus) türlerine ait çok sayıda birey yaşamaktadır.

  • Vadinin ağaç ve çalı populasyonu yüksek oranda bozunuma uğramıştır. Önceden varolduğu bilinen ve Ankara Savaşı (1402) sırasında Timurlenk‘in fillerini sakladığı yoğun meşe meşceresinden çok az kalıntı bulunmaktadır.

  • Zir Vadisinin alüvyonları ortalama 25-30 m. derinliğe kadar işletmeye elverişli miktar ve kalitede yeraltısuyu içermektedir.

  • Kayalık ve dar vadide, günümüze sadece birkaç yıkık duvar, eski Ermeni mezarlığı, köprü kalıntıları, rıhtım duvarları ve bahçelerin kaldığı eski İstanos Kasabası (daha sonra sırasıyla Zir adını almıştır) yer almaktaydı. Zir yerleşimi daha sonra akarsu taşkınının verdiği zarardan dolayı şimdiki yerine taşınmış ve Yenikent adını almıştır.

  • Eski Zir yerleşiminin (İstanos) Helenler tarafından kurulduğu tahmin edilmektedir. Bölgede ayrıca Galatlara ait olduğu tahmin edilen Zir Kalesi kalıntıları bulunmaktadır. Bölgeye sırayla Bizanslar, Danişmendliler, Anadolu Selçukluları, İlhanlılar, Karamanoğulları ve Osmanlılar hakim olmuştur.

  • Zir Vadisi yakınlarında Ankara kenti katı atıkları düzenli depolama alanı ve atıksu arıtma tesisi bulunmaktadır. Ayrıca yine Vadi yakınlarında, akarsu üzerinde kirletici etkisi buluna birçok endüstriyel yerleşim bulunmaktadır

  • Bölge halkının esas geçim kaynağı tarımdır ve oldukça gelişmiştir. Halkın %80‘i çiftçi olup geriye kalan %20‘si hizmet sektöründedir. Bölgenin ana tarım ürünü buğdaydır, bunu, bölgenin simgesi olan kavun-karpuz ve sebze üretimi izlemektedir.

  • Zir Vadisi boyunca vadinin görsel peyzaj değerini negatif yönde etkileyen ve yaban yaşamı habitatlarına zarar veren taş ve kum ocakları bulunmaktadır.

Ankara kenti açısından değerlendirildiğinde ise vadi‘nin önemi aşağıda verilmiştir:

  1. Vadi gerek ekolojik ve görsel gerekse Helen, Türk ve Ermeni kültürlerinden oluşan tarihi ve arkeolojik değerleriyle Ankara İli step peyzajı içerisinde ayrıcalıklı bir öneme sahiptir.

  2. Ekolojik ve rekreasyonel açılardan önem taşıyan vadileri Ankara kentinin simgesidir. Zir Vadisi kent merkezine yakınlığı dolayısıyla rekreasyonel gereksinimi karşılamada yüksek potansiyele sahip vadilerdendir.

  3. Kente yakınlığı dolayısıyla endüstriyel kullanımların ve taleplerin yoğunluğu fazladır. Akarsu mevcut kirlilik yükü gözle görülebilecek biçimde yüksektir. Zaten kirli olan Ankara çayına bu dere vasıtasıyla ilave kirleticiler taşınmaktadır.

Yukarıda belirtilen nedenlerle Zir Vadisi birinci derecede sit alan olmalıdır. Bu sit alanın sınırlarının belirlenmesinde ise peyzaj ekolojisi biliminden yararlanılmalıdır. Bu bağlamda Forman ve Godron‘un (1986) belirttiği peyzajı biçimlendiren mekanizmalar dikkate alınabilir. Bu mekanizmalar aşağıda verilmiştir.

    1. Fonksiyon: Jeomorfolojik süreçler

    2. Strüktür: Organizmaların kolonizasyon deseni

    3. Değişim: Lokal müdahaleler

Marcucci (2000) bu süreçlere, "Bir Planlama Aracı Olarak Peyzaj Tarihi" başlıklı yayınında iklim değişikliğini de katmaktadır. Ayrıca kültürel süreçleri, Forman ve Godron‘un local müdahaleler tanımlamasından ayrıca ele almaktadır. Jeomorfolojik süreçler, tektonik olayları, erozyon, çökelme, vb olayları içerir. Organizmaların kolonizasyon deseni uzun ya da kısa dönemde oluşabilir ve doğal ya da antropojenik olabilir. İnsanlar yeni peyzajlarda sadece kendi kolonizasyonundan sorumlu değildir, aynı zamanda birçok yabancı bitki ve hayvan türünü araziye getirmektedir. Lokal müdahaleler içsel ya da dışsal güçlerle olabilir ve peyzajın doğal değişiminin hızını ve yönünü etkileyebilir. Öte yandan birçok müdahale tipi peyzajın değişimini etkileyemeyebilir ve bu nedenle belirleyici süreçler değillerdir (Marcucci 2000).

Treweek (1999) "Ekolojik Etki Değerlendirmesi" başlıklı yayınında, çalışma alanı sınırları saptanırken ekosistem yaklaşımı önerilmektedir. Ancak burada ekositemin bileşenlerinin ve sınırlarının net olarak belirlenmiş olması önemlidir. Bununla birlikte ekosistem sınırlarını belirlemek her zaman kolay olmamaktadır. Birçok bariyer ya da sınır, organizmalardaki zara benzer ve akışa karşı  geçirimlilik ve dayanıklılıkta farklılık gösterir. Su havzası sınırı örneğin, yaban yaşamı türleri ya da atmosfer kirleticilerinin geçişine engel değildir. Bu bağlamda birçok sınırdan söz edilebilir.

Ekosistemlerin açık olması, sistem analizi ve değerlendirmesi sırasında yakın sistemler ile olan etkileşimlerin de incelenmesini (yatay etkileşim) gerekli kılar. Bu durum "ekolojik ağ"  terimi  ile planlamaya aktarılmıştır Zonneveld‘e (1994) göre bir ekosisteme ait çalışma yapılırken diğer sistemlerle ekolojik ağın oluşturulması aşağıdaki avantajları sağlar:

    • Ekosistemin daha etkin işlerliği,

    • Yakın çevre ile bütünlüğün korunması,

    • Hidrolojik sistemin bütünlüğü,

    • Biyolojik çeşitliliğin korunması,

    • Göç eden türler için habitat ve bağlantı hatlarının sağlanması.

Yukarıda ki açıklamalardan yola çıkarak hızlı bir değerlendirme yapılmış ve Zir Vadisi için doğal sınır araştırılmıştır. Bir alanın fizyografik özellikleri dikkate alındığında vadi sistemlerindeki ekolojik sınır havza sınırıdır. Yenikent yerleşimi ölçeğinde bir havza arayışında, mevcut tarihi köprü dikkate alınarak Şekil 1‘de belirtilen doğal sınır (mikro havza sınırı) kendini ortaya koymuştur. Bu alan içinde Forman ve Godron‘un (1986) sözünü ettiği mekanizmalardan peyzajın fonksiyonuna giren süreçlerden hidrolojik döngü dikkate alındığında yer altı suyu beslenim alanları açısından dereceli olarak koruma alanları yine aynı şekilde belirlenmiştir. Bu alanlar, ağaçlandırma, organik tarım ve kontrollü rekreasyon dışında hiçbir kullanıma uygun değildir. Suyun ve yer altı suyu varlığının İç Anadolu Bölgesi için önemi anlaşıldığında su sürecinin koruma zonlarının belirlenmesinde ne derece belirleyici bir analiz olması gerektiği kolayca anlaşılabilir.

Zir Vadisi ekolojik ağ kapsamında irdelendiğinde akarsu koridorunun sürekliliğinin sağlanması bağlamında önerilen koruma alanı sınırının Ankara Çayı‘na bağlantının sağlandığı noktaya kadar ulaşması beklenir. Zir Deresi‘nin mevcut durumu irdelendiğinde akarsuyun mansaba yakın bölümünde akarsu yatağından malzeme alımlar, atıklar vb. müdahaleler sonucunda zararlanmalar görülmektedir. Şahin ve ark (2001) çalışması kapsamında Doç. Dr. Levent Turan‘ın bu bölge ile ilgili avifauna bulguları aşağıda verilmiştir. Buna göre belirtilen bölge faunistik açısından Ankara stepinde önemli ve ender yaşam alanıdır.

"Zir Çayı‘nın, içerisinde yer aldığı vadinin genişleyen kesimleri ile Ankara Çayı‘na katıldığı noktada meydana gelmiş, geniş sayılabilecek su aynaları ile bu  aynaların kıyıları; ayrıca akarsuyun nisbeten yavaş aktığı kesimlerde kıyı çizgisine yakın olan sazlık ve çalılıklar su kuşlarının severek tercih ettikleri habitatlardır. Bu habitat tiplerinden beslenme, saklanma veya üreme amaçlı olarak yararlanırlar. Bu habitatların kayda değer sakinleri yerli bir tür olanGri balıkçıl (Ardea cinerea), Küçük akbalıkçıl (Egretta garzetta), Ak balıkçıl (Egretta alba), Alaca balıkçıl (Ardeola ralloides) gibi balıkçıl türleri; Kamışçın türleri (Acrocephalus spp.), Bazı baştankaralar (Parus spp.) ile ördekgiller (Anatidae) ailesinin sakinleridir.

Bu kesimin en büyük örnekleri olan Balıkçıl türleri gerek su içerisinden, gerekse de kıyı çizgisi ile su kıyısındaki taşkın alanlarda varolan canlı türleri üzerinden beslenmektedirler

Bilindiği gibi Türkiye sulak alan bakımından oldukça zengindir. Sahip olduğumuz 250 civarındaki sulak alandan  birçoğu su kuşları açısından önemlidir.  Zir Çayı gibi antropojenik etkinin nisbeten düşük olduğu ve çevresindeki yeryüzü şekillerinin sağladığı, kuzey enlemlerine göre nisbeten ılıman iklim koşulları yurdumuza kışlamak amacıyla gelen "Kış Ziyaretçisi" ya da geçişe esnasında  uğrayan "Transit" kuş türleri için oldukça uygun alanlardır.  Nitekim alanda yaptığımız gözlemler esnasında kaydettiğimiz yabani ördekler (Anas spp.) bu ifadeyi doğrulamaktadır. Ördekgiller (Anatidae) familyasına bağlı bu türler de  besinlerini su içerisinden ve su tabanından süzerek almaktadırlar."

Sonuç olarak birinci derecede sit alanı önerilen zir vadisi koruma alanı sınırları ayrıntılı analizlere göre ve peyzaj ekolojisi bilimine dayanarak yeniden oluşturulmalıdır. Şekil 2, bu rapor kapsamında Zir Vadisi ile ilgili önerilerimizi göstermektedir. 

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası Adına

Raporu Hazırlayan

Doç. Dr. Şükran Şahin

Okunma Sayısı: 2763
Fotoğraf Galerisi